HEDEP'ten bütçe kanun teklifine şerh

  • 12:22 9 Aralık 2023
  • Siyaset
 
ANKARA - HEDEP, 2024 yılı bütçe kanun teklifine şerh koydu. Şerhte, “Her şeyin bir saç teline bağlı olduğu bu yangın çağında, çözüm de bir Ada mesafesindedir” denildi.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) 2024 Yılı Merkezi Bütçe’ye ilişkin şerh düştü. 2024 yılında savunma ve güvenlik bütçesinde rekor bir artışın göze çarptığı ifade edilen şerhte, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, MGK, MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü gibi kurumların bütçelerinde son üç yıldaki artış oranının yüzde 100’ün üzerinde olduğuna dikkat çekildi. Şerhte, ‘silaha yatırım’ın büyük önem kazandığı, ülkenin sanayisi ve üretim gücünün bu alana kaydığı belirtilirken, buna karşın hem savunma harcamaları hem silah ithalatı dış borcunun arttığı vurgulandı. 
 
‘Yoksulluğun kısır döngüsü’
 
Şerhteki “Emek Sömürüsü: AKP’nin Ulusal İstihdam Stratejisi” başlıklı bölümde, Türkiye’de emeğin ucuzlatılması ve sömürülmesinin bir devlet politikası olduğu ifade edildi. Türkiye’deki emek sömürüsünün en temel göstergesinin “çalışan yoksulluğu” olduğu belirtilen şerhte, “AKP döneminde yeniden düzenlenen sosyal güvenlik, sosyal hizmet ve sosyal yardım sistemleri Türkiye’de emekçileri çalışan yoksullara dönüştürmüştür. Türkiye ekonomisi büyürken istihdamsız büyümüş, çalışanlar da daha yoksul hale gelmiştir. Mevcut durumda milyonlarca yurttaş için var olan durum kuşaklar arası devreden bir yoksulluğun kısır döngüsü olarak ifade edilebilir” denildi.
 
‘Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçe değil’
 
Kadın yoksulluğunun derinleştiğine de dikkat çekilen şerhte, “Cumhur İttifakı adı altında kendisi gibi kadın düşmanı irili ufaklı partilerle birlikte kadınların temel insan hakkı olan yaşam hakkı dahi her geçen gün daha güvensiz hale gelmekte, kadınlar için ülkede nefes almak dahi zorlaşmaktadır. 21 yılda toplumsal cinsiyet eşsizliğiyle mücadele etmeye, bu eşitsizliği gidermeye dönük özgün bir bütçe ayrılmamış, yani toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçe olmadığı gibi eşitsizliği derinleştiren, kadınların mevcut ikincil durumunu pekiştiren bir bakış açısıyla bütçeler hazırlanmış ekonomi politikaları uygulanmıştır” ifadeleri kullanıldı.
 
Ekolojik talanda zirve yapıldı
 
Şerhte ekolojik talanın zirve yaptığına işaret edilerek, “21 yıldır iktidarda olan AKP hükümeti, iktidara geldiği günden bu yana, bu topraklarda şahit olunan en geniş ve derin ekolojik tahribatların benzeri görülmemiş bir boyuta ulaşmasının müsebbibi olmuştur. İçerisinde bulunduğumuz ekosistemde yer alan ne varsa, denizler, göller, nehirler, dağlar, ovalar, tarım alanları, ormanlar, sulak alanlar hepsi bu hükümet tarafından birer enkaza dönüştürülmüştür” diye belirtildi. 
 
‘Türkiye ekonomi modeli’ safsatası'
 
Pandemi sonrası iktidarın dillendirdiği ‘Türkiye Ekonomi Modeli’nin ‘zihni sinir proje’ ve safsata olarak tanımlandığı şerhte bu model için şunlar kaydedildi: “Faiz ile enflasyon arasındaki ilişkiye sıkıştırılmak istenen Türkiye Ekonomi Modeli, Erdoğan’ın ‘nas’a bağlayarak sıklıkla ifade ettiği saçma sapan ‘faiz sebeptir, enflasyon sonuçtur’ iddiasına dayandırıldı. Esasında yapılmak istenen şey, hayata geçirilecek ekonomi modeline dinsel kılıf geçirilerek toplumsal rıza ve meşruiyet yaratmak için araçsallaştırma taktiği uygulanmasından başka bir şey değildi.” 
 
Zam ve ilave vergileri hız kesmeden devam edecek
 
2024 bütçe teklifine göre zamların ve ilave vergilerin hız kesmeden devam edeceğinin görüldüğüne değinilen şerhte, “2024 Bütçesi iktidarın yanlış politikaları sonucu enflasyonun şaha kalktığı, yoksulluğun ve işsizliğin arttığı, vergi adaletsizliğinin ve gelir dağılımının daha da bozulduğu bir dönemi yaşatmayı bizlere ‘vaat’ olarak sunan bir bütçedir” denildi.
 
