İmralı tecridi ve hak ihlalleri Meclis gündeminde

  • 11:56 14 Haziran 2021
  • Siyaset
ANKARA - HDP’li  Pero Dundar ve Ayşe Sürücü, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin tüm cezaevlerine yayıldığını belirterek, konuyu Meclis'e taşıdı. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan ağırlaştırılmış tecridin kalkması ve cezaevlerinde uygulanan hak ihlallerin son bulması talebiyle tutsakların 27 Kasım 2020 tarihinde başlattığı açlık grevi 200’üncü gününde devam ediyor. Hakların Demokratik Partisi (HDP) Mardin Milletvekili Pero Dundar, yaşanan bu tecridin tüm cezaevlerine yayıldığını belirterek, konuya ilişkin Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün cevaplaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na soru önergesi vererek, Meclis araştırması talep etti.
 
‘Cezaevlerinde çıplak arama işkencesi devam ediyor’
 
Türkiye cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine her gün bir yenisinin eklendiği belirtilen önergede, “Tutukların aileleri ve avukatları ile yapmış olduğu görüşmelerde, insan hakları derneklerinin cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları raporlarda yaşanan hak ihlalleri detaylı bir şekilde paylaşılmıştır. Cezaevlerinde çıplak arama işkencesinin ve keyfi disiplin cezalarının uygulandığı, hastane sevklerinin keyfi bir şekilde yapılmadığı, çift kelepçe uygulamasının dayatıldığı, infazların keyfi bir şekilde yakıldığı, pandemi süreci ile birlikte ihlallerin derinleştiği, Covid-19 virüsünün cezaevlerinde hızla yayıldığı ve gerekli hijyen koşullarının oluşturulmadığı bilgileri neredeyse her gün kamuoyuna yansımaktadır” ifadelerine yer verildi. 
 
 ‘Abdullah Öcalan için Meclis araştırması açılması elzemdir’
 
Açlık grevine giren mahpuslar hakkında her dönüşüm için ayrı ayrı disiplin soruşturması başlatıldığını dikkat çekilen önergenin devamında şu ifadelere yer verildi: “Birçok tutuklu etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezası almış, tekrar eden durumlarda ise cezaların ‘ücret karşılığı çalışılan işten yoksun bırakma’, ‘haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama’, ‘ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma’ ve ‘hücreye koyma’ şeklinde kademe kademe ağırlaştırıldığı belirtilmiştir. Tüm bunlardan hareketle cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin araştırılması ve ihlallerin giderilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, İmralı Cezaevi’nden başlayarak tüm cezaevlerine yayılan tecrit politikalarının son bulması ve Abdullah Öcalan’ın aile ve avukat görüşlerinin düzenli gerçekleştirilmesi amacıyla Meclis araştırması açılması elzemdir” denildi.
 
‘3’ü ağır 8 tutuklu koronavirüse yakalandı’
 
Türkiye cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine her gün bir yenisinin eklendiği vurgulanan soru önergesinde,“Cezaevlerinde çıplak arama işkencesinin ve keyfi disiplin cezalarının uygulandığı, hastane sevklerinin keyfi bir şekilde yapılmadığı, çift kelepçe uygulamasının dayatıldığı, infazların keyfi bir şekilde yakıldığı, pandemi süreci ile birlikte ihlallerin derinleştiği, Covid-19 virüsünün cezaevlerinde hızla yayıldığı ve gerekli hijiyen koşullarının oluşturulmadığı bilgileri neredeyse her gün kamuoyuna yansımaktadır. Nitekim Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Ali Aykut’un ailesi ile yaptığı telefon görüşmesinde 8 tutuklunun koronavirüse (Covid-19) yakalandığı, 3 tutuklunun durumunun ağır olduğunu belirtmiştir” diye kaydedildi.
 
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması üzerine şu sorular yöneltildi:
 
“*İmralı Cezaevinde başlayan ve tüm cezaevlerine yayılan tecrit politikalarının son bulması için Bakanlığınız bir girişimde bulunacak mıdır?
 
*Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin son bulması amacıyla başlatılan açlık grevine giren tutukluların talepleri yerine getirilecek midir?
 
*Açlık grevine giren tutuklulara hangi yasal gerekçe ile ceza verilmektedir? Hak ihlallerinin giderilmesi, tecrit politikalarının son bulmasını istemek suç mudur? Şimdiye kadar kaç tutuklu açlık grevine girdiği için ceza almıştır?
 
*Cezaevlerinde Covid-19 virüsüne yakalanan tutuklu sayısı kaçtır? Kaç tutuklu virüsten kaynaklı yaşamını yitirmiştir?
 
*Cezaevlerinde keyfi infaz yakmaların son bulması için Bakanlığınızın bir girişimi olacak mıdır?
 
*Cezaevinde kalamaz raporu olmasına rağmen infazı durdurulmayan hasta tutuklu sayısı kaçtır?” 
 
HDP'li Ayşe Sürücü'den araştırma önergesi 
 
HDP Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü ise, açlık grevi eyleminin 200'üncü gününe ilişkin kamuoyunun endişelerinin giderilmesi ve taleplerin dikkate alınması için araştırma komisyonunun kurulması talebiyle TBMM’ye araştırma önergesi verdi.
 
