Meral Danış Beştaş’tan çağrı: Uzlaşma komisyonu arşivleri açılsın!

  • 09:09 11 Şubat 2021
  • Siyaset
Habibe Eren
 
ANKARA - Anayasa tartışmalarını değerlendiren HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, demokratik tüm hakların askıya alındığı bu süreçte kapılar arkasında yapılacak anayasanın ‘tek adam anayasası’ olacağını belirtirken şu çağrıyı yaptı: “Uzlaşma Komisyonu’nda on binlerce sayfa tutan külliyat kamuoyuna açıklansın. O gün kimler ne istedi, anayasada hangi parti ne söyledi? Bunları konuşmakla başlayabiliriz.”
 
Geçtiğimiz günlerde AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "'yeni anayasa" çıkışından sonra Adalet Bakanı Abdülhamit Gül “sivil bir anayasa” yapılacağını belirtti. Muhalefet ve iktidar kanadından anayasa tartışmalarına ilişkin farklı tepkiler yükselirken HDP, iktidarın bu çıkışının “güven vermediğini” ve iktidarın bu konudaki olumsuz sicilinin kabarık olduğunu belirtti. 
 
Cumhurbaşkanının çıkışı sonrası yeni anayasa tartışmaları sürerken HDP Grup Başkanvekili ve Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş iktidar kanadından gündeme getirilen “yeni anayasa” tartışmalarına ilişkin konuştu. 1921 ve 1924 Anayasaları ulus devlet inşasında önemli bir işlev görürken 1960 ve 1982 Anayasaları ise “darbe ürünü” anayasalar olarak ele alınıyor. AKP iktidarının gündeme getirdiği tartışmalar sonrası Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte hayata geçirilmesi planlanan anayasanın “tek adam anayasası” olacağını söyleyen Meral’a göre anayasanın tartışılması için demokratik bir ortamın ilk koşul olduğunu söyledi.
 
 ‘Çökertme planı ile anayasa askıya alındı’
 
Anayasa tartışmalarının daha çok süreceğini belirten Meral, “Türkiye’de yeni, demokratik ve herkesi kapsayan bir anayasa talebini çok uzun zamandır tartışıyoruz, bu yeni değil. 1921 anayasası hariç 1924 anayasasından bu yana darbe anayasaları ile yönetiliyoruz. Anayasalara karşı her zaman toplumsal tepki, kamuoyunun talepleri ve istemleri temel gündemlerden biri. Özellikle 2015 yılından sonra  ‘çökertme planı’ ile beraber bırakın anayasayı en temel hak ve özgürlükler askıya alınmış durumda. Anayasayı tartışmadan önce birkaç soruya yanıt verilmesi lazım. Öncelikle şu andaki anayasa uygulanıyor mu? Bir kere önce ona bakalım” dedi. 
 
‘Bu anayasayı uygulayacak mısınız?’
 
Darbe ürünü olan 1982 anayasasının 18 defa değiştirildiğini kaydeden Meral, sözlerine şöyle devam etti: “En son 2017’de ucube olan ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ diye bir sistem getirildi. 1982 Anayasası’nın tüm geriliklerini, eksikliklerini ve eleştiriyoruz ama tüm geriliklere rağmen şu anki anayasa dahi uygulanmıyor. ‘Yeni anayasa yapalım’  diyenler önce şu sorunun yanıtı vermelidirler: Bu anayasayı uygulayacak mısınız? Bunu halk adına soruyorum. Anayasada toplantı ve örgütlenme özgürlüğüne, temel insan haklarına, cumhurbaşkanlığının tarafsızlığına dair birçok düzenleme var ama anayasa şu an askıya alınmış durumda. Anayasada yer alan eşitlik ilkesi uygulanmıyor. Bugün ülkede derin bir ayrımcılık var. Kürtlere, kadınlara, Alevilere, farklı inançlara, kimliklere ve dillere karşı bir ayrımcılık var. Eşitlik ilkesi yaşamda uygulanmıyor. Partiler aynı koşullarda çalışmıyor. Özetle şunu söylemek istiyorum: Mevcut anayasa uygulanmıyor, önce uygulanmasını talep ediyoruz.”
 
