Ebru Günay ‘Herkes için Adalet’ kampanyasının detaylarını açıkladı

  • 12:05 9 Şubat 2021
  • Siyaset
 
ANKARA - “Herkes İçin Adalet” kampanyasının detaylarını açıklayan Ebru Günay, 15 Şubat’ta “Tecrite Son, Yaşam İçin Adalet” sloganıyla üç farklı kentte uluslararası komplonun yıldönümünde tecridi protesto etmek için kitlesel yürüyüşler gerçekleştireceklerini söyledi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, dün HDP’nin startını verdiği “Herkes İçin Adalet” kampanyasının detaylarını açıklamak üzere partisinin genel merkez binasında basın toplantısı gerçekleştirdi.
 
‘Gündem belirleyen bir partiyiz’
 
Türkiye’nin baskı cenderesi altında olduğunu belirterek, sözlerine başlayan Ebru, partilerinin uzun bir süredir belli mücadele programları ile bu cendereyi aşmak ve demokratik siyaset alanını genişletmek için mücadele programları geliştirerek hayata geçirdiğini söyledi. Geçtiğimiz Haziran ayında AKP-MHP bloğunun kurduğu düzeni aşmak için tüm topluma seslenerek “Hep Birlikte” dediklerini kaydeden Ebru, bu programa Hakkari’den Edirne’ye, İzmir’den Van’a, Mersin’den Diyarbakır’a kadar  başta kadınlar, gençler olmak üzere demokrasi, eşitlik ve özgürlükten yana olan toplumun her kesiminin ses verdiğini ifade etti. Ebru, gündem belirleyen bir parti olduklarına dikkat çekti.
 
‘Herkes İçin Adalet’ sloganıyla bir kampanya başlattık’
 
1 Eylül Dünya Barış Günü’nde “Barış Deklarasyonu’ yayınladıklarını ve Eylül ayından Şubat ayına kadar “Demokratik Mücadele Programı”nın yeni bir ayağını ilan ettiklerini kaydeden Ebru, “Geçtiğimiz aylarda da kadınlardan gençlere, ekolojistlerden emekçilere, her kesim ile savaşa karşı ‘Barış’ diyerek zorba iktidara karşı ‘Hep Birlikte’ güçlü bir mücadele yürüttük. Şimdi ise iktidarın, yaşamın her alanında yarattığı derin adaletsizliği teşhir ederek yeni yaşamı hep birlikte inşa etmek için ‘Herkes İçin Adalet’ sloganıyla bir kampanya başlattık. Sivil toplumun, meslek odalarının, kadın örgütlerinin, sendikaların ve elbette bileşen partilerimizin katılımı ile eş genel başkanlarımız tarafından kampanyamızın duyurusunu yaptık. Bugün sizlere kampanyamızın içeriğine dair detaylar vereceğiz” dedi. 
 
‘Ülkedeki herkes adaletin kalmadığına inanıyor’
 
Kampanyanın detaylarını açıklamadan önce kampanyanın neden “Adalet” teması ile başladığına ilişkin değerlendirmede bulunan Ebru şöyle devam etti: “Adaletsizlik cenderesinde kıvranan Türkiye halklarının, ekmek kadar su kadar temel bir ihtiyacı var: O da Adalet’tir. Saray ve saray çevresine kümelenmiş iktidar elitleri dışında Türkiye’de tüm toplumsal kesimler adalet arıyor. AKP ve MHP’ye oy veren seçmenler dahil ülkedeki herkes adaletin kalmadığına inanıyor. Sadece sarayın etrafında kümelenenler kendileri için adaletin sağlandığına inanıyorlar. Aslında onlar bile kendileri dışında kimseye adaletin uygulanmadığını biliyor. Günlük hayatın içinde yurttaşlar yaşamlarının herhangi bir anında bu adaletsizliğe maruz kalıyorlar. Demokratik bir ülkede iktidar ve muhalefet vardır. Siyasi hedefleri için yarışırlar. İktidara biat etme mecburiyeti faşist rejimlerde olur ki günümüzde yaşanan sıkıntıların başında bu gelmektedir. İktidara biat etmeyenlerin terörist olarak damgalandığı bir ülkede yaşıyoruz. Düşünün ki bu iktidara göre bütün muhalifler ya terörist ya da ülkeye düşman.”
 
‘Açlık grevi 75’inci gününde’
 
Ebru, düşman hukukun en fazla yansıdığı yerlerin cezaevleri olduğuna işaret ederek, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan mutlak tecridin bütün cezaevlerine sirayet ettiğini belirtti. Cezaevlerinde çıplak aramadan, keyfi disiplin cezalarına, infaz yakmalardan, çift kelepçe uygulamalarına, sağlık hizmetinden faydalandırılmamaya kadar sayamadıkları birçok hak ihlalinin yaşandığının altını çizen Ebru, adil olmayan uygulamalara karşı siyasi tutsakların başlattığı açlık grevi direnişinin 75’inci gününde olduğunu hatırlattı.
 
