HDP'den çağrı: Yandaşa af teklifinden vazgeçin

  • 12:14 9 Nisan 2020
  • Siyaset
ANKARA- İnfaz yasası görüşmeleri öncesi Meclis’te partisi adına konuşan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, infaz yasasının koronavirüs nedeniyle gelmediğine dikkat çekerek “Bu bir yandaşa af teklifidir. Yani 'Rahşan affı' sözünden sonra Türkiye siyasi hayatına ‘Yandaş affı’  sözü de yazılmış ve kazılmış olacaktır. Gelin yandaşa af teklifinden vazgeçin” çağrısında bulundu.
 
 Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, infaz yasa teklifine ilişkin Meclis’te HDP’li vekillerle basın açıklaması gerçekleştirdi. Vekiller açıklama yapıldığı sırada, “İnfaz’da eşitlik istiyoruz” yazılı ve tutsak siyasetçilerinin fotoğraflarının bulunduğu dövizleri taşıdı.
 
‘İnfaz yasasının koronavirüs nedeniyle getirilmediği çok açık görüldü’
 
Meclis’te dün itibariyle infaz yasasının tümü üzerine görüşmelerin tamamlandığını bugün bölüme ve maddelere geçileceğini aktaran Saruhan, “Dünkü tartışmalardan çok açık bir şekilde konu ortaya çıktı önce onu söylemek istiyorum. İnfaz Yasası teklifinin korona virüs salgını nedeniyle buna bağlı olarak bir mücbir sebep nedeniyle ortaya çıkmadığı çok açık bir şekilde görüldü. Yani hem AKP’nin sözcüleri hem de Komisyon Başkanı yaptığı konuşmalarda bu infaz yasası ile ilgili teklifin bir yıldan fazladır hazırlandığını ve tartışıldığını söyledi. Biz de zaten bunu söylüyorduk yani bunun bir mücbir sebep nedeniyle,  korona virüs nedeniyle cezaevindeki son derece olumsuz ve tehditkar koşulları nedeniyle cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin sağlık ve yaşam koşullarının dikkate alınması sonucunda salınması gerektiğini söylüyorduk. Ve bunun aslında koronavirüs salgınıyla bir ilgisi olmadığı çok net olarak görülmüş oldu, itiraf edilmiş oldu” dedi. 
 
‘Cezaevlerinin boşaltılmasını zorlaştırmak için bir paket ile geldiler’
 
 İnfaz yasasında eşitliği ve adaleti öngören bir teklifle bu işin halledilmesinin mümkün olmasına rağmen iktidarın fırsatçılık yaptığını vurgulayan Saruhan, “Cezaevlerinde olan insanların halen cezaevinde kalmalarının esas müsebbibidir. Bunu çok açık bir şekilde söyleyelim. Cezaevlerinin boşaltılmasını zorlaştırmak için 70 maddelik bir paket ile geldiler karşımıza. 70 madde. Bu 70 maddenin içinde bir sürü konu var. Bunlardan bir tanesi infaz mahkemeleri düzenlemesi; ne aciliyeti vardı, yoktu ama işte fırsatçılık yapalım bunu da halledelim dedikleri için. Ya da bazı maddeler var ki cezaları ağırlaştırıyor ya korona virüs salgını nedeniyle cezaevinde tehdit altında olan tutuklu ve hükümlülerin salınması meselesini ceza artırımı meselesi ile ne alakası var. Hiçbir alakası yok ama uzun zamandır hazırladıkları bir paketi fırsat bu fırsat diye 70 maddelik bir paketi getirdiler ve şimdi Meclis’i bununla meşgul ediyorlar” diye konuştu.
 
‘Rahşan affından sonra yandaş affı Türkiye siyasetine yazılacak’
 
İnfaz yasasının yandaşlar için af özelliği taşıdığına dikkati çeken Saruhan, şöyle devam etti: “Bu bir özel af teklifidir. Çok açık, net. Başka bir şey değildir. Bu bir yandaşa af teklifidir. Yani “Rahşan affı” sözünden sonra Türkiye siyasi hayatına ‘Yandaş affı’ yandaş affı sözü de yazılmış ve kazılmış olacaktır. Bütün toplum bunu böyle tartışmaktadır artık. Niye bunun af olduğunu, teklifi getirenler de biliyor. Ama neden söylemekten çekiniyorlar çünkü toplumun tepkisinden korkuyorlar. İkincisi bir af olursa Meclis’te nitelikli çoğunlukla geçmesi gerekir. Yani muhalefet partilerinin önerilerine ve oylarına da ihtiyaç vardır. İşte bunu paybas etmek için, muhalefet partilerini dışlamak için de bunun af olmadığını iddia ediyorlar.”
 
‘İktidara madde madde önerilerimizi sunduk’
 
İnfazda eşitlik ve adalet vurgusunu yineleyen Saruhan, “İnfazda eşitlik ve adalet olmalıdır diye bir kez daha söylüyoruz. Bunun çeşitli yolları var. Bunu da söyledik hep. Bütün önerilerimizi Meclis’teki gruplara sunduk. Özellikle iktidara madde madde önerilerimizi sunduk. Bütün önerilerimizin ne olduğunu biliyorlar. Bunları anlatmıyorlar kendi partililerine ama ne olduğunu biliyorlar. Bu konuda atılacak adımlarının neler olacağını, evrensel hukuk normlarına bağlı olarak da demokratik hukuk ilkelerine bağlı olarak da Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası hukuk sözleşmelerine bağlı olarak da anlattık, anlatmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. 
 
‘Patrona, işverene evde kal, işçiye işyerinde kal’
 
Dünya ve Türkiye çapında koronavirüs vakarlarına da dikkat çeken Saruhan, böylesi bir tabloda üretim alanında insanların yan yana dip dibe çalışmak zorunda kaldıklarını vurguladı. Saruhan, “Bu konuda adım atılması gerekir ama bu iktidar bu adım atmıyor. Biz zorunlu sektörler dışında üretim yapılmasın teklifimizi ilk andan beri söylüyoruz. Zorunlu sektörler dışında yapılacak üretim korona virüsünün yaygınlaşmasına neden olacaktır diyoruz. Bunu anlatmaya devam ediyoruz. Dün de Genel Kurul’da anlattık. Birçok sektörde, birçok üretim biriminde pozitif vakalar tespit edilmesine rağmen üretimi devam ettiriyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Yani patrona, işverene, üretim sahibine evde kal Patronuna evde kal, işçiye işyerinde kal diyorlar. Böyle bir anlayış olabilir mi?” diye ekledi. 
 
‘Roman kadına hakaret’
 
Saruhan, son olarak da şunları belirtti: “Şimdi bakın biz bunları tartışırken bir de ne oldu. Bu iktidarın siyasetçilerin ruh halini yansıtan o kadar önemli bir örnektir. Bir örnek yeter bazen bütün bir anlayışı anlatmak için. Şimdi ‘çocuklarım aç kalmasın’ diye diyen bir roman kadına, İstanbul Aile Sosyal Politikalar İl Müdür Yardımcısı ‘geber’ diyor. O kadar insanlık dışı bir hareket yapmış. Sonra bunu siliyor. Sizin attığınız hiçbir tweet hiçbir paylaşım ortadan kaybolmuyor. Hem de bunu dünya Romanlar Günü’nde yapıyor. Biz Romanlarla yan yanayız. İnsan biraz utanır, sıkılır, özür diler, 'bu yaptığım insanlık açısından kabul edilemez' der. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanını da bunun gereğini yerine getirmesi gerekiyor.”