Leyla Güven: Tekçi ulus devletler çöktü, alternatif demokratik modernite

  • 09:01 20 Nisan 2020
  • Siyaset
DİYARBAKIR - DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, Türkiye ve bölge gündemini değerlendirerek, "Demokratik modernitenin bu aşamadan sonra inşa edilmesi gerekiyor. Onun dışında bir yaşam şu anda hiç bir yerde kabul görmüyor ve hayat bulmuyor. Tekçi ulus devletler artık çöktü” dedi. 
 
Dünyayı dört bir yandan saran ve her gün yayılmaya devam eden yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını Türkiye'de de etkisini devam ettiriyor. Ekonominin tüm dünyada kriz yaratması yanı sıra, Türkiye'de ise hem yeni infaz düzenlemesi hem de Kürt halkına yönelik saldırıların bu krizi derinleştirdiği görülüyor. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, Türkiye ve bölge gündemini değerlendirdi. 
 
‘MHP’nin istediği bir düzenlemeydi’
 
Leyla, Meclis’ten geçen yeni infaz yasasının MHP tarafından uzun süredir AKP'den istenen bir düzenleme olduğunun altını çizerek, bu yasal düzenleme için neredeyse 1 yıldır tartışmaların olduğunu ve kimleri kapsayacağı konusunda görüşlerin paylaşıldığını belirtti. Leyla, "Hem cezaevlerinde hem toplumda büyük biri beklenti yaratıldı. Bu beklenti toplum içerisinde gerçekten çok ciddi sıkıntılar yarattı. Koronavirüsün gündemde olduğu birçok ülkede, içeride tedbir alınamayacağını düşünerek hükümetler tutsakları serbest bıraktı. Birçok ülkede tutsaklar bırakılmaya da devam ediliyor. Avrupa parlamentosundan çağrı yapılmaya da devam ediliyor. Hepsi bu konuda aynı şeyi söylüyor. Cezaevlerinin boşaltılıp gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini belirtiyorlar. Belki bazı hükümlüler için farklı tedbirler de getirilebilir ama başta düşünce suçu olarak ifade edilen siyasetçi, gazeteci ve aydınların derhal bırakılması gerekiyor. Bunu söylememize rağmen Türkiye'de siyasi tutsaklar bu yasanın dışında bırakılarak bu yasal düzenleme Meclis’e getirildi" dedi. 
 
'Kara lekenin resmini çektiler'
 
“Hiçbir yerinden tutulamaz olan bu yasayı AKP'li vekiller yüzsüzce kalkıp savundu” diyen yasanın baskılar ile Meclis’ten geçirildiğini söyledi. Hiçbir partinin HDP kadar yasaya karşı net bir tutum almadığını kaydeden Leyla, “300 bine yakın insan var cezaevlerinde ve bunların tamamı bırakılmalı. Bunlar vicdanen ahlaken olması gerekendir. Ölümcül bir virüs var, bu virüs cezaevlerine girerse toplu bir katliam olur. Bunun altından da ne iktidar ne de toplum kalkamaz. Bu kadar açık ve net bir muhalefete rağmen AKP yüzsüzce el kaldırdı. O da yetmedi tarihe kara leke şeklinde düşecek olan bir resim çektiler. Adeta kendi reislerine 'siz emrettiniz biz yaptık' dediler. Çünkü hepimiz çok iyi biliyoruz ki onların bir iradesi yok. Yasayı savunmuyor olsalar bile sırf liderleri istiyor diye yasanın geçmesi için el kaldıran vekillerdir onlar. O yüzden onlara milletvekilli değil Erdoğan'ın vekili demek lazım. Çünkü ona ithaf ediyorlar, millet adına yaptıkları bir şey yok. Öyle olmasaydı 300 bin insanı ölüme terk etmezlerdi" diye ekledi. 
 
'Yargıyı eline almış bir iktidar var'
 
AKP'nin halka ve topluma karşı suç işlediğini vurgulayan Leyla, "Kendi iradeleri, kişilikleri yok. Onlardan çok bir şey beklemek de mümkün değil" diyerek AKP milletvekillerini eleştirdi. Yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi'nden geri döneceğini söyleyen Leyla, "Çünkü Türkiye'de daha önce de iki defa bu düzenleme yapılmış ve her iki düzenleme de Anayasa Mahkemesinden geri dönmüştü. Eğer gerçekten yargıda bir bağımsızlık kırıntısı dahi kalmışsa bunun böyle olması gerekiyor. Çünkü yargıyı tamamen kendi kontrolüne almış bir iktidar var. Bununla da birlikte toplumun vicdanını yaralayan görüntüler ortaya çıkıyor. Kadın cinayetlerinden dolayı tutuklu olanlar, zehir ticareti yapanlar bunların hepsi çıktı. Muhalefet etmemize rağmen yasa geçti. Biz her açıdan kendimizi sorumlu gördük. Belki daha iyi muhalefet edebilirdik ama bizim de bu konuda baş edemediğimiz bir durumdu. Biz ne yaparsak yapalım AKP tüm medya organlarını ve bütün gücü elinde bulunduran çevresini yanına alarak bu yasayı geçirdi" ifadelerini kullandı.
 
