Pervin Buldan: Kadınlar olarak demokrasi ittifakına öncülük edeceğiz

  • 10:35 8 Nisan 2022
  • Siyaset
ANKARA - Partisinin kadın il eşbaşkanları toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Meclis’ten geçen seçim yasasına değinerek, “Ne baskı ve şiddet politikaları ne de seçim hileleri bunları kurtarmaya yetmeyecektir. Kadınlar, örgütlü mücadelesiyle bu iktidarı öyle bir sallayacak ki, felekleri şaşacak” dedi. Pervin, kadınlar olarak demokrasi ittifakına öncülük edeceklerini söyledi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) kadın il eşbaşkanlarının partinin genel merkezinde yaptıkları toplantının açılış konuşmasını HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan yaptı. 
 
Hasta tutsakların durumu
 
Otoriter rejimin hukuksuz uygulamaları sonucu aralarında olmayan, cezaevlerinde tutulan ve sürgünde bulunan bütün eşbaşkanları, kadın siyasetçileri ve yol arkadaşlarını selamlayarak konuşmasına başlayan Pervin,  Kandıra Cezaevi’nde bulunan ve “demans” teşhisi konulan Aysel Tuğluk’u da selamladı. Pervin, “İçinde bulunduğu durum ve bütün ağır hasta tutsakların durumu en acil gündemlerimizin başında gelmektedir. Aysel Tuğluk ve tüm ağır hasta mahpuslar özgür bırakılıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz. Kadın mücadelemiz elbet bu zulüm politikalarının da üstesinden gelecek ve bütün yoldaşlarımızla özgür yarınlarda mutlaka buluşacağız. Yürüdüğümüz yolu hep birlikte mutlaka zafere ulaştıracağız” dedi.  
 
‘Büyüyen eşitsizlik çoklu krizlere sebebiyet vermekte’
 
Eşitsizliğin bütün kötülüklere kaynaklık eden ettiğini ve bu durumun toplumsal mesele olduğunu kadınlar olarak çok iyi bildiklerini belirten Pervin, “Mevcut iktidar kendisini eşitsizlik temelleri üzerine konumlandırmış ve eşitsizliği derinleştiren politikalarını tüm hızıyla sürdürmektedir. Farklı toplumsal kimliklerin, inançların ve kültürlerin eşitsizliği, cinsiyet eşitsizliği; yaşam standartlarındaki, gelir dağılımındaki, hak ve hukuktaki eşitsizliği üretmekte ve büyütmektedir. Büyüyen eşitsizlik sömürüye ve şiddete ve bugün toplumun boğuştuğu çoklu krizlere sebebiyet vermektedir. Bu nedenle biz kadınlar bütün toplumsal alanlarda olduğu gibi özellikle cinsiyet eşitsizliği aşılmadan maruz kaldığımız sömürüden, haksızlıklardan ve şiddetten asla kurtulamayacağımızın bilincindeyiz. İşte bu bilinçle tarihsel mücadelemizi inşa ettik, büyüttük bugünlere taşıdık” diye belirtti. 
 
Eşit temsiliyet
 
Öz örgütlülükten başlayarak eşit temsiliyet mücadelesi verdiklerini kaydeden Pervin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eş başkanlık sistemimizi, eşit temsiliyete bağlı olarak kota ve fermuar sistemimizi bu ilkenin ışığında hayata geçirdik. Bu sistem hem biz kadınların uzun yıllar emek verdiği mücadelenin bir kazanımıdır, hem de kadın mücadelesine güç katan bir işlevi yerine getirmektedir. Dolayısıyla bu kıymetli kazanımımızın eş başkanlık kadrolarında önemli bir sorumluluk alarak eş başkanlık görevini üstlenen siz değerli eşbaşkanlarımızı bir kez daha tebrik ediyor ve sizlere özel teşekkürlerimi sunuyorum.  Kadınların ve bir bütün olarak toplumun çok zor günlerden geçtiği şu dönemde tekçi erkek iktidarın baskıcı rejimine karşı, yolsuzluklara ve vurgunlara karşı, çete yapılanmalarına karşı, yoksulluğa karşı, ekolojik ve kültürel yıkıma karşı; kadınlara, gençlere, çocuklara karşı uygulanan her türlü suça karşı tarihsel bir mücadele yürüttük ve yürüteceğiz. Kolay değil! Bunun farkındayız. Fakat sonuna kadar haklı, sonuna kadar onurlu bir mücadeleyi hep birlikte omuzlayarak bu topraklara barışı, adaleti, eşitliği biz getireceğiz. Aydınlık günleri bizler inşa edeceğiz. Kadınlar inşa edecektir.”
 
