‘İnsanlar elinde mumla sokakta adalet arıyor’

  • 15:10 21 Aralık 2023
  • Siyaset
 
ANKARA - Meclis’te Adalet Bakanlığı’nın bütçesine ilişkin konuşan DEM Parti Riha milletvekili Dilan Kunt Ayan, insanların sokakta mumla adalet aradığını söyleyerek, “Sayın Öcalan tam 34 aydır neden ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor? Bunla ilgi size defalarca başvuru yaptık neden cevap vermiyorsunuz. Bu hukuk dışı tecrit ile barışın ve adaletin yolunu kapatmak istiyorsunuz” dedi.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili Dilan Kunt Ayan, Meclis, Kamu Denetçiliği Kurumu, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Adalet Bakanlığı, Yargıtay, Danıştay ve Dışişleri Bakanlığı’na bağlı kuruluşların bütçesi üzerine konuştu.
 
‘Siz değil misiniz faili meçhulleri kapatan’
 
Cezaevlerini selamlayarak konuşmasına başlayan Dilan, “Açılık grevleri dahi bu ülkede adaleti aramanın bedelini gösteriyor. Adaletin olmadığı Türkiye’de Adalet Bakanlığı’nın bütçesini görüşüyoruz. Traktörü, buzdolabını getirdiklerini söyleyen iktidar mensupları adaleti bu topraklara getirdiklerini söylediler. Bununla da yetinmediler insan haklarından dem vurdular. Bizi izleyen halklara sesleniyorum hepsi külliyen yalan. Ülkenin her yerinde insanlar ellerinde mumla karanlıkta adaleti arıyorlar. 28 yıldır ellerinde bir fotoğraf, bir karanfille Cumartesi İnsanları ne istiyor diye sordunuz mu? Faili meçhul davalarında zaman aşımı kararı veren failleri aklayan sizler değil misiniz? Musa Anter cinayeti ve JİTEM davasında sonuç ne oldu? Zaman aşımından düşme. Siz de gelmişsiniz bize burada adaletten bahsediyorsunuz. Siz önce cezasızlıkla akladığınız faillerin hesabını bu halka vereceksiniz, sonra burada gelip adalet çığlıkları atacaksınız” diye konuştu.
 
‘Türkiye adalet mezarlığı’
 
Türkiye’nin adalet mezarlığına dönüştüğünü kaydeden Dilan, “Milyonlarca yurttaş adalete inanmıyor. Çünkü adalet sarayın lüksü olmuş durumda.  Eş Genel başkanımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, yine onlarca siyasetçimizi rehin tutuyorsunuz ve tutmaya devam ediyorsunuz. Buradaki adaletsizliğin bırakın Türkiye’de dünyada eşi benzeri yok. Geçen hafta buradan darbe döneminde yapılan yargılamalardan bahsettiniz, o dönemde bile hukukun kırıntısı vardı şuan o bile yok. Sincan kampüsünde hukuk yok, esas yok, tek olan şey Kürt düşmanlığıdır. Türkiye adalet mezarlığına dönüşmüş olsa da ekmek gibi su gibi hala ihtiyacımız olan adalettir” sözlerini kullandı.
 
‘AKP’ye adalet gani gani’
 
Ülkede ayrımcı hukukun işlediğini belirten Dilan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yüzyıllık cumhuriyetin devamı sizlersiniz. Aynılarını misliyle yapmaya devam ediyorsunuz. Türkiye tamamen suç mahalline çevrilirmiş, IŞİD, çeteler Türkiye’de cirit atıyor hala adalet diyorsunuz. Suruç’ta Ankara’da ölen insanlar bizim insanımız değil miydi? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Yine Kürdistan’da son 10 yılda sadece zırhlı araçların öldürdüğü çocuk sayısı 20’den fazla. Bu çocukların neden katledildiğini soruyor musunuz? Cezasızlık politikasının uygulandığını biliyor musunuz? Tabi ki hayır. Muhammed ve Furkan, biri yedi diğer 6 yaşındaydı. Evinizde çocuklarınızı öpmüşsünüz, uyutmuşsunuz ve bir zırhlı araç geliyor evinizin içine bu çocukları katlediyor ve bunu yapan faillere siz sadece 19 bin TL para cezası veriyorsunuz. Hangi adalete sığar? Bu ülkede ayrımcı bir hukuk uygulanıyor bu tartışmasız bir gerçektir.  81 yaşındaki Kürdün anası Makbule Ana’yı yeniden cezaevine sokmaya çalıştınız ama diğer yandan Gonca Kuriş’in katili Zubeyir Timur’u tahliye ettiniz. Uluslararası uyuşturucu taciri İranlı Zindaşi AKP’lilerin bir telefonu ile serbest bırakılırken halkın avukatlığını yapan Selçuk Kozağaçlı ve arkadaşları hala zindanlarda. Yine Aleyna Çakır ve Esra Hankulu’nun katili Ümitcan’a alem ettiniz kullem ettiniz sadece 10 yıl ceza verdiniz ama bir yandan Şenyaşar Ailesi Emine Anne hala adalet diye haykırıyor, arkasındaki iktidar mensuplarını koruyorsunuz. Anlayacağınız AKP’li ve dostlarına adalet gani gani.
 
Adalet duvarının altında kaldınız
 
Cezaevlerinde muhteşem bir tablo çizdiniz. Cezaevleri ölüm evlerine dönüşmüş, infaz yakmalar almış başını gitmiş, hasta tutsaklar her gün bize mektup yazıyor siz gelmişsiniz burada muazzam bir tablo çiziyorsunuz. Adalet Bakanı buradayken ayrımcı hukukun en net vücut bulduğu İmralı hapishanesini sormak istiyorum. Sayın Öcalan tam 34 aydır neden ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor? Bununla ilgi size defalarca başvuru yaptık neden cevap vermiyorsunuz? Bu tecridi hangi hukuka göre uyguluyorsunuz soruyoruz size. Siz yine cevap veremeyeceksiniz, biz verelim. Bu hukuk dışı tecrit ile barışın ve adaletin yolunu kapatmak istiyorsunuz. Toplumsal barış olmadan adalet olamaz. Fakat bilin ki er ya da geç kapattığınız bu barış yolu direnen halklarımıza açılacak. Adalet sadece duvarlarda yazıyor derler ya sayenizde o duvar yıkıldı ve siz de altında kaldınız.”