Tülay Hatimoğulları: AKP, kadına düşman bir iktidardır

  • 09:01 5 Kasım 2019
  • Siyaset
Rengin Azizoğlu
 
DİYARBAKIR - Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları ve ülke içindeki gerilimlerin nedenini “rejimin kendisini ayakta tutma çabası” olarak değerlendiren HDP’li Tülay Hatimoğulları, “AKP iktidarı kadına, siyasetteki temsiliyetine, kadın kazanımlarına düşman bir iktidardır. Bu toplum AKP iktidarıyla asla uzlaşmamıştır ve uzlaşmayacaktır da” dedi.
 
AKP-MHP iktidarının bölgede belediyelere yönelik, Kuzey ve Doğu Suriye’de ise, halkların oluşturduğu demokratik sisteme yönelik saldırıları sürüyor. Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), 31 Mart yerel seçimlerinde kazandığı ve aralarında Van, Mardin, Diyarbakır büyükşehir belediyelerinin de olduğu 13 belediyesine kayyım atandı. Son olarak ise 2 Kasım’da Van’da Saray Belediyesi ve Mardin’de Kızıltepe Belediyesi'ne kayyım atanarak, kayyım atanan belediye sayısı 15’e çıktı. Diğer taraftan ise Türkiye ve Suriye Milli Ordusu (SMO) ortaklığı ile Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik 9 Ekim’de başlatılan saldırılar durmuyor. HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, kayyım atamalarına, Kuzey ve Doğu Suriye dönük operasyonlara ve yol haritalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Kayyım eşbaşkanlık sistemine darbe niteliğindedir’
 
Kayyım zihniyetinin yalnızca belediyelerde görülmediğine dikkat çeken Tülay, iktidarın yaşamın her alanına kayyım atarcasına bir otorite gibi denetleyen bu sistemi oturtmak istediğini belirtti. HDP’li belediyelere kayyım atanarak “Kürtler, halklar kendi kendini yönetemez. Biz valilerimiz ve kaymakamlarımızla yöneteceğiz” denildiğini belirten Tülay, şöyle devam etti: “Bu yaklaşımlar yalnızca Kürt halkının değil Türkiye’de yaşayan tüm halkların tepkisini çekmelidir. Aynı zihniyet İstanbul seçimlerinde de kendini göstermiştir. İstanbul’da halklar bir güç birliği oluşturarak AKP iktidarına İstanbul’da son vermiştir. Bugün kayyım atamalarına karşı bizlerin sergilemiş olduğu tepkiler aynı zamanda İstanbul’da, Ankara’da, Mersin’de demokrasi güçlerinin kazanımlarına sahip çıkmaktır. Kayyım atamaları aynı zamanda eşbaşkanlık sistemine de bir darbe niteliğindedir. Bunun anlamı açıktır: AKP iktidarı kadına, siyasetteki temsiliyetine, kadın kazanımlarına düşman bir iktidardır. O nedenle kadın mücadelesine darbe vurmaya çalışmaktadır. HDP siyaseti açısından eşbaşkanlık her zaman bizim mor çizgimiz olmuştur.”
 
‘Halklarla barışmaya çalışsaydı bu hale düşmezdi’
 
Kayyım atamalarına karşı Türkiye’nin dört bir yanında tepkilerin oluştuğunu, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıların da bu tepkilerin üzerini kapatmak ve AKP’nin çözülmeye başlamış iktidarını koruma altına almak için gerçekleştiğini belirten Tülay, “ABD ve Rusya ile çeşitli şekillerde ateşkes anlamı taşıyan mutabakatlar yapıldı. AKP Rusya ile mutabakat sağlamaya çalışmaktansa kendi ülkesindeki halklarla barışmaya çalışıp mutabakat sağlamış olsaydı bu hale düşmüş olmazlardı. Bu ülkenin ekonomisinden, sosyal yaşamından, demokrasisinden ödün vermek zorunda kalmazdı” diye konuştu.
 
Tülay, Rusya ile yapılan S-400 satışlarına ilişkin görüşmelere de değinirken, S-400 alımlarıyla ülkenin daha fazla borçlandırılarak ve Rusya’ya bağımlı kılınacağını kaydetti. Tülay, “İçeride ve dışarıda yarattığı gerilim atmosferiyle rejim kendisini korumaya çalışıyor ama nafile. Bu toplum AKP iktidarıyla asla uzlaşmamıştır ve uzlaşmayacaktır da” dedi.
 
‘Mücadelemiz devam edecek’
 
HDP’li vekillerin 23-24 ve 25 Ekim tarihlerinde Meclis’i boykot ederek Diyarbakır’da halkla bir araya gelmesine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Tülay, şunları söyledi: “Amed sokaklarında bizler yürürken kolluk kuvvetleri ‘Yürüyemezsiniz çünkü halk sizi alkışlıyor, size katılıyor’ diyor. Halkın HDP’ye olan teveccühünü tüm baskılara rağmen asla etkileyemediklerini kendileri de adları gibi biliyor. Bizler bu baskılara rağmen Amed, İstanbul, Adana halklarıyla birlikte dayanışarak mücadeleyi daha fazla büyüteceğimize inanıyoruz. Ana ekseni bir yanı Meclis bir yanı da toplumun içerisinde olan mücadele hattını sürdüreceğiz. Mücadelemizi halklarla, işçilerle, emekçilerle, doğa ve insan hakları savunucularıyla el ele yürüteceğiz. Bu ülkede Kürt sorunu çözülene, kadın-erkek eşitliği sağlanana, kadın cinayetleri sonlanana, bir ağacın, yaşayan bir insanın kıymeti bilinene dek mücadelemiz devam edecek.”