Şehriban Aslan - Zeynep Durgut

 

DİYARBAKIR - HDP’li belediyelere atanan kayyımlara ilişkin konuşan Şırnak Cizre Belediyesi önceki dönem eşbaşkanı Leyla İmret, “HDP’li belediyeler halktan kopuk ve rantçı bir belediyecilik yapmış olsaydı hedefe alınmazdı” dedi.

 

Koronavirüs salgını tüm dünyada hızla yayılırken, Türkiye’de de 10 Mart’ta görülen ilk vakanın ardından bilanço ağırlaşmaya başladı. Salgın döneminde yetersiz tedbir almakla eleştirilen hükümet, koronavirüs ile mücadele etmek yerine, salgın sürecinde kentlerde koronavirüsle mücadele eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimindeki belediyelere kayyım atıyor. En son 23 Mart’ta HDP’li sekiz belediyeye daya yapılan kayyım atamalarına ilişkin konuşan Şırnak Cizre Belediyesi önceki dönem eşbaşkanı Leyla İmret, iktidarın her çaresiz kaldığında HDP’li belediyelere kayyım atadığını dile getirdi.

 

‘HDP alternatif bir toplum sundu’

 

Leyla, HDP’nin yüz yıllık tekçi ve katı merkeziyetçi sistemi değiştirme, topluma alternatif sunma ve bunu yerel yönetimler üzerinden yaşamsallaştırmaya çalıştığı için bugün belediyelerinin de hedef alındığını kaydetti. Hedefe konulanın ne alınan oy oranı ne de kazanılan belediye sayısı olduğunu söyleyen Leyla, sistemin sınırlarının zorlandığını ve yeni yaşam modeli hayata geçirildiği için belediyelere kayyım atandığını belirtti.

 

‘HDP’li belediyeler rantçı olsaydı kayyım atanmazdı’

 

Leyla, “HDP’li belediyeler halktan kopuk ve rantçı bir belediyecilik olsaydı hedefe alınmazdı. Maalesef HDP dışındaki partiler, siyaset, devleti ve toplumu demokratik değişim ve dönüştürme olarak kullanılmıyor. Bundan dolayı devlete çalışan partilere devlet partileri diyoruz. CHP dahil diğer partiler ve siyasetin amacı iktidar olmaktır. Yüzyıldır Türkiye Cumhuriyeti tarihinde iktidar savaşları böyle devam etmiştir. Sadece HDP mirasının devraldığı kırk yıllık mücadele ile sistem sorgulamasını yaparak halkın hizmetine sunmak istediği için baskılara maruz kalıyor” dedi.

 

‘Muhalefet kayyım atamalarına sessiz kaldı’

 

Kayyım atamalarına ilişkin muhalefetin daima sessiz kaldığını ve tepki vermediğinin altını çizen Leyla, CHP ve HDP’ye yapılan yönelimler arasında bile büyük farkların olduğunun görülebileceğini söyledi. Leyla, “Çünkü CHP sadece iktidar olabilmek kaygısıyla bu yönelimlere karşı daha uysal bir siyaset izliyor. Yani sonuç olarak AKP ile CHP arasında ki kavga iktidarcılık kavgasıdır. Birçok konuda olduğu gibi salgında da plansız, programsız bir devletle bir iktidar aklı ile karşı karşıyayız. HDP’li belediyeler salgın sürecinde halka hizmet etti fakat iktidar bu dönemde muhalefetin kuyruğuna takılarak bu süreci yönetmeye çalışıyor. Salgında sokağa çıkma yasağı uygulayacaklarına, emekçilere ücretli izin vereceklerine emekçilerin alkışlanması ve yardım kampanyaları yapılıyor. Hizmet eden belediyelere kayyım atıyor. İktidar olağanüstü dönemlerde hizmet etmek yerine daima çaresiz kalıyor bunun nedeni ise bütçenin rant ve savaş politikalarında kullanmasından kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.

 

‘Kadın kazanımlarına saldırılıyor’

 

Leyla, iktidarın salgın dönemlerinde dahi belediyeleri hedef aldığını, bununla da kalmayıp kadın kazanımlarına saldırdığını söylerken, şunları belirtti: “Kadınların yıllardır verdiği mücadelede yerel yönetimlerde elde ettiği kazanımlar hedef oluyor. Mesele sadece kadın politikalarına bir erkeğin ataması değildir. Dünyada ki kapitalist sistem ve Türkiye’deki tekçi ve otoriter zihniyet 5 bin yıllık kadın kazanımlarına yöneliyor. Yani sorun tarihsel bir zihniyet sorunudur. Bunun arka planı ortaya konulmadığı zaman sorunun gerçek boyutlarına ulaşamayız. Burada ki saldırı kadın özgürlük mücadelesine saldırıdır.”