‘Erdoğan’ın politikası büyük bir felaketin habercisi’

  • 09:04 25 Aralık 2021
  • Siyaset
Dilan Babat 
 
ANKARA - 2022 Yılı Merkezi Bütçe görüşmelerinde, iktidarın “pembe bir tablo” çizdiğini söyleyen HDP’li Serpil Kemalbay, derinleşen yoksulluğun görmezden gelindiğini vurguladı. Serpil, mevduatın dövize endekslenmesini ise “büyük bir felaketin habercisi” olarak değerlendirdi. 
 
Döviz kurunun sürekli yükselip ve inmesiyle birlikte, var olan ekonomik kriz daha fazla derinleşirken, 18 Aralık’ta Meclis Genel Kurulu’nda 11 gün boyunca süren 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2020 Yılı Bütçe Kesin Hesap Kanun Teklifi, AKP ve MHP oyları ile geçti. Halkın yoksulluğunun göz ardı edildiği bütçe görüşmelerinde, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 4'üncü bütçesinde giderler için 1 Trilyon 750 Milyar TL, bütçe gelir beklentisi ise 1 Trilyon 472 Milyar TL olarak belirlendi. Net borçlanma beklentisi ise 278 Milyar TL olarak öngörüldü. 2022 Yılı Bütçesi için faiz harcamaları miktarı 240 Milyar TL olarak belirlendi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, 2022 Merkezi Bütçe görüşmeleri ve derinleşen ekonomik krizi değerlendirdi. 
 
‘Pembe bir tablo çizildi’
 
Yılın başından itibaren “Kadın Yoksulluğuna Hayır” kampanyası ve “İş ve Aş” buluşmaları gerçekleştirdiklerini hatırlatan Serpil, bu buluşmalarda bir araya geldikleri onlarca emekçinin her hangi bir geliri olmadığını tespit ettiklerini söyledi. Serpil, “Zaten çalışanlar için bir yoksulluk var. Ama işsizlik, gelir güvencesizliği konuların başında geliyor. Tarım işiyle uğraşan kadınlar ve erkeklerin aynı ücreti almaması, sağlık e eğitime ulaşmamaları gibi binlerce sorun var. Gittiğimiz her yerde insanlar canından bezmiş durumda ve böyle gitmeyeceğini belirttiler. Bir taraftan böyle bir tablo varken, bir taraftan ise Meclis’teki bütçe görüşmelerinde ‘pembe bir tablo’ çiziliyor. Yapılan köprülerin, yolların, halka bir faydası yok. Kimsenin yanından geçemediği havaalanları yapılıyor diye bu halk aç kalmak zorunda değil. AKP iktidarı böyle bir tablo çizdi, bütçe gerçekten büyük bir israf içerisinde olan saraya harcanıyor” dedi. 
 
‘Bütçenin yarısı güvenlikçi politikalara ayrıldı’
 
Bütçe görüşmelerinden çıkan sonuçları ise Serpil şu sözlerle özetledi: “Kadınlara dönük bütçe yok, öyle kalemlere ayırma gibi dertleri de yok. Neredeyse bütçenin 5’te biri güvenlik politikalarına ayrılmış. Şirketlere otomatik ödemeler var. Bunlara da  ‘garanti ödemeler’ deniliyor. Bunlara milyarlar ayrılmış, faiz nedeniyle bütçeye bir yük biniyor ve buna da milyarlar ayrılmış. Biz bunlara itiraz ettik. Önergelerimizde bölgesel eşitsizliklere dikkat çektik. Savaşa ayrılan payın tarım politikalarına ayrılması için önergeler verdik. Ev emekçisi kadınların sigorta hakkı olması gerektiğini savunduk ama hepsi AKP ve MHP oyları ile reddedildi. Her eve ücretsiz elektrik, doğalgaz ve internetin verilmesini istedik. Diyarbakır’da Yunus Emre isimli bebek yaşamını yitirdi. Sebebi ise, DEDAŞ daha fazla kazansın diye. Bu da Türkiye’nin utancı. Çocuklarımızı yaşatamıyoruz.” 
 
‘Erdoğan’ın politikası büyük bir felaketin habercisi’
 
Döviz kurundaki ani artışı “spekülasyon”  olarak değerlendiren Serpil, diğer yandan TL’nin değer kaybetmesinin asgari ücret komisyonunun tartışmalarına denk geldiğine dikkat çekti. Serpil, şöyle devam etti: “Durmadan Türk parası değer kaybetti. Bunun sebebi ise, Erdoğan’ın ekonomi politikalarını devreye sokması. Şimdi emek ucuzlaştıkça döviz fırladı. Fiyatlar artarken gelir ise ucuzlaştı. ‘Müjde’ gibi verdikleri asgari ücret önceki asgari ücretin de gerisine düştü. Ocak 2021’deki asgari ücret 384 Dolara denk gelirken, bütün bir yıl boyunca düştü ve kasım ayında 200 Dolar civarına kadar geriledi. En son Erdoğan çıkıp, ‘Mevcudata döviz endeksliyorum, ithalat ve ihracatçının döviz kayıplarını dövize endeksleyerek hazineden karşılayacağım’ dedi. Bu, kamudan karşılanamaz. Bu kamudan karşılanırsa bunun anlamı, ‘Hiper enflasyon’ olur. Bu da büyük bir pahalılık fırtınası demektir. Her şeye zam yaparak, para basarak daha da büyük bir enflasyon yaratarak hepimizin boğazını sıkmayı düşünüyor. Göreceli bir rahatlamaya bakarak kimse rahatlamasın. Erdoğan, bankada kimin parası varsa onu dövize endeksledi. O zaman bütün halkın geliri de maaşı da dövize endekslemesi gerekiyor. Erdoğan’ın politikası bir kurtuluş değil, tam tersine büyük bir felaket habercisi.” 
 
‘Kadınların 4’te biri asgari ücret almıyor’
 
Bütçe komisyonunda anti demokratik bir işleyişin varlığına işaret eden Serpil,  “Sendikalara, demokratik topluma danışmayan bir durum işletildi. Halktan kaçırılarak bütçeleri yapmak noktasında itirazlarımızı yükselttik. Bu süreci toplumsallaştırmak için çırpındık. Kamu hizmetlerinin güvence altına alınmasını istedik. Toplumsal cinsiyet eşitlikçi çalıştayımıza dayandırdık. Eğer bütçede bakım ekonomisine bir pay ayrılsaydı hem ekonomiye dair bir önlem olacaktı hem de ev emekçisi kadınlar rahatlayacaktı. Bütün bunları orada tartıştık ama yeterli olamadık. Bunu da önleyemememizin sebebi daha fazla örgütlenemememiz. Asgari ücret mücadelesini verdik ama kadınların 4’te biri asgari ücret almıyor. Bütün mücadelelerin toplumsal cinsiyet açısından etkisinin araştırılması ve oradaki eşitsizliklerin de giderilmesi gerekiyor” diye konuştu.