‘HDP’siz bir anayasa yapılamaz’
 
Anayasanın Meclis’te kapalı kapılar arkasında yapılacak bir görüşmeyle hazırlanacak bir metin olmadığına dikkat çeken Meral,  anayasanın toplumsal bir sözleşme olduğunu ve toplumun tüm kesimlerinin bu tartışmalara katılma hakkının olduğunu kaydetti. Meral, “Bugün iktidar aleyhine konuşmak yasak. Muhalefetin tümü ‘terörize’ edilmiş durumda. Boğaziçi öğrencilerinden, Barış Akademisyenleri’ne,  HDP’ye, kadınlara, gençlere herkese ‘terörist’ diyen bir zihniyet nasıl demokratik bir anayasa yapacak? ‘Kürtlerin anadilde eğitimini savunuyorum’u nasıl diyecek? Kadınlar ‘anayasada kadın kimliği temsiliyeti ile var olmak istiyorum’ diyor, kadın haklarına dair düzenleme istediğinde ne olacak? Bu da yasak. Kadınların 8 Martlarda 25 Kasımlarda sözü ve eylemi engelleniyor. Bu örnekleri şu sebeple veriyorum; insanların anayasada ne istediğini söyleyebilmesi, bu konuda gösteri ve toplantı hakkını kullanması gerekiyor. Bizim baştan beri dile getirdiğimiz demokratik ve ‘herkes için anayasa’ talebimiz her zaman güncelliğini koruyor ama şu anda özel olarak partimize karşı başlatılan darbe süreci devam ediyor. Biz Meclis’te üçüncü büyük partiyiz, ‘HDP’siz bir anayasa yapılamaz zaten. Sadece biz değil; halkın, sivil toplumun, diğer partilerin içinde olmadığı bir anayasa hiç kimsenin ve bu ülkenin de anayasası olamaz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Seçim sistemini değiştirmeye yönelik çalışmaları var’
 
Cumhur ittifakının ortaya attığı yeni anayasa tartışmasının bu koşullarda nasıl yapılacağının kamuoyunda tartışıldığını dile getiren Meral, şöyle konuştu: “Hakikaten biz de merak ediyoruz. Bu koşullarda nasıl yapacaklar, dikkatle izliyoruz. Şu anda Boğaziçi, Kürt meselesi, AİHM’in Demirtaş kararı ve Biden meselesi gündemde. Bu konuda tartışmaları farklı bir yöne kanalize etmeye çalışıyorlar. İktidar partisi ve küçük ortağı gündem değiştirmekte mahir gerçekten. Halkın temel gündemleri duyulmasın diye her zaman yeni gündemler yaratıyorlar. Anayasanın gündeme getirilmesinin bir diğer nedeni de ‘tek adam’ rejimini tahkim etmek ve tekrar güçlendirmek. Bu kabul edilemez, toplumun büyük bir kısmı bu sistemde devam edilemeyeceğini belirtiyor. Biz de aynı şeyi söylüyoruz. Bir de seçim sistemleri ile oynamak gibi ihtimaller tartışılıyor. Bu konuda kanaatimizce çalışmaları var. Yavaş yavaş göreceğiz. HDP öncelikle bu anayasayı konuşacak demokratik ortamın sağlanması gerekliliği üzerinden ele alıyor özetle.”
 
‘Yapılacak anayasa, tek adam anayasası’
 
Söz konusu süreçte yapılacak anayasanın “tek adam anayasası” olacağını söyleyen Meral, bunun bir darbe anayasası olacağını kaydederek, şunları ekledi: ”Sadece kendi kendilerine çalıp oynayacakları bir anayasa gerçek anlamda bir anayasa çalışması olmayacaktır. Büyük ve küçük ortak çıkıp biz şu koşullarda anlaştık derlerse bu onların tek adam anayasası olur.”
 
