Meral Danış Beştaş: Türkiye’de çocukların en temel hakları tehdit altında

  • 15:53 22 Nisan 2020
  • Siyaset
ANKARA- HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Türkiye’de çocukların maruz bırakıldığı hak ihlallerinin araştırılması için verdiği önergede, “Çocukların bedenlerine yönelik istismar vakaları ile eğitim ve yaşam hakkı başta olmak üzere Türkiye’de çocukların en temel haklarının tehdit altında olduğu açıktır” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili ve Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, 23 Nisan vesilesiyle Türkiye’de çocukların maruz bırakıldığı hak ihlallerinin araştırılması için Meclis Başkanlığına önerge verdi. Önergede, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalayan Türkiye’de aradan geçen 30 yıl zarfında somut bir gelişme kaydedilemediği belirtilerek, “Çocuk Hakları Sözleşmesi gereği “çocuğun üstün yararı” esastır. Devlet, bu esas çerçevesinde çocuğa dair gerekli tüm yükümlülükleri yerine getirmekle mükelleftir. Devletin çocuklar için koruyucu tedbirleri almadığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini ise yaşamın her aşamasında tecrübe etmekteyiz” denildi.
 
Yoksul çocuklar sistemin dışına itilmiş durumda’
 
Koronavirüs (Covid-19) salgınından en fazla çocukların etkilendiğine rağmen bakanlıkların bu konuya dair kayıtsız kalındığının vurgulandığı önergede, pandeminin etkisinin azalması için okulların bir süreliğine tatil edildiğine dair MEB’in kararıyla beraber eğitimin başka mekanizmalarla devamına dair gerekli tedbirlerin alınmadığı vurgulandı. Önergede,  “Son derece zor şartlar altında yaşayan, TV yahut internet gibi olanaklardan yoksun olan yoksul çocuklar ise neredeyse değerlendirme dışı bırakılmış, adeta sistemin dışına itilmiş durumdadırlar. Medyanın sansürlü ve bilgi akışının sınırlı olduğu günümüz Türkiye’sinde sorunlar yokmuş gibi bir tavır takınmak sorunların daha da büyümesine katkı sunmakla eşdeğerdir. Bu nedenle çocuklara dair etkin çalışmaların yürütülmesi esastır” diye belirtildi.
 
‘İnfaz yasası çocukların beden ve ruhsal gelişimini etkileyecektir’
 
İnfaz yasasında yapılan değişiklikle cinsel dokunulmazlığa dair suçlar kapsamında ceza alanların bir kısmı izin kapsamında evlerine dönüş imkanı bulduğunu ve bu durumun çocukların cinsel istismara maruz bırakılmasının artması anlamına geldiğine dikkat çekilen önergede, “Ev içi şiddeti de arttıran bu durum, çocukların bedensel ve ruhsal gelişimini son derece kötü etkileyecektir. İstismar mağduru çocuklar konusunda pandemi öncesinde de hiçbir çalışma yapmayan iktidar; infaz yasası görüşmeleri sırasında yeniden mağdur çocukların, istismarcıları ile evlenmelerine olanak sağlayan düzenlemeyi dolaşıma sokarak çocuklara olan bakış açısını bir kez daha göstermiştir” ifadeleri kullanıldı.
 
‘319 çocuk iş cinayetine kurban edildi’
 
Önergede, MEB’in 2017 yılı resmi verilerine göre 935 bin 832’si kız, bir milyon 38 bin 42’si erkek olmak üzere toplam bir milyon 973 bin 874 çocuğun eğitim dışında olduğu kaydedildi. 2 milyon civarında çocuğun ise çalıştırıldığına yer verilen önergede, şöyle denildi: “2013 ile 2018 yılları arasını kapsayan dönemde en az 319 çocuğun iş cinayetlerine kurban gittiği ifade edilmektedir. Çocukların iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirmelerinin en önemli nedeni çok daha zor koşullarda çalışmaya zorlanmaları ve buna ilişkin etkin denetim mekanizmalarının oluşturulmaması olmakla birlikte bir diğer sebep de bu alandaki cezasızlık politikasıdır.” 
 
‘Türkiye’de çocukların en temel hakları tehdit altında’
 
MEB’in verilerinin yanı sıra TÜİK verilerine göre 2008-2016 yılları arasında resmi olarak kayıp müracaatı yapılan çocuk sayısının 104 bin 531’e ulaşıldığı hatırlatılan önergede, “Söz konusu rakamlar içerisinde ailelerine kavuşturulan çocuklara dair veri bulunmazken, kayıp çocukların 59 bin 435’inin ise kız çocuklarından oluşması oldukça dikkat çekicidir. Çeşitli nedenlerden ötürü ailelerinden kaçarak sokaklara düşen çocuk sayısı ise 26 bin 168 olarak kayıtlara geçmiştir. Çocukların bedenlerine yönelik istismar vakaları ile eğitim ve yaşam hakkı başta olmak üzere Türkiye’de çocukların en temel haklarının tehdit altında olduğu açıktır” diye belirtildi. 
 
Türkiye’nin BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin tarafı olup devletin, çocuklara dair sorumluluğu gereği kayıp olan çocuklara ilişkin çözüm üretmesi ve çocukların çocukluktan gelen haklarını hayata geçirmelerinin de öncüsü olması gerektiğinin vurgulandığı önergede, “Kaybolan pek çok çocuğun şiddete, tacize, tecavüze, istismara maruz kaldığı gerçeği ile birlikte düşünüldüğünde gerekli yasal düzenlemelerin buna göre şekillendirilmesi ve uygulayıcıların bu bakış açısı çerçevesinde mevzuata yaklaşmasına dönük olanaklar sağlanması da meselenin bir diğer boyutudur. Bu nedenle çocukların maruz kaldıkları sorunların tespiti ve alınacak önlemlerin belirlenerek derhal hayata geçirilmesi son derece elzemdir” denildi.