KNK Eşbaşkanı Zeynep Murad: AKP-KDP Kürdistan'ı savaş alanına çevirmek istiyor

  • 09:14 6 Nisan 2022
  • Siyaset
Medya Üren
 
HABER MERKEZİ - KDP ve Türk devletinin Zap, Avaşin ve Metina’ya yönelik yaklaşık bir yıl önce başlattığı saldırıları ve bugünkü saldırı hazırlıklarını değerlendiren KNK Eşbaşkanı Zeynep Murad, saldırıların tüm Kürtlere yönelik olduğunu belirtti. “AKP ve KDP Kürdistan'ı savaş alanına çevirmek istiyor” diyen Zeynep, saldırıların ulusal birlik ile boşa çıkarılacağını söyledi. 
 
Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Zap, Avaşin Metina alanlarına yönelik Türk Silahlı Kuvetleri’nin (TSK) 23 Nisan 2021’de başlattığı saldırılar bir yılını geride bırakıyor. Saldırıların başladığı günden bu yana bölgede zorlanan TSK, Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP)  desteği ile ilerlemeye çalıştı. Buna rağmen sonuç alınamaması üzerine bu kez de KDP’nin direkt olarak saldırılara katılacağı ve bu yönlü hazırlıkların yapıldığı, bölgeden gelen haberler arasında. KDP’nin Türk devletine verdiği destek ve saldırıların içinde yer alacağına yönelik hareketlilik KDP’ye karşı Kürt halkı içerisinde büyük tepkilere neden oluyor. KDP’nin Türk devletine verdiği destek “ihanet” olarak değerlendirilirken bu tutumundan vazgeçmesi için çağrılar yapılıyor.
 
Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Zeynep Murad, Türk devletinin Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırıları ve bölgeye yerleşme girişimleri ile KDP’nin tutumuna ilişkin JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Bu saldırı tüm Kürdistan’a yönelik’
 
Federe Kürdistan topraklarına yapılan saldırıların tüm Kürtlere ve tüm parçalara yönelik olduğunu söyleyen Zeynep,  “Biz Türk devletini, Rojava’ya yönelik saldırılar sürecinde Kobanê ve Efrîn’in işgal edilmesi planlarından biliyoruz. Türkiye, 2021 yılının Nisan ayında Zap, Avaşîn, Garê ve Metîna alanlarına yönelik kapsamlı bir saldırı planı devreye koydu ve başlattı. Ancak uzun bir süredir karadan ve havadan saldırılar yapılsa da istediği sonucu alamıyor. Gerillanın direnişi karşısında Türk devletinin gücü kırıldı orada. Türk devleti beka adı altında sınır ötesi saldırılar yapıyor. Ancak hepimiz biliyoruz ki amaç bu değil. Türk devleti Lozan’da alamadığı toprakları kendisi için bir darbe olarak değerlendiriyor. Şimdi de 2023 yılına hazırlanıyor. Kaybettiği yerleri almak için harekete geçiyor.  Topraklarını genişletmek istiyor, misakı milli hayallerini gerçekleştirmek istiyor. Bu tehlike Kürdistan’ın dört parçasına yöneliktir” diye konuştu. 
 
‘Kimyasal silah kullanımı belgelendi’
 
Kürt halkının yıllardır büyük bir mücadele yürüttüğünü kaydeden Zeynep , saldırıların Kürtlerin kazanımlarını ve ulusal çıkarlarını tehlikeye soktuğuna işaret etti. Zeynep, şöyle devam etti: “Kürdistan Demokratik Partisi gibi bir güç Türk devletinin bu saldırılarına destek veriyor. Buna karşı güçlü bir duruş beklentisi var. Ancak ne yazık karşımıza bazı argümanlar ve gerekçeler çıkıyor. Biz KNK olarak siyasi partilerle görüşmeler yaptık. Her Kürt bu saldırılardan rahatsızlık duyuyor ve tepkili. Yabancı güçler ve KDP’nin desteği ile Türk devleti bir yıldır buraya yerleşmiş ve kirli saldırılar yürütüyor. Kimyasal silah kullanımı ile de boyun eğdiremez. Bu yüzden şimdi de farklı yol ve yöntemlere başvuruyor. Kürdistan dağlarında kimyasal silah kullanıyorlar. Bu tüm uluslararası savaş kurallarının ihlalidir. İlgili bazı kurumlar gibi biz de KNK olarak çatışmaların yaşandığı yerlere gittik ve inceleme yaptık. Burada kimyasal silah kullanıldığını belgeledik. KDP bu incelemelere engel olsa da incelemelerimiz hala devam ediyor.”
 
