Kadın cezaevindeki hak ihlalleri Adalet Bakanı’na soruldu

  • 14:02 12 Ocak 2022
  • Siyaset
 
ANKARA - HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutsakların yaşadıkları hak ihlallerini Meclis gündemine taşıdı. Remziye, Adalet Bakanı’na “Mahpusların yazdığı suç duyurularının Cezaevi Disiplin Kurulu tarafından soruşturma ve cezalandırma konusu yapıldığı doğru mudur” diye sordu.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutsakların uğradığı hak ihlallerine ilişkin Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıltması istemiyle soru önergesi verdi.
 
‘Kürtçe mektuplar verilmemekte’
 
Soru önergesinde Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutsakların yazdığı dilekçelerde, pandemi koşullarından dolayı haklarından mahrum kaldığı, ortak sosyal etkinlik, avukatlarla görüşme hakkı, hastane ve mahkeme gibi konularda cezaevi idaresinin yanıt vermediği, herhangi bilgilendirmenin yapılmadığı, olumsuz cevaplarda ise sözlü yanıtlar verildiği belirtildi. Önergede, “Ayrıca mahpuslar Kürtçe söz konusu olunca ekstra bir hak gaspına maruz kaldıklarını beyan etmişlerdir. Kürtçe mektuplar haftalarca mahpuslara verilmemekte, koğuşlar arası ve dış postada gönderilen Kürtçe mektuplar ise gecikmeli verilmektedir” denildi.
 
‘Işık işkencesine maruz bırakılıyorlar’
 
Tutsakların koğuş aramalarının sağlığa uygun yapılmadığını beyan ettiklerine, sürekli koğuş aramalarının yapılması ve koğuş aramalarında dikkatsiz bir şekilde davranılmasının bulaş riskinin de arttırdığına dikkat çekilen soru önergesinde, “Mahpuslar, cezaevinde ses ve ışık işkencesine maruz kaldıklarını açıklamışlardır. Koğuşlarda gece ışıkların yanıp söndüğünü, sabah ise kapıların tekmelendiğini, ayrıca mahpuslar 24 saat çift yönlü kameralarla taciz edildiklerini ifade etmişlerdir. Cezaevinde beslenme ve su sorununa dair yapılan suç duyuruları ise Cezaevi Disiplin Kurulu tarafından soruşturma ve cezalandırma gerekçesi yapılmaktadır. Mahpuslar sağlık hizmetine erişemediklerini ve kronik hastaların grip aşısı taleplerinin karşılanmadığını ifade etmişlerdir. Tüm bu hak ihlallerine ilişkin Adalet Bakanlığı’na yazılan dilekçeye cevaben yalnızca cezaevinde eşya bulundurmaya ilişkin cevap verilmiştir” ifadelerine yer verildi.
 
Adalet Bakanlığı’nın cevaplanması istemiyle şu sorular yöneltildi:
 
“* Bakanlığınızın da bilgisi dâhilinde olan yukarıda bahsi geçen hak ihlallerine ilişkin Bakanlığınızın cevap vermemesinin yasal gerekçesi nedir?
 
* Bakanlığınız söz konusu ihlallere ilişkin adım atacak mıdır?
 
* Mahpusları en temel insan haklarından olan sağlığa erişim, beslenme, haberleşme hakkı gibi haklarından mahrum kalmasına ilişkin infaz memurları hakkında soruşturma başlatacak mısınız?
 
* Mahpusların yazdığı suç duyurularının Cezaevi Disiplin Kurulu tarafından soruşturma ve cezalandırma konusu yapıldığı doğru mudur? Bakanlığınız bu konuda başlattığı herhangi bir işlem var mıdır?
 
* Mahpusların yazdığı dilekçelere cevap verilmemesinin, ortak sosyal etkinlik, avukatlarla açık görüş hakkı gibi ve hastane, mahkeme gibi konularda mahpusların bilgilendirilmemesinin gerekçesi nedir?
 
* Kürtçe mektupların mahpuslara verilmemesi veya geç verilmesine karşı Bakanlığınızın girişimleri nelerdir?
 
* Bakanlığınız mahpuslara ses ve ışık işkencesinde bulunan sorumlular hakkında soruşturma başlatacak mıdır?
 
* Bakanlığınız söz konusu tüm hak ihlallerine istinaden Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna denetim yapacak mıdır? Cezaevlerinde infaz memurlarının keyfi ve insanlık onurunu zedeleyen muameleleri, işkence veya taciz gibi suçlara karşı Bakanlığınızın önlemleri nelerdir?
 
*Son 1 yıldır Türkiye genelinde insan hakkı ihlalinde bulunarak suç işleyen ve bu nedenle Bakanlığınızca hakkında soruşturma başlatılan infaz memur sayısı kaçtır?”