‘Domates pahalı olduğu için suçlanabilir’
 
Adaletsizliğin her alana sirayet etmiş durumda olduğunu söyleyen Ebru, bu ülkede, herkesin her an gözaltına alınabileceğini veya tutuklanabileceğini kaydetti. Ebru, “Yolda yürürken bir mikrofona konuşan ve kendisini ifade eden yurttaş ertesi gün tutuklanabilir. İktidarı eleştiren bir siyasetçi iddianame bile olmadan aylarca tutuklu kalabilir. Whatsapp grubu kuran bir üniversite öğrencisi aynı gün mahkemeye çıkarılıp tutuklanabilir. Bir gecede bir memur KHK ile işsiz bırakılabilir. Savaş tamtamları çalan biri üniversiteye rektör atanabilir. Seçimlerde kazandığınız belediyeye kayyım atanabilir. Şiddete maruz kalan bir kadın, başvuracağı bir mekanizma bulamadığı için katledilebilir. Katledilen bir kadın mahkemelerde kabahatli bulanabilir. EBA’ya ulaşabilmek için çatıya çıkmak zorunda kalan bir çocuk her an düşüp ölebilir. Hatta bir bebek anne karnında iken geleceğin suçlusu olarak tutuklanabilir. Hatta, yanlış ekonomi politikaları yüzünden pahalanan soğan terörist olabilir, biber ve domates pahalı olduğu için suçlanabilir” şeklinde konuştu. 
 
‘Êdî Bese’
 
“Biz tam da bu noktada artık yeter diyoruz, edî bese diyoruz” diyen Ebru şunları dile getirdi: “Her yerde herkes için adalet sloganını haykırıyoruz. Bir gecede Boğaziçi’ne kayyım rektör atadınız, sonuçlarını gördünüz. 6 günlük Yargıtay üyesini Anayasa Mahkemesi’ne üye yaptınız. Ilısu Barajı ile Hasankeyf’i, Yeşil Yol Projesi ile Karadeniz’i, Kanal İstanbul Projesi ile İstanbul’u uyduruk ÇED raporları üzerinden talan ettiniz. Emekçilerin işsizlik fonunu kendi yandaşlarına peşkeş çeken yasalar çıkardınız. Tahliye olması gereken tutsakların eline bir tebliğ sıkıştırarak infazlarının yakıldığına dair yasalar çıkardınız. Eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet uygulamasını yasalara dayandırarak suç olarak gösterdiniz. Biz sizin zorba iktidarınızın çıkardığı yasal zorbalıkları değil gerçek olan adaleti sağlamak için mücadele ediyoruz. Yasal kılıflara uydurulmuş hukuksuzluğu reddediyoruz. Mızrak çuvala sığmıyor artık. İsyan ediyoruz.”
 
‘Derin bir toplumsal uzlaşıya ihtiyaç vardır’
 
Adaletin olmaması halinde, demokrasi, demokratik bir uzlaşı, özgür bir siyaset ve hukukun da olmayacağını ifade eden Ebru, bu üç temel dinamiğin olmaması halinde yaşama bir anlamın katılamayacağını, siyaset yapılamayacağını, geleceğe bir söz bırakılamayacağını ve geçmişin yükünden kurtulunamayacağını belirtti. Ebru, “İçinden geçtiğimiz süreç kutuplaştırmaya dayalı sancılı bir süreçtir. Bugün en acilinden derin bir toplumsal uzlaşıya ihtiyaç vardır. Bu toplumsal uzlaşının olmazsa olmaz zırhı adalettir. Bunu sağlamanın birincil şartı demokratik bir ortamın varlığıdır. Demokratik ve barışçıl bir iklim, çatışma kültürünü terk etmekle mümkün. Toplumsal adaletin gelişmesi ancak bu yolla olacaktır. Adalete yer açmalıyız. Adalete yer açma çabamız ve derdimiz var. Tüm meselemiz budur. Çünkü adalete yer açmak halklara yer açmaktır, tüm ötekilere yer açmaktır. Çünkü adalete yer açmak göz kapaklarına acının ağırlığı bindirilmiş annelere yer açmaktır. Çünkü adalete yer açmak diyaloga yer açmaktır. Bu nedenle başlattığımız kampanyamızda tüm adaletsizlik alanlarına değinecek, görecek eylem ve etkinlikler yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Ebru kampanyanın detaylarını şu şekilde sıraladı: 
 
“*Bir süredir başlayan ‘İş ve Aş Buluşmaları’nı ileri taşıyarak yoksulluk ve işsizlik temalı kitlesel bölge yürüyüşleri yapacağız.
 
