Emine Şenyaşar’ın direnişi: Toplumsal adalet beklentisinin fotoğrafı
- 09:02 27 Temmuz 2022
- Güncel
URFA - Emine ve Ferit Şenyaşar’ın Urfa Adliyesi önünde 506 gündür sürdürdükleri Adalet Nöbeti’ne ilişkin değerlendirmelerde bulunan dosya avukatı Sevda Çelik Özbingöl, Emine Şenyaşar’ın verdiği mücadelenin çok kıymetli olduğunu belirterek, “Sürdürdüğü adalet mücadelesi de toplumsal adalet bekleyişinin de bir fotoğrafıdır” dedi.
Urfa’nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018’de AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın, seçim çalışmaları için gerçekleştirdiği esnaf ziyareti esnasında Şenyaşar ailesine yönelik saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda Celal, Halil, Mehmet, Fadıl ve Ferit Şenyaşar kardeşler çeşitli yerlerinden yaralandı. Yaralıların kaldırıldığı Suruç Devlet Hastanesi’nde de saldırılar devam etti. Bu saldırılar esnasında Hacı Esvet Şenyaşar ve çocukları Adil ile Celal linç edilerek katledildi. Kardeşlerden ağır yaralanan Fadıl Şenyaşar ise, tedavi gördüğü hastaneden gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Fadıl, tutuklandığı tarihten bu yana tek kişilik hücrede tutuluyor. Katliamdan bir yıl sonra ise AKP Milletvekilinin kardeşi Enver Yıldız, gövde gösterisiyle Urfa Adliyesi’ne gelerek teslim oldu.
Emine Şenyaşar ve saldırıdan yaralı kurtulan oğlu Ferit Şenyaşar yaşadıkları hukuksuzluklar karşında 9 Mart 2021 tarihinde Urfa Adliyesi önünde Adalet Nöbeti’ ne başladı. Nöbet devam ederken, işyeri saldırısına ilişkin devam eden dosyada Fadıl Şenyaşar’a 37 yıl 9 ay hapis, AKP’li vekilin ağabeyi Enver Yıldız'a ise 18 yıl hapis cezası verildi. “Gizlilik kararı” bulunan saldırının hastane kısmı ile ilgili hala soruşturma aşamasında olan dosya kapsamında AKP’li vekilin ağabeyi Celal Yıldız’ın da aralarında olduğu 4 kişi 29 Nisan’da tutuklandı.
Emine Şenyaşar’ın bir yılı aşkın süredir sürdürdüğü adalet mücadelesine ilişkin dosya avukatı Sevda Çelik Özbingöl, değerlendirmelerde bulundu.
‘Ciddi bir güç sorunu vardı’
Katliamın işleyişine ve olay yerinde bulunan yetkililerin katliama tanık olduklarını ifade eden Sevda, bu kişilerin katliama göz yumduğunu söyledi. Sevda, “Katliamda 3 kişi çok vahim ve insanlık sınırlarını zorlayacak bir düzeyde linç edilerek hayatlarını kaybettiler. Çok vahim bir saldırıydı. Çünkü katliamı önlenme potansiyeli mevcuttu. Bakan, vali, mülki amir ve birimleri hastane bahçesinde bulunuyordu. Zira taraflar arasında ciddi bir güç dengesi sorunu açıktı. Failler düşünülerek, dosya kapatılmak isteniyor. Dosya ile ilgili ciddi bir duyarlılık ve kamuoyu oluşturuldu. Bizler de davayı en başından beri takip eden avukatlar olarak, dosyanın cezasızlık ve kapatılma ile karşı karşıya kaldık” dedi.
‘Dosya savcıları değişti’
Ailenin çok ciddi bir hukuk mücadelesi verdiğini sözlerine ekleyen Sevda, “Birden çok avukat dosyanın takipçisidir. Uzunca bir süre dosyada gizli bir karar vardı ve bu böyle devam etti. Hastanede çalışan onlarca sağlık çalışanı, görgü tanıkları ve olaya dair bilgisi bulunan birçok kişi dosya kapsamında ifade verdi. Yetkililerden umudunu kesen Şenyaşar ailesi, adalet mücadelesi yürütme kararı aldı. Dosyanın takibi sürerken başsavcılık, emniyet ve valilik adaletin tecelli edileceği, sorumluların biran önce tespit edileceği gibi birçok güvence verdi. Bizler de buna olan inançla süreci bekledik. Zira dosyamızda savcılar değişmeye başladı, kolluk personeli değişti” ifadelerini kullandı.