İmralı tecridi
 
Kürt Sorunu ve PKK lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride yer verilen şerhte, “İmralı, Kürt sorununda paradigmasal değişimin, yani tüm hikâyenin de yeniden kurulduğu yerdir. Bu hikâyenin hakikatine karşı açılan savaş, tecridin de mutlaklaşma, derinleşme serencamına giden sürecin hikâyesidir” denildi ve “İmralı bir çözüm arayış mekanına dönüştükçe saldırı da bir o kadar sertleşti” diye eklendi. 
 
Çözüm bir ada mesafesinde
 
Şerhteki ilgili bölüm şöyle: 
 
“Tecrit, Kürt sorununda çözümsüzlüğün geldiği yerdir. Kürt sorunu bir güvenlik sorunu değildir. Demokrasi, özgürlük ve statü sorunudur. ‘Demokratik uzlaşı, özgür bir siyaset ve evrensel hukuk’ olarak ifade edilen Kürt sorunundaki demokratik çözüm yolların önündeki engeldir tecrit. O halde İmralı ve İmralı şahsında halen çözümün ve bilinçli olarak yaratılan çözümsüzlüğün merkezidir.”  
 
Kürt sorununun güvenlik konseptiyle çözülemeyeceği ifade edilen şerhte, “Her şeyin bir saç teline bağlı olduğu bu yangın çağında, çözüm de bir Ada mesafesindedir” diye belirtildi. 
 
AKP Filistin halkı yerine Hamas’ı tercih etti 
 
Kürt sorununun çözümsüzlüğünün istikrarlı bir dış politikaya engel olduğu kaydedilen şerhte, Gazze – İsrail çatışmasına da değinildi. “AK Parti Filistin Halkı Yerine Hamas’ı Tercih Etmiştir” denilen şerhte, “Unutulmamalıdır ki, Kürt sorunu Orta Doğu’daki politikaları anlamak açısından turnusol kağıdı gibidir. Bir yandan Kürt sorununu şiddet yoluyla çözmekte ısrar ederek diğer yandan Filistin-İsrail çatışmasında barışçıl yöntemler aramak AKP hükümetinin maskesini düşürmeye yetmiştir” ifadeleri kullanıldı. AKP’li yetkililerin önceliğinin Hamas olduğunun açıkça anlaşıldığının belirtildiği şerhte, “Filistin halkının maruz kaldığı soykırıma varan bu katliamlara dair somut adım atmazken Hamas’ın meşruiyetini dünyaya kanıtlamaya çalışması, Hamas’ın finansal kaynaklarının Türkiye’de tutulmasına izin verilmesi ve üst düzey Hamas üyelerinin Türkiye tarafından korunması tüm kamuoyu tarafından açıkça görülmektedir” diye belirtildi.
 
Demokratik ekonomi programı 
 
Sermayenin, savaşların, yolsuzluğun bütçesine karşı ‘emekçi halkın bütçesi’ olması gerektiğinin vurgulandığı şerhte, çözüm olarak “Demokratik Ekonomi Programı” önerildi. “Demokratik Ekonomi” paradigmasının temelinin radikal demokrasi olduğu kaydedilen şerhte, “Partimiz Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi, ‘radikal demokrasi’ taraftarıdır. Radikal demokrasi, demokrasinin hayatın tüm alanlarına doğru genişletilip derinleştirilmesidir” denildi. 
 
Demokratik Ekonomi Programı Acil Eylem Planı’nın sunulduğu şerhte, planın enflasyon, işsizlik, yoksulluk ve barınma kriziyle mücadele için derhal eyleme geçirilmesi gereken uygulamalardan oluştuğu ifade edildi. 
 
Uygulamalardan bazıları şöyle sıralandı: 
 
“*Zaruri malların fiyatları geçici olarak dondurulacaktır,
 
*Fiyat kontrolleri ve regülasyon yapılacaktır,
 
*Yoksul hanelere ‘temel gelir güvencesi’ uygulaması başlatılacaktır,
 
*Yoksul ailelerin okul giderleri kamuca karşılanacaktır,
 
*Kadın istihdamındaki cinsiyet temelli ayrımcılığı ortadan kaldıracak politikalar esas alınacaktır,
 
*Tüm çalışanlara yaşanabilir bir ücret sağlanacaktır,
 
*Enerji fiyatlarındaki artışlar halka yansıtılmayacak ardından bu alanda acilen kamulaştırmalar yapılacaktır,
 
*Yaşam için gerekli temel unsur olan suya ücretsiz erişim sağlanacaktır,
 
*Kârlara üst sınır getirilecektir,
 
*Haftalık çalışma süreleri kısaltılacaktır,
 
*Kamu garantili istihdam programları uygulanacaktır,
 
*Barınma krizi kamucu politikalarla çözülecektir. ”