‘HDP’nin kapatılması Türkiye'nin demokratik geleceğinin tasfiyesidir’

  • 09:02 24 Mart 2021
  • Siyaset

Dilan Babat 

ANKARA - HDP önceki dönem Van Milletvekili Tuğba Hezer, HDP'ye açılan kapatma davasını, "Türkiye’deki her kesimi ciddi anlamda zorlayacak"  sözleriyle yorumladı. 
 
Geçtiğimiz günlerde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Güneş Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılma davası için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. HDP’ye ilişkin hazırlanan iddianamede 687 kişi hakkında siyaset yasağı istenilirken, bölge ve Türkiye kentlerinde ciddi tepkiler yükselmeye başladı. En son Türkiye’nin dört bir yanında Newroz kutlamasıyla halk sık sık “HDP halktır halk burada” sloganları ile HDP’nin kapatılmasına karşı itirazlarını yükseltti.
 
HDP 26’ncı dönem Van Milletvekili  olan ve vekilliği düşürülen Tuğba Hezer, HDP’nin kapatılması, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Kürt sorunun demokratik çözümü masada gözükmüyor’
 
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından 10 Şubat tarihinde Garê’ye yönelik saldırılar, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük mutlak tecrittin HDP’nin kapatılması ve Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesinin birbirinden bağımsız olarak ele alınamaması gerektiğini söyledi.  Böylelikle iktidarın yapmak istediği tablonun daha açık olacağını kaydeden Tuğba, “Garê’yi kendi askerlerinin ölümünü göze alacak ve hatta bunun sonuçlandıracak çapta bir operasyonla girdiler. Büyük bir fiyaskoydu ve operasyonu bir katliama dönüştürdüler. En nihayetinde bütün bunları kapatmak için HDP’yi kapatma davasına girdiler. Şunu görüyoruz; Kürt sorununun demokratik çözümü hiçbir şekilde masada gözükmüyor. Topyekûn bir imha ile yöneliyorlar ve pratik olarak da bu şekil insanların gündemine sokuluyor. Aslında Erdoğan rejimi ‘hiçbir koşulda Kürt sorununun demokratik çözümü, Kürtlerin talepleri için demokratik bir yolla olamaz’ diyor” dedi. 
 
HDP Erdoğan rejimi için engel teşkil ediyor’
 
Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun Meclis’teki nöbeti ve ardından gözaltına alınmasının 1990’lı yıllarda aynı görüntülerin yeniden tekrarlanması kıyaslamasının yapıldığını söyleyen Tuğba, şu anki sürecin 90’lı yıllardan daha farklı olduğuna vurgu yaptı. Tuğba sözlerine şöyle devam etti: “Şuan HDP’nin bulunduğu durum temsilliyeti ve rejimin bulunduğu durum açısında aslında HDP’nin varlığı rejim açısından daha hayati bir mesele. Derinleşen büyük bir kriz var.  Bu krizin içerisinde yer alan ekonomik, sağlık ve sosyal içeride ve dışarı da inanılmaz bir çöküş yaşıyor. Bu çöküşe rağmen genel olarak, muhalefet partileri ve diğer siyasi partiler bir şekilde bu ‘milli meseledir’ diyerek, kendine destek olarak görebiliyor ve rejimin bu şekilde sürdürebileceğini görüyor. Her koşulda HDP bütün saldırıları göğüsleyerek, hiçbir koşulda hiçbir yanlışın yanında durmadı. Bundan kaynaklı HDP, Erdoğan rejimi için büyük bir engel bundan kaynaklı HDP’ye topyekûn imha ederek bir sonuç alacaklarını düşünüyor.”
 
'Kendisine ayak bağı olacak her şeyi kaldırmayı hedefliyor’
 
HDP’nin kapatılması sadece HDP’yi ilgilendirmediğini Türkiye’nin demokratik geleceğinin tasfiyesi olduğunu dile getiren Tuğba, HDP’nin kapatılma davası tartışmalarının hemen akabinde İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini de kapatılma davası ile bağlantılı olarak ele alınması gerektiğini ifade etti. Tuğba, “Bir yandan rejime karşı halkların yan yana geldiği ve kadınlar öncülüğünde kurulmuş bir parti bütün ezilen kimliklere karşı bir mücadele veriyor. Diğer taraftan da kadınların hem Türkiye’deki toplumsal cinsiyet eşitliği açısından, kadın cinayetleri, LGBT+İ hakları açısından bir sözleşme söz konusu.  Dolayısıyla rejim şu an ‘ona ayak bağı olacağı her şeyi bir bir ortadan kaldırmayı’ hedefliyor. Rejimin saldırı konseptinin ne kadar geniş olduğunu her kesim görmüş oldu. Tam anlamıyla ‘kral çıplak’ denildiği için böyle bir hamle ile geldiler. Yine Gergerlioğlu aslında rejimi, 'Başörtüsü ile geldiler insanların külotlarını çıkardılar' sözleri ile rejimi çok açık bir şekilde anlatmıştı” şeklinde konuştu.  
 
Kürtlere yapılacak her şeyi yaptılar’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük derinleştirilmiş tecrit ve anonim hesaplardan yaşamına dair iddiaların hiçbirinin tesadüf olmadığını ve hala Abdullah Öcalan’ın avukatları ile görüştürülmesine dair somut bir adım atılmadığını hatırlatan Tuğba, Abdullah Öcalan’ın Kürt halkının hassas noktası olduğunu da belirtti. Tuğba, “Biz tarihi şahit olarak görüyoruz, tarihi şahit olarak ele aldığımız zaman bunun sonuç vermediğini yaşayarak görüyoruz. Buna karşı biz de diyoruz ki; ‘tarihe bakın beklediğiniz sonucu alamayacaksınız.’  Parti kapatmalarını yaptılar ve yeniden parti kurulmasıyla Kürtler, daha fazla oy alarak Meclis'e girdi. Kürtlere yapılacak her şeyi yaptılar sadece Türkiye’de bir hamlelik soykırım yapmadıkları kaldı. HDP’nin kapatılması, İmralı ile ilgi iddialar, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi meselesi Türkiye’deki her kesimi ciddi anlamda zorlayacak. Sadece HDP ve Kürtleri değil Türkiye’de yaşayan herkesin geleceğini olumsuz anlamda etkileyecek bir gelecek bekliyor” dedi.