'Kadın katliamlarına karşı politik bir tutuma ihtiyaç var'

  • 09:04 13 Mart 2021
  • Siyaset
 
Habibe Eren
 
ANKARA - CHP’li Gülizar Karaca, kadına yönelik şiddetin araştırılması amacıyla kurulan komisyona dair “Çok önceden kurulsaydı bu kadar kadın katledilmeyecekti” tespitinde bulunurken, HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran ise “Kırım politikası haline gelmiş katliamlarının, Meclis’te kapalı bir odada ve anti demokratik şekilde kurulmuş bir komisyonla çözülmesi mümkün değil” dedi.
 
Muhalefetin yıllardır kadına yönelik şiddetin önlenmesi için komisyon teklifleri reddedilirken, geçtiğimiz günlerde TBMM Genel Kurulu’nda, "kadına yönelik şiddetin sebeplerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi" amacıyla Meclis araştırma komisyonu kurulması teklifi kabul edildi. HDP’nin son bir yıl içerisinde bu konuda verdiği 422 soru önergesi cevapsız kalırken, 2 defa acil kodu ile yapılan genel görüşme talebi ise AKP-MHP oylarıyla reddedildi.
 
Yine en son CHP’nin kadına yönelik şiddet suçlarında, arabuluculuk ve uzlaştırma da dâhil olmak üzere hiçbir uyuşmazlıkta çözüm yoluna gidilmemesi için 7 Ocak’ta Meclis’e sunduğu kanun teklifi de reddedildi.
 
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran komisyonun tek başına yeterli olmadığını belirterek, hükümetin kadın karşıtı politikasından vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.
 
‘9 önergemiz AKP-MHP oylarıyla reddedildi’
 
CHP olarak kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin araştırılması için komisyon kurulması amacıyla 9 kez önerge verdiklerini aktaran Gülizar, önergelerin tamamının AKP ve MHP oyları ile reddedildiğini söyledi. Komisyonun kurulmasından önce yaşanan kadın katliamlarının komisyonun kurulmasında etkili olduğunu belirten Gülizar, “Ardı ardına gelen cinayet ve şiddet haberleri ardından kadın örgütleri ve kadın mücadelesi veren bizler ve STK’ler sosyal medyadan çok ciddi bir kampanya başlattı” dedi.
 
‘Komisyon önceden kurulsaydı bu kadar kadın katledilmeyecekti’
 
AKP’li Rümeysa Kadak’ın  “Adetten, gelenektendir; iktidarın verdiğini muhalefet, muhalefetin verdiğini iktidar reddeder” sözlerini anımsatan Gülizar, söz konusu vekilin kadın hakları konusunda çok acı bir açıklama yaptığına işaret etti. Ardından bu durumun sosyal medyada yankılanması ve kadın örgütlerinin mücadelesi ile AKP ve MHP ittifakının komisyon kurmak zorunda kaldığına dikkat çeken Gülizar,  bu durumun mücadele eden kadınlar sayesinde gerçekleştiğini belirtti. Gülizar, “Bu komisyon iki yıl önce kurulmuş olsaydı, belki bugün Samsun’da beş yaşındaki çocuğunun gözleri önünde bayıltıncaya kadar dövülen kadın bunu yaşamayacaktı. Ya da Denizli’de Hafize Kurban, Emine Bulut gibi çocuğunun gözleri önünde öldürülmeyecekti. Burada şimdi ismini sayamadığım iki yıldan beri çok ciddi şekilde artan kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri yaşanmayacaktı” şeklinde konuştu.
 
‘Araştırma komisyonlarının raporları tozlu raflara terk edildi’
 
Bugüne kadar Meclis’te birçok araştırma komisyonunun kurulduğunu anımsatan Gülizar, “Araştırma komisyonları çok ciddi raporlar hazırladı, bu raporlar Meclis Genel Kurulu’nda görüşüldü ama ardından hiçbir yasal gereklilik yerine getirilmeden, dehlizin tozlu raflarına terk edildi. Ben bundan sonra komisyonun çalışmalarından sonra oluşacak raporun ve önerilerin mutlaka ve mutlaka kadın cinayetlerinin önlenmesi ve kadına yönelik şiddetin önüne geçilebilmesi için yasal olarak kararlı bir mücadele anlayışına kavuşması dileğinde bulunuyorum” dedi.
 
‘AKP’nin KEFEK temsilcisi istifa etmeli’
 
AKP Kayseri Milletvekili Hülya Atçı Nergis’in, “Biz sadece kadınları ifade ediyoruz da Türkiye’de öldürülen erkek sayısı bunun 12 katı” sözlerine tepki gösteren Gülizar, şöyle devam etti: “Bu çelişki aslında AKP’nin kadına karşı şiddet, kadına yönelik cinayetlerde kadına bakış açısını net bir şekilde ortaya koymuştur. Bu açıklamayı yapan kadın milletvekili AKP’nin KEFEK (Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu) temsilcisi.  Bu kadın milletvekilinin bu açıklamalarından kaynaklı özür dilemesi, KEFEK’ten de istifa etmesini talep ediyorum. Saray’dan, en alttaki kadın örgütlerine varıncaya kadar AKP’nin dili değişmediği sürece kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet son bulmayacaktır. Kadını özgür bir birey olarak kabul etmediği sürece, kadın ‘çocuklarının anası, erkeklerin karısı ve ev işlerinde de evin hizmetçisi’ anlayışından kurtulmadığı ve dillerinde ‘kadın mıdır kız mıdır bilmem, kadın ve erkek eşitliği fıtrata aykırıdır’  söylemleri son bulana kadar bu durum devam edecek. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin tüm karar mekanizmalarında geçirilmediği sürece kadın cinayetlerinin karşısına geçmesi mümkün olmayacak.”
 
