Tutsak belediye eşbaşkanı deneyimlerini anlattı

  • 09:03 2 Şubat 2024
  • Siyaset
 
Dilan Babat
 
ANKARA - Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan Agirî eski Belediye Eşbaşkanı Mukaddes Kubilay, DEM Parti’nin 90 merkezde gerçekleştirdiği ön seçimin liberal siyaset anlayışından uzak, partinin temel ilke ve esasları doğrultusunda yapılmasının anlamlı olduğunu söyledi. Mukaddes Kubilay yeni belediye eşbaşkan adaylarına, “Kayyım politikalarını ve belediyedeki yolsuzlukların çok iyi anlatılması, kamu kaynaklarının nasıl ranta harcandığını güçlü bir şekilde halka anlatılması gerekiyor” dedi.
 
Siyasi partilerin 31 Mart yerel yönetim seçimlerine yönelik çalışmaları sürüyor. Aralık 2016’da tutuklanan ve Sincan Kapın Kapalı Cezaevi’nde bulanan belediye eski eşbaşkanlarından Mukaddes Kubilay “nasıl bir belediyecilik” olması gerektiğine ilişkin JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.
 
1999 tarihinden buna siyasette aktif mücadele veren Mukaddes, HEP sürecinde Leyla Zana’nın Kürtçe yemin etmesinin ardından uğradığı ırkçı saldırılar ve yapılan gözaltıların ardından mücadeleye aktif katılma kararı verir. 1993’te Demokrasi Partisi’nin kapatılması ve 1994’te Halkın Demokrasi Partisi’nin kurulmasıyla parti çalışmalarına dahil olan Mukaddes, Bornova İlçe Yöneticisi Başkanlığı, daha sonra da 2 dönem İzmir İl Yönetiminde çalışır. 1999-2009 yılları arasında iki dönem Bazîd Belediye Başkanlığı yaptı. Mukaddes, Agirî (Ağrı) Belediye Eşbaşkanı iken tutuklandı. 
 
‘Ön seçimler bir örnek oluşturdu’
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) demokrasiyi işleten ve halkın iradesini yansıtan özgürlükçü gelenekten gelen bir anlayış ile mücadeleyle devam ettiğini söyleyen Mukaddes, “Yerel yönetimlerde bu konu da önemlidir. Hem kendini hem kentini yönetme anlayışı halkın belirlediği adaylarla hayat bulur. Katılımcı, demokratik siyasetin ön koşuludur. Burada dikkat edilmesi gereken husus; liberal siyaset anlayışından uzak, partinin temel ilke ve esasları doğrultusunda ön seçimleri yapmak daha da anlamlı oldu. Sistem içi partilerin bizim halkla ortaklaşarak, halkın iradesini tam yansımasını sağlamak adına yaptığımız ön seçimleri örnek almış, kimi yerlerde uygulamıştır. Son dönemlerde bizim örgütlenme modelimiz uygulanmaktadır. Ancak onların yaptığı demokrasiyi uygulamak değil, merkezi anlayışla işlerini yürütmektedir” dedi.
 
‘Halkın karargah gibi korunan belediyelere gitme koşulları kalmadı’
 