Kadın Meclisi’nin çalışmaları 
 
HDP olarak özellikle de Kadın Meclisi olarak uzunca bir süredir alanlarda, mahallelerde, fabrikalarda, atölyelerde, tarlalarda iş ve aş buluşmalarıyla yoğun çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Pervin, “Halkımızla, emekçi kadınlarla güçlü buluşmalar gerçekleştirdik. Bütün bu süreçlerde kadın meclisimizin, eşbaşkanlarımızın büyük emeği geçti. İnanın ki, çalışmalarınız, azim ve çabanız HDP’nin mücadelesini genişletmekte, büyütmekte ve güçlendirmektedir. Bir kez daha emeğimize sağlık, mücadele azminize sağlık diyorum. Bizim dayandığımız güç; halkımızdır, kadınlardır, gençlerdir. İnancımız ve cesaret kaynağımız halkımızın haklı davasıdır, kendi öz gücümüzdür” diye konuştu. 
 
 Kayyım, Kobanê davası, parti kapatma davası…
 
Toplumu yönetmek için ayrımcılığa, savaşa, kaosa ve krizlere ihtiyaç duyan siyasi iktidarın her türlü yöntem ile mücadeleden alıkoymayı önlerine koyduklarını ifade eden Pervin, sözlerine şöyle devam etti: “AKP dönemi de bu saldırı politikasının daha da tırmandırıldığı bir süreç olarak karşımızdadır. KCK operasyonları ile, 4 Kasım darbesi ile, OHAL ilanıyla başlatılan ve günümüze kadar sürdürülen kayyım darbeleri ile, Kobane kumpas davası ile Partimiz hakkında açtıkları kapatma davası ile zorladıkları şey; HDP’yi demokratik siyasetten tasfiye etmek, kadınları mücadelesinden vazgeçirmektir.
 
HDP’ye dönük tasfiye politikaları
 
Peki neden? Çünkü HDP’yi tasfiye etmek; Kürt halkının, Alevi toplumunun, halkların, inanç ve kimliklerin eşit ortak geleceğini ortadan kaldırmaktır. Emeğin hakkını gasp etmektir. Demokratik örgütlenmeleri, demokratik toplumu, medya özgürlüğünü tasfiye etmektir. Çocukların yarınlarını çalmak, hakkını soran ve özgürlük isteyen gençlerin, yükselen muhalefetin mimarı olan kadınların iradesini ve mücadelesini tasfiye etmektir. HDP’yi tasfiye etmek; demokratik bir sistemin kurulmasını, barış imkânını, gelecek umudunu, gerçek adaletin inşasını, eş başkanlık sistemini, eşit temsiliyeti, toplumsal cinsiyet eşitliğini engellemektir. Bize yönelik yok sayma, tasfiye etme politikalarının nedeni budur.
 
Ülkeye 20 yılda ne verdiler?
 
Peki, bize karşı bu yönelimler ile hareket edenler bu ülkeye 20 yılda ne verdiler? Tekçi, baskıcı bir erkek rejimini bu ülkenin başına bela ettiler. Hak, hukuk ve adaleti ortadan kaldırdılar. Anayasayı rafa kaldırdılar. Medyayı, basını susturdular. İçeride savaş, kıyım, tutuklama, sürgün; komşuda savaş, çetelerle işbirliği çetelere akıtılan milyar dolarlar, toprağa verilen canlar… Kadına yönelik suçlarda ve kadın cinayetlerinde rekor kıran bir erkek şiddeti. Çocuk istismarında dünyada ilk sıralarda yer alan bir utanç tablosu iktidarın pratikleridir. Yetmedi; ülkenin parasını pul ettiler. Ülke tarihinin en derin yoksulluğunu, en büyük yolsuzluğunu yarattılar. Halkı açlığa mahkûm ettiler. 
 
Halktan aldıkları yüksek vergilerle saltanatlarını beslediler
 
Çok verimli Anadolu ve Mezopotamya topraklarını çöle çevirdiler. Çiftçiyi üretemez, esnafı, işçiyi, emekçiyi geçinemez hale getirdiler. Yoksulluk kuyruklarında, açlık savaşlarında emeklinin belini büktüler. Eş dost ve akrabalarını kamuya doldururken, yandaşlarına kamu ihalelerini, bürokratlarına çifter maaşları verirken, gençlerin gelecek hayallerini ise yarattıkları korkunç işsizlik tablosu ile ezdiler. Tek tipçi, bilimsellikten uzak, niteliksiz bir eğitim sistemini; doktorları ülkeden kaçırtan çökmüş bir sağlık sistemini dizayn ettiler. Kendilerine uçan saraylar, yazlık kışlık saraylar yaparken, yandaşlarına beşli çetelerine hazineyi yağmalatırken, halktan aldıkları yüksek vergiler ile saltanatlarını beslediler. İşte bu saltanat rejimi ve bir avuç zenginleri doymadığı için ülkede açlık ve yoksulluğun önünü sonuna kadar açtılar. ‘Yerli ve milliyiz’ dediler ülkenin her karış toprağını çetelerinin ve ulus ötesi güçlerin talanına açtılar. O ulus ötesi güçlerin çöplerini getirip bu ülkenin en verimli topraklarını zehirlediler. 
 
