Bütçe teklifinde mülteciler için ‘çözüm’ bulundu: Sınır dışı etmek

  • 09:01 26 Ekim 2020
  • Siyaset
Habibe Eren
 
ANKARA - Genel Göç İdaresi Müdürlüğü’nün 2021 bütçe teklifinde 75 bin mültecinin sınır dışı edilmesi hedefleniyor. Binlerce mültecinin göç yollarında yaşamını yitirdiği Türkiye’de mülteci politikasının “enstrüman” olarak kullanıldığını belirten Gülsüm Ağaoğlu,  bütçe teklifine tepki gösterdi.
 
“2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi”nin giderleri 1 trilyon 346,1 milyar lira, faiz hariç giderler 1 trilyon 166,6 milyar lira, bütçe gelirleri 1 trilyon 101,1 milyar lira, vergi gelirleri 922,7 milyar lira, bütçe açığı 245 milyar lira olarak öngörüldü. Tüm Bakanlıkların bütçelerinde artış yaşanırken en fazla artışın yaşandığı bakanlıklardan biri İçişleri Bakanlığı oldu. İçişleri Bakanlığı’nın 2021 yılı bütçesi için 10 milyar 665 milyon TL öngörülürken,  Bakanlığa bağlı Genel Göç İdaresi’nin 2021 bütçesi ise 2 milyar 983 milyon 522 bin TL olarak hedeflendi.  Geçen seneye göre 472 milyondan fazla artış yaşanması öngörülen bütçenin kalemleri mültecilere yönelik tedbirlerin alınmayacağı ve yeni mülteci ölümlerinin yaşanacağını gösteriyor.
 
75 bin göçmenin sınır dışı edilmesi hedefleniyor
 
2021 bütçesinin alt program performans göstergelerinde gerçekleştirilen muhtemel insan ticareti mağduru mülakat sayısı 2020’de 5 bin gerçekleşirken, 2021’de 6 bin olması öngörülüyor. Gönüllü ve güvenli geri dönüşlerdeki artış geçen yıl 0 olarak gerçekleşirken 2021’de bu sayının 10 olması hedefleniyor. Sınır dışı edilen yabancı sayısı 2020’de 30 bin gerçekleşirken, 2021’de ise bu sayının iki katı artarak 75 bin olması hedefleniyor.
 
2021 hedefi insan ticareti mağduru sayısının artması
 
Bakanlığın dikkat çeken hedeflerinden biri de insan ticareti mağdur sayısında beklenen artış.  Göstergelerde tanımlanan insan ticareti mağdur sayısı 2020’de 150 olarak yer alırken bu sayının 2021’de 270 olması hedefleniyor. Hedeflenen rakamın artması ile göçmenlerin insan kaçakçılarına başvurmak zorunda kalması  ve zorlu göç yollarında yeni mülteci ölümlerin yaşanacağına da işaret ediyor.
 
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre ülkelerinde yaşadıkları iç karışıklık, savaş, ekonomik nedenlerden dolayı son dönemde Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine geçmek isteyen göçmen sayısında artış yaşanıyor. Avrupa'ya geçmek isterken yakalanan düzensiz göçmen sayısı 2019 yılının ilk 8 ayında 2018 yılının aynı dönemine göre yüzde 42 artarak 158 binden 235 bin oldu. 2019 yılında Türkiye’den Avrupa’ya hem denizden hem de karadan toplamda 74 bin 482 mülteci geçiş yaptı.
 
Birleşmiş Milletler (BM) Mülteci Örgütü (UNHCR) raporuna göre 2018 yılında her gün ortalama altı kişi Akdeniz’i geçmeye çalışırken hayatını kaybetti.
 
Türkiye mülteci mezarlığına döndü
 
UNCHR’nin 2020 verilerine göre 1 Ocak- 22 Nisan tarihleri arasında Türkiye üzerinden İtalya’ya 3 bin 310 kişi, Malta’ya bin 201 kişi giderken Orta Akdeniz’de yaşamını yitiren mülteci sayısı 146. 1 Ocak-22 Nisan 2020 arasında Yunanistan’a giden mülteci sayısı 7 bin 357 yaşamını yitiren mülteci sayısı Doğu Akdeniz rotasında 67. Aynı rotada Yunanistan’a giden mülteci sayısı 7 bin Kıbrıs’a giden 177 bu rotada ise 19 mülteci yaşamını yitirdi. Türkiye’den Akdeniz yoluyla Avrupa’ya geçiş yapan kişi sayısı 16 bin 724 yaşamını yitiren sayısı ise 256.
 
