AKP-MHP ittifakına karşı kadın ittifakı!

  • 09:06 6 Haziran 2024
  • Güncel
Elfazi Toral-Rozerin Gültekin 
 
İSTANBUL - “Kobanê’den Gezi’ye adalet ve özgürlük için buluşuyoruz” forumunda, bir araya gelen kadın örgütleri, “Antidemokratik uygulamalara, AKP-MHP ittifakına karşı savaşın karşısında barışın sesini yükselteceğiz. Kadın ittifakımızla birlikte bu gidişatı hep birlikte bertaraf edeceğiz” dedi.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, 4 Haziran’da “Kobanê’den Gezi’ye adalet ve özgürlük için buluşuyoruz” şiarı ile düzenledikleri foruma her kesimden yoğun ilgi aldı. Kürt siyasetçiler Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), Kırkyama, Kadınların Kurtuluşu, Kadın Zamanı Derneği, Sosyalist Kadın Meclisi (SKM), Devrimci Parti kadın temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ve daha birçok kadın örgütü temsilcisi buluşmada bir araya geldi. Kürt kadın hareketi, feminist kadın hareketi ve kadın örgütleri AKP-MHP ittifakına karşı ortak mücadele hattında birleşerek tüm kadınlarla birlikte ittifakı büyüteceklerinin mesajını verdi.
 
“Kobanê’den Gezi’ye adalet ve özgürlük için buluşuyoruz” forumuna katılan kadın örgütü üyeleri, kadın ittifakına dair JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.
 
AKP-MHP iktidarının hayatın her alanında savaş politikalarını sürdürdüğünü söyleyen KCDP temsilcisi Fidan Ataselim, birbirinden farklı gibi görünen sorunların aslında birbiriyle bir bütünlük içerisinde ilerlediğini belirtti. Kobanê Davası’nda tutsaklara verilen yüzlerce yıllık cezaya dikkat çeken Fidan, “Haksız, hukuksuz yere sadece siyasi saiklerle cezalandırma yöntemi olarak bu cezaları verdiler. Tıpkı Gezi Direnişi gibi” şeklinde tanımladı. Kadınların kendi varlık mücadelesini eşit ve özgür yaşam mücadelesini sürdürürken erkekler tarafından katledildiğini dile getiren Fidan, “Bugün kadınları koruyan yasaları etkisiz hale getirmeye çalışanlar, İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı geri çekenler, Hakkari‘ye kayyum atanlar aynı yerden gelen aynı bütünsel politikalardır. Biz elbette ki hakkın, hukukun ve kendi meşru mücadelemizin peşinde olacağız” dedi.
 
‘Savaşın karşısında barışın sesini yükselteceğiz’
 
Savaşın karşısında barışın sesini yükselteceklerini paylaşan Fidan, “Bu antidemokratik uygulamaların karşısında mantığa davet etmeye, hukuka davet etmeye devam edeceğiz” ifadeleri kullandı. “Adalet” sözcüğünün sadece kavramsal olmadığını ifade eden Fidan, “Adalet denilen kavram sadece içi boş bir kelime değildir. Adalet, birkaç harften oluşan bir kelime değildir. Adalet, gerçek anlamıyla adalet yerine geldiğinde anlamını bulan bir kavramdır. Bu anlamıyla hem Kürt halkına yönelik, kadınlara yönelik ve LGBTİ+lara yönelik mücadele eden öznelere siyasi partilere ve demokratik örgütlere yönelik siyasi saldırılarla karşı karşıyayız. Bu bir korkutma ve yıldırma çabasıdır. Ben, bu topraklarda ezilenlerin, eşitsizliğe uğrayan kesimlerin omuz omuza vermesi gerektiğini düşünüyorum. Tüm antidemokratik uygulamalara karşı bu gidişatı hep birlikte bertaraf edeceğimizi düşünüyorum” şeklinde ifade etti.
 
‘Yan yana durarak ittifakı büyüteceğiz’
 
AKP-MHP iktidarının yerel seçimlerde büyük bir yenilgiye uğradığını kaydeden Fidan, şöyle devam etti: “Yenilginin ardından toplumsal meşruiyetlerini kaybettikleri anlamına gelir. Bunun ardından, bu sebepten ötürü her ne kadar yumuşak ve normalleşme isteyen tarafmış gibi Erdoğan kendini göstermeye çalışsa da durumun daha da kötüye doğru gittiğini, zalimliğin arttığını, baskının arttığını gözlemliyoruz. Bunun karşısında elbette ki biz kadınlar olarak önemli bir ittifak var ettiğimiz zaman, bu ittifakı büyüttüğümüz zaman o cephenin karşısında daha büyük bir cephe olarak yan yana duracağız.”
 
