Fatma Kurtulan: Her daim sizi sandığa gömmekten vazgeçmeyeceğiz

  • 13:38 11 Kasım 2019
  • Siyaset
ANKARA - Kayyıma karşı mücadele etmekten ve AKP’yi sandığa gömmekten vazgeçmeyeceklerini dile getiren HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, “Aile serveti ve hukuksuz uygulamalarıyla ABD’nin oyuncağı olmuş durumdalar” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
 
Meclis’te 6 Kasım’da başlayan bütçe görüşmeleriyle söze başlayan Fatma, “Bu yıl da yine halka, özgürlüklere, refaha bir bütçe ayrılmadı. Daha ziyade daha çok güvenlikçi politikalara, savaşa ve örtülü ödeneklere bütçe ayrıldığını gördük ilk haftadan itibaren. Halka ait bu bütçenin halk tarafından denetiminin yapılması için basına açık yapılmasını, sivil toplum kuruluşlarının da bizatihi katılıp gözlemlemesi gerektiğini beyan ettik ancak bu beyanımız oy çokluğu ile reddedildi. AKP hükümeti basına açık görüşülmesini istemedi, halkın denetlemesini istemedi. Çünkü kadınlardan, çocuklardan, emekçilerden, EYT’lilerden, çiftçilerden, öğrencilerden uzak daha çok yandaşların ihtiyaçları doğrultusunda bir bütçelemeye gittiklerini biliyoruz. Dolayısıyla bu teklifin reddedilmesi beklenen bir durumdu” diye konuştu.
 
‘Projelere ayrılan bütçe 3 kat arttı'
 
Türkiye halklarının büyük çoğunluğunun yoksulluk içerisinde, açlık içinde yaşadığına dikkat çeken Fatma, işsizlik sayısının 8 milyona ulaştığını ve yaklaşık 58 milyon kişinin borçlu olarak yaşamına devam ettiğini belirtti. Fatma şöyle devam etti: “İlk 9 ayda bu rakam 85 milyara ulaştı. Yani ilk 9 ayda bile bu hedefin şaştığını ne yazık ki tüm kamuoyu ne yazık ki etkilerini gördü ve yaşadı. Şimdi ise 2020 bütçe açığının 139 milyar olacağı söyleniyor. Şimdiden mevcut yılda baktığımızda rakamların şaşacağını tahmin etmek zor olmayacaktır.
 
2020 bütçesinde kamu özel işbirliği adı altında yürütülen ve çok tartışılan müşteri garantili projelere ayrılan miktarın 3 kat artarak 19 milyara ulaştığını gördük. Bu miktarın 10.5 milyarı da şehir hastanelerine ayrılmış. Şehir hastaneleri, oluştuğu günden itibaren çok tartışmalara neden oldu. Şehrin dışında olması sağlığa erişimi zorlaştırdı. Şehrin dışında olması yetmiyor, oraya yetişen vatandaşın iç mimarisindeki karışıklıktan kaynaklı tedavi göreceği birimi neredeyse navigasyon yardımı ile bulabildiği konusu da tartışmalara yansıdı. Aynı zamanda müşteri garantili projelerden biri olan köprü ve otoyollara da önemli bir miktar ayrılmış. HDP olarak halkın bütçesinin halka hizmet doğrultusunda kullanılması için aktif mücadeleyi hem komisyonda hem genel kurul aşamasında sürdüreceğiz.”
 
Artan intihar vakalarına da dikkat çeken Fatma şunları dile getirdi: 
 
“Vergiler, zamlar ve geçinme ile ilgili ve buna bağlı yaşanan intiharlar konusunda bir şeyler söylemek isterim. Geçim sıkıntısının her geçen gün artıyor olması hepimizin malumu. AKP'nin gelecekten beklentisi olmayan, yaşama umudunu yitirmiş bir topluluk yarattığını hepimiz biliyoruz. Bütçe görüşmelerinde halkın alım gücünü ciddiyetten uzak, kahkahalar eşliğinde yapılan bir yumurta kıyaslamasının Bakan tarafından yapıldığını hepimiz gördük. Bu hesap, yoksula daha yoksulluk, halka açlık, yandaşa ise daha zenginlik olarak döneceği açıktır. Bu anlayış ile devleti yönetme anlayışı olduğunu görüyoruz. Bir yılda doğal gaza yüzde 50, elektriğe yüzde 56, benzine yüzde 30 zam geldi. Emlak vergisi, motorlu taşıtlar vergisi de yüzde 22,50 zamlanıyor. Yurt ücretlerine de zam yapıldı. Yurt ücretlerine yüzde 13,91 zam yapılırken öğrenim kredisine ise yüzde 10 zam yapıyorlar. Görüyoruz ki öğrencilerden bile, toplumun en hassas ve katkı bekleyen kesiminden bile kaşıkla verdiğini kepçeyle geri alıyor.
 
