İnfaz yasası görüşmeleri 2’nci günde: Kürt fobiniz ile toplumu zehirliyorsunuz

  • 19:29 8 Nisan 2020
  • Siyaset
ANKARA- HDP Grubu adına Meclis Genel Kurulu’nda konuşan Meral Danış Beştaş, “Sahip olduğunuz Kürt düşmanlığı üzerinden bu yasa ile toplumsal muhalefeti cezalandırmaya çalıştığınız biliyoruz. Utanmasanız yasa da 'Kürtler, gazeteciler siyasetçiler hariç' diye yazacaksınız. Biz yargıda eşit ve adalet diyoruz. Siz toplumsal kamplaşma düşmanlaştırma diyorsunuz.” diyerek infaz düzenlemesine tepki gösterdi.
 
AKP ve MHP tarafından hazırlanan ve infaz düzenlemesi başta olmak üzere 11 kanunda değişiklik öngören, 70 maddelik “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin Genel Kurul görüşmeleri ikinci gününde devam ediyor.
 
‘Türkiye virüsten nasıl faydalanırız hesabı yaptı’
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) adına Grup Başkanvekili ve Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş teklifin tümü üzerine Meclis Genel Kurulu’nda söz aldı. Cezaevinde tutulan tutsakları selamlayarak konuşmasına başlayan Meral,  Covid-19 salgının  dünyanın  dört bir yanında can almaya ve hızla yayılmaya devam ettiğini belirtti. Meral,  “Bu salgının her yeri kasıp kavuracağı ta, aralık ayından belliydi. Tüm dünya önlem alırken Türkiye’de “bu virüsten nasıl fayda sağlarız”ın hesapları yapıldı. Neden? Çünkü burada, yani iktidarın fıtratında insan hayatının bir değeri yok. Ne sınırlar kapatıldı ne hastaneler iyileştirildi ne sağlık sistemine dair önlemler alındı ne de diğer ekonomik tedbirlere yoğunlaşıldı” ifadelerini kullandı.
 
‘Türkiye önlem almak yerine enerjisini savaşa harcadı’
 
Dünyada salgın yayılırken Türkiye’nin  hiçbir önlem almadığını ve Suriye’de  nasıl pay sahibi olurum hesaplarıyla enerjisinin tümünü savaşa harcadığını vurgulayan Meral, “Tek bir önlem almak bir yana göçmenler sınırlara götürülüyordu. Biz krizden yoksulluk intiharlarından bahsederken iktidar savaş propagandası yapıyor ve elindeki imkanları S4oo yatırıyordu. Ekonomi düzeltseydi ne sağlık sistemi böyle olurdu ne de yoksul halk bu halde olurdu” diye belirtti.
 
‘Sırf AKP ayakta kalsın diye toplumdan şeffaflık esirgeniyor’
 
“Ölümcül virüsten medet umarcasına bu krize tutundular. Utamasalar hedef Covid-19 diyecek pervasızlar” diyen Meral, insanlık tarihi boyunca canlar  alan pek çok salgın hastalık dönemleri yaşandığını hatırlattı. Meral, konuşmasına şöyle devam etti: “Tarih tekerrürden ibarettir diye bir söz vardır. Kuşkusuz bu söz boş bir söz değildir. Tarih tekerrür eder. Bu nedenle tarihi iyi bilmek ve tarihten dersler çıkararak önlemler almak elzemdir. Fakat Türkiye’de tarih yalnızca hamasi söylemlerin bir öznesi olarak hatırlanmakta ve bu hamasi söylemlerin altını dolduracak kadarıyla bilinmektedir. Bakınız sene 1918, Osmanlı Mebusan Meclisinde Ahmet Rıza Bey diyor ki; ‘memleketimizde tifüsün az görülmesinde 2 sebep vardır. Bu sebeplerden biri kendilerinin itiraf ettikleri veçhile doktorların tifüs salgınını gizlemeleridir.’ Niye? Çünkü hastaneler yeterli değil ve hastaneye gitmek demek, ölümle eşdeğer. Demek ki tarihten ders çıkarmak ‘direniş Ertuğrul’ demek değil, geçmişte salgın hastalıklar nelere sebep olmuş, can kayıpları yaşanmasın diye neler yapmak gerekiyor diye düşünmekmiş. Demek 1918’lerde de salgınlar gizleniyormuş, şimdi de başka nedenlerle, sırf AKP ayakta kalsın diye, toplumdan şeffaflık esirgeniyor. Şayet şeffaf ve halkını seven bir anlayış olsa idi, parlamento böylesi bir dönemde adeta kriz masası gibi çalışır, salgın hastalığın etkilerini en aza indirgeyecek önlemler alır, yasalar çıkarırdı. Haftalardır, şu salgın ortamında meclis çalışıyor.”
 
