DİYARBAKIR - DTK, İstanbul ve Van’da hayata geçirilen gözaltı operasyonlarına ilişkin yayınladığı açıklamada, “Gözaltına alınan bütün siyasetçilerimiz derhal serbest bırakılmalıdır. Gün birlikte faşizme karşı mücadele etme ve demokratik Türkiye’yi birlikte inşa etme günüdür” çağrısında bulundu.

 

Demokratik Toplum Kongresi (DTK), İstanbul ve Van’da yapılan gözaltı operasyonlarına ilişkin açıklama yayınladı. Yayınlanan açıklamada, son yıllarda AKP-MHP iktidarı tarafından, toplumun özgürlükçü ve muhalif tüm kesimlerinin AKP yargısı tarafından çeşitli suçlar isnat edilerek gözaltına alınma ve tutuklanma ile yüz yüze bırakıldığı ifade edildi. DTK, siyasetçisinden STK üye ve yöneticisine, akademisyeninden gazetecisine, kadınlardan gençlere, yaşlılardan çocuklara kadar toplumun tüm kesimlerine sirayet eden bir gözaltı ve tutuklama furyası ile karşı karşıya bulunulduğuna dikkat çekti.

 

DTK tarafından yayınlanan açıklamada şunlar kaydedildi:

 

“Bu sabah yine İstanbul’da ESP Eş Genel Başkanı Sayın Şahin Tümüklü ve yöneticileri, Van ilimizde ise HDP Parti yöneticileri ve DTK delegelerinin de içinde bulunduğu birçok arkadaşımızın gözaltına alındığını öğrenmiş bulunmaktayız. AKP-MHP faşist iktidarı aracılığı ile ülke adeta büyük bir cezaevine dönüştürülmüş durumdadır. Kendisi gibi düşünmeyen herkesi suçlu ilan edip yargı eli ile derdest etmektedir.

 

‘DTK 2007’den bu yana çözüm için mücadele ediyor’

 

DTK 2007 yılından bu yana halkın içinden seçilmiş delegeleri ile demokratik toplum ve özgür yaşamı inşa etme, demokratik Ulusal Birlik ve Kürt sorunun demokratik çözüme kavuşması için mücadele eden bir kongredir. Yaptığı tüm çalışmalarını şeffaf ve kamuoyuna açık bir şekilde yürütmektedir. Buna rağmen AKP yargısı DTK faaliyetlerini kriminalize ederek faaliyetlerini engellemeye çalışmaktadır. Bu kapsamda yüzlerce DTK delegesi ve divan üyesi hukuksuzca gözaltına alınıp sorgulanmış ve tutuklanmışlardır. Buna rağmen hiçbir suç unsuruna rastlanmamıştır. DTK’nin mücadelesi ve faaliyetleri, faşizmin bütün saldırı ve hukuksuzluklarına rağmen devam etmektedir ve edecektir.

 

‘Halkımız soykırım saldırılarını reddetmektedir’

 

Başta İmralı Cezaevi olmak üzere, Türkiye ve Kürdistan’daki tüm zindanlarda, işkence ve hak ihlalleri olağan duruma getirilmek istenmektedir. Zindanlardaki işkence ve vahşet politikaları toplumun tüm yaşamına da uygulanmaktadır. Faşist sistemlerde işkencenin içerisi ve dışarısı yoktur. Tüm toplum soykırıma tabi tutulmaktadır. Bu topyekûn işkence ve saldırılara dönük, halklarımızın ve yurttaşlarımızın en doğal hakkı olan demokratik eylemlerle soykırım saldırılarını reddettiğini ortaya koymaktadır. En son Amed, Van ve Mardin Büyükşehir Belediyelerine kayyım atayan zihniyete karşı, halklarımız kendi iradelerine sahip çıkarak günlerdir en demokratik şekilde eylemlerini sürdürmektedir, yapılan eylemlere karşı, geliştirilen saldırılar AKP-MHP faşizminin, demokrasiye tahammülsüzlüğünü ortaya koymaktadır.

 

'Gün direnme günüdür'

 

Bu faşist ve siyasi soykırımcı zihniyete karşı bütün meşru ve demokratik mücadele yollarını kullanmak hem anayasal hem de evrensel hukuktan kaynaklanan tartışılmaz bir haktır. Bu demokrasi düşmanı anlayışa karşı tüm halkları, demokratik çevreleri tepkilerini ortaya koymaya ve bu zihniyete karşı demokrasiyi koruma ve birlikte yaşama arzusunu güçlendirmek için ortak mücadele etmeye davet ediyoruz. Gözaltına alınan bütün siyasetçilerimiz derhal serbest bırakılmalıdır. Gün birlikte faşizme karşı mücadele etme ve demokratik Türkiye’yi birlikte inşa etme günüdür.”