‘Eylem planı ilk cümlesi ile beraber çöp olmuştur’
 
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı’na da değinen Gülizar, planın daha ilk cümlesinden itibaren “çöp” olduğunu dile getirdi. AKP Genel Başkanı’nın “Öyle her çiçeğe su vermeyeceğiz” sözlerine de atıfta bulunan Gülizar, “Boynu bükük çiçeğe su vermek adalettir ama dikene su vermek zulmü arttırır. Burada şunu demek istiyor:  Biat eden, benim gibi bakan, bana ‘emret padişahım çok yaşa’ diyenlerin haklarını teslim edeceğim. Ama bana muhalif olan, bana yanlışsın diyen, söylediklerime itiraz eden ya da benim istediğim gibi bir mücadele anlayışı benimsemeyen muhalifinden, basın emekçilerine ve kadın mücadelesi veren feministlere kadar, ‘Siz benim için dikensiniz. Ben size hak tanırsam siz bana zulmedersiniz’ dedi. Eylem planını açıkladığı sırada bu cümleleri duyduktan sonra TV’yi kapattım. Bu plan çöktü dedim. Bir nokta iki milyon avroluk masal anlatıyor” dedi.
 
‘Umut kapısı değil, bir masaldan ibaret’
 
Eylem planının açıklanmasının ardından 19’uncu Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılan kadınların gözaltına alınmasının planın uygulanmayacağının göstergesi olduğunu kaydeden Gülizar, “Asla hak temelde bir zihniyetin ürünü değildir. Uygulamaya da geçmeyecekler; sadece dışarıdaki ranta göz atıyorlar. Yoksa yurdumun güzel insanları, yurdumun hak mücadelesi için her gün canını dişine takan, kadınları, gençleri ve hakları ihlal edilen basın emekçileri için umut kapısı değil. Bir masaldan ibarettir” diye konuştu.
 
‘Sadece komisyonla çözülecek bir durum değil’
 
Ayşe Acar Başaran ise komisyonun kadınların mücadelesi sonucu elde edilen bir kazanım olduğuna dikkat çekerek, “Özellikle kadınların refleksi ciddi bir ivme kazandırdı. Yine son süreçte 92 yaşında kadının katledilmesi bir infial yarattı. Bir taraftan hem geç kalınmış bir durum bir taraftan da sadece bir komisyonla çözülebilecek bir durum değil. Türkiye’deki kadınlara karşı kırım politikası haline gelmiş katliamların, Mecliste kapalı bir odada ve anti demokratik şekilde kurulmuş bir komisyonla çözülmesi mümkün değil. Gerçekten 8 Mart’ta gördük; artık bütün kadınlar isyan noktasında, kadınların her yerde çığlığı yankılanıyor” değerlendirmesinde bulundu.
 
‘Politik bir tutuma ve yaklaşıma ihtiyaç var’
 
Pandeminin başında Meclis’te ve birçok alanda  “Acil Eylem Planının” hayata geçirilmesi gerektiğini sıklıkla ifade ettiklerini söyleyen Ayşe, uluslararası sözleşmelerin uygulanmadığı gibi GREVIO raporunun Türkçeye çevrilmediğini, KEFEK alt komisyonunun hala toplanmadığını aktardı. Bunların tümünün büyük bir problem olduğunun altını çizen Ayşe, kadın katliamlarına karşı politik bir tutuma ve yaklaşıma ihtiyaç olduğunu vurguladı.
 
‘Söylemlerinden, eylemlerinden samimiyetsizliği görüyoruz’
 
Kadınlarla ilgili Meclis’te komisyon kurulduğu sırada gece saatlerinde, feminist gece yürüyüşüne katılan kadınlara yönelik gözaltı operasyonu yapıldığını anımsatan Ayşe, şunları belirtti: “Böyle bir komisyon kurulurken Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı nefret söylemini yaymaya, LGBTİ’ler üzerinden toplumu kışkırtmaya devam ediyor. Buna karşı daha net bir tutum alınmalı. İktidar infiali dindirmek için böyle bir adım attı. Hem söylemlerinden hem eylemlerinden samimiyetsizliklerini görüyoruz. Biz bu durumun Meclis’te zaten takipçisi olacağız, kadınların da alanlarda, meydanlarda iktidarın politikalarını daha fazla teşhir edecek adımlar atması gerekiyor.”