Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasının ardından başlayan eylemler devam ediyor. 25 gündür Mardin Karayolları Parkı’nda oturma eylemi yapan Mardin halkının kayyıma olan öfkesi bir an olsun dinmezken, eyleme karşı polis ablukası da her geçen gün artıyor. Abluka ve tehditlerle halkın sokakları bırakmayacağını belirten HDP Diyarbakır Milletvekilli Dersim Dağ, Kürt halkının tehditlere karnının tok olduğunun, bunun karşısında direnişin büyütülmesi için tüm halkın direnişe destek vermesi gerektiğinin altını çizdi. 

 

'Kayyım demokrasi ve hukuk tanımazlıktır’ 

 

Kayyıma karşı günlerdir mücadele ettiklerini belirten Dersim, Kürt halkının iradesinin gasp edilerek ellerinden alındığını söyledi. Bu irade gaspına halkın alanlardaki mücadelesiyle cevap olduğunu ifade eden Dersim, "Biz iyi biliyor ki, bu irade gaspı Kürt halkının varlığını kabul etmemedir. Bunun için de sadece Kürt halkının değil bütün Türkiye halkının, demokrasi isteyen bütün kesimlerin buna ses çıkarması gerek. Kayyım demokrasi ve hukuk tanımazlıktır. 2016 yılında Kürt belediyelerine kayyım atandıktan sonra derin bir savaş politikası yürütüldü. Bugün de bunu yapmak istiyorlar. Bu kayyımlarla savaşın başladığını göstermek istiyorlar. Hükümet barış değil, Kürt şehirlerinde derin bir savaşı başlatmak istediğini çok iyi gösteriyor. Bu yüzden halkın bu savaş politikalarına karşı alanlarda olması gerekiyor. Barış isteyen barışı haykıran herkesin durmadan mücadele etmesi gerekiyor" dedi.

 

'Savaş dilini kullandıkları sürece yenilecekler'

 

Dersim, kayyımlara karşı alanlara çıkan herkese “sert bir şekilde müdahale edildiğini”, bunun da iktidarın halkın birlikteliğinden korktuğunun en büyük göstergesi olduğuna dikkat çekti. Dersim, devamla şunları belirtti: “Saldırılar hükümetin, halkın birlikteliğinden korktuğunu gösteriyor. Çünkü İstanbul seçimlerinde birlikte onları nasıl yerle bir ettiğimizi gördüler. Ama onların kayyımları da kurtaramayacak. Yeniden yenilecekler. Demokrasi ve birlik isteyen halklar kazanacak. Bunu bir kere yaptık ve başarılı olduk yeniden yapacağız. Her gün iktidar basına çıkıp tehditlerle bu halkı yıldırmak istiyor. Onlara karşı başkaldıran ve direnen herkese karşı tehdit dili kullanıyorlar. Yerel seçimlerde de bunu yaptılar ve kaybettiler. Bu savaş dilini yürütmeye devam ettikleri sürece yenilmeye devam edecekler. Kanla beslenip iktidarlarını sürdürmek istiyorlar. Ama Türkiye ve Kürdistan'da bu savaş diline karşı direnip özgürlük isteyen halklar kazanacak. İstediklerini yapsınlar ama bizi yenemeyecekler."

 

'Faşizme karşı birlik olalım'

 

Dersim son olarak, "Sayın Öcalan son görüşmesinde dile getirmişti ‘Ben bir haftada bu sorunları çözerim. Bu ülkeye barış getirebilirim’ dedi. Bu barış eline karşı onlar da savaş isteklerini en iyi şekilde gösterdiler. Kayyımlarla da bunu gösterdiler. Demokrasi ve özgürlük isteyen bütün halklara çağrımızdır. Bu faşizme ve baskılara karşı birlik olup direnelim" çağrısında bulundu.