Asbest yüklü gemi tehlikesi: Aydın’a kadar olan alan etkilenir

  • 09:03 28 Temmuz 2022
  • Ekoloji
Melike Aydın
 
İZMİR - Aliağa’da sökümü yapılmak üzere getirilecek olan asbest yüklü geminin büyük tehlike barındırdığını ve savaş politikaları ile bağı olduğunu  belirten Yeşil Sol Parti’li Nevin Aytekin, kirliliğin sadece gemi söküm işçilerini ve ailelerini değil, Aydın’a kadar olan bir alanı etkileyeceğini ifade etti.
 
Brezilya’da işçilerin karşı çıkışı nedeniyle asbestli NAe Sao Paulo savaş uçağı gemisinin söküm için farklı bir ülkeye gönderilmesi kararı alındı. Asbest yüklü gemi, Aliağa’da faaliyet gösteren Sök Denizcilik Ltd. Şti. tarafından sökülmek üzere Türkiye’ye getiriliyor. Şirket yaptığı açıklamayla Avrupa Birliği Çevre Komisyonu’nun uygun gördüğü gemi söküm tesislerinin katılımıyla yapılan ihaleyle ve Brezilya ile Fransa otoritelerinin uygun görmesiyle gemi söküm işini aldıklarını açıklamıştı.
 
Farklı rakamlar ifade ediliyor
 
Gemide bulunan asbest miktarına ilişkin farklı açıklamalar olmakla birlikte, merkezi Brüksel’de olan Uluslararası Gemi Söküm Platformu’na göre gemi, ikizi olan Clemenceau gemisi gibi 900 ton asbest ve tehlikeli atıklar barındırıyor. Yine geminin daha önce Fransa ve NATO operasyonlarında nükleer denemelerde kullanıldığı ve bünyesinde radyasyon barındırdığı da belirtiliyor. Kimi uzmanlara göre gemide 760 ton, kimilerine göre de 600 tondan fazla asbest bulunuyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın açıklamasına göre ise gemide 9 ton asbest bulunuyor. 
 
İzmir Aliağa’da sökümü yapılacak olan yüklü geminin barındırdığı tehlikelere ilişkin Yeşiller ve Sol Parti PM Üyesi Nevin Aytekin değerlendirmelerde bulundu.
 
Aliağa’da sökülmesi engellenmeli
 
Bu tür gemi sökümlerinin sadece Hindistan ve Türkiye’de yapılması kabul edildiği için Türkiye’ye gelmek üzere yola çıktığını belirten Nevin, kirliliğin sadece gemi söküm işçilerini ve ailelerini değil, Aydın’a kadar olan bir alanı etkileyeceğini ifade etti. Nevin, “Bu geminin buraya gelmesini, Aliağa’da sökülmesini önlemek istiyoruz. Hem işçiler hem de doğa için. İşçiler ‘iki ölümü seçmek zorunda kalıyoruz, ya zehirden ya açlıktan öleceğiz’ diyor. Buradaki işçileri de farklı şekilde bilinçlendirmemiz gerekiyor” şeklinde belirtti.
 
‘9 ton denince daha az kirlenmiş olmayacak’
 
Bilim insanları ve gemiyi yapan mühendislerin aksine bakanlığın, gemide 900 ton değil 9 ton asbest bulunduğunu söylediğini hatırlatan Nevin, “9 ton olunca daha az kirletecek diye bir şey yok. Sadece gemi sökümü değil, Türkiye tüm nükleer atıkların çöplüğü haline gelmek üzere. Gaziemir’de de nükleer atık var. O daha temizlenememişken, nerden nasıl geldiği tespit edilememişken, tekrar böyle bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Bu tür çöplerin buraya gelmesini engellememiz gerekiyor. Bu tek başına bu tür şirketlerin yapacağı iş değil. Tamamen AKP-MHP iktidarının rantçı politikalarından ileri gelen bir durum. Her türlü tehlikeyi görmemezlikten gelebiliyorlar” ifadelerini kullandı. 
 
‘NATO Türkiye’nin her hak ihlaline göz yumuyor’
 
Emperyalist güçler ve NATO’nun genişleme hedefini Türkiye ile birlikte yapmak istediği için Türkiye’nin yaptığı pek çok şeye geçit verdiğini ifade eden Nevin, NATO’nun bazı şeyleri engelliyormuş gibi görünse de Türkiye’nin Ortadoğu halklarına yönelik hak ihlallerine göz yumduğunu ifade etti.  Suriye’de olan yayılmacı politikaların Irak’ta da devam ettiğini belirten Nevin, “Artık mızrağın çuvala sığmadığı bir döneme geldik. Bütçesini savaş politikaları üzerine kuruyor. Halkın sofrasından kesip savaşa ayırıyor. AKP iktidarı, bir dönem inşaat üzerinden rant elde edebiliyordu bu da kalmadı. Ardından madenleri açmaya çalıştı. Doğu’da, Güneydoğu’da ormanları yok ediyor. Burada halkın yaşamını etkilemeye çalışıyor. Ege’de satılığa çıkarmadığı yer kalmadı. Ekonomik sıkışmışlığını doğa talanıyla aşmaya çalışıyor. Bir yandan da savaşlar çıkarıp yanlış politikalarını örtmeye çalışıyor. Ne zaman halkın bir karşı duruşu olsa savaş çıkarıp ‘bölücüler saldırdı’ diyerek yaptığı işleri gizlemeye çalışıyor” şeklinde konuştu. 
 
‘6’lı masa çözüm üretmiyor, tepkileri erteliyor’
 
“6’lı masanın” her konuyu sonraya ertelediğini oysa her şeyin şu an ortaya konması gerektiğini ifade eden Nevin, “Biz öldükten sonra seçimle gelip işleri çözeceğini düşünüyorlar. Bu geminin gelmesini engellemek için her türlü mücadeleyi yapmak zorundayız. Aliağa doğa ve çevre anlamında kirliliğe doymuş durumda. Termik santral var, PETKİM var. Zaten Aliağa’nın havasını kirletmiş durumda. Tüm İzmir halkı mücadeleyi yükseltmek zorunda” dedi.
 
‘5’li çete her yerden çıkıyor’
 
“5’li çete” olarak adlandırılan şirketlerin her kirliliğin ve rantın altından çıktığını ifade eden Nevin, iktidar partilerinin de bu ranta ortak olmalarının çok büyük bir ihtimal olduğunu ifade etti. Nevin, geminin geçeceği Akdeniz ülkelerinde bulunan Yeşil Sol Partiler ile görüşerek onları mobilize etmeyi planladıklarını belirtti. Nevin,  “Bunlar üretildiği ülkede bertaraf edilmeli. Çünkü nasıl üretildiğini tehlikenin nerden geleceğini daha iyi biliyorlar. Ayrıca başkasının ürettiği kirliliği neden ben çekmek zorundayım? Bizim gibi ülkelerdeki insanların değeri yok mu?” şeklinde konuştu.
 
‘Bu tür rant alanları hep savaşla ilgili’
 
Bu tür gemilerin üretilmemesi gerektiğini belirten Nevin, son olarak “Bu tür rant alanları her zaman savaşla ilgilidir. Bu tür savaş aletlerine para harcanmamalı, yoksa bu gemilerin sonu gelmez” değerlendirmesi yaptı.