DEVA Kurucu üyesi: İstediklerini elde edemeyecekler

  • 10:23 19 Mart 2021
  • Siyaset
 
Habibe Eren
 
ANKARA - HDP’nin kapatılma tartışmalarını değerlendiren DEVA Kurucu üyesi Sanem Oktar, iktidarın istediğini elde edemeyeceğini belirterek, “ HDP seçmenleri her koşulda kendi siyasi iradelerine sahip çıkacaklardır ve ilk seçimde demokrasiden yana, tek adam rejimine karşı oy kullanacaklardır" dedi.
 
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması istemiyle önceki gün Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) dava açtı. Hazırlanan iddianamede, kapatılma talebinin yanı sıra partinin mevcut ve önceki dönem eş genel başkanlarının da aralarında olduğu 685 kişi hakkında 5 yıl süreyle siyasi yasak talep ediliyor.
 
1990 yılında Halkın Emek Partisi (HEP) ile siyasi mücadelesini parlamentoya taşıyan Kürt siyasi hareketinin bugüne kadar kurduğu 4 parti kapatıldı. Her kapatılma sonrası etkisini ve oyunu artıran  partiler hala Kürt halkının zihninde önemli bir yerde duruyor. Dünden bugüne kapatmalara karşı alternatifini yaratan Kürt siyasi hareketi bir kez daha tarihin tekerrür etmesiyle birlikte aynı dönemeci yaşıyor. 
 
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Kurucu üyelerinden Sanem Oktar, HDP’nin kapatılması tartışmasına ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘İstediklerini elde edemeyecekler’
 
Aynı gün içinde HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürüldüğünü ve HDP’nin kapatılmasının gündeme geldiğini söyleyen Sanem, bu hamlelerin başka adımları beraberinde getireceğini belirtti. “Bu adımlarla siyaseten ne amaçlanıyor” sorusunun önemli olduğunun altını çizen Sanem, “Ben olası iki amaç görüyorum: Birincisi gittikçe zayıflayan Cumhur ittifakını güçlendirmek; ikincisi ise Millet ittifakı içerisindeki milliyetçi hassasiyetleri kaşıyarak, hatta kanatarak o cepheyi zayıflatmak, parçalamak.  Bu girişimlerin sonucu ne olur derseniz; altını çizmek isteyeceğim iki husus var. Birincisi siyasi: İstediklerini elde edemeyecekler. Toplumun büyük bir çoğunluğu Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen ucubenin ülkeyi felakete götürdüğünü görüyor ve ilk seçimde bu gidişata dur demek kararlılığında. Muhalefet cephesini oluşturan siyasi partiler de, bu toplumsal talebi göz ardı edecek yollara girmeyecektir diye düşünüyorum” dedi.
 
‘İktidar Kürt meselesini yeniden diriltti’
 
Fezlekeler ve HDP’yi kapatma yolu ile, 6 milyon yurttaşın iradesinin TBMM’den ihraç edilmesinin siyasi boyutunun yanı sıra toplumsal boyutu da olduğuna işaret eden Sanem, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplumsal boyutu gerçekten vahim. İktidar Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini kurduğundan bu yana Kürt meselesini adeta yeniden diriltti. Şimdi ise artık çok daha açık biçimde Kürt gençlerine deniyor ki, senin legal yollardan siyaset yapmana, Meclis’te söz sahibi olmana izin vermiyorum git ne halin varsa gör... Bu adımların en trajik sonucu bu olacaktır: Daha fazla şiddet, daha az diyalog ve tabii daha fazla kan...”
 
‘Hala 20’nci yüzyıl hayaletleri ile savaşıyorlar’
 
Türkiye'yi " ifrat ile tefrit arasında giden bir ülke” sözleriyle tarifleyen Sanem, 2 yıl sonra Cumhuriyet’in 100’üncü kuruluş yıldönümünün kutlanacağını ancak ülkenin belli kesimleri ve temsilcilerinin zihinlerinde hala 19 ve 20’nci yüzyılın hayaletleri ile savaşmayı sürdürdüklerini vurguladı. Sanem, “Gerçeklere görmek istedikleri gibi değil olduğu gibi baksalar Türkiye’nin bir beka sorunu olmadığını ve toplumsal diyalog ve barış ile çözülmeyecek sorunu olmadığını görecekler” diye belirtti.
 
‘Erdoğan’ın siyasi hayatı baştan sona çelişkilerle dolu’
 
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın daha önce sarf ettiği “Parti kapatmalardan en çok biz mağdur olduk. Parti kapatmalarını zorlaştırdık” sözlerin anımsatan Sanem, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın siyasi hayatı baştan sona çelişkiler ile malul. Sayın Erdoğan 18 yıldır bu ülkenin kaderine hükmediyor. Bugüne kadar birçok kez kendi ile çelişkiye düştü ve sayısız defa kandırıldığını söyledi. Ama aslında en çok da kendisi vatandaşı kandırdı. Benimle birlikte artık, zihni açık her vatandaşın, hatta Ak Parti seçmeni birçok vatandaşın gördüğü Sayın Cumhurbaşkanı’nın tek bir siyasi düsturu var: İktidarını korumak için her yol ve araç mubah. Böyle bakınca hiçbir şey çelişik görünmüyor. İstanbul Büyükşehir’i kaybetmemek için dün Osman Öcalan’ı TRT’ye çıkartırsın, bugün insan hakları konusunda Türkiye’nin medarı iftiharı Gergerlioğlu’nun milletvekilliğini yalan dolan bir dava ile düşürdü” ifadelerini kullandı.
 
‘İktidar yokuş aşağı gidiyor’
 
Türkiye’de başta Cumhurbaşkanı olmak üzere iktidarın irili ufaklı ortaklarının çaresiz olduğunu vurgulayan Sanem,  sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü iktidar freni patlamış bir tır gibi yokuş aşağı gidiyor. Sürekli olarak bir fren kaçış rampası arayışı içindeler. Bir gün Karadeniz’de doğal gaz buluyorlar, diğer gün aya yolculuk programları yapıyorlar, hayal satışları iyi gitmeyince en iyisi biz şöyle güzel bir kavga çıkartalım diyorlar. Dahası her yeni kamuoyu anketinde iktidarın yokuş aşağı gidişinde hızlanma gözlendikçe, birbirlerine de düşme olasılıkları da artıyor. Bunun önüne geçmek, iktidar blokunu konsolide etmek için ise, içeride ve dışarıda daha riskli hamleler yapmaları olasılık dahilindedir.”
 
HDP seçmenlerinin ilk seçim de tek adam rejimen karşı oy kullancaklarını söyleyen Sanem, “ Seçemnler yapılanların bu ülkenin insanlarının bir arada yaşama iradesine bir darbe girişimi olduğunu gördüklerini gayet iyi biliyorum. Her koşulda kendi siyasi iradelerine sahip çıkacaklardır ve ilk seçimde demokrasiden yana, tek adam rejimine karşı oy kullanacaklardır” diye ekledi.