'Eşbaşkanlık eril sisteme karşı mücadelenin sonucudur'

  • 09:01 16 Ocak 2024
  • Siyaset
Pelşin Çetinkaya 
 
AMED – DEM Parti’nin eşbaşkanlık modeli ve eşit temsiliyetle seçimlere gitmesini değerlendiren DBP PM üyesi Elif Turan, eşbaşkanlık sisteminin kadınların eril devlete, iktidara karşı verdiği bir mücadelenin sonucu olduğunu vurguladı.
 
İlk kez 2005 yılında kurulan Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) uyguladığı, 2014 yılında ise Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) ilk kez yerel yönetimlerde uyguladığı eşbaşkanlık modeli, 2024 yerel seçimlerinde de esas alınıyor. Dünyada ilk kez yerel yönetimlerde uygulanan eşbaşkanlık sistemi, sivil toplum örgütlerine de rol model olurken, bu şekilde kadınların karar mekanizmalarında kadın özgürlükçü çizgiyi büyüterek toplumsal dönüşümü gerçekleştirmesi de amaçlanıyor. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclis üyesi Elif Turan, yerel yönetimde eşbaşkanlığın önemine dair konuştu.
 
‘Eşbaşkanlık sistemi DEM Parti’yle hayat buldu’
 
Eşbaşkanlığın demokratik bir sistem olduğunu dile getiren Elif, “Demokratik özyönetimin tek biçimidir, hakim yapılanma zihniyetine de bir müdahaledir aslında” dedi. 2016 yılı itibariyle atanan kayyımlara değinen Elif, kayyım politikası ile eşbaşkanlık sisteminin yoğun bir saldırı altına alındığına dikkat çekti. Elif, iktidarın özellikle Kürt kadınların kazanımlarına karşı bir savaş halinde olduğunu belirtirken, “Biz tek bir kadın kalana kadar eşbaşkanlık sistemini götüreceğiz. Gerek zindanlarda olan arkadaşlarımızın vermiş olduğu mücadeleye destek olarak gerek de şu anda alanlarda olan kadınlar olarak eşbaşkanlığın, eşit temsiliyetin ve öz yönetimin hayat bulması için elimizden gelen çabayı harcayacağımızı yineliyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘DEM Parti bir paradigmanın devamıdır’
 
“DEM Parti var olan bir paradigmanın devamıdır” diyen Elif, DEM Parti’nin demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir bakış açısıyla yürütüldüğünün altını çizdi. Elif, “Eşbaşkanlık sistemi, erkek zihniyetiyle yürütülen bir sistemin karşı duruşudur. Bu salt kadının fiziki ve biyolojik olarak içinde yer aldığı bir durum değildir. Kadın zekası akışkan bir zekadır. O akışkan zeka da aslında şu anda var olan donmuş zihniyeti eritip dönüştürmeye yarayan bir durumdur. Biz kadının eşbaşkanlık sisteminde yer almasını bu yüzden önemsiyoruz” sözlerine yer verdi.
 
‘Eşbaşkanlık ‘Jin jiyan azadî’ ile yaşamsallaştı’
 
“Jin jiyan azadî” sloganının bir felsefe olduğunu ve bu felsefeden bağımsız söz kurmanın da doğru olamayacağını kaydeden Elif şunları aktardı: “Yaşam ve özgürlük bağlantısında kadın ve yaşam kesişmesi vardır ve bunu anlayabilmek için de eşbaşkanlık yegane şarttır. Eşit temsiliyet ‘Jin jiyan azadî” sloganının yaşamsallaşması, kadınların bir mekanizmada yer almasının temel nedenidir aslında. Biz diyoruz ya ‘Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşmez’. Aslında bu tam da burada görmemiz gereken durumdur. Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşmez, kadın özgürleşmeden yaşam, doğa hiçbir şekilde yaşam bulmaz.”
 
’40 yıllık bir mücadelenin kazanımları’
 
40 yıllık bir mücadele ile elde edilmiş kadın kazanımlarının olduğunu söyleyen Elif, bu kazanımları eşbaşkanlık sistemi ile taçlandırdıklarını ekledi. Eşbaşkanlık sisteminin kadınların eril devlete, iktidara karşı verdiği bir mücadelenin sonucu olduğunu dile getiren Elif, kadınların kendilerine yönelime rağmen geri adım atmadığını vurguladı.
 
‘Demokrasi Şöleni ile seçimi taçlandırdık’
 
DEM Parti’nin genel seçimlerden sonra Türkiye ve Kurdistan kentlerinde birçok halk toplantıları aldığını hatırlatan Elif, o buluşmaların sonucunda partinin “halkın kendi belediye başkanını kendisinin seçmesi” kararına gittiğine işaret etti. Elif, yerel seçimlere giderken hem dünyada hem de Kürdistan’da bir ilk olan “Demokrasi şöleni” adı verdikleri bir sistem işlettiklerini aktarırken, şunları söyledi: “Evet, normal şartlarda resmi seçimlerde halk zaten kendi belediye eşbaşkanlarını seçiyor. Fakat partimiz bunu kendi kentlerinde tutuklu aileleri, sivil toplum kuruluşları, kentin demokratik ileri gelenlerinden oluşturulan bir ön seçimle bu durumu taçlandırmayı hedefledi. Halkın kendisi, kurulan sandıkların başına geçip o sandıklarda hem kendi belediye eşbaşkanlarını hem de meclis üyelerini belirleyebilecek. Bu çok değerli ve önemli bir durumdur. Demokrasi ve şeffaflık dediğimiz şey tam da burada ele aldığımız bir şeydir. Demokrasiyi iyi bir şekilde yaşamsallaştırmak, demokratik bir şekilde ilerlemek bizim yegane sebebimizdir.”