Pervin Buldan: Zulüm düzenine karşı herkes birleşmeli

  • 15:37 11 Aralık 2021
  • Siyaset
VAN - HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, gelecek yüzyıla taşımak istenen asırlık ret ve inkarcı, tekçi düzenin faşizm dayatmasına karşı halkların sarıldığı güçlü demokrasinin olduğunu belirterek, “Tüm ülkeyi karanlığa boğmak isteyen zulüm düzenine karşı herkesin birleşmesi gerekiyor” sözleri ile çağrıda bulundu.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Birlikte kazanalım” şiarıyla Van’da aydın, yazar, gazeteci ve sanatçılarla bir araya geldi. Kentteki bir otelde düzenlenen buluşmaya çok sayıda kişi katıldı. Buluşma öncesi HDP’nin “Demokrasiye çağrı tutum belgesi” ile ilgili bir sunum yapıldı. Sunumun ardından Pervin, açılış konuşması yaptı. 
 
'Garibe’nin yaşamını yitirmesi şaibelidir'
 
Pervin konuşmasının başında Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde sistematik işkenceye ve tecavüze maruz bırakılan ve şüpheli şekilde yaşamını yitiren Garibe Gezer’i andı. Garibe’nin yaşadıklarına ilişkin HDP tarafından birçok çağrı yapıldığını ancak bu çağrılara kulak verilmediğini söyleyen Pervin, “Garibe’nin yaşamını yitirmesi şaibelidir. Adli Tıp raporunun aileye verilmemesi bile bu durumun şaibeli olduğunu ortaya koyuyor. Adalet Bakanlığı bu şaibeli ölüm ile ilgili olan tüm sorumluları ortaya çıkarması gerekiyor. Biz HDP olarak hukuken bu işin peşini bırakmayacağız. Bu şaibeli ölümün nasıl olduğunu ortaya çıkarılması için mücadele edeceğiz” dedi. 
 
Baskıcı otoriter iktidar tarafından demokrasinin sesinin kesilmeye, ülkenin nefessiz bırakılmaya çalışıldığını söyleyen Pervin, “Bugün tüm ülkeyi adım adım çöküşe götüren büyük bir demokrasi ve siyaset krizlerinin sonucu olan ekonomi, sosyal ve toplumsal bir buhranla karşı karşıyayız. Bu kriz Cumhuriyet tarihinin en büyük krizidir. Cumhuriyetin demokrasi ve barışla buluşturulması çabalarının her defasında otoriter rejimin darbe uygulamalarıyla akamete uğratılması, çoğulculuğun ve farklılıkların reddi, yaşanan çoklu krizlerin, çöküşlerin temel nedenidir. Demokratik siyaseti, katılımcılığı hak ve adalet arayışları ile barış çabalarını tasfiye ederek faşizmin her alanda kurumsallaştırılması çoklu krizin temel nedenidir. Tarihsel bir sorun olan Kürt sorununun 100 yıllık ret ve inkar politikasına, Alevi toplumunun sorununu inanç tekçiliğine, kadınların eşitlik taleplerini erkek düzene, emekçilerin sosyal adalet talebi sömürü çarkına, adil paylaşılması gereken ekonomik kaynakları yolsuzluk cenderesine, doğayı rant mekanizmasına mahkum etmeye çalışan bu ceberut düzen, tüm krizlerin, yıkımların ve kötülüklerin ana kaynağıdır” diye belirtti.
 
‘Yeni yaşamı demokrasiyle inşa etmek isteyenler var’
 
Türkiye’nin artık bir yol ayrımında olduğunu belirten Pervin, “Bir tarafta, yeni sahipleriyle kendisini gelecek yüzyıla taşımak isteyen bir asırlık ret ve inkarcı, tekçi düzenin faşizm dayatması vardır. Bunun karşısında ise, Cumhuriyete demokrasiyle taçlandırarak, barışı ve adaleti esas alan eşit ortaklığa dayalı yeni bir yaşam kurmak isteyen, Kürdüyle, Alevisiyle, tüm inanç ve kimlikleriyle, emekçileriyle, kadın ve gençleriyle umudu ayağa kaldıran Türkiye halklarının sımsıkı sarıldığı güçlü demokrasi vardır. Köhnemiş bu sistemin karşısında mücadele üstünlüğü, demokrasiden, barıştan, adaletten ve halklardan yanadır. Rüzgar, bizden yanadır. Çünkü bu mücadele inkarcı sistemin politikalarında önemli kırılmalar yaratmaya başlamıştır. En önemli başarı, farklılıkların, kimlik ve inançların tekleştirilmemiş olmasıdır. Bu başarı, kadınların ilmek ilmek örerek, bedel ödeye ödeye, ama bir an olsun vazgeçmeyen kararlılıkla sürdürdüğü eşitlik ve özgürlük mücadelesinde çıtayı daha da yükseltmiş olmasıdır” diye konuştu. 
 
