DİYARBAKIR - DTK, HDP’ye yönelik yönelik baskı ve gözaltı operasyonlarına karşı yayınladığı açıklamada, “Yürütülen bütün siyasi soykırım operasyonlarında gençlik ve kadın hedef olarak seçilmişlerdir. Tüm toplumsal kesimleri ve demokratik kurumları gençliğe ve kadına sahip çıkmaya, onlarla güçlü bir dayanışmaya çağırıyoruz” denildi.

 

Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik baskı ve gözaltı operasyonlarına karşı açıklama yayınladı. Açıklamada, son yıllarda demokratik muhalif kesimlere karşı sürdürülen siyasi soykırım operasyonlarının, toplumsal muhalefetin ana omurgasını oluşturan gençlik ile kadın kesimleri şahsında derinleştirilerek ve yaygınlaştırılarak süreklilik kazandığı belirtildi.

 

Açıklamada, İstanbul-İzmir merkezli yürütülen operasyonlarda onlarca gencin ve kadının gözaltına alınarak işkencelere maruz bırakıldığı hatırlatıldı.

 

DTK açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

 

“Son yıllarda demokratik muhalif kesimlere karşı sürdürülen siyasi soykırım operasyonları toplumsal muhalefetin ana omurgasını oluşturan gençlik ve kadın kesimleri şahsında derinleştirilerek ve yaygınlaştırılarak süreklilik kazanmış bulunmaktadır.

 

İstanbul-İzmir merkezli yürütülen operasyonlarda toplumsal mücadelenin öncü gücü ve varlık güvencesi olan gençlik ve kadına karşı yürütülen siyasi soykırım operasyonlarında onlarca genç gözaltına alınarak, işkencelere tabi tutuldu. Faşizm en çok gençliğin ve kadının toplumsallığından, toplumsal - demokratik mücadeledeki belirleyici rolünden korkmuştur. Bu nedenle gençliği dejenere etmek, yozlaştırmak, kimliksizleştirmek, kişiliksizleştirmek ve apolitik bir 'gençlik' yaratmak için 12 Eylül darbesinden bu yana son derece stratejik amaçlı özel savaş politikalarını gençlik ve kadın üzerinde uygulamaktadır.

 

‘Kınıyor ve protesto ediyoruz’

 

AKP-MHP faşizminin yarattığı siyasi, sosyal, ekonomik ve psikolojik kriz ve tahribatlar en fazla gençlik ve kadını vurmaktadır. Bu gerçeklik nedeniyle AKP-MHP faşizmi politik ve örgütlenen gençlikten kadından korkmuş, kendisi için bir tehdit olarak görmüştür. Bunun sonucunda yürütülen bütün siyasi soykırım operasyonlarında gençlik ve kadın hedef olarak seçilmişlerdir. Gençliğe yönelik olarak İstanbul ve İzmir merkezli geliştirilen siyasi soykırım operasyonları da bunun bir sonucudur. Gözaltındaki uygulamalara ve işkencelere karşı gençler açlık grevi eylemi başlatarak bu uygulamaları protesto etmişlerdir. Gençliğe ve kadına karşı sürdürülen siyasi soykırım operasyonlarını ve gözaltındaki işkence uygulamalarını buradan bir kez daha kınıyor ve protesto ediyoruz. Gençliği ve kadını toplumsal yaşamın öznesi olmayan toplumların köle toplumlar olmaktan asla kurtulamayacağı gerçeğinden yola çıkarak; tüm toplumsal kesimleri ve demokratik kurumları gençliğe ve kadına sahip çıkmaya, onlarla güçlü bir dayanışmaya çağırıyoruz.”