‘Özgürlüğü ses ver’ diyen anneler: Birlik, direnme ve kazanma zamanı!

  • 09:01 5 Ağustos 2024
  • Güncel
Elfazi Toral
 
İSTANBUL - Bakırköy Cezaevi önünde “Özgürlüğe ses ver” eylemini sürdüren Barış Anneleri,  tecrit sonlandırılıncaya kadar mücadelenin süreceğini belirterek “Gün kazanma, gün direnme, gün birlik olma ve ayağa kalkma zamanıdır” dedi. 
 
İmralı’da ağır tecrit altında tutulan ve 41 aydır da kendisinden hiçbir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan başta olmak üzere cezaevlerinde bulunan siyasi tutsaklar tecrit altında. Tutsak yakınları devam eden tecrit politikalarına karşı mücadelelerini sürdürüyor. İstanbul’da Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER) ve tutsak yakınları öncülüğünde "Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa çözüm" kampanyası kapsamında Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde "Özgürlüğe ses ver" eylemi büyük bir kararlılıkla sürdürülüyor. AKP-MHP iktidarının sürdürdüğü politikalara ve söz konusu cezaevlerinde sürdürülen işkenceye karşı, başta tutsak yakınları olmak üzere her kesimden mücadele ısrarı yükseliyor.
 
Tutsak yakınlarının başlattığı “Özgürlüğe ses ver” eylemlerine ilişkin İstanbul’daki Barış Anneleri değerlendirmelerde bulundu. 
 
Cezaevlerinde direniş!
 
Kurdistan ve Türkiye de buluna tüm cezaevlerinde uzun yıllardır ağır bir tecrit söz konusu olduğunu söyleyen Sabiha Bozan, devam eden tecrit politikalarına karşı tutsakların uzun bir süre açlık grevi eylemini sürdürdüğünü hatırlattı. Açlık grevinin ardından ise ailelerle görüşmeme boykotuna evrildiğine dikkat çeken Sabiha, “Tutsaklar eylemlerini uzun bir süre sürdürdü. ‘Neden Önderimizle görüşme sağlanmıyor?’ Bu amaçla sürdürülen bir eylemdi. Tutsakların sürdürdüğü eylemin bir parçasıydı. Tutsakların direndiği bir eylemdi bu. Cezaevlerinde büyük bir direniş söz konusu” dedi.
 
‘Bu halkın cezaevlerine sahip çıkma hakkı vardır’
 
“Özgürlüğe ses ver!” eylemine işaret eden Sabiha, “Tutsakların sesi olabilmek için MATUHAY-DER öncülüğünde cezaevi önünde eylem sürdürüyoruz” dedi. Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde sürdürdükleri eylemde polisin şiddetine ve saldırısına maruz kaldıklarını dile getiren Sabiha, “Biz orada var gücümüzle sesimizi yükseltiyoruz. Sesimiz tutsaklara ulaşsın diye direniyoruz.  Orada sürdürdüğümüz eylem süremizi her geçen gün daha da kısaltıyor ve alanımızı daraltıyorlar. Bu da bir tecrittir. Bu halkın cezaevlerine sahip çıkma hakkı vardır. Biz annelerin çağrısı tüm halklaradır. Kürt halkı üzerindeki bu zulme dur demenin zamanı gelmiştir. Êdî Bes e! Büyük bir barışın sağlanması gerekiyor artık. Özgürlük için ses çıkmalı. Herkes ‘Özgürlüğe Ses ver’ eylemine ses vermeli sahip çıkmalı. Cezaevi kapılarına sahip çıkmalı” şeklinde konuştu.
 
‘Bizler çocuklarımızın ve davamızın izinde ilerleyeceğiz’
 
Cezaevin önüne “Önderimiz ve çocuklarımız için gidiyoruz” sözleriyle konuşmasına başlayan Fatma Yılmaz da,  “Yıllarıdır sürdürülen mücadele ısrarı için biz oradayız. Ses çıkartarak mücadeleyi daha da büyütüyoruz” dedi.  Hiçbir annenin gözyaşı dökmemesi gerektiğini kaydeden Fatma, “Ne olursa olsun biz cezaevlerinin kapısını terk etmeyeceğiz. Bizler çocuklarımızın ve davamızın izinde ilerleyeceğiz. Cezaevi önünde maruz kaldığımız tüm şiddette rağmen bizler vazgeçmiyoruz. Onlar izin vermedikçe bizler de ısrarcıyız. Her kesin ayağa kalkması ve çocuklarına sahip çıkması gerekiyor. Bizler barışı istiyoruz. Bize gerekli olan birlik olmak zamanı. Gün kazanma, gün direnme, gün birlik olma ve ayağa kalkma zamanıdır” ifadelerini kullandı.
 
‘Tecrit savaşı derinleştiriyor’
 
41 aydır kendisinden haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit politikalarını değerlendiren Güler Buğday ise “Sayın Abdullah Öcalan şahsında milyonlarca Kürt insanı tecrit altındadır. Binlerce Kürt zindanlarda. Tecrit insanlık suçudur. Tecrit savaşı derinleştirir. Tecrit devam ettikçe kan, savaş devam edecek. Her şey tecrit etrafında toplanıyor. Tecrit her şey demektir. Tutsaklar dört duvar arasında ne yaşıyor kimse bilmiyor. Hükümet bunları duymazlıktan geliyor. Tutsaklar ellerinden geleni yapıyorlar.  Bundan sonra artık ailelerin ve Kürt halkının bu gidişata dur demesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
 
‘Bu ses özgürlüğün sesidir’
 
“Özgürlüğe ses ver” eyleminin amacına vurgu yapan Güler, şöyle dedi: “ Bu eylem özgürlük eylemidir. Tecridin ortadan kalması için sürdürülen eylemdir. Abdullah Öcalan şahsında tüm tutsaklar için eylem devam ediyor. Bu ses özgürlüğün sesidir. Herkes bu özgürlük sesini duysun. Özgürlük sadece Kürt halkı için değil tüm halklar için gerekli. Tüm halkların bu zulüm karşısında durması gerekiyor. Mücadelemiz devam edecek. Özgürlüğe ses verilip, tecrit sonlandırılıncaya kadar mücadelemiz sürecek. Biz daha da mücadelemizi güçlendireceğiz. Biz özgürlüğü istemekten vazgeçmeyeceğiz. Artık cezaevlerindeki sorunlara bir çare bulunsun. Tutsakların sorunları ortadan kalkmalı.”