*Cinsiyetçi, militarist, kadın düşmanı politikalara karşı kadınlarla buluşmalar gerçekleştirerek eylem ve etkinlikler düzenleyeceğiz. 
 
*Kürtçe’ye yoğun saldırıların ve asimilasyon politikalarının olduğu bir dönemde ‘Anadil Adaleti’ni arayacağımız eylem ve etkinlikler düzenleyeceğiz.
 
*Cezaevlerinde süreleri dolmalarına rağmen bırakılmayan, denetimli serbestlik hakları kullandırılmayan, infazları yakılan tutsakların, açlık grevine girenlerin adalet taleplerini dillendirmek için farklı şehirlerde ve Meclis’te ‘Adalet’ diye haykıracağız.
 
*Siyasette sıkışan ve kutuplaştırılan atmosferi aşmak ve nefes aldırmak için kendimiz dışındaki partilerle, inanç kurumları ile bir araya geleceğiz.
 
*Sol, sosyalist ve devrimci güçlerle, değişik inançlardan çevreler ve gruplarla baskılara karşı direnişi büyütmek için programlar düzenleyeceğiz.
 
*Şırnak’ta kömür madenlerinin kirlettiği Nergüş Deresi’nin, Dersim’de maden aramaları ile doğa yıkımı gerçekleştirilen Çemişgezek’in, Aydın ve Muğla’da incir ağaçlarının, Mersin’de ve Antalya’da portakal ağaçlarının, Karadeniz’de ormanların, fındık ağaçlarının ve çay tarlalarının hakkını korumak için ekoloji buluşmaları düzenleyeceğiz.
 
*Aylardır kepenk kapattığı için iflas ettirilen restoran, lokanta ve kafe işletmeleri ve emekçilerinin hakkını aramak için buluşmalar yapacağız.
 
*Tekçiliğin yansıması olan mezhebe dayalı inanç anlayışını yıkmak için tüm inançlarla zenginliğimizi göstereceğiz.
 
*AİHM iddianamesi ile ülkenin yargı sisteminin nasıl mahkum edildiğini, Kobanê iddianamesi ile bizleri yargılamak isteyenleri yargılayacağımızı göstereceğiz.
 
*Derinleşen tecrit sistemin ülkeye yaygınlaştırılmaya çalışıldığını ve sonuçlarını anlatacağız.
 
*Kürtlere karşı savaş politikalarının sadece Kürtlere değil tüm ülkeye verdiği zararı göstermek için alanlarda olacağız.”
 
Ebru, “İşte bunun için HDP olarak, ‘Herkes için Adalet’ diyoruz. Ve adalet, demokrasi ve eşitlik için kadınlar ve gençler başta olmak üzere emeği sömürülen işçileri, kimliği yok sayılan Kürtleri, Çerkezleri, Lazları, Romanları, inancı yok sayılan Alevileri, geleceği elinden alınan öğrencileri birlikte omuz omuza mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.
  
Ebru, 4 aylık programın Şubat ayına dair detaylarını ise şöyle sıraladı: 
 
“*İlk önce kampanyanın kadın programı Kadın Meclisi’miz tarafından Ankara’da açıklanacak.
 
*Ankara ve İstanbul adliyelerinin önünde eş genel başkanımızın, milletvekillerimizin kadın meclisimizin ve avukatların katılımı ile çıplak arama, uygulanmayan AİHM kararı ve iftira ve yalanlarla dolu Kobanê iddianamesini işleyeceğimiz açıklamalar ve oturma eylemleri yapağız. 
 
*Cezaevlerindeki hak ihlallerine dikkat çekmek için cezaevleri önünde protestolar, açıklamalar yapacak, eylemler düzenleyeceğiz.
 
*Adalet için grevde olanlara ses vermek için 15 Şubat’ta ‘Tecrite Son, Yaşam İçin Adalet’ sloganıyla üç farklı kentte uluslararası komplonun yıldönümünde tecridi protesto etmek için kitlesel yürüyüşlere destek vereceğiz. 
 
*’İş ve Aş Buluşmaları’mızın Van ayağını gerçekleştireceğiz. Van’da eş genel başkanımız Pervin Buldan’ın katılımı ile emekçiler ve esnaf ile buluşacağız. Onları dinleyecek ve kendi çözüm önerilerimizi anlatacağız.
 
*Dünya Anadil Günü vesilesiyle bir dizi çalışma yapacağız. Türkiye’nin farklı şehirlerinde çoğulcu yapımızı yansıtan bu ülkede konuşulan Kürtçe, Arapça, Ermenice, Lazca ve diğer dillerde açıklamalar yapacağız. Eş Genel Başkanımız Mithat Sancar, Diyarbakır’da Kürtçe konusunda çalışma yürüten kurumların ‘Anadil Hakkı İçin Adalet’ sloganıyla kitlesel bölge yürüyüşüne katılacak. Aynı zamanda Kürt Dili konusunda çalışma yürüten kurumlarla ortak etkinlik düzenleyeceğiz. Kürtçe ile ilgili 14 Mayıs Kürt Dil Bayramında Kürt Diline yönelik saldırıları, asimilasyon politikalarını gösteren geniş bir rapor yayınlayıp ulusal ve uluslararası kurumlar ile paylaşacağız.
 