‘Otoriter rejim hayali sürüyor’
 
İktidarın rant ve hedefi ile birlikte  “hedef 2023” diyerek otoriter rejim hayallerini sürdürdüğünü dile getiren Meral, “AKP’nin  gündeminde pandemi olsaydı halka sundukları şey IBAN  ve infaz olmazdı. Her şeyi çok iyi bildiğinizi sanıyorsunuz, oysa çok az şey biliyorsunuz. Birçok konuda olduğu gibi son pandemide de görüldüğü üzere, plansız/programsız ve az bilgili olduğunuz muhalefetin kuyruğuna takılarak bu süreci yönetmeye çalıştığınız ortaya çıktı” dedi.
 
‘Toplumun yardımlaşma ve dayanışma duygunu öldürmeye hizmet ettiniz’
 
Sağlık emekçilerinin alkışlanmasını kalemşör köşe yazarların “nifak” olarak tanımlayıp muhalefet hamlesi olarak gördüklerini kaydeden Meral, “Ancak Cumhurbaşkanı sarayın balkonundan alkışlamak zorunda kalınca geri adım atmak zorunda kaldılar. Sizin dışınızda yardım kampanyaları başlayınca ne gerek var, bizim her şeyimiz var ve ihtiyaç yok diye yaklaşıldı, daha sonra yapılacaksa siyasi iktidar dışı kurumlar değil, biz yaparız deyip bağışı zorunlu hale dönüştürerek insanlardaki yardım ve dayanışma duygusunu öldürmeye hizmet ettiniz.  Bilim çevreleri, sivil toplum örgütleri, toplumsal muhalefet yani sizin dışınızdaki herkes sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi salgının kontrol altına alınmasına hizmet edeceğini söylediği halde, önce kökten reddettiniz, şimdide ülkenin nüfusunun yüzde 80’ini oluşturan 31 ilde şehir karantinaları  ilan etmek zorunda kaldınız” diye belirti.
 
‘Can alıcı dönemde can alıcı infaz yasası gündeme getirildi’
 
Meral, “Aldığınız kararların size rant sağlaması dışında hiçbir şey bilmiyorsunuz. Halkın gündemi sizin ruhunuzu ranta teslim etmenizden daha fazla şey söylüyor. Bu paketin yeni hazırlamadığını yıllar önce hazırlandığını biliyoruz. Sadece bunu ne zaman getiririz diye kollanıyordu  ve maalesef pandeminin can aldığı insanların canı derdine düştüğü, sokakların zaruretten boşaldığı muhalefetin sosyal mesafeyi korumak adına bir araya gelemediği  can alıcı bir dönemde can alıcı bir infaz yasası gündeme getirildi” şeklinde konuştu.
 
‘On binlerce tutuklu her an yaşamanı yitirebilir’
 
Dünyanın içinde bulunduğu olağanüstü şartlardan yararlanarak rejimin otoriterleşmeye çalışıldığına dikkati çeken Meral, “Şimdi tutuklu ve hükümlü ayrımının yapılmaması kanun teklifinin en ayırt edici özelliğidir. Tutuklulara ilişkin hiçbir düzenleme yok. Onların tahliye edilmesi hiçbir engel yoktur. Ama hala hazırda suçluluğu kanunen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılmaz maddesi anayasa duruyor. Bu teklifte tutuklular görülmemiş şu an on binlerce tutuklu Covid-19 salgınında her an yaşamlarını yitirebilir. Ben halkın ve meclisin bu konuya dikkat çekmesini istiyorum” ifadelerini kullandı.
 
‘Boşalt doldur taktiği yasaya yedirilmiştir’
 