Mülteciler her gün göç yollarında yaşamını yitirirken hükümet buna karşın önlem almak yerine her geçen gün mültecilerin yaşamını zorlaştıracak politikaları hayata geçiriyor. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün bütçesinde mültecilerin yaşam standartlarını yükseltmek yerine daha fazla mülteciyi sınır dışı etmek hedefleniyor.
 
‘Mecburiyetten kaynaklanıyor’
 
Bütçe teklifini değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Göçmen ve Mülteci Komisyonu Sözcüsü Gülsüm Ağaoğlu, mültecilerin zorlu yaşamına dikkat çekti. Türkiye'den gitmek isteyen mültecilerin sıklıkla Van,  Kars ve Doğubeyazıt yolunu kullandıklarını belirten Gülsüm, “Özellikle Van Gölü’nden gidenler için sınır boyunca örülen duvar geçişleri zorlaştırdı ve yapılan çok sayıda kalekollar karayolu boyunca yapılan kontroller güvenli olmasa da mültecileri bu yolu kullanmaya itti. Bu bir mecburiyetten kaynaklanıyor. Mültecileri buradan gitmeye zorlayan en önemli nedenler sıkı güvenlik takipleri” diye konuştu.
‘Ölen mültecilerin naaşlarına dahi ulaşılamıyor’
 
Geçen aylarda Van Gölü’nde 60’dan fazla mültecinin yaşamını yitirdiğini anımsatan Gülsüm, ölen mültecilerin naaşlarına dahi ulaşılamadığını vurguladı. Mültecilerin, kapıların kilitlenmesi nedeniyle kurtulamadıklarını ifade eden Gülsüm, sözlerine şöyle devam etti: “Bu durum insan tacirlerinin  mülteciler üzerinden kazandığı ticari faaliyete işaret eden bir şey. Yalnızca insan tacirleri değil o kalekollarda görev yapan güvenlik görevlilerin ortaklaşa oluşturduğu bir zincir bu. Bir arz talep meselesi var. İnsan tacirleri, bu geçişlerin oluşturulmasına aracı oluyor, ticari faaliyet olarak insanların bedenleri ve imkansızlıkları üzerinden yürüyen bir sistem var karşımızda.”
 
‘Mülteci emeği ucuzunda ucuzu’
 
Mülteci emeğinin “ucuzun da ucuzu” olduğunu vurgulayan Gülsüm, AKP hükümeti boyunca binlerce mültecinin göç yollarında yaşamını yitirdiğini dile getirdi. Bütçe teklifinde devletin mültecilerin “güvenli bir yolla” geçişlerini sağlamaya dair bir politikanın yer almadığına dikkati çeken Gülsüm, “Devletin mültecilere yönelik yaklaşımı başından beri pazarlık konusu olarak değerlendiriyor. Sıkıştığı her dönem mültecileri bir enstrüman olarak kullanıyor” dedi.
 
‘Bütçe teklifinin dayanağı yok’
 
Bakanlıkların bütçelerinin hiçbir zaman şeffaf olmadığını dile getiren Gülsüm, “Bütçenin kimin için, neye, ne yararına nerede kullanacağına dair bir genel prensip yok. O anlamıyla bu bütçe teklifinin hiçbir dayanağı yok. Şuraya ‘şu kadar’  harcanmış diyebileceğimiz bir şey yok. Öte yandan mültecilerin sınır dışı edilmesinden umdukları yarar, bir devlet politikası haline dönüştü” ifadelerini kullandı.
 
‘Devletin resmi haliyle karşılaştırdığımızda gerçekçi bulmuyoruz’
 
İnsan tacirlerinin İdlib sürecinde “reis bize imkan verdi biz buradan kazanıyoruz” söylemlerini hatırlatan Gülsüm, bu fütursuzluğun geçiş yollarında yüzlerce mültecinin yaşamına mal olduğunu kaydetti. Gülsüm, “Geçiş yollarında helak oldular, hem besinsizlikten hem barınma zorluklarından kaynaklı sorunlar yaşadılar. Nitekim bir süre sonra dönmek zorunda kaldılar. ‘Geçiş yollarını kullanarak insan kaçakçılığını bu yoldan kazanmasına imkan tanımamak için bir bütçe ayırıyoruz’ yaklaşımını devletin resmi haliyle karşılaştırdığımızda gerçekçi bulmuyoruz. Bütçe teklifinde, güvenli geri dönüş diyerek sınır dışı edilme uygulamasından bahsediliyor. Geri gönderme merkezlerinde yaşanan hak ihlalleri ile karşılaştırdığımızda bu tutumu doğru bulmuyoruz” diye konuştu.