Mizgin Acar’ın annesi: Kızımın intihar ettiğine inanmıyorum
- 09:06 5 Ekim 2024
- Güncel
Pelşin Çetinkaya
MÊRDÎN - İki yıl süren ve ardından beraat edilen dava üzerinden kendisine tekrar soruşturma açılan Mizgin Acar’a müebbet hapis cezası verildi. Verilen cezadan bir gün sonra intihar ettiği iddiası ile hastaneye kaldırılan Mizgin, 5 gündür yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor. Annesi Afife Acar, “Kızımın intihar ettiğine inanmıyorum” dedi.
Mêrdîn'in Mîdyad (Midyat) ilçesinde evine yapılan baskınla gözaltına alınan ve ardından 30 Mayıs’ta tutuklanarak Elazığ Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ne götürülen Mizgin Acar, 30 Eylül'de hakkında açılan davanın karar duruşması için Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'ne getirildi. Mizgin hakkında, Nisêbîn (Nusaybin) ilçesindeki sokağa çıkma yasakları döneminde "çatışmalara katıldığı" iddiasıyla müebbet hapis cezası verildi. Mizgin’in karar sonrası bulunduğu Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nde 1 Ekim sabahı intihar girişiminde bulunduğu iddia edildi.
Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Mizgin’in 5 gündür yoğun bakımda hayati tehlikesi devam ederken annesi Afife Acar ile konuştuk.
Beraat edilen davadan müebbete!
Müebbet cezası verilen davadan daha önce beraat eden Mizgin hakkında aynı dava üzerinden tekrar soruşturma açıldığını söyleyen Afife, “Daha önce 2 sene devam eden bir davası vardı. Mizgin, o davadan beraat etti. Ama bu sene 30 Mayıs’ta 4 polis bizim eve gelerek Mizgin’i karakola götürdü. Ben de onların peşinden gittim. Ben Mizgin’in sadece ifadesini alıp bırakacaklarını sanıyordum. Ama o sırada Mizgin’e, ‘Annene çantanı, eşyalarını bırak, gel’ dediler. Onlar bana Mizgin’in yarın mahkemeye çıkacağını söylediler. Ertesi gün oldu ve Mizgin’in mahkemesi gerçekleşti. Mizgin’i tutuklayarak Midyat Cezaevi’ne koydular. Yaklaşık 12 gün Mizgin orada kaldı. Kurban Bayramı’ndan önce Mizgin’i benim haberim olmadan Elazığ Cezaevi'ne götürdüler. Elazığ Cezaevi’nden beni arayıp Mizgin’in orada olduğunu söylediler. O an çok tedirgin oldum. ‘Mizgin neden orada?’ diye sordum. Buna karşılık bana, Midyat Cezaevi’nde Mizgin’in koğuşunda kalacak kadın olmadığını söylediler” dedi.
Mahkeme: Mizgin’in suçsuz olduğunu biliyoruz ama…
Afife, avukatlar tarafından Mizgin’in suç teşkil edecek hiçbir şey yapmadığının ifade edildiğini ve hakimlerin bile kendisine Mizgin’in suçsuz olduğunu söylediklerini belirtti. Afife şöyle devam etti: “Şu ana kadar birkaç defa duruşması ertelendi. Ta ki 30 Eylül’e kadar. Mizgin o gün ifadesini verdi. Mizgin’in hiçbir yerde ne bir parmak izi ne bir ismi çıktı. Buna rağmen Mizgin’i tutukladılar ve müebbet ceza verdiler. Avukatlar bana bunu haber verince çok üzüldüm. O an Mizgin’i görmek istedim ama ne yaptıysam izin vermediler. Eğer Mizgin ile görüşmeme izin verselerdi, onu teselli ederdim. Belki de bu kadar şey olmazdı. Buradaki hakimler de bize, ‘Biz Mizgin’in suçsuz olduğunu biliyoruz ama üst mahkemenin kararına karşı gelemeyiz’ diyorlardı. Karardan sonra Mizgin’i akşam cezaevine götürdüler. Biz Mizgin ile konuşurken bana ceza aldığında onu tekrar Elazığ’a götüreceklerini söylemişti.
Sabah Mizgin’in hâlâ Mardin’de olup olmadığını sormak için cezaevini aradım. Onlar da Mizgin’in burada olduğunu söylediler. Hâlbuki bu olay o zaman olmuştu ama bana söylemediler. Ardından saat 11.00 gibi yine benim telefonuma hastaneden bir mesaj geldi. Okuma ve yazmam olmadığı için Mizgin’in arkadaşına sordum ve arkadaşı bana acil bir şey olduğunu, hemen hastaneyi aramam gerektiğini söyledi. Ben hastaneyi arayınca öğle arası olduğu için danışmanlar bana öğleden sonra aramam gerektiğini söyledi. Ben de 13.30-14.00 arası onları tekrar aradım. Buraya gelmemi söylediler. Mizgin’i de normal kontroller için hastaneye getirdiklerini söylediler. Ben de tamam deyip hastaneye geldim. Kendimi teselli ettim, belki doğrudur dedim. Ardından hastaneden beni aradılar. Devlet Hastanesi’nden Mizgin Acar için aradıklarını söylediler. Bana hemen gelmem gerektiğini söylediler. Ben de korktum, panikledim, hastaneye geldim. Dedim ki kesin ona bir şey olmuş. Avukatlarıyla baktık, Mizgin yoğun bakımda. Yoğun bakımın önünde askerler, polisler vardı. Orada sordum, ‘Mizgin nasıl intihar etti?’ diye. Bana kendini yazmayla astığını söylediler. Ben de cezaevinde, kameralı bir yerde bunun nasıl mümkün olduğunu sordum. Bana koğuşlarda kamera olmadığını söylediler.”
‘Kızımın intihar ettiğine inanmıyorum’
Mizgin’in intihar girişimine inanmadığını vurgulayan Afife, “Kızımı günde bir defa sadece 5 dakika görebiliyorum. Kızımın yanına gidince odaya 2 jandarma da geliyor. Kızım bu haldeyken bile elini yatağa kelepçelemişler. Ben kızımın intihar ettiğine inanmıyorum. Çünkü herkes kızımın bana düşkün olduğunu biliyordu ve bu yüzden benim için böyle bir şeyi yapmayacağını söylemişti. Bu işin peşini de bırakmayacağım” dedi.