‘İtirazlarımızı sürdürdük’
Sevda, katliamdan yaralı kurtulan Fadıl Şenyaşar’ın tedavisinin tamamlanmadan, tekerlekli sandalye ile cezaevine götürüldüğünü belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Fadıl, bu olayın mağduru olmasına rağmen dosyada tek tutuklu olarak yargılandı. Bu bizi açıkçası ciddi bir şekilde endişelendirmişti. Sonraki bir süreçte dosya tefrik edildi ve bir iddianame tanzim edildi. Ancak tanzim edilen iddianame dosyanın bütünlüğünü bozacak bir şekilde iş yerindeki saldırı ile hastanede gerçekleştirilen saldırının birbirinden ayrıldığını gördük. Dosyanın bütünlüğünü bozup adaletin açıkçası tecelli etmesini, bu suçu işleyenlerin ve faillerinin ortaya çıkarılmasını da önleyecek bir pratik ile karşımıza çıktı. Biz itirazlarımızı hem yazılı olarak hem sözlü olarak da yargı sürecinde sürdürdük.”
‘Dosya istinaf aşamasında’
Dosyada bulunan tüm delillerin karartılmaya çalışıldığını söyleyen Sevda, “Bütün bunlar yetmiyormuş gibi ayrılan dosya Malatya 3’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmekle beraber yine bütünlük bozulmaya çalışıldı. Dosyadaki ayrıntılar, dosyadaki tanık beyanları ve deliller dosyaya sunulmadan bir karar verme aşamasına gidildi. Ve bu arada da saldırıyı gerçekleştiren aileden bir kişi gelip teslim oldu. İşin üzücü kısımlarından bir tanesi de bu. Çünkü basına yansıyan etraftaki söylentiler ve aileye iletilen haberlerden bu suçu işleyen kişilerin Suruç’ta hala hayatlarını sürdürdükleri ve kamu kurumlarına dahi girebilecek şekilde bir süreç yaşadıkları yönündeydi. Aileden bir kişi gövde gösterisi yapacak şekilde gelip teslim olma sureti ile bir dâhiliye söz konusu oldu. Bu süreçte eksik incelemeler ve eksik deliller ile dosya karar aşamasına geldi. Dosya şuan istinaf aşamasında devam ediyor. Dosyanın bütünlüğünün bozulmaması doğrultusunda itirazlarımızı sunmuştuk. Bu itirazlarımızı İstinaf Mahkemesi değerlendirecek” dedi.
‘Dosyada gizlilik kararı henüz kaldırılmış değil’
Emine Şenyaşar’ın başlatmış olduğu Adalet Nöbeti’ne de değinen Sevda, “Dava süreci devam ederken Emine Şenyaşar, Adalet Nöbeti’ne başlama kararı aldı. Biz avukatlar olarak bu süreci çok üzücü olarak değerlendiriyoruz. Çünkü hukukçular olarak müvekkilimizin adalet talebini yerine getiremedik. Biz bu durumun izahını müvekkilimize yapamıyoruz. Elbet bir izahı vardır. Çünkü hukuk ve adalet, mahkeme salonlarında yerine getirilmiyorsa bunu dillendirmek ve talep etmek gerekiyor. 506 gündür Emine Şenyaşar Adalet Nöbeti’nde. Öte yandan 4 kişinin tutuklandığı dosyada gizlilik kararı henüz kaldırılmış değil. Olayın bütün ayrıntıları ve sorumlulukları ile ortaya çıkarılması, bir iddianameye dönüştürülmesi gerektiği düşünüyoruz. Adalet beklentimizi hem kamuoyu vicdanı tarafından hem de ailenin adalet beklentisi açısından gerekli olduğunu belirtiyoruz” diye konuştu.
‘Toplumsal adalet bekleyişinin de bir fotoğrafıdır’
Adalet Nöbeti’ne yapılan engellemelere ilişkin de konuşan Sevda, “Bu süreç içerisinde Emine anne mağdurken onlarca kez bu adalet nöbetinin sonlandırılması konusunda da engellemeler ile karşılaştı. Saldırıya uğrayan mağdurlardan biri oğlu Ferit Şenyaşar ile beraber kolluk şiddeti de dahi olmak üzere defalarca kez gözaltına alınıp ifade vermek zorunda kaldılar. 16’nın üzerinde ifade verirken Emine Şenyaşar hakkında 5 tane iddianame tanzim edildi. Tüm adaletsizliklerin karşısında aileye destek veren birçok kurum oldu. Tüm duyarlı kamuoyu bu süreçte bu adalet beklentisini çok önemsedi. Bu boyutuyla toplumsal alanda duyduğumuz adalet ihtiyacının ne kadar büyük olduğunu da görmüş ve kavramış olduk. Önemli bir mücadele yürütüldüğünü düşünüyoruz. Biz her ne kadar hukukçular olarak dosyadaki hukuki süreci ve adalet beklentisini hukuki işleyiş içerisinde sürdürmeye çalışsak da kamuoyu vicdani açısından Emine annenin durduğu nokta çok kıymetli. Sürdürdüğü adalet mücadelesi de toplumsal adalet bekleyişinin de bir fotoğrafıdır. Toplumsal desteğin Emine annenin mücadelesini ve direnişini büyüttüğünün tanıklarıyız” diye ekledi.