‘262 cenaze neden Garzan Mezarlığı’ndan çıkarıldı?

  • 14:23 16 Ekim 2019
  • Siyaset
ANKARA - HDP’li Meral Danış Beştaş, Garzan Mezarlığı’ndan çıkarılan 262 cenazenin Kimsesizler Mezarlığı’na defnedilmesini Meclis’e taşıdı. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, İki yıl önce, Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı Yukarıölek köyü yakınlarındaki Garzan Mezarlığı’ndan çıkarılarak İstanbul Adli Tıp Kurumu morguna götürülmesinin ardından, Kilyos Kimsesizler Mezarlığı’na defnedilmesini Meclis’e taşıdı.  
 
Meral, cenazelere ilişkin, soru ve araştırma önergesini Meclis Başkanlığı’na verirken, Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na ise, ihlallerin incelenmesi için dilekçe verdi. 
 
Meral, cenazelerin Kimsesizler Mezarlığı’na defnedilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması ve araştırılması için verdiği önergelerde şunları belirtti: “Garzan Mezarlığı’ndan çıkarılan ve yaklaşık 2 yıldır İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda bekletilen 262 cenazenin ailelere haber dahi verilmeksizin 2019 yılının mart ayında Kilyos’ta bulunan kimsesizler mezarlığına defin edilmiş olduğu bilgisi kamuoyuna yansımıştır. 262 naaşın neden ve hangi gerekçe ile hangi koşullarda Garzan Mezarlığından çıkarılarak İstanbul’a taşındığına dair ise ne ailelere ne de kamuoyuna izahat yapılmamıştır. Bitlis’in Yukarı Ölek (Oleka Jor) kırsalında bulunan Garzan Mezarlığı’ndan 19 Aralık 2017 tarihinde 267 cenaze çıkarılarak, İstanbul ATK’ye götürülmüş;  267 cenazeden yalnızca 5 tanesi ailelerine tarafından teslim alınarak istedikleri yere defin edilebilmiştir. 
 
'262 cenaze Kilyos Kimsesizler Mezarlığı'nda'
 
262 cenazeye ilişkin olarak 30 aile DNA eşleşmesi için başvuru yapmış ve bunlardan 11’i DNA’sı eşleşmiştir. DNA eşleşmesi yapılan naaşlardan ikisinin İstanbul’dan dokuzunun ise Bitlis’ten teslim alınacağı ve Bitlis Cumhuriyet Savcılığının teslim işleminin gerçekleşmesi için İstanbul Cumhuriyet Savcılığına resmi yazı gönderdiği bilgisi de mevcuttur.  11 cenazenin DNA eşleşmesi yapılıp aileleri tarafından alınacağı bildirilmiş olmasına rağmen, DNA eşleşmesi yapılan 11 cenaze dâhil olmak üzere toplam 262 cenaze Kilyos Kimsesizler Mezarlığına defin edilmiştir. ATK tarafından cenazelerden DNA numuneleri alınarak numaralandığı da kamuoyuna yansıyan bilgiler arasındadır. DNA’ları eşleşen ailelerin cenazeleri Kilyos kimsesizler mezarlığından alabilecekleri, DNA başvurusunda bulunmayanların başvuru yapabilecekleri ve eşleşme halinde cenazelerini alabilecekleri, başvuru yapılmadığı takdirde ise cenazelerin Kilyos’ta kalacağı ifade edilmiştir.” 
 
Önergede, “Tüm bu gelişmeler en temel insan haklarına aykırı olup, toplumun bir kesiminin yaşadığı acılara saygı gösterilmemesi ise toplumsal kırılmanın ayrı bir boyutudur.  Yaşamını yitirenlerin cenazelerine ulaşılabilmesi ve bu ağır hak ihlallerinin önlenmesi acil ve zaruri olup toplumdaki ayrımcılık ve kutuplaşma ikliminin de son bulması adına son derece önemlidir. Bu itibarla araştırma komisyonu kurularak cenazelerin teşhis ve tespitinin sağlanması, naaşların ailelerine teslim edilmesi ile mezarlıkların korunmasına dair gerekli çalışmaların yürütülmesi için meclis araştırması açılması gerekmektedir” diye belirtildi. 
 
Önergede, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından yanıtlaması için ise şu sorular soruldu: 
 
“*Garzan Mezarlığı’ndan çıkarılan ve yaklaşık 2 yıldır İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda bekletilen 262 naaş neden kimseden habersiz bir şekilde Kilyos kimsesizler mezarlığına defnedilmiştir?
 
*11 cenaze eşleştiği ve savcılık bu konuda yazışma yaptığı halde neden aileye teslim edilmek yerine kimsesizler mezarlığına defnedilmiştir?
 
*Kilyos Mezarlığı’na götürülen 262 naaşın uygun koşullarda ailelerine teslim edilme ve gömülme hakkı neden yok sayılmaktadır?
 
*262 naaş neden Garzan Mezarlığı’ndan çıkarılmıştır? Naaşların Garzan Mezarlığı’nda olması kimi neden rahatsız etmiştir?
 
*262 naaşın Garzan Mezarlığı’ndan çıkarılarak taşınması ölenin manevi haklarına saldırı değil mi? Söz konusu durum ceza mevzuatında suç olarak tanımlandığı halde neden bu suçu işleyenler yargı önüne çıkarılmamaktadır?
 
*Cenazelerin kimliği ve aidiyetleri üzerinden yapılan bu ayrıştırmanın amacı nedir? başlı başına cenazelere yapılan bu saygısın tutumun toplumsal kırılmayı derinleştireceğini düşünmüyor musunuz?
 
*Cenazelerin bir mezarlıktan başka mezarlığa taşınmasının hangi din ve inançta yeri vardır?
 
*Cenazelerin akıbetinin belli olmaması hakeza yakınlarına teslim edilmemesi ağır bir hak ihlali değil midir? 
 
* Cenaze sahiplerinin cenazelerine karşı son görevlerini yerine getirememeleri keza ölen kişinin de nereye ve ne şekilde gömüleceği konusundaki bu belirsizlik kişinin özel hayatına müdahale teşkil etmemekte midir?
 
*Ölen kişinin ölüm biçimi yahut işlediği iddia edilen suçlamalar, kişinin kendi inançlarına göre defnedilebilmesinin önünde midir? Bu ağır bir hak ihlali değil midir? Aynı zamanda ailelerin cenazeye erişiminin engellenmesi ailelerin de cezalandırılması anlamına gelmiyor mu?
 
*Cenazelerin ailelere teslim edilmemesi ve inançlarına göre defin edilmelerine izin verilmemesi toplumsal kırılmayı derinleştirmiyor mu?
 
*Hâlihazırda ailelerine teslim edilmeyen kaç cenaze bulunmaktadır? Hangi kurumlarda kaç naaş vardır? Bekletilen cenazelerin kaçının kimliği tespit edilebilmiştir? Kimliği tespit edilemeyen naaşlar için hangi çalışmalar yürütülmüştür?
 
*Ailelerden habersiz bir şekilde başka kimsesizler mezarlığına defin işlemi gerçekleşen kaç cenaze vardır? Bu naaşların ailelerine teslimine dair bir çalışma var mıdır?
 
*Bekletilen cenazelerin ailelerine teslim edilmesi ve uygun koşullarda defin işlemlerinin yapılması sağlanacak mıdır? Bu çalışmalar ne zaman başlatılacaktır?
 
*Yerlerinden edilen naaşların aileleri üzerinde yarattığı etkinin ve manevi ezanın telafisi adına bir çalışma yürütülecek midir?”