Ebru Günay’dan kadınlara: Deniz Poyraz’ın davasında bir arada olalım

  • 12:47 23 Aralık 2021
  • Siyaset
 
ANKARA - HDP Sözcüsü Ebru Günay, İzmir İl Örgütü’nde ırkçı saldırı ile Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer’in yargılanacağı davanın, 29 Aralık’ta görülecek ilk duruşmasına dikkat çekerek, katılım çağrısında bulundu.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, Genel Merkez binasında haftalık olağan basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘2021 yılında bir mücadele yürüttük’
 
Pandemi, iktidarın yarattığı krizler nedeniyle Türkiye toplumunun zorlu bir yılı geride bıraktığını söyleyen Ebru, “Birbirimizle dayanışarak 2021 yılını geride bıraktık. Bizler HDP olarak, ‘HDP’liyiz Her Yerdeyiz’ diyerek Edirne’den Hakkari’ye, Mardin’den İstanbul’a, Diyarbakır’a, Ankara’ya kadar her yerde direnen, baskıya karşı mücadele eden, sesini yükselten, kadın kazanımlarını koruyan kadınlarla geleceğini korumaya çalışan gençlerle, ekolojik dengeyi korumaya çalışan ekolojistlerle. Özetle Türkiye’nin tamamı ile bir mücadele yürüttük, birlikte direndik. Hep birlikte alanlarda, sokaklardaydık. 2022 yılı da bizler için böyle bir yıl olacak bizler Türkiye’nin bütün kesimleriyle, ezilenleri ile kadınlarıyla, gençleriyle, Alevileriyle, Êzidîleriyle, Süryanileriyle birlikte dayanışarak kazanacağımız bir yıl olacak. 2022 yılı Türkiye halklarına kutlu olsun hepimizin kazanacağı ve hep birlikte direneceğimiz bir yıl olsun. Hep birlikte özgür, birlikte kazanacağımız, dayanışacağımız bir yıl olmasını diliyoruz” dedi. 
 
‘Ülkeyi uçuruma sürüklediniz’
 
Ekonomik krizin ülkeyi yangın yerine dönüştürdüğünü ifade eden Ebru, halkların ger gün açlık, yoksulluk, sefalet içinde bir yaşam mücadelesi verdiğini kaydetti. Ebru, “Bütün kriz anlarında yaptığı gibi bu iktidar tekrardan kendisini, yandaşlarını kurtarmaya halkın taleplerini görmezden gelmeye çalışan bir politika yürütmeye çalışıyor. Bu bir AKP iktidarı klasiği, krizleri görmezden gelmek, halkın taleplerini görmezden gelmek. En önemlisi, çözüm formülleri adı altında yandaşı kayırmak bir AKP klasiği. Maalesef bu içinde bulunduğumuz ekonomik krizde de AKP iktidarı tekrardan kendi iktidarını ve yandaşı koruma derdine düşmüş. Türkiye toplumu bütün bu olan bitenin farkında. Son bir haftada yaşananlara baktığımızda her şey olağan çıplaklığı ile ortada. Bununla birlikte çıkıp dedi ki; ‘gece yarısı finans oyunları’ dedi. Bizler şunu ifade edelim ki; en büyük tehlike siz kendinizsiniz. Ülkeyi uçuruma sürüklediniz ülkeyi yangın yerine dönüştürdünüz. Bir gecede milyar dolarlar satanlar kimler? Hangi yandaşlarınızı artan ve düşen dolardan zengin ettiniz. Yetmedi TL’yi dolara bağladınız yeniden yoksulluk, fakirlik ve çözümsüzlük yarattınız. Madem birileri operasyon yapıyor, bunun çözümü çok basit. Yaptığınız zamları geri alın. Benzin mazot zamlarını geri alın. Sonuçlar ortada kendisini korumaya devam ediyor. Bunları bir an önce ortadan kaldırın halkın taleplerine cevap verin” şeklinde konuştu.
 
Ebru’nun konuşmasının satır başları şöyle:
 
“Hazine ve Maliye Bakanı ne diyor; ekonomi gözlerimdeki ışıktır. Ben buradan kendisine şunu söylemek istiyorum: Açlıkla, yoksullukla cebelleşen halkımız sizin fırıldak gözlerinizdeki ışığa bakmıyor. Faturasını ödeyemediği için yanmayan elektriğine bakıyor, sönen ocağının ateşine bakıyor, tenceresinde kaynamayan aşına, ekmeğine bakıyor. Baktıkça da öfkeleniyor. Bu öfke sizi sandığa gömecek olan öfkedir. Benden size tavsiye; halkın gözlerindeki öfkeye bakın. Bu öfke iktidarınızın sonunu getirecektir. Halkın taleplerine kulak verin. Bu ülkeyi yönetemediğinizi kabul ederek bir an önce istifa edip bu ülkenin ve halkın sırtına kambur olmaktan bu ülkeyi kurtarın.
 