‘On binlerce sayfa tutan külliyat kamuoyuna açıklansın’
 
Yeni anayasa yapmak için Meclis’te grubu bulunan HDP, CHP, MHP ve AKP'nin eşit temsilinden oluşan "Uzlaşma Komisyonu”nun 2016 yılında dağılmasına değinen Meral,  söz konusu komisyonun önemli bir girişim olduğunu ifade etti. Komisyonda her partiden eşit temsiliyet olduğunu anımsatan Meral, o dönem, partisinde Anayasa Komisyonu Başkanı sıfatıyla iki yıl çalışmalarda yer aldığını söyledi. Bu süre zarfında çok güçlü çalışmalar yürütüldüğünü dile getiren Meral, “2011 yılından devam eden tartışmalarda halkla buluşmalar gerçekleştirildi. Mecliste, Demokratik Toplum Kongresi’nden (DTK) tutalım da birçok sivil toplum örgütünün, odaların, baroların, akademisyenlerin içinde olduğu görüşler toplandı, değerli bir çalışmaydı. Sonra Meclis’te günlerce, aylarca, yıllarca anayasa tartışıldı. Türkiye’nin temel sorunlarına anayasanın nasıl çözüm olacağı şeklinde çok güçlü tartışmalar yapıldı. O tartışmaların içinde yer alan birisi olarak o arşivlerin açılması gerektiğini düşünüyorum. Bugün on binlerce sayfa tutan külliyat kamuoyuna açıklansın. O gün kimler ne istedi, anayasada hangi parti ne söyledi? Bunları konuşmakla başlayabiliriz” şeklinde konuştu. 
 
‘AKP masadan kalkınca çalışma bitti’
 
Uzlaşma Komisyonu’nda ciddi bir birikimin ortaya çıktığını anımsatan Meral, anadilde eğitimden, vatandaşlık tanımına; kadın haklarına ve temel insan haklarına dair konuların gündeme geldiğini ve 59 maddede uzlaşıldığını söyledi. Meral, AKP’nin masadan kalkmasıyla çalışmanın bittiğini dile getirdi. 
 
’83 milyon yurttaşın kendisini görebileceği bir anayasa olmalı’
 
Yeni anayasa için halkın ve taleplerinin referans alınması gerekliliği üzerinde duran Meral şu ifadeleri kullandı: “Ayrıca Türkiye'nin imzacı olduğu ve Türkiye’yi bağlayan uluslararası evrensel sözleşmeler var. Örneğin Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde her çocuğun ana dilinde eğitim hakkı kayıt altına alınıyor ama Kürt çocukları anadilinde eğitim göremiyor, dilleri yasak. Birleşmiş Milletler (BM) Yerel Yönetimler Anlaşması’nda bölgesel yönetimlere dair çok güçlü referanslar ve bilgiler var. Türkiye imza atmış ama kendi anayasasında yok. Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nde (CEDAW) temel ilke ve perspektif anayasada yer almalı. Türkiye’de yaşayan 83 milyon yurttaşın kendisini görebileceği bir anayasa olmalı ve ‘bu anayasa beni kapsıyor’ demeli. Bir Roman kadın da bir Laz da Pomak da ve tabi ki Türkiye’de en büyük nüfusu olan ancak kimliği ve dili inkar edilen Kürt de kendini görebilmeli.”
 
‘Tabularla devam edemeyiz’
 
“Yeni bir anayasa yapılacaksa gerçekten yeni olmalı” diyen Meral şunları kaydetti: “İlk dört madde,  son madde,  ilk beş maddeye dokunulmaz’  gibi söylemler tartışmaların özgürlüğünü ve özgünlüğünü sakatlar. Neden tartışmayalım ki? Biz Ankara başkent olmasın demiyoruz ya da Türkiye'nin bayrağı olmasın demiyoruz ama Türkiye’deki farklı dilleri neden konuşmayalım, Türkiye’deki vatandaşlık tanımını neden tartışmayalım, anadilde eğitimi neden tartışmayalım? Bence tabularla artık yola devam etmemeliyiz.”