‘İttihat ve Terakki zihniyeti 100 yıldır sürüyor’

  • 09:03 21 Ağustos 2019
  • Siyaset
Beritan Canözer
 
DİYARBAKIR - İttihat ve Terakki zihniyetinin 100 yıldır devam ettiğini belirten HDP’li Saliha Aydeniz, tek çözümün ulusal birlik olduğunu vurguladı. Saliha, Kürt halkına seslenerek "Ancak ulusal birlik ile bu kirli savaş politikalarını durdurabiliriz" dedi. 
 
Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye yönelik askeri operasyon hazırlığı sürerken, toplumun birçok kesimden gelen tepkiler ise görmezden geliniyor. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanlık Divan üyesi ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz, operasyonların amacını değerlendirdi.
 
100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihine bakıldığında asimilasyon, yok sayma, katliam ve özellikle Kürt halkını yok etme üzerinden bir siyaset yürütüldüğünü belirten Saliha, "İttihat ve Terakki zihniyeti 100 yıldır devam ediyor. Bu zihniyet tek dil, tek din, tek bayrak, tek vatan üzerinden kendini var ediyor. Tam da buradan ‘Neden sınır ötesi operasyonlar?’ sorusunun cevabını verebiliriz. Türkiye Cumhuriyeti 90’lı yıllardan beridir kendi sınırları dışında olan her yere operasyon düzenliyor. Aynı zamanda Kürt halkının kendine ait olan ve kendi sınırları olduğunu bildiği topraklardan vazgeçmemesinin ve tüm baskılara rağmen hala mücadele ediyor olmasının da bir karşılığıdır bu operasyonlar. Yani aslında Kürt halkının kazanımlarına saldırıdır. Kürt halkının statü ve beraber yaşama taleplerini bastırma operasyonlarıdır" dedi. 
 
'Krizler savaşla ört bas ediliyor'
 
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) sınır ötesi operasyonlarını “işgal girişimi” olarak değerlendiren Saliha, “Nerede bir Kürt varsa, bir Kürt kazanımı varsa onu boğmak istiyorlar” diye belirtti. AKP-MHP ittifakının kendini ancak savaşla var edebileceğini dile getiren Saliha, “2018 yılından bu yana Türkiye’de başkanlık sistemi oluşturulmaya çalışılıyor. Bu sistemle birlikte oluşturulmak istenen bir tekçi zihniyet var. Yapılan sınır ötesi operasyonlardan yıllardır hiçbir kazanım elde edilemiyor. Aksine ölüm, talan, ekonomik kriz kalıyor ellerinde. Onlarca, yüzlerce insanı katlettiler. Bir Efrîn gerçekliği var gözlerimizin önünde. Her şeye rağmen halk, kazanımlarından ve statüsünden vazgeçmedi. Türkiye şu an hem ekonomi alanında hem de uluslararası alanda kriz yaşıyor ve bu krizleri savaşla ört bas ediyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘Saldırıların temelinde Kürt düşmanlığı var’
 
AKP ve MHP’nin kaostan beslendiğini vurgulayan Saliha, AKP’nin Efrîn’e yönelik operasyonunu hatırlattı. Demokrasi ve huzuru getirecekleri iddiasıyla Efrîn’de bir yıkım ve talan yaratıldığını kaydeden Saliha, şöyle dedi: “Türkiye’nin Efrîn’e yönelik işgali tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşmesine rağmen buna engel olunmadı ve izlendi. Bu saldırıların temelinde Kürt düşmanlığı vardır. Bu savaşta ısrar etmek Türkiye halklarına da kaybettirecektir. Çünkü her savaş kendisiyle ekonomik krizi de getiriyor ve halk yoksulluğa itiliyor. Bu savaş sadece savaş çığırtkanlığı yapanlara yarayacaktır, halklara yaramayacaktır. Savaşta ısrarın her defasında daha çok kaybettirdiğini ülkenin şu anki krizlerinden ve tıkanmışlıklarından da anlayabiliyoruz. Bu nedenle bu politikalara karşı halk tepkisini göstermelidir, 'dur diyebilmelidir.” 
 
'Kürt halkının birliği bu kirli savaşın cevabı olabilecektir’
 
Saliha, halkları birbirine kutuplaştıran politikaların yürütüldüğüne işaret ederek, “Sayın Öcalan ile görüşmelerin yapıldığı dönem Türkiye’nin en ferah dönemi olduğunu söyleyebiliriz. Ekonomik krizin olmadığı, iç ve dış politikalarda ilişkilerin sağlam olduğu, halkın nefes aldığı bir dönem geçirildi. AKP savaş çığırtkanlığıyla bu dönemi kendisi bitirdi. Birlikte yaşamak ve savaş politikalarından uzaklaşmak bu ülkenin halklarına kazandıracaktır. Şu an için Türkiye halklarının çıkarları için yürütülen bir politika söz konusu değildir. Aynı zamanda bu operasyonlar ulusal birliği tehlikeye sokabilir. Kobanê, Rojava, Efrîn ve daha birçok yerde biz Kürtlerin neden birlik olması gerektiğini gördük. Kürt halkının ulusal birliğe ihtiyacı var. Kürt halkı bu birliği oluşturursa, bu kirli savaşın da cevabı olabilecekti, olabilecektir. Eğer bu birlik sağlanırsa, bu operasyonlar hiçbir şekilde gerçekleştirilemezdi. IŞİD çetesi bu birlikle yenildi ve kaybetti” diye vurguladı.
 
'Sayın Öcalan'ın çağrıları dikkate alınmalıdır'
 
“Efrîn’de de aynı birlik sağlanabilseydi işgal edilemezdi” diyen Saliha, Kürtlerin ulusal birliği sağlaması gerektiğinin altını çizdi. Saliha, hem basın hem halk hem de siyaset boyutuyla birlikte hareket edilmesi gerektiğini belirterek, ulusal birliğin sağlanmaması durumunda bu “işgal” politikalarının devam edeceğini dile getirdi. Saliha, devamında değerlendirmesinde şunları kaydetti: “Kürt halkı bu işgal operasyonlarını, saldırıları derin değerlendirerek sonuca varmalıdırlar. Şunu da vurgulamak gerekiyor; Türkiye’de son 4 buçuk yıldır Sayın Abdullah Öcalan üzerinde mutlak tecrit var ve Sayın Öcalan şahsında tüm Türkiye halkları ve Ortadoğu halkları üzerinde bir tecrit söz konusu. Bu tecrit açlık grevleri ile kırıldı, kapılar biraz aralandı ama hala Sayın Öcalan’ın çağrıları yanıt bulmuş değil. Sayın Öcalan’ın barış çağrılarının karşılık bulmaması bile savaşta ısrar ettiklerinin bir göstergesidir. İmralı’ya gitmek yerine Bahçeli’nin evine gitmesi de bunu gösteriyor. Sayın Öcalan’ın 7 maddelik çağrısı ve son yaptığı çağrı dikkate alınmalıdır ve savaş politikalarından vazgeçilmelidir. Sayın Öcalan’ın tüm Ortadoğu halkları için barış çağrısı var ve bu çağrıya karşılık verilmelidir."