Muhalefet partilerine ziyaretler
 
HDP olarak bizler bu gelişmeler devam ederken MYK toplantımızı gerçekleştirdik.  Acil sorunlardan biri olarak ekonomi ve yönetememe krizi bizim de gündemimizdeydi. Bu tartışmalar sonucunda Eş Genel Başkanlarımız siyasi partilerle görüşmeler gerçekleştirdiler. İlk olarak Saadet Partisi ile görüştük. Önümüzdeki haftaya Gelecek, DEVA ve CHP ile görüşmeler yapılacak. Şunu ifade etmek isteriz. Bizler HDP olarak ülkenin yönetilememe krizi olduğunu söylüyoruz. Yönetilememe krizine en iyi çözüm ise iktidarın bir an önce seçime gitmesi, iktidarın yönetemediğini kabul etmesi. Bizim önerimiz şudur, görüşmelerde de bunu dile getireceğiz, bütün muhalefet partilerinin ortaklaşacağı bir seçim önergesinin Meclis’e gelmesi gerekiyor. Türkiye yönetememe krizine çözüm olarak bir an önce erken seçime gitmeli. Burada bütün muhalefet partilerinin ortak hareket etmesi ve bu gidişata dur demesi bizler açısından önemlidir. Evet iktidar yönetemiyor ama muhalefetin de bu gidişata dur demek gibi bir sorumluluğu var. Bu soruna dikkat çekerek, muhalefet olarak hep birlikte seçim önergesinin gündeme gelmesi ve bir erken seçime gidilmesinin elzem olduğunu düşünüyoruz.
 
Çözüm odaklı görüşmeler
 
Türkiye toplumlarının tamamı erken seçim istiyor. Sırtında yük olarak gördüğü bu iktidardan kurtulmak istiyor, özgür demokratik bir gelecek istiyor. Bunun için mücadele etmek ise muhalefetin temel görevlerinden biri. Yönetememe krizinin bir diğer önemli konusu ekonomik krize yönelik de bizim çözüm önerilerimiz var. Erken seçim öncesi toplumu rahatlatacak ve halkın acil ihtiyaçlarına çözümler bulacak ekonomik tedbirler de gündemimizde. Bu kapsamda, temel ihtiyaçlar konusunda toplumu rahatlatacak, halkın sırtındaki yükü az da olsa azaltacak acil ekonomik tedbirler önerilerimiz var. Çözüm önerilerimiz şunlar: Acil olarak elektrik, su, doğalgaz ve internet tüm hanelerde ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz karşılanmalı. En düşük emekli maaşı asgari ücret sınırına kadar yükseltilmeli. Yine 800 TL olan öğrenci bursları ise karşılıksız bir şekilde 2 bin TL’ye yükseltilmeli. İşsizlere asgari gelir desteği sağlanmalı, çiftçilere verilen destekler artırılmalıdır. Bunlar seçime girmeden önce alınması gereken acil tedbir önerilerimiz. Bizler halkın taleplerine kulak veren bir parti olarak bu konudaki tarihi rolümüzü oynamaya devam edeceğiz. Bu konudaki her türlü sorumluluğu alacağımızı bir kez daha söylemek isterim. Bu tarihi misyonumuzun gereği olarak da çözüm odaklı bu görüşmeleri gerçekleştiriyoruz.
 
2020 yılı başından itibaren cezaevlerinde 59 ölüm
 
Ülkedeki bir diğer kanayan yara maalesef ölüm evlerine dönüşen cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleridir. İHD 14 Aralık’ta bir rapor yayınladı. Bu rapora göre 2020 yılın başından itibaren 7’si infaz ertelemesinden sonra olmak üzere en az 59 ölüm var. Sadece son bir ayda devletin koruması ve sorumluluğu altında olan cezaevlerinden 7 cenaze çıktı. Cezaevlerinin ölüm evlerine dönüştüğü herkesin malumu. Bütün bunlar olup biterken Adalet Bakanlığı ise bütün bunları izlemeye devam ediyor. En son Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nden Vedat Erkmen’in cenazesi çıktı. Bakın olaydan birkaç gün önce odasında bir arama gerçekleşti. Bu aramada bir ince arama yapıldı. Arkadaşlarının yanından, güvenlik gerekçesiyle alınarak tek kişilik bir hücreye bırakıldı. Ailesi ile yaptığı son telefon görüşmesinde, ailesi ve kardeşleri herhangi bir olağanüstülük olmadığını ve bu şüpheli ölümün bir cinayet olduğuna ikna olduklarını söylediler. 
 
Bu yaptığınız hangi dine sığar?
 
