‘KDP savaşa değil ulusal birliğe destek vermeli’

  • 09:01 27 Nisan 2020
  • Siyaset
Filiz Zeyrek
 
ADANA - KDP’nin Maxmur’a yönelik ambargosu ve Türkiye’nin hava saldırısını değerlendiren HDP  Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, “AKP savaş alanını daha da genişletmek  için uğraşıyor. KDP’ye düşen görev savaşa destek değil, ulusal birlik konusunda daha duyarlı olmasıdır” dedi. 
 
Federe Kürdistan Bölgesi’nde Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) 17 Temmuz 2019’dan bu yana ambargo uyguladığı Maxmur Kampı, 15 Nisan günü Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından bombalandı. Bunun sonucu hayvanlarını otlatan 3 kadın yaşamını yitirdi. Salgın sürecinde AKP’nin savaş politikasını, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları değerlendirdi. 
 
‘Siviller hedef alınıyor’ 
 
İnsanların sağlıklarının tehlikede olduğu bir dönemde, tüm ülkeler bununla mücadele ederken AKP-MHP ittifakının savaş stratejisini bir adım daha ileri taşıdığını, savaşı daha fazla derinleştirecek adımlar attığını belirten Tülay, “Libya’da Serrac güçlerine karşı doğrudan kendilerinin savaşı yönettiği adımlar attılar ve içinde ‘barış’ ismi geçen operasyonlar gerçekleştirdiler. Bu operasyonun başında da Türkiye’nin askeri personeli ve Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan kadrolar olduğu da basına yansımıştı. Aynı şekilde Suriye’de İdlip’teki çatışmaların zaman zaman hızlandığına dair gözlem noktalarının sayısının arttığına dair haberler okuyoruz. Irak’a dönük iktidarın özel bir yönelimi de var. Maxmur Kampı’nda bin bir sorunla yaşamını idame ettirmeye çalışan sivillere yönelik bir saldırının gerçekleştirilmesini kabul etmiyor ve kınıyoruz. Orada 3 kadın yaşamını kaybetti ve Maxmur Kampı gibi bir yerin bombalanması bize şunu gösteriyor: Türkiye burada mülteci sever gibi görünürken mültecilere karşı yaşamını zor koşullarda idame ettirmeye çalışan insanların olduğu Maxmur Kampı’nı da bombalayarak aslında bu konuda ne kadar samimiyetsiz olduğunu göstermiş oldu. Ayrıca Kürt halkına dönük düşmanca politikalarını bir kez daha göstermiş oldu” diye konuştu. 
 
‘KDP’ye düşen en temel görev ulusal birlikte duyarlı olmaktır’ 
 
“KDP’nin özellikle Kürdistan’da yeni noktalara asker kaydırmasının arkasında Cumhur İttifakı ve el ele verdiği Ergenekon ittifakı ile birlikte bu işin arkasını doldurdukları aklımıza geliyor” diyen Tülay, yine ABD’nin burada bir rolü olduğunu söyledi. Tüm bunları birlikte değerlendirmek gerektiğini ifade eden Tülay, şöyle devam etti: “Bugün Kürt halkının kendi içinde, kardeşler arasında bir kavgayı tutuşturmaya dönük KDP’nin bu rolü kabul etmemesi gerekir. Burada KDP’ye düşen en temel görev ulusal birlik konusunda daha fazla duyarlı davranmak ve dış müdahillerle Kürt halkının birbiri ile çatışmasının önün açacak bir adımdan uzak kalmaktır. Bu konuda eş genel başkanlarımızın Barzani’ye yolladıkları bir mektup var. Yine aynı şekilde meclisteki Kürt kadın milletvekillerinin yolladıkları mektup var. Bu çağrılar, Türkiye Kürdistanı’ndan uzatılan dostluk eli çok kıymeti. KDP’ye düşen uzatılan ele karşılık vermektir. Kürt halkının özellikle HDP’nin, DTK’nin ulusal birliğin oluşması hususunda çok emekleri oldu.”
 
‘AKP’nin savaş adımları görülüyor’ 
 
“Sevkiyatların yapıldığına dair basına yansıyan bilgilere göre önümüzdeki günlerde çok hareketli günler yaşanacağa benziyor” ifadelerini kullanan Tülay, “Kritik konulardan birisi de basından duyduğumuz kadarıyla Cerablus’tan, Antep, Urfa güzergâhı kullanılarak Rojova’da Gri Sipi ve Serêkaniyê bölgelerine çok sayıda insanın Türkiye’den taşındığına dair bilgiler geliyor” dedi. 
 
Yine salgın günlerinde Kuzey ve Doğu Suriye’de demografik yapıyı değiştirmeye dönük AKP iktidarının attığı adımlar olduğunu anımsatan Tülay, “Buradan şu mesajı vermek istiyoruz, başta Kürt halk olmak üzere Türkiye, Suriye, Irak ve İran’da barış ve kardeşlik köprüsünü oluşturmaktan başka seçeneğimiz yoktur” diye konuştu. 
 
‘Halkların dayanışması ve birliği şart’ 
 
AKP’nin savaş politikalarından vazgeçmesi çağrı yapan Tülay, “Ama bunu da çok iyi biliyoruz ki tek adam rejiminin tek beslendiği şey savaş ve şiddettir. Tek adım atmayacaklarını, korona günlerini ‘Allah’ın lütfu’ olarak göreceklerini biliyoruz. O halde biz çağrımızın temelini halklara yapmak durumundayız. Başta Kürt halkının ulusal birliği olmak üzere bu bölgede yaşayan ve savaştan mağdur olan herkesin halklar arası dayanışması, halklar arası birliğin kurulması dışında seçeneğinin olmadığını bir kez daha vurgulamak istiyorum” diye ekledi.