‘İktidar sorulara cevap vermek yerine muhalefeti tehdit ediyor’

  • 12:26 27 Mayıs 2021
  • Siyaset
 
İSTANBUL - Cumhurbaşkanı’nın Sedat Peker’in itiraflarına cevap vermek yerine linç söylemlerine sarılmasının toplumsal muhalefete yönelik bir tehdit olduğunu belirten HDP’li Züleyha Gülüm, kamuoyunun sorularına cevap veremeyen iktidarın ‘vatan, millet ve beka’ söylemlerine başvurduğunu dile getirdi.
 
Devlet bağlantılı çete lideri Sedat Peker’in itirafları sonrası günler sonra AKP Grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanında olduklarını belirtirken İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener üzerinden muhalefeti hedef aldı. Meral Akşener’in Rize ziyareti sırasında yaşanan provokasyonu hatırlatan Cumhurbaşkanı, “Orada gerekeni yaptılar. Daha neler olacak neler”  sözleri ile yeni saldırıların ve linçlerin sinyalini verdi. Öte yandan konuşmasında “gelin”, “Bay Meral” ve “Bayan Kılıçdaroğlu” sözleri ile birlikte cinsiyetçi bir şekilde kadın bedenini hedef alan Cumhurbaşkanı’na birçok kesimden de tepkiler yükseldi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Cumhurbaşkanı’nın söylemlerinin toplumsal muhalefete yönelik tehdit niteliğinde olduğunu kaydetti.
 
‘Cumhurbaşkanı’nın söylemleri toplumsal muhalefete tehdit’
 
İktidarın bugüne kadar ki bütün söylem ve politikalarının ‘erkek egemenlik’ üzerine kurulu olduğunu kaydeden Züleyha, “İktidarın kadın düşmanı siyaset izlediğini bütün pratikleriyle biliyoruz. Sadece yaptığı konuşmanın kendisi değil fiili olarak ürettikleri politikalar, kadın kazanımlarına yönelik başlatılan saldırı dalgaları, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma yönünde aldıkları kararın kendisi, Kobanê davasıyla kadın mücadelesinin nasıl yargılanmak istediğini çok iyi biliyoruz. Şaşırtıcı mı derseniz hiç şaşırtıcı değil. Öbür yanıyla da bir tehdit aslında. Toplumsal muhalefete, iktidarın politikalarına ‘hayır’ diyen herkese yönelik bir tehdit” dedi. Cumhurbaşkanı’nın linç girişimlerinin önünü açacak tehdit dili ile konuştuğunu vurgulayan Züleyha, “İktidardan bu tarz sözler geldiğinde bir takım kendine görev biçen insanların şiddet meselelerinin failleri haline geldiklerini, kadına yönelik şiddete meyil ettiklerini hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla konuşurken bu sözün nereye gideceğini, sonuçlarının ne olacağını çok yakından biliyor” ifadelerini kullandı.
 
 ‘Vatan, millet, beka diyerek hesap vermiyorlar’
 
İktidarın muhalefetin ve kamuoyunun sorularına yanıt veremediği durumlarda, ‘Vatan, millet’ meselesine sarıldığını ve ortaya atılan iddialara karşı ‘Türkiye’ye saldırıdır’ söylemine sarıldığını ifade eden Züleyha, şöyle konuştu: “İşbirlikçilerinin yaptıklarının üstünü örterek,  hesap vermiyorlar. Onlar vatan, millet derken hiçbir zaman toplumun, halkın, gelecek kaygısını taşımadılar. İktidar sadece beka derdine düştüğünde bu cümleleri kullanıyor. Türkiye dediklerinde sanki AKP Türkiye’ymiş gibi bir tanımlamayla meseleyi çarpıtma, kendi suçlarını örtme çabasına girişiyorlar.”
 
‘Biz o soruşturmanın ne olduğunu çok iyi biliyoruz’
 
Sedat Peker’in itirafları sonrası HDP’nin iddiaların araştırılması için Meclis’e araştırma önergesi sunduğunu hatırlatan Züleyha, “Bu iddialar yeni değil. Biz 90’lardan bugüne bunları zaten biliyoruz. Faili meçhulleri, kaçırılmaları, gözaltında insanların öldürülmelerini biliyoruz. Mafya- çetelerle devlet görevlilerinin işbirlikleri olduğunu biliyoruz. Meclis’te verdiğimiz araştırma önergesi yine iktidarın oylarıyla reddedildi. Cumhurbaşkanı, ‘bu konuda gerekli soruşturma yapılacak’ diyor. Biz o soruşturmanın ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Kendilerini aklamaya yönelik bir meseleden bahsediliyor. Yargı bütünüyle iktidarın elinde ve ne istese onu yapıyor. Dolayısıyla böyle bir yargıdan gerçek bir adaletin, soruşturmanın yürümeyeceğini hepimiz biliyoruz” diye konuştu.
 
“İktidarın derdi toplum değil kendi bekası” diyen Züleyha, “Toplumun yeniden kendi demokrasisini, barışını, adaletini kurması gereken bir süreçten geçiyoruz. İktidar bunun üstünü örtmeye çalışacak. Buna karşı mücadele etmek bize düşüyor” sözlerini ekledi.