Pero Dündar: İmralı ve tüm cezaevleri bir an önce boşaltılmalıdır

  • 09:03 20 Nisan 2020
  • Siyaset
MARDİN - Koronavirüs nedeniyle İmralı dahil bütün cezaevlerinin boşaltılması gerektiğini belirten HDP Milletvekilli Pero Dündar, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kapitalizmin insanlığı, dünyayı getirdiği aşamada yaşanan savaşlara, salgınlara defalarca dikkat çektiğini hatırlattı. Pero, “İktidar bir an önce Sayın Öcalan’ın daha önce söyledikleri ve bundan sonra söyleyeceklerini dinlemeli” dedi.
 
Koronavirüs (Covid-19) Türkiye ve dünyada hızla yayılmaya devam ederken, Türkiye'de virüs nedeniyle yaşanan ölümler gün geçtikçe artıyor. Salgın nedeniyle en riskli alanların başında gelen cezaevlerinde alınan ve alınmayan önlemler tartışılırken, koşulları merak edilen bu cezaevlerinin başında da İmralı geliyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin Milletvekilli Pero Dündar, koronavirüs salgını karşısında İmralı Cezaevi ve diğer cezaevlerinin koşullarına ilişkin konuştu. Pero, İmralı dahil bütün cezaevlerinin bir an önce tahliye edilmesi ve sürdürülen tecridin de sona ermesi gerektiği çağrısında bulundu.
 
‘İmralı’daki duruş bir halkın duruşudur’
 
21 yıldır İmralı Cezaevi’nde süren mutlak tecride değinen Pero, “İmralı'daki duruş bir halkın duruşudur. Bu duruş en zorlu süreçlerde korunmuş hem ahlaki hem de politik olarak ortaya konulmuştur” dedi. PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın günümüzde yaşanan sürece savunmalarında ve görüşlerinde sürekli yer verdiğine dikkat çeken Pero, devletin her dönem mutlak tecrit ile bu fikirleri engellemeye çalıştığını söyledi. 
 
‘Ekolojik ve ekonomik savaş, en büyük savaşlardandır’ 
 
Pero, “Sayın Öcalan bu savaşın hem siyasi hem ekonomik hem ideolojik hem de biyolojik olarak birçok boyutlarının olacağını ortaya koydu ve koymaya da devam ediyor. Nitekim üçüncü dünya savaşının sadece devletlerarasında güç savaşı olmadığını bugünkü koronavirüsle anlamış durumdayız. Ekolojik ve ekonomik savaş şu anda en büyük savaşlardan biridir. DAİŞ saldırılarını koronavirüsün bir başlangıcı olarak değerlendirmek gerekiyor. Koronavirüsün, tüm dünyayı esir alan 21’inci yüzyılın vebası ve kapitalist modernitenin bir salgını olduğunu anlamak gerekiyor" ifadelerine yer verdi.
 
‘Kapitalizm kendine göre dünyaya şekil vermek istedi’
 
"Sayın Öcalan ismini koymamıştı ancak böyle bir saldırı dalgası olduğunu defalarca dile getirmişti.  Doğa kıyımı, kadın kıyımı ve insan kıyımı ile kapitalizm kendine göre dünyaya biçim vermek istedi” diyen Pero, Abdullah Öcalan’ın ahlaki ve politik değerlerin yeniden ele alınması ve değerlendirilmesini bu tehlikeleri önceden görerek tedbir alınması gerektiğini defalarca dile getirdiğini kaydetti. Pero, “Ama ne yazık ki toplumun ahlaki değerlerini yerle bir eden çürümeye ve yozlaşmaya dayalı bir dünya politikasıyla karşı karşıya kalmaktayız. Bencillik, ben merkeziyetçi bir anlayışın gittikçe toplumsal değerlerin önüne geçtiğini görebiliyoruz" diye konuştu.
 