‘Kadın örgütleri ortak bir tavır geliştirmiş’
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş sözcüsü Esengül Demir, kadın ittifakının önemine işaret ederek, “Kürt kadın hareketi, hem Türkiye feminizm hareketi hem Türkiye’deki devrimci hareketlerinin içindeki kadın örgütleri yıllardır 8 Mart’larda, 25 Kasım’larda kadına yönelik şiddet ve cinayetler karşısında ortak bir tavır, tutum ve siyasi söylem geliştirmiş durumdalar” dedi. “90’lı yıllardan bu yana ülkede, özellikle Kürt kadın hareketinin yükselişi ve mücadelesiyle beraber Türkiye kadın hareketi ile Kürt kadın hareketi arasında çok ciddi bir ilişkilenme, temas ve ortak mücadele araçları var” diyen Esengül, kadın ittifakında önemli gelişmeler kazandıklarını söyledi. Esengül, “Siyasi dengeler gittikçe iktidarın eril egemen çizgisine bürünüyor ve bütün kadın kazanımlarına saldırılar karşısında kadın dayanışmasını yükseltiyoruz. Kürt kadın hareketinden olan kadınların dernekleri kapatılıyor ve oralardan kadın arkadaşlarımıza çok ağır cezalar veriliyor” diye ekledi.
 
‘Kadın mücadelesi düşmeyecek’
 
“Türkiye’de kadın mücadelesinin bundan sonra artık geri düşmesi söz konusu olamaz” sözlerini kullanan Esengül, bütün saldırılara rağmen daha da büyüyeceklerine işaret etti. Kürt kadın hareketi ve Türkiye sosyalist mücadelenin içinde yer alan devrimci kadınların hedefte olduğunu vurgulayan Esengül, tutsak kadınlara işaret etti. Esengül, “Figen Yüksekdağ gibi bir arkadaşımız parti eş genel başkanlığı yapmış, Türkiye sosyalist hareketinin de kadın mücadelesinin içinden gelen biri. Sebahat Tuncel, Zeynep Karaman gibi bu kadın mücadelesinin içinde yer alan aynı zamanda demokrasi siyaseti içinde yer alan bu arkadaşlarımıza ağır cezaların verilmesi devletin kadın düşmanlığı politikası, zihniyetin yaklaşımıdır. Türkiye’de Kürt siyasi geleneği ile Türkiye devrimci geleneğinin ve Türkiye muhalif geleneğinin yan yana gelişini engellemeye dönük olduğu çok açık. Tüm bunların karşısında ise şimdiye kadar Türkiye’de devrimci mücadele yürüten kadınlar Kürt siyasal hareketi korkmadı. Dolayısıyla mücadele büyüyerek devam edecek” ifadelerine yer verdi. 
 
‘Mücadeleyi sürdüren kadın gerçekliği var’
 
Tutsakların adalet ve özgürlük mücadelesini bir arada ve ortak mücadele ile kazanabileceklerinin altını çizen Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Tanya Kara, “Bugün kadınlar olarak buluşurken inancımız, umudumuz bunun üstüne kurulu” diyerek, “Aramızda Sebahat, Gültan başkan var. Bu irade kendini ortaya koymuş. Kadınların siyasette, adalet ve özgürlük mücadelesinde nasıl bir yol açtıklarının da göstergesidir. Bu iradeyi yaratan Gezi’yi, Kobanê‘yi savunan ve bunu her yerde sürdüren kadın gerçeği var. Sosyalist feministler gerçeği var. Bu gerçeği buluşturan, bu gerçeği haykıran tutsaklar gerçeği var. Bizim ortak mücadelemizin iradesini şekillendiren sözlerdir. Bizi biz yapanlardır. Bütün tutsak yoldaşlarımızın özgürlüğü için bir aradayız” dedi.
 
‘Onurlu barış talebini birlikte yükselttik’
 
Tanya sözlerini şöyle noktaladı: “Biz kadınlar olarak adalet ve özgürlük mücadelesinde her zaman buluştuk. Onurlu barış talebini her zaman birlikte yükselttik. Yoksulluk krizinin faturasının kadınlara kesilmesine karşı hep birlikte yan yana mücadele ettik. Kürt halkının taleplerini hep birlikte yükselttik. Kürt kadın hareketine dönük saldırıları hep birlikte göğüs gerdik. Tüm saldırılara ve engellemelere rağmen burada yine bir aradayız ve bir arada olmaya devam edeceğiz. Bu bizim umudumuz, bu bizim gücümüz. Biz onurlu özgürlük mücadelemizi sürdürmeye ve bir arada olmaya devam edeceğiz. Bütün tutsaklarımızı alacağız. Herkesi tutsaklarımızı sahiplenmeye, onların özgürlük mücadelesi için seferber olmaya çağırıyoruz.”