*AİHM’in Selahattin Demirtaş kararının uygulanması için yerellerde bilgilendirme çalışmaları, kurum ziyaretleri, toplu dilekçeler, mektuplar gibi farklı etkinlikler organize edeceğiz. 
 
*Yine Şubat ayı içerisinde sol ve sosyalist partileri, Alevi kurumlarını, büyükelçiliklere, ‘Adalet’ gündemiyle ziyaretler gerçekleştireceğiz.”
 
Haziran ayına kadar yapılacak etkinliklere değinen Ebru, bu etkinlikleri ise şu şekilde özetledi: 
 
“*8 Mart Kadınlar Günü çerçevesinde bütün yerellerde kadınlarla omuz omuza olup, kadın mücadelesini büyüteceğiz. 
 
*21 Mart Newroz kutlamalarını yapacağız. Ulusal Birlik temalı eylemlerimize devam edeceğiz. 
 
*İş ve Aş Buluşmalarını ülkenin her bölgesinde yapacak şekilde sürdüreceğiz. Turizm ve sera sektörü, Liman işçileri, Deri emekçileri ve işyerini kapatmak zorunda kalan esnaf ile buluşacağız. Tüm bu alanlarda süren işçi direnişlerine güç verecek birlikte adalet sesimizi daha gür çıkaracağız. Bu birlik ruhu ile 1 Mayıs’a yürüyeceğiz.
 
*Tüm inanç kesimlerine yönelik programlarımız var.
 
*26 Nisan’da partimize dönük bir komplo ile yazılan Kobane iddianamesini yazanları yargılamak için mahkemede olacağız. 
 
*Tiyatro ve müzik sanatçıları ile buluşarak, Kürt yazarlar ile özel bir program yapacağız.
 
*Gezi’de, Suruç’ta, Ankara Gar Katliamında hayatını yitirenler ile Kürdistan’da katledilen çocukların, gençlerin annelerini buluşturacağız.” 
 
‘Hep birlikte ‘Herkes İçin Adalet’ çalışmasını büyütme zamanıdır’
 
Ebru, “Halklarımıza ve tüm partili arkadaşlarımıza buradan seslenmek istiyorum. Gençler, kadınlar, emekçiler bir bütün olarak ezilenler ve ötekileştirilenler, faşizme evrilen siyasi atmosferi tüm ülkenin selameti ve demokrasinin nefes alması için bu programı hep birlikte mutlaka başarıya ulaştırmalıyız. Bu kampanyamız aynı zamanda tüm siyaset alanının cesaret toplayacağı, demokrasi çizgisinin gösterileceği bir yol haritasıdır. Şimdi hep birlikte herkes için adalet çalışmasını büyütme zamanıdır” diye belirtti.
 
Ebru, kampanyanın detaylarına ilişkin Kürtçe olarak da konuştu.
 
‘Bütün hukuksuzluk kaynağını İmralı’daki tecritten alıyor’
 
Ebru, gazetecilerin CPT’nin Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaret ve cezaevlerinde devam eden açlık grevi eylemlerine ilişkin sorduğu sorulara ise şöyle yanıt verdi: “Kampanyamız kapsamında açlık grevleri, devam eden hukuksuzluk, infaz yakmaları ve tecrit temel gündemlerimizden ve Şubat ayındaki temel eylemlerimizden biri. Adliyeler önünde eylem ve etkinliler düzenleyeceğiz, cezaevleri önünde olacağız. Yerellerde yetkililere mektuplar göndereceğiz. Muhataplarına ulaştırılmak üzere eylem ve etkinlikler olacak. Her koşullarda hukuksuzlukları teşhir edeceğiz adaletin sesi olmaya devam edeceğiz. CPT Türkiye’ye ziyaret gerçekleştirdi ve çeşitli cezaevlerini ziyaret etti. Bir yıl önce CPT rapor açıkladı ve açıkladığı raporda işkence olduğunu açıkladı. İmralı’yı ziyaret etmemesi eleştiri konusu, işkencenin olduğu bir cezaevini ziyaret etmesi bizler için önemiydi. Esas olan CPT’nin cezaevini ziyaret etmesiydi. Türkiye’deki bütün hukuksuzluk kaynağını İmralı’daki tecritten alıyor. Adaletin ve hukukun başta orada tesis edilmesi gerekiyor. Bu konudaki çalışmalarımıza devam edeceğiz.”