Agirî merkezde iki kere seçimin yapıldığını anımsatan Mukaddes, iki seçimde de AKP iktidarının kazanmalarını hazmedemediğini, sürekli itiraz ettiğini, itiraz sonucu önde olmalarına rağmen seçimin AKP tarafından iptal edildiğini kaydetti. Mukaddes, “İkinci seçime geçildi. AKP yine büyük bir haksızlığa, hukuksuzluğa imza atmıştı. AKP’ye o verenler dahi bu haksızlığı kabul etmiyorlardı. Çünkü halkın iradesi ile seçilen bizlerin maruz kaldığı bu hukuksuzlukla halkın iradesine yönelik bir gaspın söz konusu olduğunu görüyorlardı. Nitekim AKP’ye oy veren seçmenlerin de bu haksızlığa verdiği cevap ikinci tur seçimlerinde bize oy vermek oldu. Halkımız kendi iradesini sahiplenerek, yenilenen seçimde büyük bir farkla belediye seçimlerini kazanmamızı sağladı. Bu başarıyı hazmedemeyen iktidar, seçimde kazanamadığı belediyeyi kayyım politikaları ile gasp etti. İki buçuk yılda önemli çalışmalar yaptık, bir çok proje hayata geçirdik. Yapılan bir ankette halkın yüzde 85'inin Ağrı belediyesi çalışmalarında memnun olduğu tespit edildi. Bizler halkçı, şeffaf ve dürüst bir yerel yönetim politikası yürüttük. Halkın talep ve ihtiyaçlarını esas alan, sorunların tespitini ve çözümünü halkla beraber bulup uygulayan ve halkın desteğiyle bir çok projeyi hayata geçiren toplumsal belediyecilik anlayışını hayata geçirmeye çalıştık. İktidarın rant kapılarının kapanmasının halkın kendi yönetme fikriyatına duyduğu öfkenin ve Kürt halkına yönelik imhacı politikalarının bir devamı olarak hakkımızda somut hiçbir suçlama olmadan bizi önce gözaltına alıp sonra tutuklayarak yerimize kayyım atadılar. Halkın acılarını, sevinçlerini paylaşmamız, halkla yan yana duruşumuzun tahammülsüzlüğüdür bu. İçişleri Bakanlığı tarafından gönderilen müfettişlerin denetimlerinden hukuk dışı hiçbir şey çıkmadı. Açık, aleni ve şeffaf çalışmaların krimalize edilme çabaları boşa çıktı. AKP iktidarının kayyımları belediyeleri rant kapısı haline getirdi. Halkçı değil, rantçı bir yerel yönetim anlayışı söz konusu. Talan, hırsızlık, yolsuzluk, liyakatsız atamalarla belediyenin içerisini boşaltılar. Göstermelik olarak yapılan çalışmalarla yandaşa peşkeş çekilen ihlaleler yapılmış, halkın sorunlarına cevap olunmamıştır. Halkın karargah gibi korunan belediyelere gitme, sorun dile getirme koşulları kalmamıştır. AKP’nin atanmış gaspçı kayyım politikalarında cinsiyetçi uygulamalarla toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleştiğine tanıklık ediyoruz. Kadına yönelik faaliyet yürüten tüm kurumlar kapatılarak, kadın politikaları daire başkanlığı dahi erk zihniyet ile yönetilmiştir” diye belirtti. 
 
‘Projelerimizi hayata geçirmeden kayyım atandı’
 
DEM Parti ve ondan önceki partilerinin, kadın eksenli bir çalışma yürüttüklerini hep söylediklerini, kadın belediye eş başkanları da bu konuda sorumluluklarının bilincinde olduğuna işaret eden Mukaddes, kayyım sürecinden önce yaptıkları çalışmaları şöyle aktardı: “Kadınların toplumsal sorunlarını dikkate alarak politikalar üretmesi elzemdir. Sistemin baskıları, eril zihniyetin engellemelerine takılan kadınlar artık ‘bende varım’ diyerek seslerini yükseltmeye ve kendilerini irade görmeye başladılar. Kadınlarla yapılan toplantılarda kadınların sorunlarını ve çözüm yollarını, kadınların kamusal alanda güçlü bir şekilde görünür kılmanın yol ve yöntemlerini tartışıyorduk. Bu toplantı sonuçlarına dayanarak projeler geliştirip, onları bu projelerde aktifleştiriyorduk. Kadın kooperatiflerine gidilen süreçte böyleydi. Kadın kooperatifleriyle ilgili projemizi hayata geçirmeden kayyımlarla karşı karşıya kaldık. Kadın tekstil atölyeleri açtık, kadınların ürettiği mamullerini satabilecekleri pazar açıktık. Kadınların çocuklarına yönelik talepleri de oluyordu neydi bu talepler? Asimilasyon politikalarına karşı çocukların korunması, fuhuş ve uyuşturucu ile mücadele edilmesiydi. Çocuklar ve gençlere yönelik projeler hayata geçirdik, eğitim destek evleri açtık, kültür ve dil çalışmalarıyla çocukları ve gençleri toplumlarıyla buluşturduk. Çocuk kreşleri açtık, halk pazarları açtık. İki buçuk yıl süren eş başkanlığım da farkındalık oluşturabilecek  kadına yönelik çalışmalarımıza devam ediyorduk. İki dönem Bazîd’ê yaptığım belediye başkanlığı çalışmalarımın yarısını bile yapamamıştım. Bunun iki nedeni vardı, birincisi kendi içimizde de varlığını devam ettirme çabası içerisinde olan eril zihniyettir. Bin yılların zihniyetini değiştirmek kolay olmuyor ama oluyor. Mücadelemiz sonuç alarak, kazanımlarımız bunun en güçlü örneğiydi. İkincisi ise kayyım; kayyım atamalarıyla çalışmalarımız yarım kaldı. Tamamlanmamış projeler, kurulu kurumlar kapatıldı, kadın kurumları tamamen kapatıldı, bizim hayata geçirme zamanımızın olmadığı projelerimizi hayata geçirerek, kendilerine mal etmeye çalışıyorlar. Proje üretmekten yoksun, toplumdan kopuk, rantçı anlayışla hareket ederek, halkın iradesi üzerinden adete tepiniyorlar.”
 