'Öcalan'ın Kürtler ile bağı çok net bilinmektedir'
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan uluslararası güçlerin baskısıyla 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirildiğini hatırlatan Ayşe, o günden bu yana ağır tecrit koşullarının uygulandığını kaydetti. Ayşe, Abdullah Öcalan'ın görüşme notlarında sürekli demokratik ve ortak yaşam çağrısında bulunduğuna işaret ederek, Abdullah Öcalan’ın her çağrısında toplumsal barışı öncelediğini ifade etti. Ayşe, "Sayın Abdullah Öcalan, devletle Kürtler adına birçok görüşme gerçekleştirmiş bu görüşmelerin bir kısmı da basına yansımıştır. Sayın Abdullah Öcalan'ın Kürt halkı ile olan özel bağı kuşkusuz ki çok net bilinmektedir. Öyle ki yerel seçimlerde Kürtlerin oylarını alabilmek için Sayın Abdullah Öcalan'dan mektup dahi getirilmiş ve mektup amacından saptırılarak Kürt kamuoyuna yansıtılmıştır. Kürtlerin 1924 anayasası ile  başlayan kimlik sorunu, var olduğunu kanıtlama çabası, Kürtlere uygulanan inkarcı politikalar, Dersim, Ağrı, Koçgiri Katliamları, Kürt kimliği ve demokrasi mücadelesi veren siyasetçilerin tutuklu bulundurulması, Kürt halkının seçme seçilme hakkının İçişleri Bakanlığının günlük bürokratik işlemleriyle askıya alınabilmesi, kayyım uygulaması, Kürtlere karşı kamusal ve özel alanda ciddi sıkıntılar yaşatıldığını ispatlamaktadır. Bu şekliyle toplumda bir akıl tutulması yaşatılmaktadır" dedi.
 
'Tecrit bir yönetim şekline getirilmek isteniyor'
 
"Abdullah Öcalan şahsında fiziken uygulanan ve Kürt halkı üzerinde psikolojik tarzda uygulanan özel bir politika değildir"  denilen önergede, Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan ağır tecridin bir yönetim şekline getirilmeye çalışıldığı ve tüm halklara karşı ciddi bir tehdit haline getirildiği belirtildi.  Önergede, "Hiçbir yargı mensubu veya Adalet Bakanı yurttaşlara tutuklandıklarında neler yaşayacağı hakkında kesin bir teminat veremez duruma düşürülmüştür. Sayın Abdullah Öcalan'ın tecrit altında tutulmasına karşı gelişen toplumsal tepki cezaevlerine de yansımıştır. Binlerce siyasi tutuklu Sayın Öcalan üstündeki tecrit nedeni ile açlık grevi eylemi yürütmektedir. Cezaevlerinde siyasi mahpusların başlattığı açlık grevi bugün itibari ile 200’üncü gününe ulaşmıştır. Türkiye cezaevlerinde devam eden açlık grevine dahil olan mahpusların kantinden alışveriş yaptırılmadığı bilgisi basına da yansımıştır. Açlık grevine dahil olan siyasi mahpusların koşulları konusunda da kamuoyu ciddi endişe taşımaktadır" ifadelerine yer verildi. 
 
Araştırma Komisyonu’nun kurulması için gerekçeler ve talepler şöyle sıralandı: 
 
"*AİHM birçok hak ihlalini tespit ettiği 12 Mayıs 2005 tarihli Büyük Daire kararında savunma hakkından mahrum olarak bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanmadığı tespitiyle Sayın Öcalan’ın ulusal mevzuat dahilinde yeniden yargılanmasını karar altına almıştır. Buna karşın ulusal mevzuatta mevcut olmayan ‘dosyanın açılması’ şeklinde bir prosedür işletilerek AİHM kararının gereklerinden imtina edilmiş, yeniden yargılama gerçekleştirilmemiştir. İlk niteliği taşıyan bu uygulama karar sahibi AİHM ve kararın uygulanmasından sorumlu Bakanlar Komitesi tarafından kabul görmüştür. Hukuka aykırılık konusunda sağlanan bu uzlaşı güncel olarak birçok dosyada AİHM kararlarının hiçleştirilmesi arayışlarına zemin oluşturmuştur. Keza 18 Mart 2014 yılında AİHM tarafından içtihatlarına uygun olarak ‘tahliye umudu olmaksızın ölünceye kadar cezaevinde tutulmanın’ insan haklarına aykırı olduğu tespitinin gereklerine dair bir gelişme yaşanmamıştır.
 
*İmralı tecridine ilişkin yapılan 9 tane AİHM başvurusu var. Bunlardan 7 tanesi henüz AİHM tarafından karara bağlanmamış başvurular.
 
*Tahmini olarak İmralı’da 21 yıldır tutulan Öcalan’la görüşmek için avukatların yaptığı bin 773 başvurudan şimdiye kadar bin 355’i reddedildi. 27 Temmuz 2011- 21 Ocak 2021 arası toplam 942 avukat görüşme başvurusu yapıldı ve bunlardan sadece 2019 yılında 5 tanesine olumlu yanıt verildi. Ailesi içinde aynı düzlemde bir özel politika uygulanmıştır. 27 Temmuz 2011 itibarı ile yapılan 366 başvuru sonucunda 26 kez aile görüşmesi 3 kez de vasi görüşmesi gerçekleşti."
 
'Talepler dinlenmelidir'
 
"Sayın Abdullah Öcalan’ın şartlarının ulusal ve uluslararası hukuka uygunluğunu temin etmek, kamuoyunun endişelerini gidermek hukuka saygı noktasında ciddi bir önem taşımaktadır. Sayın Abdullah Öcalan’ın haklarının gaspı engellenmeli ve talepleri dinlenmelidir. Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılma talebiyle açlık grevine giren binlerce siyasi mahpusun koşulları ve talepleri dinlenmelidir. Bu hususta atılacak tüm olumlu adımlar, toplumsal kutuplaşmanın, ırkçılığın, kamuoyu huzursuzluğunu ciddi ölçüde giderecektir"  denilen önergede, TBMM’nin toplumsal barışı önceleyen bir tutumla araştırma komisyonunu kurmasının elzem olduğunun altı çizildi.