‘Saldıralar fazla ama mücadele de büyük’
 
Irak hükümetinin de saldırılara sessiz kaldığını söyleyen Zeynep, “Çünkü hepsinin çıkarları var. Bir süre önce seçimler yapıldı. Burada da kirli oyunlar döndü. Oyunların Türk devletine nasıl güç verdiğini gördük. Türk devleti bundan cesaret alıyor ve saldırı planlarını kapsamlı hale getiriyor. Bu çerçevede Şengal’e yönelik de saldırılar gerçekleştiriliyor. Êzidî toplumuna yönelik 2014 yılında gerçekleştirilen saldırılar boşa çıkarıldı. Şimdi de yine Êzidîleri yok etmek istiyorlar. Türk devletinin saldırıları sürüyor ancak buna karşı özgürlük hareketinin büyük bir mücadelesi var” ifadelerini kullandı. 
 
‘Her yerde Türkiye’nin üsleri var’
 
Saldırılarla birlikte her tarafta Türkiye’ye ait üslerin kurulduğunu belirten Zeynep, KDP eliyle bölgenin her metrekaresinin Türkiye’nin karakolu haline geldiğini dile getirdi. Zeynep, halka bu şekilde zulmedildiğini ifade ederken, “Kürdistan’ı savaş alanına çevirmek istiyorlar. Doğalgazı çıkarıp Türkiye’ye getirerek satmak istiyorlar. Yani Kürdistan üzerinde kirli bir pazarlık yürütülüyor.  Ne yazık ki bu pazarlığın bedelini halkımız ödüyor. Bunların tümü Türk devletinin çıkarınadır. Bu pazarlıklar yıllardır gizli yürütülüyordu. Ancak şimdi gözümüzün içine sokarak yapıyorlar. Buna karşı kuşkusuz Güney Kürdistan’daki siyasi partilerin ve halkın tepkisi büyük. Ancak ne yazık ki bu tepkiler hala bir serhildana dönüşmüş değil” dedi.
 
‘Şengal Kürtlerin yarası’
 
Zeynep, Şengal’e yönelik saldırılara da işaret eden, “74’üncü Ferman sonrası Êzidî toplumu üzerinde Türkiye, KDP işbirliği ve Bölgesel Hükümetin desteği ile aynı şeyi sürdürmek istiyor. Türk devletinin DAİŞ’ten hiçbir farkı yok. Aynı zihniyet ve vahşetle yaklaşıyorlar.  Hava saldırıları ile Êzidî toplumunun öncüleri katledildi, sivillerin yaşadığı yerler bombalandı. Bunlar, bu vahşetin devamıdır. Êzidî toplumu kendi gücü ile özerk yönetimini inşa ediyor ve kendini savunuyor. Kimseye ihtiyaçları olmadığını gösteriyorlar. Kendilerine ihanet edenlere ve satanlara artık inanmıyorlar. Toplumlarını kimseye teslim etmiyorlar. Bu da onların en doğal hakkı. Şengal’e yönelik saldırı bu toprakların en kadim halkı olan Êzidîleri yok etmektir. Diğer yandan Şengal, stratejik bir yer. Şimdi de Şengal’in etrafına duvar örmek istiyorlar. Bu şekilde bizi parçalamak istiyorlar. Buna karşı hepimizin de diplomatik ve siyasi çalışmalarla Şengal’e sahip çıkmamız gerekiyor. Şengal Kürtlerin yarasıdır. Şengal halkı kendi kültür, dil ve kimliği için her şeyi ile mücadele ediyor ve savunuyor. Büyük bir mücadele veriyor. Bizim de onların mücadelesine destek vermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
‘Maxmur yalnız bırakılıyor’
 
Maxmur Kampı’na yönelik saldırılara dikkat çeken Zeynep, “Maxmur halkı da tıpkı Şengal gibi saldırılara karşı büyük bir mücadele veriyor. Maxmur halkı yıllardır her türlü acıyı yaşadı. Maxmur yalnız bırakılıyor.  Burası sürekli Türkiye’nin saldırılarının hedefi oldu. KDP ve Irak hükümetinin yanı sıra Birleşmiş Milletler bu saldırılara karşı sessiz kalıyor. Maxmur halkı ambargo altında. Bu yüzden de mücadele ve ses çıkarma konusunda bizlere, demokratik kurumlara ve siyasi partilere çok görev düşüyor” değerlendirmesi yaptı.
 
‘Kadınlar zafer ve birliğin öncüsü olacak’
 
Türkiye’nin 2023 yılını kendi çıkarları temelinde kazanıma dönüştürmek istemesine karşılık, kendilerinin de böyle yapabileceğinin altını çizen Zeynep, son olarak şunları söyledi: “Bizler duyarlı ve stratejik yaklaşmalıyız. Bu yılı zafer yılı yapabiliriz. Bu bizim için büyük bir fırsat. Bunun gerçekleşmesi için bizlere büyük bir sorumluluk düşüyor. Bunu ancak ulusal birlik ile başarabiliriz. Özellikle de kadınlar ulusal birlik ve zaferin öncülüğünü yapabilir. Kadınlar topraklarını ve ülkelerini savunabilir.”