‘Kadınlarla beraber itirazımızı ortaya koyduk’
 
“Kadın yapamaz, yönetemez anlayışını kadınlarla yan yana durarak, beraber güçlenerek çürütüyoruz” diyen Mukaddes, “Bununla kadının özgür iradesi ve gücü ortaya çıkıyor ve çevresinin tamamına yansıyor. Kadının özgürleşmesiyle toplum değil siz dönüşüyorsunuz. Eski yıkılıyor yerine yeni inşa ediliyor. Eski erkek egemen zihniyetten, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlandığı, eşit, adil ve demokratik bir zihniyettir. Kadının kamusal alandaki varlığı, kendini irade edebilme özgünlüğü, ekonomik ve sosyal özgürlüğü belki rahatsız eder. Arzuları eve kapatılan, dayak yiyen, sadece ağlayan, hakaret işitince susan, hiçbir itirazı olmayan köle kadın. Bizler kadınlarla beraber itirazımızı ortaya koyduk. Kadınların kurumları sahiplenme biçimi bu itirazın gücünü gösteriyordu, bu güçten rahatsız olanlar önce kadın kurumlarını kapattı. Amaç, kadınları yalnızlaştırmak, karanlığa mahkum etmekti” şeklinde konuştu.
 
‘AKP ve MHP’nin politikaları çok güçlü bir biçimde ifşa edilmeli’
 
Yerel yönetim seçimlerine doğru giderken tüm alanlara özelde de kadınlara gidilmesi çağrısında bulunan Mukaddes, AKP’nin kirli politikalarının her yerde ifşa edilmesi gerektiğinin önemine vurgu yaptı. Mukaddes, “Halktan toplanan paralarla yapılan yardımların hepsini halka vermiyorlar, bunu AKP’nin bir lütfuymuş gibi sunuyorlar. Kayyım politikalarını ve belediyedeki yolsuzlukların çok iyi anlatılması, kamu kaynaklarının nasıl ranta harcandığını güçlü bir şekilde halka anlatılması gerekiyor. 24 saat alanda olmak gerekiyor, halka iç içe oldukça daha güçlü olacaklardır. Halkı dinlemeli, taleplerine cevap olmaya çalışmalılar. AKP, MHP politikalarını doğru anlamak ve aktarmak gerekiyor. Halka, AKP ve MHP’nin Kürt düşmanı politikalarını yol açtığı derin yoksulluğu iyi anlatmalılar. Unutmamaları gereken diğer şey ise; belediye başkanlığı, milletvekilliği bunlar halkımıza hizmet edebilmek için sadece araçtır. Bu anlayışla hareket edilmeli. Kürtler kadim bir halktır, hiçbir zaman zulme baş eğmediler. Baskı ve zulüm ile yönetilen bu halk kendini yönetme gücünü, mücadelesiyle kazandı. Özgür iradesini kullanarak kimliğine ve varoluşuna yönelik saldırılara sandıkların güvenliğini sağlamak için emek sarf edip, güçlü ve gür bir sesle iradesine sahip çıkarak cevap olsun. İradesini, kimliğini ve dilini tanımayan bu zihniyetin imha politikalarına sandıkta boşa çıkarsın. Adaylara ve halkımıza serkeftin diliyorum” ifadelerini kullandı.