HDP’li Eşbaşkan Hülya: Üzerimize düşen ne sorumluluk varsa yerine getireceğiz

  • 09:01 14 Eylül 2019
  • Siyaset
Rengin Azizoğlu
 
DİYARBAKIR - HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen Uyanık, devletin sorunu çocuklarını arayan ailelere hapsettiğinin altını çizerek, “Üzerimize düşen ne sorumluluk varsa tüm kurumlarımızla beraber yerine getireceğimize dönük açık beyanımızı yeniden ifade etmek istiyoruz. Bunun yanında sivil toplum örgütlerinin, insan hakları çevrelerinin de bu konuda aktif inisiyatif olması, cesur davranması ve sözünü sağlam söylemesi gerektiği bir dönemdeyiz” dedi.
 
Dağa kaçırıldığını iddia eden çocukları için Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl binası önünde oturan ailelerin eylemleri sürüyor. Oturma eylemi içerisindeki bazı ailelerin il binası önündeki kameraları fırsat bilerek kayıp olan çocuklarını bulma umuduyla geldikleri anlaşılırken kimi aileler de oturma eylemini sonlandırdı. Konuya ilişkin HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen Uyanık değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Aileler ‘Bitirdik, bellerini kırdık’ ifadelerinin ifşasıdır’
 
Ailelerin oturma eyleminin birkaç boyutu olduğunu söyleyen Hülya, meselenin ilk boyutu olarak atanan kayyımları işaret etti. Hülya, dikkat çektiği bu boyutları şu şekilde anlattı: “19 Ağustos’ta bir darbe ile üç büyükşehir belediyemize kayyım atandı. Hem Türkiye hem uluslararası kamuoyu hem de Kürtler nezdinde ne bir karşılığı ne de bir haklılığı olan bir uygulama değil. Bunun yanında kitlelerin direnişi ve bir reddediş durumu yaşandı. Kamuoyunda böyle bir durum yaşanmışken birden böyle bir olayın meydana gelmesi akıllara bu durumun tekrar HDP’nin aleyhine çevirmek gibi bir çabanın olduğunu getirdi. İkinci boyutu ise Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beri Kürt meselesinin tartışılması ve çözüme kavuşturulması gereken bir mesele olduğu, Türkiye devletinin tekçi zihniyet içerisine sıkıştığı durumu çocukları kaybolmuş annelere hapsetmenin nasıl bir haksızlık ve dar bir bakış olduğunu da önümüze serdi. Anneler HDP’nin kapısının önünde çocuklarının kaybolduğunu ifade ediyorlarsa o zaman ortada bir mesele var demektir. Bu işe müdahil olan çocuklar, çatışan taraflar var demektir. Bu, şimdiye kadar yok sayılan, ‘Bitirdik, bellerini kırdık’ ifadelerinin aslında öyle olmadığının da bir ifşasıdır. Bu meselenin nasıl çözülmesi gerektiğine dair de aslında tarafların artık biraz daha kafa yorması gerektiğiyle de ortaya çıkan somut bir durum var.”
 
‘Başka sebeplerden kaybolan çocuklarını bile burada arıyorlar’
 
Partilerinin önündeki ablukanın devam ettiğini kaydeden Hülya, gelen ailelerin tablosunun da değiştiğini belirtti. Hülya, “İş o kadar çığırından çıktı ki başka sebeplerden dolayı kaybolan çocuklarını bile burada arıyorlar. PKK’nin elinde esir olan asker ve polislerin aileleri de var. Geldikleri ilk gün biz kendileriyle konuştuk. En son kendileri de ifade ettiler. Karşı tarafın da teslim etme gibi bir beyanı var. Bunun yanında sivil toplum örgütlerinin, İnsan Hakları Derneği’nin bu konu için çabası var. Onların da oluşturduğu bir heyet var. Devletin bir güvence vermesi gerekiyor. Geçmişte de böyle sorunlar yaşandı. Teslim aldıktan sonra gelen ekibin nasıl tutulup suç işlemişler gibi bir yargılamayla karşılaştığını biliyoruz. Mekanizmaların oluşturulması gerekiyor. Devlet bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirse bu sorun daha ivedi bir şekilde çözülecek. Biz gelen ailelere sonuna kadar sabırlı davranacağız. Diyalog yolunu açmak için elimizden geleni yapacağız. Bu sorunun çözümü sadece HDP’nin kapısı değildir herkes bu konuda sorumluluk alsın” ifadelerini kullandı.
 
