Dirayet Dilan Taşdemir: Garê savaş siyasetindeki ısrarın bir yansımasıdır

  • 09:08 15 Şubat 2021
  • Siyaset
 
ANKARA - HDP’li Dirayet Dilan Taşdemir, TSK’nin Garê’ye yönelik gerçekleştirdiği saldırıya ilişkin konuşarak, “Garê operasyonu uzun süredir savaş siyasetindeki ısrarın bir yansımasıdır. Planlaması, takvimi ve yürütülen algıyla bunun çok yönlü bir plan olduğunu gördük” dedi.
 
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), 10 Şubat’ta Garê’ye yönelik başlattığı askeri saldırının sona erdiğini açıklayarak Garê’den çekildiklerini duyurdu. PKK ile TSK arasında süren 4 günlük çatışmada TSK’nin, PKK’nin elinde olan 13 asker, polis ve MİT istihbaratçısının bulunduğu mağaraya yönelik gerçekleştirdiği operasyon en çok konuşulan ve tepki toplayan konu haline geldi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Garê operasyonu savaş siyasetindeki ısrarın bir yansımasıdır’
 
AKP iktidarının ülke içinde yarattığı çoklu krizi çözmenin bir yöntemi olarak sürekli Kürt düşmanlığını körükleyen operasyon ve saldırı konseptini devreye koyduğunu dile getiren Dilan, AKP’nin savaş siyasetini bir konsept olarak işlediğine işaret etti. Ülke içinde yaratılan çoklu krize bir çözüm olarak milliyetçilik ve savaş üzerinden bir siyaset izlendiğine tanıklık ettiklerini kaydeden Dilan, “Garê operasyonu uzun süredir savaş siyasetindeki ısrarın bir yansımasıdır. Planlaması, takvimi ve yürütülen algıyla bunun çok yönlü bir plan olduğunu gördük. Garê’ye yönelik saldırıyla Kürdistan’daki mevcut noktaları tutma ve bir kez daha Kürdistan coğrafyalarında bir bölünme yaratma isteminin açığa çıktığını söyleyebiliriz” sözlerine yer verdi.
 
‘Yaşadığı çöküşü milliyetçilikle perdelemeye çalışıyor’
 
İktidarın içte yaşadığı çöküşü milliyetçilikle perdelemeye çalıştığına dikkat çeken Dilan, operasyonun Tayyip Erdoğan’ın “Size bir müjdemiz var” sözlerinin ardından gündeme geldiğini hatırlattı. Dilan, iktidarın yaşanan acılar üzerinden iktidarlarını tahkim etme anlayışında olduğunu vurgulayarak, “Sahte zaferler yaratma gibi bir düşünce söz konusu. Sansasyonel bir operasyonla kamuoyu oluşturma ve bunun üzerinden de belki bir seçim siyaseti yürütme gibi bir arka perdesinin olduğunu düşünüyorum. Açığa çıkan sonuç halklar adına bir trajedi. PKK’nin elinde esir olan 13 askerin yaşamını yitirdiği ifade ediliyor. Biz biliyoruz ki bu kişiler uzun zamandır PKK’nin elindeydi ve bu kişilerin can güvenliklerine dair herhangi bir tehdit açığa çıkmadı. İnsan Hakları Derneği (İHD), askerlerin aileleri ve bizim de parti olarak defalarca askerlerin alınması için girişimlerimiz oldu. Ancak maalesef bu konuda bir sonuç alamadık” şeklinde konuştu.
 
‘Neden böyle bir yöntem seçildi?’
 
Dilan, gerçekleşen operasyonla böyle bir sonucun açığa çıkacağının bilindiğini dile getirerek, daha önce de benzer şekilde alıkonulan askerlerin müzakere ile geri alınıp ailelerine teslim edildiklerini hatırlattı. Bu sefer böyle bir yol denenmek istenmediğinin altını çizen Dilan, bunun sorumlusu olarak AKP’nin hesap vermesi gerektiğini sözlerine ekledi. Askerlerin, farklı yol ve yöntemlerle askerlerin kurtarılabilecekken, neden böyle bir yöntem seçildiğinin kamuoyu tarafından sorgulaması gerektiğini ifade eden Dilan, bu siyasete dur denilmesi gerektiğini belirtti.
 
‘Kürdistan coğrafyası parçalanmak isteniyor’
 
Kürt düşmanlığı ve karşıtlığının giderek derinleştirildiğine vurgu yapan Dilan, Kürtlerin kazanımlarına el konulmak istendiğini, Kürdistan coğrafyasının bir kez daha parçalanmak ve işgal edilmek istendiğini söyledi. Dilan, “Operasyon askerlerin kurtarılmasına yönelik planlanan bir operasyon olarak lanse edilse de özünün, orada bir işgal gerçekleştirmek, yerleşmek ve savaşı daha da derinleştirmek olduğu anlaşılıyor. Özellikle asker ve istihbaratçıların tutulduğu noktaların hedef alınması, bunun üzerinden bir başarı hikayesi yaratmaya çalışmalarının göstergesi” dedi.  
 
‘Kan, savaş ve ölüm üzerinden bir siyaset izleniyor’
 
İktidarın, insan hayatını hiçe sayarak, barış, müzakere ve diyalogdan kaçarak, savaşta ısrar ettiğini kaydeden Dilan, çözüm alternatifinin geliştirilmek istenmediğine işaret etti. “Tamamen kan, savaş ve ölüm üzerinden bir siyaset izleniyor” diyen Dilan, şöyle devam etti: “Bilinçli olarak bu yöntem tercih edildi. Bu kişilerin yaşamı riske atılarak böyle bir operasyon düzenlendi. Eğer bu kişiler ailelerine sağ teslim edilebilseydi başka bir şey inşa edilecekti. Ama yaşamlarını yitirmeleriyle olayı başka bir noktaya getirdiler. Milliyetçi damarların yükselmesinin, ülkedeki demokrasi güçlerine, Kürtlere ve HDP’ye yönelik bir savaş ilanına dönüşmesi riski var. Her zamankinden daha fazla barış sesini yükseltmeye ihtiyaç var. Bu savaş ve kan siyasetine daha fazla karşı çıkmak gerekiyor.”