Serpil Kemalbay: Türkiye ekonomisinin uluslararası itibarı gri liste oldu

  • 13:41 9 Aralık 2021
  • Siyaset
 
ANKARA - Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ile Bağlı Kuruluşlar bütçesinde konuşan HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, “7 Haziran’dan bu yana yaptığınız bütün darbelere direndik, boyun eğmedik, yeni ekonomik model adlı örtü altında sakladığınız bu darbeniz de yenilecek. Türkiye'yi gri listeye soktunuz, Türkiye ekonomisinin uluslararası itibarı gri liste oldu” dedi.
 
Genel Kurul’da Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ile Bağlı Kuruluşlara dönük bütçe görüşmeleri başladı. Görüşmede, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grubu adına Serpil Kemalbay Pekgözegü,Dilşat  Canbaz Kaya, Garo Paylan, Necdet İpekyüz, Erol Katırcıoğlu,  Kemal Peköz, Hüseyin Kaçmaz, Murat Sarısaç söz aldı.
 
‘Resulullah diyerek bugünlere geldiniz’
 
Genel Kurul’da konuşan HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, düzenin siyasal ve ekonomik olarak çoklu bir krizin içerisinde olduğunu ve Erdoğan’ın gerçekleri söylemediğini kaydetti. Serpil, “Türkiye ne bir ekonomik kurtuluş savaşı içindedir ne de uluslararası bir komployla karşı karşıyayız. Türkiye, her 15-20 yılda bir uluslararası kapitalist sistemin gidişine bağlı olarak girdiği yapısal krizlerden biriyle karşı karşıyadır. Son 20 yılda kamu adına ne var ne yok hepsini, her şeyi özelleştirdiniz veya sattınız. Hükümetiniz halkı büyük bir borç bataklığı içerisine sürükledi. Bu sürede bütün kamu kaynaklarını ve genişleyen piyasalardan aldığınız borçları inşaata, ranta, faize, yandaşa yatırdınız. Halkın bütçesini SİHA'larla, ağır silahlarla bombaladığınız dağa taşa attınız. Kapitalist bakış açısına göre bile Türkiye ekonomisini piyasalarda rekabet gücüne sahip olabilecek bir yapısal dönüşüme uğratmak gibi bir derdiniz hiç olmadı. Bol hamasetle, yeni Osmanlıcı hayallerle, inşaat ya Resulullah diyerek bugünlere geldiniz. Şimdi, kalan son malları kelepir fiyata satabilmek için kapı kapı geziyorsunuz, halkın olan ne kaldıysa Katar'ın, Birleşik Arap Emirlikleri'nin petrol milyarderlerine satmak istiyorsunuz. Türk parasını ucuzlatarak ucuz emek pazarına çıkardınız. Erdoğan her ağzını açtığında Türk lirası pul oluyor; döviz zenginleri kahkaha atarken ücretliler, geliriyle geçinmek durumunda kalan emekçiler ekmek, soğan alamaz duruma geldi, bebek mamaları marketlerde kelepçelendi” dedi.
 
‘Bu büyüme kimin büyümesi?’
 
Tayyip Erdoğan’ın acı reçeteyi “yeni ekonomik model” diyerek pazarladığına dikkat çeken Serpil, iktidara, “Halkın yoksullaşma ve çürümenin içinde yüzerken, hangi ekonomik modelden söz ediyorsunuz” diye sordu. Serpil, “İşsiz kadınlara ayakkabı boyama kutusu hediye ederek mi Çin ekonomisini yakalayacaksınız? 15 Temmuz darbe girişiminin finansörü olmakla itham ettiğiniz Birleşik Arap Emirlikleri'nin eline bakarak mı ekonomiyi kurtaracaksınız? Sarayın ne Çin gibi altyapısı güçlü, yüksek teknikli bir ekonomi kurma amacı vardır ne de bunu başarabilecek bir kapasitesi vardır, geçin bunları. Bir de büyüme masalları anlattınız, biraz önce arkadaşlarım açıkladı. Gerçekten, verilere göre Türkiye üçüncü çeyrekte büyüyen ekonomilerin başını çekiyor. Peki ama Türkiye büyüyorsa halkın ekonomisi neden küçülüyor? Bu büyüme kimin büyümesi?” ifadelerini kullandı.
 
‘Hukukun üstünlüğünü yok ettiniz’
 
Asgari ücreti iktidarın reel olarak yüzde 25 küçülttüğüne dikkat çeken Serpil, şöyle devam etti: “Döviz alamayanlardan alabilenlere büyük bir gelir transferi yaptınız. Döviz gelirlerinden, faizden, ranttan vergi alınarak işsizlere ve asgari ücretlilere aktarmamız zaruri bir hâle gelmiştir. Yandaşların kasasındaki milyarlar büyürken halkımızın borçları, kredileri; elektrik, su, doğal gaz, iletişim, ulaşım, gıda faturaları artıyor. Bir grafik daha size göstermek istiyorum. Bu bütçeyi yapmaya başladığımızdan bugün bu bütçeyi buraya getirdiğimiz o kırk gün içerisinde bakın bütçe nasıl değer kaybetmiş, bütçenin grafiği nasıl aşağılara inmiş. Bu, aslında, başka bir şekilde de bakılarak okunabilir. Bakın, bu grafikler, aynı zamanda, hukukun üstünlüğünün nasıl yok edildiğinin de göstergesi olacaktır. Bir örnek vermek istiyorum, örneğin: Babasıyla beraber köy düğününde davul çalarak geçimini sağlayan Mazlum şu anda zindanda. 14 yaşındaki Mazlum'u sırf HDP kumpas davasını çürütmesin diye içeride tutuyorsunuz. Bütün kanıtlar Mazlum’un o esnada, olay esnasında yani Yasin Börü'nün katledilişi esnasında orada olmadığını gösteriyor. Bu kanıtlandığı hâlde bırakmıyorsunuz yani sizin hukukunuz da aynı şekilde bu grafikte görülebilir.  
 
