‘Ne zaman demokrasi hareketi gelişse devlet ‘terör’ söylemini diline doluyor’

  • 09:03 18 Eylül 2019
  • Siyaset
VAN - Kayyım protestoları dolaysıyla artan operasyon ve baskıları değerlendiren ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, “Ne zaman Kürtlerle iç içe bir demokrasi hareketi gelişirse iktidar çok hızlı bir şekilde ‘terör’ söylemini diline doluyor ve baskıları arttırıyor. HDP’yi halktan uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Biz mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Van, Diyarbakır ve Mardin büyükşehir belediyelerine 19 Ağustos'ta İçişleri Bakanlığınca kayyım atanmasına karşı tepki eylemleri devam ediyor. Belediyelerine kayyım atanan üç kentin dışında da Türkiye ve bölgede birçok kentte kayyım politikalarına tepkiler sürüyor. Tepkilerle birlikte baskı, gözaltı ve tutuklamalar da arttı. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, baskı, gözaltı ve tutuklama operasyonlarını değerlendirdi.  
 
Baskıların kendilerine geri adım attırmayacağının altını çizen Özlem, “Siyasi iktidar her zaman yaptığı gibi yargı eliyle halkla gelişen harekete bir sınır çekmeye çalışıyor. Ne zaman Kürtlerle iç içe bir demokrasi hareketi gelişirse iktidar çok hızlı bir şekilde ‘terör’ söylemini diline doluyor ve baskıları arttırıyor” dedi. Baskıların bundan sonra da devam edeceğini vurgulayan Özlem, “Bu baskılar her zaman vardı ve olmaya da devam ediyor. Tutuklamalar kişilerin eski eylemlerine dayandırılarak yapılıyor. HDP ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ile birlikte yaptığımız eylemler nedeniyle halkımız yargılanıyor. Kimi kişileri ise önceden yargılandığı davadan tekrar suçluyorlar” diye belirtti.
 
‘Kayyımdan sonra hızla soruşturmalar başladı’
 
Kayyımdan sonra HDP ve ESP üyeleri ile HDP il yöneticilerine yönelik baskıların hızla arttırıldığını ifade eden Özlem, “Siyasi iktidar kayyımla birlikte demokrasi hareketlerine saldırıyor. Kayyımdan sonra İstanbul’da da çok hızlı soruşturalar başlatıldı, eylemlere katılan bütün arkadaşlarımız değişik gerekçelerle gözaltına alındı. Bunun sebebi iktidarın yargı eliyle HDP’yi engelleyerek halkla arasına sınır çekmesidir, sınır çekerek HDP’yi halkından uzaklaştırmaya çalışıyorlar” sözlerine yer verdi.
 
‘İktidar elini belediyelerden çeksin diye mücadeleye devam’
 
Gözaltına alınan parti yöneticileri ve il eşbaşkanlarını geri alacaklarının altını çizen Özlem, “Önemli olan bu dönem içerisinde böyle bir siyasi ve hukuki saldırganlığı göze alabilmemiz, bizim için en temel olan hareketin önünde bir engele, bir zora dönüşmesine karşı durabilmemiz. O yüzden buralardayız, bundan kaynaklı kayyım atamalarını protesto etmeye, memlekette demokrasi ve özgürlüğün kazanması, Kürt sorununda demokratik bir çözümün yaratılması için alanlarda direnmeye devam edeceğiz. Siyasi iktidarın Amed, Mardin ve Van belediyelerinden ellerini çekmesi için söylemlerimizi dile getirmeye devam edeceğiz” dedi.
 
‘Adalet mücadelemizi yükseltmeye çalışıyoruz’
 
Özlem, HDP binası önünde bekleyen ailelere de dikkat çekerek, iktidarın demokrasi adına bütün sözlerini tükettiğini vurguladı. Aileleri devletin yönlendirdiğini söyleyerek, “Bizler gerçek bir adalet mücadelesini yükseltmeye çalışıyoruz. Bu siyasi iktidarın aileleri bahane ederek il yöneticilerine soruşturma açması hiç hukuki ve adaletli değil. İktidarın elinde olan tek şey savaşmak, herkesi terörist ilan ederek yargı karşısına dikmektir. Bu çok tanık olduğumuz bir durumdur” ifadelerini kullandı. 
 
‘Kayyıma karşı kadınlar iradesini hep ortaya koydu’ 
 
Eşbaşkanlık sisteminin kayyım atamasına gerekçe gösterilmesini de değerlendiren Özlem, şöyle konuştu: “Yine bu dönem boyunca kayyım darbesine karşı kadın eylemlerine çok hızlı şekilde soruşturmaların açılması, eşbaşkanlarımıza dönük soruşturmaların gerekçeleri tesadüf değil. Çünkü bu siyasi iktidarı en çok zorlayan, çok uzun yıllara yayılarak devam eden kadın özgürlüğü mücadelesi oldu. Toplumun muhafazakârlaştırılmasından, toplumun geriye itilmesini ve kutuplaştırılmasına yönelik en güçlü sözü kadınlar söyledi. AKP’nin aslında en keskin saldırganlık döneminde sokağa çıkan, iradesini ortaya koyan tekrar kadınlar oldu. Eşbaşkanlık sadece yönettiğimiz alanlarda eşit temsiliyet değil biz mücadelenin içinde de halkımızın içinde de sokağın içinde de eşit bir şekilde ve özgür bir biçimde, özerk biçimde kendimizi ifade ediyoruz. Eşbaşkanlık kurumumuza, menzilimize saldırıyı da tesadüf olarak görmüyoruz. Yine bir saldırı önce kadınları hedef alarak örgütlenmeye çalışılıyor. Bunun karşısında sözümüz net eşbaşkanlık keskin çizgilerimizden bir tanesi. Siyasette de yaşamda da eşit temsiliyet hakkımızdan vazgeçmeye niyetimiz yok. Bu saldırı karşısında da aynı şekilde irademizi ortaya koymaya ve mevziimizi savunmaya devam edeceğiz.”