'Kadına yönelik şiddetin artmasının sebebi AKP'nin politikalarıdır'
 
Leyla, AKP ve MHP'nin bu düzenlemesinin hesabını halka vereceklerinin vurgusunu yaptı. Devamında kadınların yasaya yönelik tepkilerine de dikkat çeken Leyla, “Kadın şiddeti artıyorsa bunun sebebi AKP'nin geliştirdiği kadın düşmanı politikalardır. Çünkü AKP kendince makul kadın olarak tanımladığı eve hapsolmuş kadınlar yaratmak istiyor. AKP'nin içinde yer alan kadınlar da buna hiçbir zaman ses çıkarmadılar. Kendi iradeleri ile hiçbir zaman hareket etmediler. Politikasızlık kadına yönelik şiddetin önünü açıyor. Şimdi kadınlara yönelik suç işlemiş kişiler de serbest bırakıldı. Bu şiddet oranını daha da artıracak. Bu af onlar cesaret verecek. Çocuk evlilikler, tecavüzler artacak. Çünkü artık yargılanacakları bir sistem yok. Kadınların bunu kabul etmesi söz konusu dahi değildir" diye konuştu.
 
‘Devlet ancak kendisine yönelik olan suçları affedebilir’
 
Kadınların sistemi değiştirecek güce sahip olduklarını ifade eden Leyla, şöyle devam etti: "Topluma karşı suç işlemiş insanları affetmek devletin görevi değildir. Devlet ancak kendisine yönelik olan suçları affedebilir. Çocukları öldüren, kadınları öldüren, hırsızlık yapan, uyuşturucu satan, tecavüz eden, şiddet uygulayan kişileri devletin affetme sorumluluğu asla yok. Ülkede artık hiçbir şey eskisi gibi olamayacak. Eskisinden daha kötü olacak her şey ve bunu AKP kendi eliyle yaptı. Bu kişiler sokakta dahi olmayacaklar, evlerinin içinde olacaklar ve hepsi aileleri için, komşuları için birer tehlike." 
 
‘Hükümet düşüncesinden dolayı yüzlerce tutsağı ölüme terk etti’
 
Siyasî tutsakların durumuna da dikkat çeken Leyla, "İnsanlar dışarıda bile kendini koruyamazken tutsaklar içeride kendini nasıl koruyabilir. Katili, hırsızı, tecavüzcüsünü affeden bu hükümet düşüncesinden ötürü cezaevinde bulunan binlerce tutsağı ölüme terk etti. İçeride sağlıklı beslenme ve temizlik imkanları yok. Hükûmet bunu hepimizden çok daha iyi biliyor" diye kaydetti.
 
'Türkiye sınavdan kaldı'
 
Meclis’te özellikle HDP'li kadın milletvekillerinin etkili bir muhalefet yürüttüğüne işaret eden Leyla, kadın düşmanı politikaların Meclis’ten geçmesini engellemek için HDP olarak ellerinden geleni yaptıklarını belirtti. Leyla, pandemi ile mücadelede tüm dünyayı izlediklerini ve eksiklikleri, hataları gördüklerini ifade etti. Leyla, "Dünya pandemi ile küresel mücadele yürütürken, Türkiye halkın sağlığını düşünmeyen ve halkı öteleyen bir tavırla sureci yürütüyor. Pandemi ile mücadele ederken bile tek gündemi Kürt düşmanlığı olan bu hükümet, her koldan saldırmaya devam ediyor. Bu hepimiz için bir sınav ve Türkiye bu sınavdan da kaldı" ifadelerini kullandı. 
 
'Kapitalist modernite iflas etti’
 
Yaşanan sürecin kapitalist modernitenin iflası olacağı değerlendirmesinde bulunan Leyla, “Demokratik modernitenin bu aşamadan sonra inşa edilmesi gerekiyor. Onun dışında bir yaşam şu anda hiç bir yerde kabul görmüyor ve hayat bulmuyor. Dünyada artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Tekçi ulus devletler artık çöktü. Biz bu konuda Kürdistan toplumu olarak daha şanslıyız açıkçası. Çünkü bizim bu konuda yeni bir yaşamın inşası, demokratik modernite ve ulus persperktifi Sayın Öcalan sayesinde elimizdedir. Biz bunları hayata geçirebiliriz. Toplumu doğru, sağlıklı ve bilinçli bir şekilde yürütmek için devlet olmak şart değil. Mekanizmayı güçlü tutarsan bu durum her şekilde yürür. Hükümetlerin de bunu görmesi gerekiyor" dedi.