Düzenbazlıkta ustadırlar
 
Saymakla bitmez değerli arkadaşlarım. Günlerce saysak, haftalarca saysak yine bitmez. Zihniyetleri de, siyasetleri de o denli kirlidir, o denli kirli icraatlar ile doludur. Şimdi ise yalanla, korkutma ve baskıyla, suçu başkalarına atmakla ayakta durmaya çalışıyorlar. Her gün yeni zamlar yapan, hayat pahalılığını tarihin zirve noktasına taşıyan, enflasyonu durdurmak yerine sürekli harlayanlar, ülkeyi bir başkası yönetiyormuş gibi zamlardan da sorumlu suçlular yaratmaya çalışmaktadırlar. Fakat bunların nafile olduğunu bir kez daha belirtmek lazım. Bütün saha çalışmaları da gösteriyor ki, iktidar hızla eriyor, küçük ortağı bir daha meclise giremeyecek kadar vahim bir şekilde eriyor. Tekçi erkek faşizminin ittifakı eriyor. Bizim mücadelemizle, kadınların mücadelesiyle bu erime daha da hızlanacaktır. Kendileri de bunun farkındadır ki; çözüm konusunda bir basiretleri yok fakat düzenbazlıkta ustadırlar. İktidarları açısından nerede bir sıkıntı çıksa, hemen bir düzenbazlık formülü üretiyorlar.
 
Seçim yasası
 
Bizler meclise giremeyelim diye koydukları seçim barajını bugün onların başına dert olduğu için indirmek zorunda kaldıklarını son yasada gördük. Seçim yasası adı altında bir düzenbazlık yasasını meclisten geçirdiler. Halktan, sandıktan umudu kalmayanlar, hile düzenekleri ile kendilerini iktidarda tutma peşindeler. Kendileri için yasa çıkardılar. Fakat kusura bakmasınlar. Biz kadınlar bu düzenbazlığa meydan verecek değiliz. Onların hileleri ve oyunları ile bugüne kadar nasıl baş ettiysek bundan sonra da baş etmeye devam edeceğiz. Ne baskı ve şiddet politikaları ne de seçim hileleri bunları kurtarmaya yetmeyecektir. Çünkü kadınlar gümbür gümbür geliyor. Kadınlar, örgütlü mücadelesiyle bu iktidarı öyle bir sallayacak ki, felekleri şaşacak.”
 
 Demokratik bir yaşamı alternatif olarak sunan güç bizleriz
 
HDP’nin bu ülkenin siyaset mecrasındaki gerçek çözüm adresi olduğuna dikkat çeken Pervin, “Ülkenin içine çekildiği şu ağır kriz ortamından çıkışın yolu HDP’dir. HDP’nin üçüncü yol siyasetidir. Yakın tarihin tecrübeleri ile sabittir, HDP’siz bir siyaset için plan yapanlar; bu ülkeye, krizden kaostan, acıdan ve sefaletten başka hiçbir şey vaat edemezler. Ne mevcut çözümsüzlük ve kriz iktidarı, ne de temel sorunlara kalıcı ve cesur çözüm siyaseti üretemeyenler, bu kötülük düzenini kökten değiştirme hedefi olmayanlar, ülkeye ve topluma yeni bir gelecek ve umut sunamaz. Yeni bir geleceği, demokratik bir yaşamı alternatif olarak sunan güç bizleriz, HDP’dir. Bu düzen mutlaka değişecek diyen HDP’dir, HDP içinde mücadele eden kadınlardır. Kürt sorununu çözmeyi, barışı, eşitliği, gerçek adaleti ve gerçek bir demokrasiyi hedefine koymamış hiçbir iktidar bu ülkeyi bugüne değin yönetemedi. Bundan sonra da yönetemez” dedi. 
 