Türkiye de gri listede
 
Dün Sanayi Bakanı buradaydı ve teknolojide nasıl uçtuğunuzu anlattı; sanırsınız ki Türkiye Sanayi 4.0'a geçmiş. Bir ekonomik değer üretemediğiniz için bu sefer Türkiye'yi büyük bir ekolojik yıkıma sürüklediniz ve dağımızı, taşımızı, ormanlarımızı, derelerimizi, doğamızı, maden şirketlerine peşkeş çektiniz. Rant sizin öyle kutsalınız olmuş ki çöpler dâhil her yeri ranta açtınız ve ekmeğini çöpten çıkaran katı atık emekçilerini polis ve zabıta zulmüne direndi diye tutukladınız; direnen emekçiyi de 17 yıl hapisle yargılıyorsunuz, gözdağı vermek için bunu yapıyorsunuz ama sizden korkan sizin gibi olsun. Pazar günü bu arkadaşlarla beraberdim ve gördüm ki gürül gürül örgütleniyorlar, boyun eğmiyorlar, hakları için mücadele ediyorlar; buradan onlara selam olsun. Ekonomi açmazlarınız kadar ekonominin karanlık yüzü de her geçen gün büyüyor; kayıtsız bir ekonomi, karanlık bir ekonomiyi yönetiyorsunuz. Bir yandan, arka kapılardan halkın parasını, 128 milyarı sattınız, açıklamıyorsunuz; öte yandan, kara para aklama ve terörün finansmanıyla mücadele yaklaşımındaki eksiklerden dolayı Türkiye'yi gri listeye soktunuz, Türkiye ekonomisinin uluslararası itibarı gri liste oldu; bunu da hamasetle geçiştiriyorsunuz ve açıklamıyorsunuz.
 
Hükümetin bütçesi nasıl halkın bütçesi olabilir?
 
Sizin vesayet sisteminiz önceki iktidarların kirli ve karanlık unsurlarını, mafyatik yapılarını, Susurluk çetelerini içine aldı. Yeni vesayet sisteminizde MGK bildirilerine ekonomik tehditler sokuşturuyorsunuz. İnfaz paketiyle hasta mahpuslar yerine cezaevinden çıkardığınız bir mafya babası kamuoyuna yazılan tehditkâr mektuplarla ekonomik kurtuluş savaşında yerini aldı. Sizin hazineniz de sizin ekonominiz de sizin kurtuluş savaşınız da işte böyle bir şey. Devletle içli dışlı başka bir çete liderinin, bakanların her türlü suça battığına dair itiraf ve ifşaatlarını araştırmayan bir hükümetin bütçesi nasıl bir bütçe olabilir? Biz burada demokrasicilik mi oynuyoruz? 20 yılda size sunulan bütün fırsatları teperek, sizden öncekilerden hiçbir farkınız olmadığınızı gösterdiniz.
 
7 Haziran
 
Halk, ‘Ekonomik kurtuluş savaşındayız’ safsatasını satın almadı diye halka saldırmaya hazırlanıyorsunuz.  Direnişlerle, sokak eylemleriyle zamları, işsizliği, yoksulluğu, açlığı, sefaleti protesto ediyor diye MGK kararlarına sığındınız, halka savaş açıyorsunuz. ‘Ekonomik kurtuluş savaşı’ adı altında 7 Haziran 2015'ten bu yana gerçekleştirdiğiniz darbeler silsilesinden yeni bir darbe silsilesine daha karar verdiniz, yapmak istiyorsunuz. Ancak şimdi sabırsızlık zamanındayız; işçiler, sağlık emekçileri, emekliler, atanamayan öğretmenler, EYT'liler, engelliler, kadınlar, KHK'liler, yurtsuz gençler, çiftçiler, tarım işçileri, ev işçileri, güvencesizler, bütün toplum tükenmişlik sendromu yaşayan iktidarınızdan hesap sormak için sabırsızlanıyor.
 
TÜİK’de sizi kurtaramayacak
 
7 Haziran’dan bu yana yaptığınız bütün darbelere direndik, boyun eğmedik, yeni ekonomik model adlı örtü altında sakladığınız bu darbeniz de yenilecek. Ne bu halkı zorbalıkla sindirebileceksiniz ne de rızayla bir meşruiyet sahibi olmaya muktedirsiniz. Bütün kurumların içini boşalttığınız gibi TÜİK de sizin yalan makineniz hâline geldi, sizi TÜİK de kurtaramayacak. Bu vesayetçi savaşa, ranta, faize yaslanan sömürü düzeniniz, köklü ve çoklu krizin pençesinde yok olmaya mahkûmdur. Bozuk düzende sağlam çark olmaz. Sadece tek adam despotizmine değil, bu acımasız sömürü düzenine de son vermek boynumuzun borcudur.”