DİYARBAKIR - Kayyım atanmasına “eşbaşkanlığın” gerekçe gösterilmesine tepki gösteren HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, “Kayyım atama kararında yer alan ‘eşbaşkanlık sistemi’ gerekçesini kabul etmek bir yana AKP’nin kadın düşmanlığını, kadına yönelik şiddeti desteklediğini, erkek egemenliği ile yönettiğini bir kez daha gördük” dedi.

 

İçişleri Bakanlığı kararıyla HDP’li Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediye eşbaşkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyım atanmasına tepkiler gelmeye devam ediyor. Atanan kayyımlara iktidar tarafından her gün yeni bir açıklama ile yeni bir kılıf uyduruluyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun gerekçe olarak “eşbaşkanlık sistemi” göstermesi ve kayyımı hukuki olarak görmesine Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Merak Danış Beştaş tepki gösterdi.

 

‘Eşbaşkanlığı yasaya ekledik’

 

Meral, yasaya “eş genel başkanlığı” ekletmiş bir parti olduklarını ve bununla büyük bir gurur duyduklarını söyledi. Kadın hakları, kadın erkek eşitliği anlamında, siyasette kadın temsiliyeti açısından çok büyük mücadele verdiklerini kaydeden Meral, eşbaşkanlığın yasada var olduğunu söyledi. Meral, “ Şu anda eş genel başkanlarımız resmi olarak çalışmalarını sürdürüyorlar. Bizim kanun önerimiz sadece eş genel başkanlar için değildi. İl örgütleri ve belediyeler için de yapıldı. O henüz karara geçmedi fakat geçmedi diye vazgeçeceğimiz ya da mücadeleyi bırakacağımız anlamına gelmiyor. Siyasette kadın erkek eşitliği olmadan siyaset özgürleşemez. ‘Siyasette bütün toplumu temsil ediyoruz’ iddiası boş bir iddia olmaktan öteye gidemez” dedi.

 

‘Eşbaşkanlık suç değil’

 

“Kayyım atama kararında yer alan eşbaşkanlık sistemi gerekçesini kabul etmek bir yana AKP’nin kadın düşmanlığını, kadına yönelik şiddeti desteklediğini, eril zihniyeti erkek egemen bakış açısını ve erkek egemenliğiyle yönettiğini bir kez daha gördük” diyen Meral, şunları kaydetti: “Bu yönüyle Türkiye ve dünyadaki bütün kadın örgütlerine sesleniyorum. İçişleri Bakanlığının kararında yer alan eşbaşkanlığın suçmuş gibi tanımlamaya kadınlar ses vermeliler, cevap vermeliler. Çünkü biz sadece kendimizi temsil etmiyoruz. Bizim iddiamız tüm kadınları temsil etme noktasında bulunmaktadır. Bu yönüyle kadınlar ayrıca kayyım kararıyla kadına karşıtlık, kadına yönelik şiddeti meşrulaştırmak, kadın erkek eşitsizliğini savunma noktasında çok güçlü ve utanç verici bir belge olarak ortada duruyor.”

 

Kayyımların geldiklerinde ilk olarak kadın merkezlerini, kadına hizmet veren kurumları kapattığına dikkat çeken Meral, “Kadın eşbaşkanlarımızı, meclis üyelerimizi tutukladılar. Şu anda bile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kadın Daire Başkanı gözaltındadır. ‘İlk olarak kadını vurun, kadını sindirin, reddedin’ politikası yürütülmektedir” ifadelerine yer verdi.

 

‘Hukukla ilgisi olmayan bir kadar’

 

İçişleri Bakanlığının kendisini kandırdığını ifade eden Meral, şöyle dedi: “Vermiş olduğu kararın hukuki olduğunu, hukukun işlendiğini, demokrasinin gereği olduğunu söylerken, milyonlarca insanın aklı ile alay ediyor. Biz ne kendi aklımızla ne de halkımızın aklı ile alay ettirmeyiz. Bu siyasi bir darbe ve siyasi bir karardır aslında bu, darbenin belgesidir. Bunun hukuk, kanun, demokrasi, anayasa ile hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü kararın içeriğinde neticede bizim belediye eşbaşkanlarımız resmi koşulları sağlayarak, yasal şartlara uyarak başvurularını yapmışlar. Aday olmuşlar ve halktan milyonlarca oy almış, seçilmişlerdir. Halka verdikleri sözleri var, biz her bir oya sahip çıkarız. Burada milyonlarca yurttaşın oyundan bahsediyoruz. Kürt olunca oyu geçersiz mi oluyor? Seçim Kürt illeri Kürdistan coğrafyasında yasaklandı mı? Bunu açıklasınlar. Yani Soylu’nun aslında kendini savunmaya, tepkileri dindirmeyi dönük ve zaman kazanmaya dönük bir açıklama olarak okunmalı görülmelidir. Kesinlikle bu kararın hukukla ilgisi olmadığı gibi kendi seçimlerde alamadığı oyu belediyeleri siyasi kararla almaya çalışıyor.”

 

‘Kayyım halka atanmıştır’

 

“Madem ki oy vermenin bunun bir önemi yoktu neden kayyımlar aday gösterildi” diyen Meral, Diyarbakır, Van’da Mardin ve bütün illerde AKP aday gösterdi ve adayları seçilmedi. Demek ki halk onları istemiyor. Sandıktan çıkan oylar kabul edilmiyor. Bu kararı almak halkı reddetmektir. Bugün kayyım Selçuk Mızraklı, Ahmet Türk ve Bedia Özgökçe Ertan’a atanmadı. Kayyım halka atanmıştır. Kayyım milyonlarca insanın kendisine bizzat atanmıştır. Bir birey olarak benim irademe kayyım atanmıştır düşüncesini taşıyorum ve halkın da bu duyguyla tepki verdiğini biliyorum” diyerek tepkisini gösterdi.