Serpil Kemalbay: Emniyet Deniz’in ailesini kriminalize etme peşinde

  • 17:19 13 Temmuz 2021
  • Siyaset
 
ANKARA - HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, Meclis’te yaptığı basın toplantısında, partisinin İzmir İl Örgütü’ne yönelik saldırıda Deniz Poyraz'ın kolluğun ihmalleri sonucu yaşamını yitirdiğini düşündüklerini belirterek, “Emniyet Deniz Poyraz'ın ailesini kriminalize etme peşinde” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, 17 Haziran'da HDP İzmir İl Örgütü’ne yönelik gerçekleştirilen ırkçı saldırı ve saldırıda katledilen Deniz Poyraz için Meclis’te açıklama yaptı. Geçtiğimiz günlerde İstanbul Kadıköy’de Surp Takavor Kilisesi'nin önünde gece saatlerinde iki kişinin, kilisenin girişinde dans etmesi görüntüleri üzerine Süleyman Soylu'nun söz konusu iki kişinin gözaltına alındığı yönündeki açıklamasına atıfta bulunan Serpil, aynı sorumlu davranışın Deniz Poyraz için gösterilmediğinin altını çizdi.
 
'Aile faile odaklanacağına Deniz'in ailesinin peşinde'
 
Türkiye tarihinde ilk kez bir siyasi partinin basılarak katliam yapıldığını söyleyen Serpil, tüm dünyanın saldırıyı kınamasına rağmen İçişleri Bakanı tarafından hala saldırının kınanmadığını belirtti. Yaklaşık 20 gün önce İçişleri Bakanı’na soru önergesi verdiklerine ve soru önergesinde 20 soru sorulmasına rağmen bir cevap verilmediğine dikkat çeken Serpil, "Bu katliamın aydınlatılması konusunda ciddi soru işaretleri oluşmuş durumdadır. Etkin bir soruşturma yapılmadığını, failin 24 saat içinde apar topar tutuklanmasından anlıyoruz. Deniz Poyraz’ın katilinin ilişkileri araştırılmamış, olay yeri dahi ciddiyetle incelenmemiştir. Deniz Poyraz katledildikten 20 gün sonra ancak tanıklar dinlenebilmiştir. Buna karşılık Deniz’in annesi ve babası daha taziye taşınırken terörle mücadeleye çağrılmış, telefonda 'şikayetçi misiniz' diye sorulabilmiştir. Amcası Deniz’in katledildiği hafta, geçmiş sosyal medya hesapları taranarak, 6 yıl önceki paylaşımları bahane edilerek terörle mücadele tarafından İfadeye çağrılabilmiştir. Yani emniyet failin kimlerden emir ve yardım aldığının araştırılmasına odaklanacağına; Deniz Poyraz’ın ailesini kriminalize etme peşine düşmüştür" dedi.
 
'Kolluk Deniz'in hayatını kurtarmak için işlem yapmamış'
 
Kolluğun “Deniz Poyraz içeride saldırgan ile karşı karşıya iken bilinçli olarak müdahale edilmediğini belirttiklerine” işaret eden Serpil, "Tanıkların da ifadelerinin gösterdiği gibi kolluk saldırı başlar başlamaz il binamıza müdahale etmemiştir. Polis 40-50 dakika boyunca saldırının gerçekleşmesini ve tamamlanmasını iş merkezi önünde vatandaşlar gibi beklemiştir. Katliam adeta polisin gözetim ve denetimi altında gerçekleşmiştir. Kolluk Deniz'in hayatını kurtarmak için hiçbir işlem yapmamıştır. Saldırgan katil Deniz'i öldürdükten sonra Deniz'in fotoğrafını çekmiş ve Whatsapp durum fotoğrafı yapmış. Arkadaşları ile mesajlaşmış, binada katlar arasında dolaşmış, diğer dairede kalan ile iletişime geçmiştir. Tüm bu süre zarfında kolluk iş merkezinin kapısının önünde sıradan vatandaş gibi beklemiştir.  Katil dışarı çıkmaya karar verip hanın girişine gelinceye kadar polis beklemiştir. Fail Onur Gencer zemin kata geldiğinde ise polis 'Çanta nerede' diye sormuş, arkasından 'abiciğim adın ne senin' diyecek kadar kibarlaşarak  şefkat gösterisinde bulunmuş, büyük bir ihtimamla  gözaltına alınmıştır" şeklinde konuştu. 
 