Tüm bunlarla birlikte, ülkenin geldiği bir tablo var maalesef hepimiz çok üzülerek izledik. Fatih’te 4 kişilik bir ailenin yok olması utanç vericidir. ISİG, ülkemizde 2013-2018 351 kişinin iş bulamadığı geçinemediği için, geleceğe dair umudunu yitirdiği için, bu krizi aşamadığı için yaşamına son verdiğini açıkladı. Artık şunu söylemek gerekiyor: Sırça köşklerinizden halka bakmayı bırakın. Halkın artık işçisi, emekçisiyle, öğrencisiyle, kadınlarıyla birlikte sizi finansa edecek gücü kalmadı. Bunu görmenizin vakti geldi, geçiyor bile.”
 
‘Gizli zam geliyor'
 
Meclis’te görüşülecek dijital hizmet vergisinde değişiklik de içeren kanun teklifine de değinen Fatma, “Bu teklifte işletmelere yeni vergiler getiriliyor gibi görünse de aslında yurttaşların yükü artıyor. Burada yine bir torba yasa çıkıyor, artık torba yasa mantığını eleştirmekten yorulduk. Her alana dair düzenlemeleri koymuş hükümet. Otellerden, konaklayan her müşteri için konaklama vergisi getiriliyor. Dün de kamuoyunda işletme sahiplerine yoğun tepkilerine neden olduğunu görüyoruz. İşletme sahipleri de bunun doğru ve adaletli olmadığını, bunun pratikte kendilerini zorlayacağını bangır bangır söylüyorlar. Dijital hizmet vergisini tüketiciler ödemeyecek gibi görünse de üreticiler fiyatlarına ister istemez yansıtacaktır. Yani gizli zam geliyor. Futbolcuların ödediği vergi artıyor. Tabii ki tüm yasalarda mutlaka Saray’a bir pay düşer. Böylesi bir teklifin içinde ne işi varsa, plan bütçe görüşmeleri sürerken, orada bunun tartışılması gerekirken, Cumhurbaşkanına 70 milyar ek borçlanma yetkisi veriliyor” dedi.
 
'Kayyım darbesi
 
16 belediyelerine kayyım atandığını hatırlatan Fatma sözlerini şöyle sürdürdü: “En son Kızıltepe’ye kayyım atama süreci de basına yansıdı, tüm kamuoyu utançla takip etmiştir. Belediye eşbaşkanımız, sabah belediyeye gittiğinde bir tebligat yapılmadan belediyenin karakola çevrildiğini görüyor. ‘Ben buranın seçilmişiyim, benim buraya girme ve çalışma hakkımı engelleyemezsiniz’ diyor ancak cevaben ‘emir yukarıdan geldi, yapacak bir şey yok’ deniliyor. Şimdi bunlara baktığımızda AKP, Cumhur İttifakı neden bunu deniyor. Seçim döneminde bunu bangır bangır söylediler. Oy verirseniz de biz kayyım atayacağız, sandığa gitmeyin dediler. Ama bunu gerçekleştiremediler. Seçimin daha ilk günü valilere 3 büyükşehire kayyım atayın talimatı verdikleri de ortaya çıktı. Bunlar önce kayım atamayı planlıyor. Daha sonra hayali iddianame hazırlanıyor. Kayyımları gerekçeklendirmeye kamuoyunda bir algı oluşturmaya çalışıyorlar.
 
'4 milyon seçmenin iradesi gasp edildi'
 
Ama hepimiz biliyoruz ki özellikle bölgede sayısı 4 milyonu aşan seçmenin iradesinin gasp edilmesi o topraklarda başta Kürtler olmak üzere yaşayan herkesin seçme seçilme hakkını elinden alınmasıdır. Kadınların yıllardan beri verdikleri mücadelenin ürünü olan onun üzerinden toplum demokratikleştirme eşit ilişki, eşit yaşam eşit yönetimi oluşturmaya çalıştıkları eşbaşkanlığın hedeflendiğini görüyoruz. Alternatif demokratik katılımcı, halktan geleni halka hizmet olarak döndüren belediyelerimizi tasfiye etmeye dönük bir girişim olduğunu tüm kamuoyuyla paylaşmak isteriz.”
 
‘Sayıştay kayyım yolsuzluğunu onayladı'
 
“Kayyımın bir talan hırsızlık uygulaması olduğunu hepimiz biliyoruz” diye devam eden Fatma, şunları ifade etti: “Belediye başkanlarımız, kayyımlardan devraldıktan sonra yapılan yolsuzlukları paylaştıklarında, fındık fıstık kadayıfın mesele olmadığını orada kendilerini bir örtülü ödenek yaratılmaya mı çalışıyorlar diye sormak lazım. Bu paranın nereye aktarıldığını talanın meblağların çok yüksek olduğu, talanın hangi örtülü ödenek kaleminde bulunduğunu nereye harcandığını kamuoyunun sorması lazım. Arkadaşlarımızın bütçe görüşmelerinde Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş’a sorduğu bir soru var. Kayyım belediyelerine yaptığını bir suç duyusu var mıdır sorusuna yanıt. 2017 yılında yapılan suç duyurusundan 31 dosyanın tamamı kayyım belediyelerine aittir yanıtı vermiştir. Bu artık tespitli, onanmış, ispatlanmış bir beyandır. Hala AKP utanmazca belediyelerimizin farklı yerlere para aktardıklarını iddia etmektedir.”
 