“Terör” suçları diye ifade edilen suçların kapsam dışı tutulduğunu ve anayasanın ihlal edildiğini vurgulayan Meral, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyasiler 4/3 lük bir infaz uygulaması getirilmiştir. Bu da niyetin ne olduğunu açıkça ele vermektedir. Bu teklifte boşalt doldur taktiği yasaya yedirilmiştir. Öyle bir düzenleme getirilmiş ki yüzde 40 oranında ceza infaz kurumunda kalması şartı getirilmiştir. Burada tatmin olan kamu vicdanı değil AKP’nin kendine muhalif edenleri daha fazla yatırmaktır. Cinsel  saldırı suçunu işleyenler izinli sayacak, cumhurbaşkanına hareket eden, suç ve suçluyu öven yatırmanın yolunu burada düzeltmişler. İnfaz hakimliğinin yetkileri arttırılmış cezaevinde kalmanın yolları çok ustalıkla ve sinsice düzenlenmiştir. Kişinin cezaevindeki  tutumu da eklenmiştir. Diyelim ki bir hasta mahpus ben kelepçeli muayene olmak istemiyorum diyecek bu yolla disiplin suçu alarak daha fazla ceza çekecek. Çok vahim bir düzenleme var. Modern ceza infaz sistemlerinde çağ dışı hücre cezasının kaldırılması tartışılıyor. İnfaz adaletini temel ilkesi herkesin aynı infaz koşullarına sahip olmalıdır.  Hedef biat etmek ve işkence yapmak değildir.”
 
‘Devlet kanunla rüşvet alacak’
 
“Önümüzde  ne var cinsel suçlar, özel hayatın gizliliği, uyuşturucu kapsama alınıyor ancak terör denilen suçlar kapsam dışı bırakılıyor” diyen Meral, “ Örneğin kaçakçılık suçunda kanunla devlet rüşvet alacak. Kanun belirli bir oradan devlete ödeme yapması durumunda cezasında indirim yapılması kanuna girmiştir.’Kaçakçılık yapabilirsiniz bana para verirsen cezanı indiririm’ diyor. Öğrenciler, siyasetçiler, avukatlar, gazeteciler, ölüm koridorlarında beklemeye mahkum edilirken kaçakçıların cezasından indirim yapılacak” dedi.
‘Bozuk düzeni devam ettirmek için getirilen bir yasadır’
 
Kadına yönelik suçların da af kapsamına alındığını da kaydeden Meral,  fail erkeklerin cezaevinden evine gitmesine izin verileceğini anımsattı. Kadına yönelik yaralama, tehdit şantaj vs. suçların af,  kapsamına alındığını vurgulayan Meral, şöyle konuştu: “Kadın katillerine, tecavüzcülere izin veriliyor. Kadınları kim koruyacak sorumuza cevap yok. Kadınlar şiddet karşısında başvuracak mekanizmalara ulaşamıyor. HSK’nin geçtiğimiz günlerde verdiği 6284 yasa kararı var. Adliyeler kapalı, nöbetçiler çalışmıyor bu durumda erkekler cezaevinde taciz ettiği şiddet uyguladığı,  kadınla baş başa kalmasını istiyor. Bunların hesabını kim verecek. Siz kadın katillerini, tecavüzcüleri mafya liderlerin  serbest bırakacaksınız. Bu bozuk düzeni devam ettirmek için getirilen bir infaz yasasıdır. Tutukluluk burada yok ama çok hayati bir mesele.
 
Kürt fobiniz ile ırkçılık ve kamplaştırma ile toplumu zehirliyorsunuz
 
Bu kanunla cezaevinde tutulanların bir bölümü ölüme mahkum ediliyor bir bölümün yaşam hakkı sağlanmış oluyor. Bu yasa teklifi ile neleri anladık. Sizin bir muhalefet fobiniz bir Kürt fobiniz bir de HDP korkunuz var. Kürt fobiniz ve HDP  korkunuz üzerinden toplumu ırkçılık kamplaştırma ile zehirlemeye çalışmanız topluma yaptığınız en büyük kötülüktür. Bu pandemi musibeti bütün toplumun ihtiyaç duyduğu barış ve diyalog gerekçesi olacakken bu koşullarda bile salgını Allahın lütfu olarak görüp kaybettiğiniz iktidarı yeniden tahkim etmek için kullanmanız olsa olsa art niyetinizden olabilir.
 
Allah gözünüzü doyursun
 
Sahip olduğunuz Kürt düşmanlığı üzerinden bu yasa ile toplumsal muhalefeti cezalandırmaya çalıştığınız biliyoruz. Utanmasanız yasada Kürtler, gazeteciler siyasetçiler hariç diye yazacaksınız. Biz yargıda eşit ve adalet diyoruz. Siz toplumsal kamplaşma düşmanlaştırma diyorsunuz. Biz tedbir diyoruz, siz Kanal İstanbul diyorsunuz, biz evden çıkmayın diyoruz,  siz uçaklarda KDV’yi yüzde 1’e indirdik diyorsunuz. Biz  dayanışma ve ortak yaşam diyoruz siz hep bana hep bana diyorsunuz. Biz Allah gözünüzü doyursun emi diyoruz.”