‘Hangi saldırı, baskı bize geri adım attırabilir?’

  • 09:02 12 Eylül 2019
  • Siyaset
Beritan Canözer
 
DİYARBAKIR - "Onlar önce kadınlara ve annelere hesap verecekler" diyerek kayyım atamalarına tepki gösteren kadınlar, "Biz mücadele etmeye söz vermişiz. Bundan sonra hangi saldırı, baskı, katliam bize geri adım attırabilir?" diye seslendi.
 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediye eşbaşkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyım atanmasına karşı 19 Ağustos’ta başlatılan eylem ve etkinlikler sürüyor. 7’den 70’e herkes irade gaspına karşı sokağa çıkarken, akşam 20.00’de de ses çıkarma eylemleri ile tepkiler gösteriliyor. Kayyımlarla iradelerinin gasp edildiğine işaret eden kadınlar, mücadelenin devam edeceğini belirtti.
 
'Nefesimiz yetene kadar mücadele edeceğiz’
 
Kayyımlara karşı en çok kadınların ve annelerin direnmesi gerektiğini dile getiren Aysel Tufan, AKP ve MHP'nin Kürtleri bitirme ittifakı kurduğunu vurguladı. Aysel, "Biz biliyoruz, Kürtleri yok etmek istiyorlar. Ellerinde olsa Kürtlerin olduğu her yere Saddam gibi zehir atacak ama yapamıyor. Devir o devir değil. Böyle saldırarak, hakkımızı ve irademizi yok sayarak bizi bastırmaya çalışıyor. Köylerimiz yakılırken, çocuklarımıza tecavüz edilirken, çocuklarımız katledilirken susmamışız, mücadele etmeye söz vermişiz. Bundan sonra hangi saldırı, baskı, katliam bize geri adım attırabilir? Unutmasınlar, burası bizim ülkemiz onların değil. Bu topraklar bizim, bu coğrafya bizim, bu gökyüzü bizim. Kimse bizim olanı bizden alamaz. Belediyelere kayyım atayarak bizim gözümüzü korkutamazlar. Asla ve asla korkutamazlar. Bakın buradayız. Burada olmaya devam edeceğiz. Kimse bizi yolumuzdan döndüremez. Çocuklarımıza verdiğimiz sözün arkasındayız. Nefesimiz ve gücümüz yetene kadar mücadele edeceğiz" ifadelerini kullandı.
 
'Vali bey hak yemekten utanmıyor musun?'
 
"Hırsızı, katili, yolsuzu, ihanetçisi hepsi bir araya gelmiş, Kürtlere karşı bir olmuşlar" diyen Fatma Şimşek ise, kayyım olarak atanan Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzel'e seslendi. Fatma, "Utanmıyor musun vali bey? Hak yemekten, hakkın olmayanı almaktan, üç kağıt yapmaktan utanmıyor musun? Bu şehrin halkı seni seçmedi. Nasıl bakacaksın yüzlerine, nasıl çıkacaksın insan içine? Hiç mi yüzün kızarmayacak? Hak yeme. Sen bu halka güven vereceğine, halkın güvenini, inancını kırıyorsun. O belediyenin içinde olması gereken sen değilsin. Biz Selçuk Mızraklı'yı istiyoruz. Biz seçtiğimiz kişiyi istiyoruz. Seni başkan olarak tanımıyoruz. Bugün çark size dönüyor ama yarın kime döneceğini bilemezsin. O çark bize geldiğinde insan içine çıkmaya cesaretin olmayacak. O gün gelmeden bu halkın nefretini kazanacağın şeyler yapmaktan vazgeç" dedi.
 
'En çok biz kadınlar etkileniyoruz, en çok biz karşı çıkmalıyız'
 
Hacer Karabağ da, Kürtlere yönelik yürütülen saldırı politikasına bir an önce son verilmesi gerektiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: "Bir halk sırf barış, demokrasi istiyor diye bu kadar saldırıya maruz bırakılır mı? Nasıl bir zihniyetle aynı havayı soluyoruz? Sürekli Kürtleri, muhalifleri hedef gösteriyorlar. En ufak açıklamada bile saldırıyorlar. Söz söyleme hakkı tanınmıyor. Konuşmayalım, hakkımızı aramayalım istiyorlar ama biz hakkımızı arayacağız. Yarın çocuklarımızın, gençlerimizin yüzüne bakabilmemiz için, bu ülkede bizim görmediğimiz barışı çocuklarımız görsün diye mücadele etmek ve haklarımızı aramak zorundayız. İradesi gasp edilen bir kadın, anne daha çok ses çıkarmalı. Çünkü en çok da biz kadınlar etkileniyoruz. En çok biz zarar görüyoruz. İlk kayyımların pratiğini tüm dünya gördü. Buna bir daha izin veremeyiz. İrademizin gasp edilmesine göz yumamayız. Ülkede kadın katliamları artıyor, çocuk istismarı artıyor, tecavüz taciz artıyor, hak gaspı artıyor ama barış için, yasaların uygulanması için atılan tek bir adım yok. Onlar önce kadınlara ve annelere hesap verecekler" diye konuştu.