Saliha Aydeniz: Dertleri güvenlik değil, işgal hesapları yapılıyor

  • 13:13 7 Ağustos 2019
  • Siyaset
DİYARBAKIR - Türkiye'nin Suriye'ye dönük saldırıları ve olası Rojava operasyonuna ilişkin yapılan açıklamada konuşan Saliha Aydeniz, "Derdi sınır güvenliği olsa 'sınırda ortak devriye' önerisine 'evet' derdi. Türkiye, Efrîn-Qamişlo-Şengal hattında kalıcı işgal hesapları yapıyor" dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Devrimci Demokratlar Kürt Derneği (DDKD), İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA), Kürdistan Komünist Partisi (KKP), Kürt Demokratlar Platformu (KDP), Partiya Azadî, Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (TKDP) Türkiye'nin Suriye ve Rojava'ya dönük operasyonlarına ilişkin ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Hazırlanan ortak metnin Türkçesini DTK Eşbaşkanlık Divan üyesi Saliha Aydeniz okudu.
 
'Kürtlerin statüye sahip olma hakkı vardır'
 
Operasyonları değerlendiren Saliha, Türkiye ve İran’ın; Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile Kuzey Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nin (KSDÖY) egemenlik alanlarında işgallerinin genişlediğini belirtti. Özellikle Türkiye ordusunun 1980’lerden bu yana sürekli “güvenlik nedeni ile” yaptığı sınır ötesi harekâtların güvenlikle ilgilisi olmadığını ifade eden Saliha, bu durumun Kürt sorununu da ağırlaştırdığının altını çizdi. Saliha, “Kürt sorunu cumhuriyetin kuruluşundan bu yana güvenlik siyasetiyle çözülmedi, çözülmez de. Türk ordusu; uzun zamandır Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi egemenliği altındaki bölgelerde haksız-hukuksuz ve uluslararası hukuku da çiğneyerek askeri harekâtı sürekliliğe dönüştürmüştür. Türkiye ve İran’ın Kürdistan’ın Güney ve Batısına yaptığı askeri harekatların tek nedeni Kürtlerin devlet olma korkusudur. Oysa Kürtlerin de diğer milletler gibi talep ettiği bir siyasal statüye sahip olma hakkı vardır" diye belirtti. 
 
'Kamp sakinleri yoğun baskı altında'
 
Türkiye’nin derdinin “sınır güvenliği” ya da “güvenli bölge” olmadığını ifade eden Saliha, "Derdi sınır güvenliği olsa 'sınırda ortak devriye' önerisine 'evet' derdi. Kaldı ki Türkiye’nin sınır güvenliği, üyesi olduğu NATO’nun güvencesi altındadır yani öyle bir sorunu yoktur. Türkiye, Efrîn-Qamişlo-Şengal hattında kalıcı işgal hesapları yapıyor. Yapılanlar 'askeri operasyon' değil işgaldir. Planlanma, sınırda ve sınır ötesi askeri yığınak, kurduğu karakollar ve Efrîn-Şehba-Hakurk pratiği kalıcı işgalin ilk ciddi işaretleri. İran da, Türkiye benzeri bir işgal pratiğini IKBY ile KSDÖY’nin egemenlik alanlarında yayarak sürdürüyor. Hakeza, BM Yüksek Mülteciler Komisyonu (UNHCR) gözetiminde olan Mahmur Kampı çevresinde de kamp sakinleri yoğun baskı ve gözlem altındadır" diye belirtti.
 
Saliha, metinde imzası bulunan parti ve hareketler olarak çağrılarını maddeler şekilde açıkladıklarını belirterek, maddeleri şu şekilde sıraladı: 
 
“* Türkiye ve İran’ın, IKBY ve KSDÖY egemenlik alanlarında giriştikleri işgalleri kınıyoruz. Bu işgallere son verilerek askeri güçler çekilmelidir. Savaş ve işgallerin çözüm getirmediği, getirmeyeceğinden hareketle meseleleri Kürdistanlı muhataplarla barışçıl, demokratik zeminde diyalog ile çözmeye çağırıyoruz. Denenmiş ve çözümsüzlük getirmiş yol ve yöntemlerden vazgeçilmeli. Ayrıca Kürdistanlı tüm güçleri; duyarlılıkla IKBY’nin egemenlik haklarının, yurttaşlarının, topraklarının güvenliğinin sağlanmasında ve yasalarının uygulanmasında destek olmaya çağırıyoruz.
 
* Başta BM, NATO, Avrupa Konseyi, AB Komisyonu ve uluslararası kurumları; IKBY ve KSDÖY’nin egemenlik alanlarına yönelik silahlı müdahale ve işgallere yönelenleri uyarmasını ve sorunların yalnız siyasal, demokratik, barışçıl yollar ile çözümünün olanaklı olduğunu belirterek çözüme katkı sunmaya çağırıyoruz.
 
* Türkiye, İran ve bölge halklarını, demokrat, duyarlı kamuoyunu, kendi ülkelerinin bu işgal hareketlerine karşı ‘savaşa, işgale hayır’ diyerek tutum almaya çağırıyoruz!
 
* Halkımızı, siyaset kadrosunu; Kürdistan parçalarındaki kazanımlarını koruyup büyütmede, engelleri aşmada partilerin değil Kürdistan halkının çıkarlarını esas alarak sahiplenmeye çağırıyoruz. Kürdistan gözlüğüyle parçalardaki kazanımları sahiplenmezsek herkes kaybedecek. Gün kazanımlara Kürdistan gözlüğüyle bakıp sahiplenme günü! Gün her parçadaki kazanımı ‘bizimdir’ diyerek ortak sahip çıkma zamanı.
 
* Kürt medyasını bu hassas dönemde; parti ve kurumlarımız arasındaki kimi meselelere ‘benzin döküp alevlendiren’ dil ve üsluptan kaçınmaya; ‘Ya güvenli bölge ya baştanbaşa ateşe verelim’ türünden Moğol istila ve yıkımının bize hatırlatılıp dayatıldığı günümüzde; siyaset kadrosu ve medyasıyla herkesi Kürdistan ufkuyla kazanımları sahiplenerek sorunları küçülten bir pratik geliştirmeye çağırıyoruz.
 
* Kürdistan Parlamentosunun; Şengal Ezidî Soykırımının 5'inci yıldönümü olan 3 Ağustos 2019’daki birleşiminde, oy birliği ile bugünü Ezidî Soykırım Günü ilan etmesini anlamlı buluyor ve selamlıyoruz.”
 
Açıklama gazetecilerin sorularına verilen yanıtların ardından sona erdi.