'Siyasi cinayetler ve tertipler hala sürmekte'
 
"Saldırının arkasındakilerin açığa çıkması için büyük bir çaba sarf edildiğini görüyoruz" diyen Serpil, şöyle devam etti: "Mustafa Suphi’lerden Abdi İpekçi’lere, Vedat Aydın’lardan Uğur Mumcu’lara Türkiye’de toplumu darbelere, otoriter, militarist rejimlere ikna etmek için korku iklimi, kaos yaratmak için sayısız siyasi suikast düzenlenmiştir. Tek adam rejimini kabul etmeyen Türkiye halklarına karşı devletin karanlık dehlizlerinde planlanan benzer bir tertip için düğmeye basıldığını düşünmekteyiz. 1 Mayıs 77’den Maraş, Çorum katliamına, Gazi ve Sivas katliamından Cizre bodrumlarına kadar devletin dehlizlerinde tertiplenen kanlı senaryolardan biri de 17 Haziran’da İzmir İl binamıza yönelik gerçekleştirilmek istenmiştir. Türkiye halkları kanlı senaryolar tezgahlayarak halkı yönetme anlayışı ile ne yazık ki bugüne kadar yüzleşmemiş, siyasi katliamların failleri de cezasızlık zırhı ile korunmuştur. Biz yüzleşemediğimiz için siyasi cinayet ve tertipler ne yazık ki hala sürmektedir. Deniz Poyraz’ın ölümü ardından emek demokrasi güçleri başta olmak üzere halkın sahiplenmesinin ve Deniz’in yanında duran milyonların katliamlarla yüzleşmeye, 'Bin operasyon yaptık' diyen ancak cezasızlıkla karşılanan, 'Bir tuğla çekersek duvar yıkılır' diyenlerden hesap sormaya vesile olmasını diliyorum."
 
'Açıklaması gereken sorular havada asılı kalmıştır'
 
İzmir katliamının münferit bir olay olmadığını vurgulayan Serpil, saldırının zeminini ise HDP’yi hedef gösteren iktidarın oluşturduğunun altını çizdi. Serpil, “Deniz Poyraz’ın katledilmesi kapımıza kurulan çadırlardan, Kobane Kumpas davalarından, AYM’ye sipariş edilen kapatma davası saldırısından ayrı düşünülmez. Parti binamızın önündeki 'katil çadır' kaldırılmadığı sürece, siyasi iktidar demokratik siyasete ve halkın iradesine saygı duyulmadığı sürece saldırıların sorumlusu olacaktır. Siyasi iktidarın partimize yapılan saldırıya yönelik açıklaması gereken sorular havada asılı kalmıştır" ifadelerini kullandı.
 
Serpil, Deniz’in katledildiği saldırıya ilişkin yanıtsız bırakılan şu soruları yöneltti:
 
“* Defalarca keşif yapan saldırgan hakkında emniyet bilgi sahibi miydi?
 
* Kolluğun istihbari zaafı nereden kaynaklanmaktadır? Defaatle keşif yapan, hana girip çıkan saldırganı görmezden gelinmesi neden kaynaklanmaktadır?
 
* 5 dakika ötedeki emniyetten donanımlı personel neden 30-40 dakika sonra geldi?
 
* Çelik yelekli personel neden han kapısı önünde katilin  bir vatandaş gibi  ‘dışarı çıkmasını’ bekledi?
 
* Neden handa arama, tarama işlemi lakayt yapıldı, başka bir saldırgan olmadığı nereden biliniyordu?
 
* İzmir Emniyet Müdürü daha fail sorgulanmadan ‘akıl sağlığı yerinde olmayan biridir’ demesinin nedeni nedir? Katili tanıyor muydu?
 