'Devletler her zaman toplumu kendi çıkarlarına kurban etmiştir’ 
 
Pero, tecrit politikaları ile devletin toplumu kendine kurban etmek için her türlü fırsatı kullandığını söyledi. Pero, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsanları boğazlamaktan, iç savaştan, insanları kurban etmekten bir an tereddüt etmeden kimyasal silahlar,  biyolojik silahlar, ekonomik silahlar icat ederek insani değerleri yok etmekten geri durmuyorlar. Sayın Öcalan en büyük ve en tehlikeli savaşın ahlaki ve politik bir savaş olduğunu kendi savunmalarında dile getirmiştir. Günümüzde yaşanan da bunun ta kendisidir. Devletler her zaman toplumu kendi çıkarına ve kendi hesaplarına kurban etmiştir. Türkiye de bunların başını çekiyor. Özellikle AKP iktidarı toplumu devlete kurban etmek için her türlü siyaseti fırsatçılığı uygulamaktan geri durmadı ve durmaya da niyeti yok. Çünkü kendi ömrünü uzatmak için tüm yolları deniyor ve normalleştiren bir zihniyet topluma empoze etmeye çalışıyor. Kabul etmeyenleri de susturmaya, bastırmaya, açlıkla, aileyle terbiye etmeye çalışıyor. Oysa Sayın Öcalan savunmalarında defalarca ‘devlet toplum için vardır toplumu yaşat ki devlet de yaşasın’ dedi. Oysa iktidar ‘önce devlet’ diyor toplum olmadan devlet nasıl olunabilin?"
 
'Hükumet krizi fırsata çevirmenin derdinde'
 
İktidarın salgın sürecinde dahi virüs ile ilgilenip çözüm aramak yerine toplumla uğraştığını ifade eden Pero, "Bunu bile bir fırsata dönüştürerek kendi ömrünü uzatmak, toplumu yok etmek için elinden geleni yapıyor. Sözüm ona yasalar ve kanunlar çıkartıyor ama kimin için ne için olduğunu açıkça niyetini ortaya koyuyor. Bu virüsten kendine vazife çıkarıyor. Bu politikalara karşı muhalif kesimler, ses çıkartanlar, devletin şeffaf olmadığını dile getirenler, sosyal devlet olmadığını söyleyenler bastırılmaya susturulmaya çalışılıyor. Benden olan ya da benden olmayanlar diye toplumu kategorileştiriyor ve ona göre yasa çıkartıyor. Topluma manipüle ve algı operasyonu yaparak bu krizi fırsata çevirmenin peşinde. Oysa insan hayatı her şeyden önce gelir. İnsan olmadan ne siyaset olur ne kanun olur ne yasa olur ne yaşam olur ne de bir dünya olur. Sayın Öcalan’ın ‘Sosyalizmde ısrar insan olmakta ısrardır’ sözü tam da günümüzü ifade eden olması gereken bir değerlendirmedir" şeklinde konuştu.
 
'Risk altında bulunan İmralı ve diğer cezaevleri derhal boşaltılsın'
 
Risk grubunda olan İmralı dahil bütün cezaevlerinin bir an önce boşaltılması çağrısında bulunan Pero, şunları dile getirdi: “Virüsün yayılma riskinin en fazla olduğu alanlardan biri de İmralı Adası’dır. Sayın Öcalan’ın yaşı ve sağlığı da göz önünde bulundurularak bir an önce uygun koşullar yaratılmalıdır. Bugün İmralı Adası dâhil bütün cezaevleri koşulları aynı durumdadır. Salgının bulaşma ihtimali göz önüne alınarak bir an önce düşmanca politikalardan vazgeçilmeli Sayın Öcalan ve tüm tutsaklar serbest bırakılmalıdır. Bu kaostan çıkmak için demokratik bir toplum ve demokratik bir ulusun inşasının şart olduğunu ısrarla dile getiriyoruz. Bu iktidar bir an önce Sayın Öcalan’ın daha önce söyledikleri ve bundan sonra söyleyeceklerini dinlemeli, anlamalı ve hayata geçirmelidir. Mesele kimin ne söylediği değil mesele nasıl olması gerektiğidir. Bunun içinde bu mutlak tecrit bir an önce kaldırılmalı Sayın Öcalan’ın sağlık güvenlik ve özgürlüğü yasalar çerçevesinde düzenlemelidir. Özgür çalışma koşulları yaratılmalıdır."