Ne ailesi, ne arkadaşları bu ölümü şüpheli bir cinayet olarak görüyor. Bizler de bunun intihar olduğunu düşünmüyoruz. Adalet Bakanlığı kamuoyunu ve aileyi tatmin edecek bir açıklama yapmaya davet ediyoruz. Artan şüpheli ölümlerden kaynaklı milyonlarca aile artık tedirgin. Çocukları cezaevinde. Hak ihlallerinin yoğun olarak görüldüğü bir yere dönüştü. Türkiye’de insanlar artık cezaevlerinde can güvenliği tehlikesi yaşıyor. Hak ihlalleri bununla da sınırlı kalmadı. Kars’ın Digor ilçesine götürülen Vedat Erkmen’nin cenazesinin camiye götürülmesine, selasının okunmasına izin verilmedi. Cami imamı, İl Müftülüğü’nün genelgesini ve talimatını gerekçe göstererek Vedat Erkmen’in cenazesini camiye kabul etmedi. Buradan hem il müftüsüne hem de cami imamına sormak istiyorum: Bu yaptığınız hangi dine sığar, hangi kitapta geçer, hangi ahlaka sığar. Hangi insanlık değeri bir ölünün selasının okunmamasını kabul eder. Hangi din insanı bunu kabul eder. Bunu yapsa yapsa vahşi IŞİD çetesi yapar. Bu uygulamalar aslında IŞİD’i aratmayacak düzeyde. İnsanlık dışı uygulamalardır. Bunları asla kabul etmiyoruz.
 
İktidara: Düşman dilinden bir an önce vazgeçin
 
90’lı yılların faili meçhul cinayetleri artık Adalet Bakanlığı'nın kontrolündeki cezaevlerinde yaşanıyor. Faili meçhul cinayetlerin yerini, cezaevlerinde mahpusların şüpheli ölümleri aldı. Bunlar asla bizler açısından kabul edilemez. Adalet Bakanı’nı duyarlılığa, cezaevlerindeki bu ölümlere bir an önce dur demek için açıklama yapmaya davet ediyoruz. Cezaevlerindeki infaz sistemi bu iktidarın adım adım ördüğü bir sistem ve bu sistem artık ölüm üretiyor. Düşman politikaları sonucu olarak iktidarın toplumu kışkırttığını biliyoruz. Irkçılığın teşvik edildiği, ırkçı söylemlerin arttığı bir dönemde, İzmir’de, 3 Suriyeli mülteci diri diri yakılarak hayatını kaybetti. Bu olanlar, bu yapılanlar elbette insanlık dışı uygulamalardır. Failler hesap vermelidir. İktidar topluma karşı düşman dilinden bir an önce vazgeçmelidir.  Bu iktidarın hak ihlallerini, yaptığı adaletsizlikleri, hukuksuzlukları anlatmakla bitmez. Birkaç gün önce Umut Kitabevi dosyasında delilere, kamuoyuna mal olan görüntülere rağmen sanıklar tam 16 yıl sonra beraat ettirildiler. Yine Cizre JİTEM dosyasında gözaltındaki 21 kişinin infazından sorumlu olan Cemal Temizöz ve diğer sanıkların beraat kararı Yargıtay tarafından onaylandı. 
 
Urfa mitingine çağrı
 
İktidara geldiğinden bu yana faili meçhul cinayetleri açığa çıkartacağını söyleyen AKP iktidarı yargılamaya başladığı JİTEM sanıklarını beraat ettirdi, teker teker dosyaların üzerini örttü, bu dosyalara bu katliamlara ölümlere ortak olduğunu ifade etti. Geldiğimiz aşamada AKP iktidarı derin devletin kendisi oldu, ülkeyi mafya çete ülkesi haline getirdi. Bu adaletsizliğe karşı olarak HDP olarak bizlerin mücadelesi kesintisiz devam edecek. 26 Aralık’ta Urfa’da adaletsizliklere, cezaevlerindeki hak ihlallerine ve tecride dikkat çekmek için bir miting yapıyoruz. Bu mitinge Eş Genel Başkanımız Mithat Sancar katılacak. Adaletsizliğe karşı olan herkesi bu mitinge katılmaya davet ediyoruz. 29 Aralık’ta Eş Genel Başkanımız İzmir’de görülecek olan Deniz Poyraz duruşmasına katılacak. Buradan bütün kadınlara çağrımızdır. Deniz’in katillerinden hesap sormak için İzmir’de buluşma çağrısında bulunuyorum. 
 
Gençlik Kongresi’ne davet
 
HDP tüm mücadele alanları içinde, aynı zamanda çok büyük bir gençlik partisidir. Bütün gençlerin HDP’de umudu gördüğünü, kendisini HDP’de ifade ettiğini ve HDP’de mücadele etmek istediğini biliyoruz. Gençlik Meclisi’miz 26 Aralık’ta Diyarbakır’da Kaplan City Salonu’nda 3’üncü Olağan Kongresi’ni gerçekleştiriyor. ‘Şimdi Gençlik Zamanı’ diyen, ‘Genç başladık genç başaracağız’ diyen gençleri Diyarbakır’da yapılacak olan Gençlik Kongremize bir kez daha davet ediyorum.”