* Acılı Poyraz ailesini daha Deniz’in bedeni soğumadan terörle mücadeleye, ifadeye çağırırken, ‘şikayetçi misin’ diye sorulması katile destek atmak değil de nedir?  
 
* Deniz’in amcasının 6 yıl önceki sosyal medya hesaplarını tarayıp suç icat edilmesi, acılı amcanın terörle mücadeleye çağrılarak sorgulanması katile destek atmak değil midir?
 
*  İçişleri Bakanına soruyoruz saldırıyı neden kınamadınız?  İçişleri Bakanlığı, saldırı ve saldırıya müdahale etmeyen kolluk hakkında herhangi bir soruşturma başlatmış mıdır? Başlatacak mıdır?
 
* Soru önergelerimiz neden cevaplandırılmamaktadır?
 
* Çalıştığı süre içerisinde sıkça başka yerlerde görevlendirildiği ancak görevlendirildiği sağlık kurumlarına fiilen gitmediği halde Onur Gencer neden üstleri tarafından korunmuştur?
 
* Onur Gencer'in çalıştığı kuruma gelmemesi nedeniyle kendisi ile Nisan ayı başında telefon ile görüşülmesine rağmen hakkında tutanak tutularak işlem yapılması neden geciktirilmiştir?
 
* Başka çalışanlar hakkında mazeretsiz on gün işe gelmediklerinde tutanak tutularak işleme konulmasına rağmen haftalarca ve aylarca işe gelmeyen saldırgan katil Onur Gencer hakkında çalıştığı kurum neden işlem yapmamıştır?
 
* Saldırgan fiilen işe gitmediği halde maaşını ve özlük haklarını kullanmaya devam etmiş midir?
 
* Saldırı ve katliamdan sonra Kemalpaşa Devlet Hastanesi Başhekimi saldırgan Onur Gencer ile ilgili hazırlanan tutanak tarihini değiştirmeye çalışmış mıdır?
 
* Kemalpaşa Devlet Hastanesine ve katilin geçici olarak görevlendirildiği yerlerde inceleme ve araştırma yapmak üzere müfettiş görevlendirilmiş midir?
 
* Sağlık personeli arasından İzmir'den, Suriye'ye görevlendirilen kişilerin tespitinin İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılması gerekmektedir. Ancak, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü görevlendirme yetkisini 112 Acil Çağrı Merkezine mi devretmiştir? Bütün illerde bu görevlendirmeleri 112 Acil Çağrı Merkezi mi yapmaktadır?
 
 * Görevlendirme yapan birim hangi kriterleri baz almaktadır. Katil Onur Gencer hangi özelliğine göre Suriye'de görevlendirilmiştir?
 
* İzmir 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Tuncay Volkan Bayat,  saldırıdan sonra acilde çalışan tüm personeli toplayarak toplantı yapmış mıdır? Bu toplantıda hiçbir personelin saldırı ve saldırgan konusunda kesinlikle konuşmaması gerektiği yönünde uyarıda bulunmuş mudur?
 
* İzmir 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Tuncay Volkan Bayat ile saldırgan Onur Gencer arasında kişisel bir ilişki var mıdır?
 
* İzmir 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Tuncay Volkan Bayat aynı zamanda Balçova Termal Otel'in yönetim kurulu üyesi midir? Ne zaman yönetim kuruluna atanmıştır?
 
* İzmir 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Tuncay Volkan Bayat hangi özelliği gereğince Balçova Termal Otel'in yönetim Kurulu Üyesi olmuştur?
 
* Saldırgan katil Balçova Termal Otel'de Tuncay Volkan Bayat ile kaç kez görüşmüştür?
 
* Saldırgan katil, Balçova Kaya Termal Otel'de kaldığı sürede kimler ile görüşmüştür?
 
Serpil, kolluğun zamanında müdahale etmesi durumunda Deniz'in yaşıyor olabileceğini belirterek, “İstihbarat aldıysa neden önlem almadı? Saldırı esnasında kapı önünde olan kolluk neden silah patlamadan önce saldırı bilgisine sahip olduğu halde müdahale etmedi” sorularını sordu.