'AKP-MHP iktidarı aynı akla sahiptir'
 
HDP’nin fikriyatı, çözüm politikaları ve örgütlülüğüyle Türkiye siyasetinde belirleyici bir güç olduğunu kaydeden Pervin , “Kobanê kumpas davası, intikam amaçlı kapatma davasıyla gözaltı ve tutuklama operasyonlarıyla HDP’ye saldırmalarının nedeni budur. Onlara kaybettirecek olmamızdır. Kendilerine HDP’nin olmadığı dikensiz bir gül bahçesi oluşturmak istediklerini görüyoruz. Vakti zamanında bir bakan, ‘Okullar olmasa maarifi ne güzel idare ederdik’ demişti. AKP-MHP iktidarı da aynı akla sahiptir. Bu iktidarın tüm hukuksuzluklarını, usulsüzlüklerini, yolsuzluklarını, savaş ve rant düzenini teşhir eden, hakikatleri her gün iktidarın karşısına çıkaran HDP’dir. İktidarın yalanları, çarpıtmaları karşısında hakikati dimdik ayakta tutan, ‘kral çıplaktır’ diyen HDP’dir. Kürt sorununun demokratik müzakereyle çözümünü, bu sorun çözülürse demokrasinin de adaletin de ekonomik refahında büyüyeceği gerçeği siyasetin ve toplumun gündemine taşıyan HDP’dir" dedi. 
 
Kumpas ve kapatma davası
 
Kumpas ve kapatma davalarının esas hedefinin halkların ortak geleceği olduğuna dikkat çeken Pervin, “HDP’ye yönelik her saldırı, demokrasiye yönelik saldırıdır. HDP’yi siyaset dışına itme çabaları halkları siyasetsiz bırakma çabasıdır. Herkesin bunu böyle görmesi ve buna göre tutum alması gerekiyor. Mücadelemizin oturduğu zemin sağlamdır. Kararlılığımız tamdır. İddiamız ve hedefimiz büyüktür. Bu ülkeyi yönetme iddia ve hedefimiz vardır. Demokrasi ittifakımızı, mücadele ortaklığımızı daha da büyüteceğiz. Bizim açıkladığımız deklarasyon halkı tek adam rejiminin yarattığı enkazın altından birlikte kurtarma çağrısıdır. Kaybedecek zamanımız yok. Dar siyaset anlayışıyla, korkuyla ve kaygıyla hareket edilmesi zulüm düzenine hizmet eder. Enkaz altından kurtulmayı bekleyen halkımızın imdat çığlıkları yükselmektedir. Herkesin mücadele ortaklığıyla hareket etmesi gerekiyor. Bunu yapmayan bu halkın yüzüne bakamaz ve bu vebalin altından kalkamaz” diye konuştu. 
 
'Haklarımızı söke söke alacağız'
 
Türkiye’nin bir seçim sürecine girdiğini ve acilen bir seçimin yapılması gerektiğinin altını çizen Pervin konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu seçimler cumhurbaşkanlığı seçimi değil rejim seçimidir. Gelecek 100 yılı belirleme seçimidir. Bu seçim, halkın huzur ve refah içinde eşitçe yaşayacağı güçlü bir demokrasi ve herkes için adalet düzeniyle, hukuksuzluk, talan ve soygun düzeni arasındaki bir seçim düzenidir. Bu seçim, karanlık ve aydınlık arasında bir seçimdir. Gasp edilen, yok sayılan tüm haklarımızı söke söke geri alacağımız, karanlığın kuşatması altındaki geleceğimizi kurtaracağımız bir sürecin önemli bir aşamasıdır. Barış iradesini tecritle, insanlık onurunu işkenceyle, demokratik siyaseti yargı kumpası ve komplolarıyla, kadınların eşitlik mücadelesini erkek şiddetiyle, halkımızın demokrasi, adalet ve ekmek mücadelesini faşizmle kuşatarak tüm ülkeyi karanlığa boğmak isteyen zulüm düzenine karşı herkesin birleşmesi gereken zemin, acil demokrasi zeminidir.”
 
Pervin’in konuşmasının ardından toplantı, basına kapalı olarak devam etti.