'Her daim sizi sandığa gömmekten vazgeçmeyeceğiz '
 
Kayyım yolsuzlukları yanı sıra kayyım atanan belediyelerine almak için de mücadele edeceklerini vurgulayan Fatma, şu sözleri kullandı: “Her daim, her daim sizi sandığa gömmekten vazgeçmeyeceğiz. Cumhur İttifakına söylemek isterim. Biz sadece bununla mücadele etmiyoruz. Kayyım uygulaması ayrı bir mücadele alanı. Artık bir mücadele alanı da belediyelerimizi yeniden alma, tekrar halkın hizmetine koyma mücadelemiz ve çalışmalarımız dinmeyecek, bitmeyecek. Her daim sizi sandığa gömmekten vazgeçmeyeceğiz. Bunu altını çizerek Cumhur İttifakı’na söylemek isterim.”
 
‘Kadınlara, gençlere gözdağı'
 
HDP Kadın Meclisi’ne yönelik baskıların arttığını vurgulayan Fatma, “Kadın arkadaşlarımızı alıyorlar, ‘PKK’nin kadın yapılanması’, gençliği alıyor, ‘PKK’nin gençlik yapılanması’, belediyeleri alıyor ‘PKK’nin belediyeleri’ gibi algılarla safsatalarla aslında kendi kirliliklerini, kirli politikalarının üstünü örtmek Türkiye’nin tıkanan bütün damarlarını bu baskılarla açmaya çalışıyor.  Kadın yönelik bu uygulamaları, eşbaşkanlık sistemine bakışlarında, İstanbul Sözleşmesi’ne bakışlarında, nafaka hakkımızın gasp edilme girişinde de bu baskıları biliyoruz. Onlar da çok iyi biliyor ki, kadınlar kadınları bin bir emekle, yılların birikimi emeklerinin harmanlandığı bu kazanımları koruma, bunlara sahip çıkmak için elinden geleni yapacaktır. Bunlarla kadınlara gözdağı vermenin mümkün olmadığını en çok bu hükümet bilir” ifadelerinde bulundu.  
 
'Hukuksuzluğa son verilsin'
 
HDP Gençlik Meclisi üyelerine yönelik İstanbul’da gerçekleştirilen gözaltılara da tepki gösteren Fatma, şöyle konuştu: “Gençlik meclisimizin şu an 35 üyesi İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde tutuluyorlar. Çıplak arama işkencesi ile karşı karşıyalar ve şu an açlık grevindeler. Bunlara açlık grevinde sürecinde şekerli su ve limon gibi ihtiyaçlarının verilmesi hakken bundan bile mahrum bırakılması, işkence dayatması var. Gençlik Meclisi’mizden elinizi çekin. Gençlik, yılmayacak, sinmeyecek mücadeleye devam edecek. Gençlik kendi yaşamları üzerindeki her türlü oyununuzu bozacak. Bir an önce bu hukuksuzluğun son bulması, Gençlik Meclisi üyelerimizin tekrar faaliyetlerine devam etmese gerekmektedir.”  
 
Tutuklanmanın iktidar eliyle keyfi bir hal aldığını sözlerine ekleyen Fatma, devamla şunları ifade etti: “Yine Kayseri İl Örgütü’nden 4 yöneticimiz, Kayseri Cezaevi’ne çocuklarını görmeye giden ailelere yardım ediyorlar gerekçesiyle gözaltına alınıp tutuklandı. Sorgularındaki iddia bu. Artık sizler kimin ne için tutuklandığı hesaplayın. Kimin niçin tutuklandığı sorusunun artık anlamını yitirdi bir Türkiye’de yaşıyoruz. Keyfi olarak Saray’dan talimat çıkıyor. İçişleri Bakanı talimatı veriyor, valiler, savcılar, herkes bir bütünen buna ön ayak olarak HDP üzerinde, tüm muhalifler üzerindeki bu baskılamayı hayata geçiriyorlar.”
 
‘ABD'nin oyuncağı olmuş durumda'
 
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Fatma, ABD tarafından Türkiye’ye yaptırımlar uygulanacağına ilişkin yapılan açıklamaları şu sözlerle değerlendirdi: “Cumhurbaşkanının Rusya ve ABD ilişkilerinde şunu söylemek lazım. Yaptırımların başlığı nedir? Kendileri aile serveti ile hukuksuz uygulamalarıyla ilgili, ABD’nin oyuncağı olmuş durumdalar. Yolsuzluklarıyla, talanlarıyla emperyalistlerin onlardan Türkiye adına taviz koparma çabalarını hepimiz biliyoruz. Tüm partiler ABD’ye karşı, Cumhurbaşkanına destek amacıyla bildirileri imza atsalar da aslında özünde HDP olarak şunu biliyoruz; adaletli şekilde yönetilmeyen bir Türkiye gerçeği var. IŞİD ilişkileri, haksız yere edinilmiş servetleri, şatafata boğulmuş zaafları… Türkiye’yi uluslararası arenada pazarlık konusu haline getiriyor.”