 HDP’ye yaklaşım demokrasiye yaklaşımdır
 
HDP’ye yaklaşımın aynı zamanda demokrasiye yaklaşım olduğunu kaydeden Pervin,  “Gelecek konuşulacaksa, demokrasi konuşulacaksa bu HDP’yle mümkündür. Krizden çıkışın da, ortak geleceğin yolu da HDP’nin üçüncü yol siyasetinde ortaya koyduğu hattan geçmektedir. Gerçek çıkış yolu, Newroz’da milyonların ortaya koyduğu iradedir. Herkesin bu hakikati iyi görmesi ve buna göre siyasetini oluşturması gerekir. Hiç kimse HDP’yi ve HDP’ye gönül veren, oy veren, HDP’nin gerçek sahibi olan halkımızı, halklarımızı yanlış değerlendirmemelidir. Yanlış hesap peşinde de koşmamalıdır. HDP’ye gönül ve destek veren milyonlar son derece bilinçlidir ve kararlıdır. Bizler hangi hakikatleri savunuyorsak, hangi mücadeleyi yürütüyorsak ve hangi noktada duruyorsak halkımız bunu çok iyi bilir ve görür. İşte tam da bu nedenle HDP saflarında yer alır” şeklinde konuştu. 
 
Her türlü engellemeye rağmen Newroz alanlarını milyonların doldurduğunu ifade eden Pervin, sözlerine şöyle devam etti: “8 Mart kutlamalarımıza akın akın gelen kadınlar, gerçekleştirdiğimiz bütün kongrelerimizde ne sayısı ne coşkusu ile salonlara sığmayan halkımız; HDP’nin kapatılamaz, engellenemez ve yok sayılamaz olduğunu dünya âleme göstermiştir. Milyonların buluştuğu bu coşkulu kutlamalarımızın gerçekleşmesinde emeği geçen bütün kadın arkadaşlarıma buradan en özel selamlarımı gönderiyorum. En büyük en güçlü ittifakın meydanlarda milyonların kurduğu halklar ittifakı olduğunu, kadın ittifakı olduğunu, demokrasi ittifakı olduğunu göstermiştir.
 
Kadınlar olarak ittifaka öncülük edeceğiz 
 
Bizim ittifakımız demokrasi ittifakıdır. Tekçi erkek rejime karşı tam demokrasiyi, çoğulculuğu, eşitliği ve gerçek adaleti esas alan bir birliktelikle üçüncü yolda, demokrasi ittifakında buluşuyoruz. Bizim ittifakımız kadınların ve haksızlığa uğrayan bütün toplumsal kesimlerin mücadele ortaklığında buluşmasıdır. Demokrasi ittifakımız ne şimdiki karanlık düzeni, ne de bu karanlık düzenin restorasyonunu kabul etmeyen, yeni bir toplumsal sözleşmeyi öngören ve bütün kurumlarıyla demokratik, eşitlikçi, özgür bir ülke ortamını inşa etmeyi amaçlayan bir ittifaktır. Bu ittifakla yol alırken kadın kazanımlarımız ile tarihe kadın mücadelesinin en önemli notlarını düşeceğiz. Kadınlar olarak, hep birlikte demokrasi ittifakına öncülük edeceğiz ve kadınların değişim gücünü ortaya koyacağız. Kadın eşbaşkanlar olarak tekçi erkek iktidarın yalanlarına karşı gerçeğin sesi olmaya devam edeceğiz. Onların zulmüne karşı direnişin, umudun omuzlayanları olmaya devam edeceğiz. Onların haksızlıklarına, düzenbazlıklarına, kumpaslarına karşı adaletin ve hak arayışının asla vazgeçmeyen savunucuları olmaya devam edeceğiz. 
 
Kadın mücadelesi ile tecridi kıracağız
 
İmralı’dan başlayıp tüm toplumun ve kadınların üzerinde uygulanan özel tecrit politikası ile mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizler hep birlikte kadın mücadelesi ile tecridi kıracağız. Her yerde, her zaman, hep birlikte mücadelede ve direnişte olacağız. Biz kadınların kararlı mücadelesi ile statüko değil, tekçi erkek zihniyet değil; kadınlar kazanacak, halk kazanacak, eşit birliktelik kazanacak. Bu sorumluluk başta kendim olmak üzere hepimizin omuzlarındadır. O nedenle özellikle şu zorlu dönemde her zaman olduğundan çok daha fazla çalışacağız, her mahalleye gireceğiz, her haneye ulaşacağız, her kadının yüreğine, bilincine dokunacağız. Gözlerdeki umut, yüzlerdeki gülüş olacağız! Kendimizi, hedeflerimizi herkese ama özellikle her kadına anlatacağız. Mücadelemizi büyüteceğiz ve başaracağız. Biz kadınlar mutlaka kazanacağız. Önümüzdeki yüzyılı kadın mücadelesinin zaferi ile karşılayacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Hepinizi tekrardan sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.”