Newaya Jin: Şengal’de direnmek tarihseldir

  • 09:05 1 Ağustos 2022
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ - Aylık kadın gazetesi Newaya Jin 209’uncu sayısında Ağustos ayındaki önemli gündemlere ışık tutarken, Êzîdî soykırımının yıl dönümünde çeşitli yazılarda “Şengal’de direnmek tarihseldir” mesajı veriyor. 
 
Avrupa’da yayın yapan aylık kadın gazetesi Newaya Jin’ın 209’ncu sayısı çıktı. Zengin yazar kadrosuyla hem Kürtlerin tarihinde önemli bir ay olan Ağustos’un gündemini hem de geçtiğimiz ayda Kürdistan ve dünyada yaşanan önemli olaylara ışık tutuyor. 
 
Gazete manşette, 15 Ağustos ile özgür kadın hareketinin dört parça Kürdistan’daki öz savunmasının önemini anlatan Songül Ömürcan’ın yazısına yer verdi. Songül yazısında Kürt hareketinin tarihçesini özetlerken kadının mücadele aşamalarına değinerek; günümüzdeki YJA STAR örgütlemesinin Kürt kadınının örgütsel ve eylemsel kimliği olduğuna dikkat çekiyor. 
Bu ayda yer alan önemli gündemlerden biri de Şengal ve Êzîdî Ferman’ı. Netewî Xemgin, fermanın yaşayan tanıklarından. “PKK’î hatin, heval hatin!” başlığıyla Kürtçe olarak yer verilen yazıda Xemgîn; ferman öncesi, ferman günleri ve sonrasını tüm çıplaklığıyla anlatıyor. 
 
‘Şengal’de direnmek tarihseldir’
 
Aynı konuya değinen diğer bir yazar da Hêja Zerya. “YJA kök kültürü ile toprağına kök salmadır” başlığıyla yazan Zerya, Şengal’in Ortadoğu coğrafyasındaki stratejik konumuna dikkat çekiyor. Êzîdî inancı ve öz bilgisinin korunmasında kadının rolü anlatarak Şengal’de direnmenin güncelle sınırlı olmadığına şu sözlerle değiniyor: “Şengal’de direnmek tarihseldir, kökseldir, kadın ve toplum değerlerini, ahlaki ve politik özü, estetik ilkeyi korumayı amaçlar. Saldırıların kapsamı ve ısrarı kadar direnişin derinliği ve köklülüğü buradan gelmektedir.” 
 
Temmuz ayında Türkiye, Kürdistan ve dünyada öne çıkan güncel gelişmeleri ise yazarlar Yurdusev Özsökmen, Nilüfer Koç, Roza Metîna, Nurhaq Gülbahar ve Nazan Üstündağ ele almış. 
 
Abdülhamit’i aratan sansür yasası
 
Türkiye ve Kürdistan’da yürürlüğe konulmak istenen sansür yasasına ilişkin geniş bir yazı kaleme alan Yurdusev Özsökmenler  yazısında “Türkiye tarihi aynı zamanda sansürün tarihidir” diyor. II. Abdülhamit’in uyguladığı sansür örneklemeleri, 90’lı yılların sansür kararnameleri ile AKP’nin medyayı kendine bağladığı düzenlemelere kadar geniş bir sansür dökümü yapıyor. 
 
Roza Metîna ise sansür yasasını Kürtçe kaleme almış. Haziran ayında tutuklanan 16 gazeteciyle tutuklu gazetecilerin sayısının 76’yı bulduğuna işaret eden Roza, sansür yasasının hakikatin örtbas edilmesi ve toplum karşıtlığı olduğunu belirterek aynı zamanda hukuka darbe olduğuna değiniyor.
 
Kürtaj yasası 
 
Yazar Nilüfer Koç bu ayki “Mafê tayinkirina çarenûsa xwe û têkoşîna Kurdan” başlıklı yazısında; halkların kendi kaderini tayin hakkı ve Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin geride bıraktığı dönemlere ışık tutuyor. Nûrhaq Gûlbahar, ülkenin savunmasında kadın ve toplumun rolünü anlatan yazısında merceği Güney Kürdistan üzerinde gezdirmiş. Yazar Nazan Üstündağ ise dünya gündeminde bu ay Amerika’daki kürtaj yasaklarını ele alıyor. Nazan, Amerika’daki kadınların hayatta kalma mücadelesi içerisinde olduklarına işaret ederek “Savaşa, devletlere karşı kendini örgütlemek zorunda olan enternasyonal bir kadın mücadelesinin ihtiyacını gösteriyor” diyor.  
 
Ekvador’dan jineoloji notları
 
Jineoloji sayfasında, Zilan Diyar Kürt kadın hareketinin deneyimlerini ve jineolojiyi tanıtmak amacıyla Ekvador’a yaptıkları ziyaretin notları var. Latin Amerika’daki yerli halkların mücadele deneyimleriyle Kürt kadınların deneyimlerinin paylaşıldığı çeşitli etkinliklerin hem duygusunu hem de düşüncesini aktarıyor Zilan Diyar. 
 
Dersim Zêrevan ile röportaj
 
Sayının Kültür-sanat bölümü bu ay Kürtçeye ayrılmış. Ve değerli Kürt kadın yönetmen Dersim Zêrevan ile geniş röportaja yer verilmiş. Dağ sinemasında yetişen ve Halil Dağ ile çeşitli projelerde birlikte çalışan  Dersim, şimdiye kadar yaptıkları çalışmaları ve gelecek için hedeflediklerini bir bir anlatmış. Röportaj, aynı zamanda ‘Dersim Zêrevan kimdir?’e de cevap niteliği taşıyor.   
 
Sayıda ayrıca Türkçe-Kürtçe ayrı iki portre yer alırken Kaktüs yazarı ‘kadınlar futbol izlemez’ tezini kimin ortaya attığını irdeleyerek kadınların bal gibi de futbol izlediğini hatta çok da güzel futbol oynadığını izleye izleye hicivle yazmış.