Ayşe Acar Başaran'dan Aile Bakanı'na: Şiddeti tolere etmiyoruz

  • 16:48 11 Aralık 2021
  • Siyaset
ANKARA - Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi üzerine konuşan HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, “ ‘Şiddet tolere edilir’ diyen bakana verileri açıklamak istiyorum; İlk 11 ayda 411 kadın erkek şiddeti sonucu katledilmiş” dedi. 
 
Meclis Genel Kurulu’nda Sağlık Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve bağlı kuruluşlar ile 2020 Kesin Hesapları görüşülüyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grubu adına, Habip Eksik, Semra Güzel, Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sait Dede, İmam Taşçıer, Oya Ersoy, Murat Çepni, Kamal Peköz, Ayşe Acar Başaran, Dilan Dirayet Taşdemir söz aldı.
 
HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı üzerine söz aldı.
 
‘AKP kadınları bir yaşam biçimine sıkıştırmak istedi’ 
 
Cezaevinde tutulan Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak, Leyla Güven, Ayşe Gökkan ve diğer tutsak kadınları selamlayarak konuşmasına başlayan Ayşe, önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da bütçelerde kadınların isimlerinin olmadığını belirtti. Bütçede, kadının olmadığına şaşırmadıklarını kaydeden Ayşe, “AKP iktidarı 19 yıl boyunca çok sinsi bir şekilde, toplum hiç anlamıyormuş gibi bir yöntemle 2023 hedeflerini ortaya koyarken kadınlara bir form, yaşam biçimi belirledi ve forma sıkıştırmak için mekanizmaları işleterek gerçekleştirdi. Bunu yargı, yasama, Diyanet ile bütün aygıtları işleterek gerçekleştirmeye çalıştı. Bu mekanizmaları işletirken, iktidar erkekler hem fikri hem eylemsel bir ittifak gerçekleştirdi. Erkekleri kadınlara karşı kışkırttı. Kadınlara karşı şiddetin en yüksek olduğu dönemlerde yaşamımıza musallat oldu. Bunu nasıl yaptı diye sorarsınız? AKP Genel başkanı bir kadın adalet zirvesinde konuşmuş.  Bu zirve de erkeklerin ve kadınların fıtraten eşit olmayacağını söylemiş, Erdoğan kadın mıdır kız mıdır?’ diye söylemiş. Bu söylemleri en yüksek perdeden söylerken, programlarda evlilik programları vardı, şimdi kadınlara yemek yapıyorlar, şiddetin pornografisini TV’lerde izliyoruz” dedi. 
 
Yargının kadınlara dönük tutumu
 
İktidarın medyada bu algıyı yürütürken, yargının da kadınlarla ilgili her türlü davada, faillere dönük indirim yaptığına dikkat çeken Ayşe, şöyle devam etti: “Duruşma solanlarında iyi göründükleri için tahrik indirimleri uyguluyor. Gülmeyi iffetsizlik olarak kabul eden iktidarın üyeleri var. Yargıda kadınlara dönük davalar da sistematik bir şekilde yürütülüyor. Bunun en yakın örneği ‘erkekti’, ‘bir baskı vardı’,  ‘üniformalıydı’. Erkekseniz üniformalıysanız suç işleme özgürlüğünüz vardır. Musa Orhan bir kadına tecavüz etti, İpek Er başvurularından sonuç alamayınca yaşamına sona erdi. Musa Orhan iyi halden 10 yıl ceza aldı ve tutuksuz yargılandı. Kadınlar açısında Ayşe Gökkan bütün ömrünü kadın mücadelesine harcayan biri. Erkek egemen sistemi nefessiz bırakan bir kadın arkadaşımız. Defalarca yargılanmak istenmiş en son kadın faaliyetleri yürüttüğü, TJA aktivisti olduğu ve Kürt kadını olduğu için 30 yıl ceza verildi. İşte erkek yargının pratiği. Bir taraftan tecavüzcü, bir kadının ölümüne neden olan birine verdiği 10 yıl diğer taraftan kendi kimliğini, cinsini savunan Ayşe Gökkan ikisi arasında ortaya çıkan farkı görüyoruz. 
 
İlk 11 ayda 411 kadın erkek şiddeti sonucu katledildi
 
İktidar bütün bu aygıtları işletirken, kadınların kazanımlarını gasp etmek için adımlar atıyor. Nafaka hakkı tartışmaya açtılar, bu kürsülere, defalarca çocuk istismarını meşrulaştırmak için evlilik adı altına kanunlar getirilmek istendi. İnfaz kanunu ile kadın ve çocuklara karşı suç işleyenler serbest bırakıldı. Mücadele eden kadınlar rehin tutulmaya devam edildi. Meclis’te kadına yönelik şiddet mücadele ediyor gibi bir algı yaratılırken bir taraftan İstanbul Sözleşmesi tek adamın imzası ile geri çekildi. Aile bakanı ne yaptı? Aile bakanı ise sustu. Tarihe tek kadın bakanı aileden sorumlu olan kadın bakan İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekildiği ilan edildiğinde tek kelime etmedi. İstanbul Sözleşmesi çekildikten sonra veri paylaşarak şiddetin azaldığını iddia etti. Bunu meşrulaştırmaya çalıştı. Kriz ve savaş süreçlerinde en fazla kadına yönelik şiddetin arttığı süreçlerdir, acil plan yapın dedik. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı ‘şiddeti tolere edin’ dedi. Kendisi şiddeti tolere edebilir ama şiddeti tolere etmiyoruz. Tek bir kadının yaşamını yitirmesini kabul etmiyoruz. ‘Şiddet tolere edilebilir’ diyen bakana verileri açıklamak istiyorum; İlk 11 ayda 411 kadın erkek şiddeti sonucu katledilmiş.
 
Kadınlar şiddet ortamından uzaklaşamıyor
 
İki gün önce Garibe Gezer şüpheli yaşamını yitirdi. Aldığımız veriler kadınların çabalarıyla elde edilen veriler. Uzun süredir bakanlık sağlıklı bir veri tutmuyor.  Kendilerine göre kadına yönelik şiddet, kadına yönelik şiddet sayılmıyor. Bu kadar ağır bir tablo karşımızda iken bizden tolere edilmesi bekleniliyor. Tolere etmiyoruz Sadece şiddetle yüz yüze mi kalıyor bu iktidarın yürüttüğü politikalar nedeniyle. Hayır, işsizlikte hem bedenimiz hem de emeğimiz sömürülüyor. Bu süreçte HDP Kadın Meclisi olarak ‘Kadın Yoksulluğuna Hayır’, ‘Kadınlar İçin Adalet’ kampanyası yürüttük. Yüzlerce kadın ile bir araya geldik. Kadınlar güvencesiz çalışıyor. Sürekli kadınlar aile bireylerine bağımlı olduğu için şiddet ortamlarında uzaklaşma noktasında büyük zorlanmalar yaşıyorlar.
 
Mülteci ve engelli kadınlar
 
Bu ülkede engelli kadınlar var. Sizin tamamen sağlamcı ideolojiniz nedeniyle soyutladığınız engelli kadınlar var. Toplumun hiçbir alanına karışmasına izin vermediğiniz kadınlar, engelli kadınlar bu toplumun bir parçası. Bu toplumda izole edilmek istemiyorlar. Şunu ifade etmek istiyoruz; İktidar kadınlara savaş açmış durumda. Kendini ve rejimini kurumsallaştırmak için. Ama dün de gördünüz kadınlar bu saldırıların karşısında geri adım atmıyor.”