‘Adres yalnızca HDP değildir’
 
Dönem dönem kimi temaslar ve barış görüşmelerinin yaşandığını dile getiren Hülya, 2013-2015 sürecini hatırlattı. Hülya devamında şunları dile getirdi: “O dönem Dolmabahçe Mutabakatı’nın kabul edilmemesi, devrilen bir masa, ardından ülkenin savaş meydanına dönmesi ile ilgili bir durum yaşandı. Bizler HDP olarak şunu devamlı ifade ediyoruz; biz bu meselenin barışla, müzakereyle, konuşularak çözülmesi gerektiğini savunuyoruz. Bunun yanında uzun süredir tecrit altında bulunan Sayın Abdullah Öcalan’ın da son görüşmede ‘Fırsat verilirse bu meseleyi bir haftada çözeceğim’ gibi bir irade beyanı da ortadayken sadece bu işi kaybolan çocukların bulunmasına bağlamak devletin topu taca atarak konuyu yine başka mecralarda çözme niyetinin olduğunu da ortaya koyuyor. Eğer çocukları ile ilgili bir sonuca varmak istiyorlarsa bu adres yalnızca HDP değildir. Mecliste grubu olan olmayan tüm partilerin oluşturacağı bir komisyonla bu soruna çözüm bulup sadece burada oturan ailelerin çocukları için değil, olmayanların da çocuklarının eve dönmesini sağlayalım. Bunun yanında sivil toplum örgütlerinin, insan hakları çevrelerinin de bu konuda aktif inisiyatif alması, cesur davranması ve sözünü sağlam söylemesi gerektiği bir dönemdeyiz.” 
 
‘Ailelere dönük özel bir çalışma yürütülüyor’
 
Hülya son olarak şunları belirtti: “Son bir yıldır gerek devlet kanadı gerekse aileler ifade ediyor; ailelere dönük özel bir çalışma yürütülüyor. Emniyetin ailelere ’Çocuğunuz nerde’ diye baskı yaptığını, arayıp partimize yönlendirildiklerini biliyoruz. Bizim elimizde somut deliller de var. İl binamızın önüne gelen yemekler, ailelere dönük yaklaşımlar da nasıl bir yönlendirme olduğunu ortaya koyuyor. Ancak biz tekrar ifade edelim; aileler yalnızca ‘devlet yönlendirmesi üzerinden geliyorlar’ diyerek kestirip atmak bizim tarafımızdan dar bir bakış açısı olarak kalacaktır. Biz meseleye daha geniş yaklaşarak bu sürecin tıkandığı noktada açılım olabilmesi için çabamızı sürdürüyoruz. İktidar çözümü tekrar kutuplaşmada, ötekileştirmede arıyor. Bu tuzağı görerek beraber yaşamayı amaç edinmiş ve bu ülkenin tüm renkleriyle herkesin kendini ifade edebileceği bir yaşamın mümkün olduğuna inanan tüm kesimlerin bu süreçte aktif rol alması gerektiğini düşünüyoruz. Bu mesele sadece HDP’nin omuzlarında kalacak kadar küçük bir mesele değil. Üzerimize düşen ne sorumluluk varsa tüm kurumlarımızla beraber yerine getireceğimize dönük açık beyanımızı yeniden ifade etmek istiyoruz.”