‘Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün zamanı geldi’

  • 00:05 19 Mart 2024
  • Güncel
RIHA -  Hewag’ta düzenlenen halk buluşmasında konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kürt sorununda çözümün muhatabının PKK Lideri Abdullah Öcalan olduğunu belirterek “Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün zamanı geldi” dedi.
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün, Riha’nın (Urfa) Hewag (Bozova) ilçesinde düzenlenen halk buluşmasına katıldı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) seçim bürosunda düzenlenen buluşmaya, DEM Parti Hewag Belediye eşbaşkan adayları İsmail Yıldız ile Aygül Kapıkayalı’nın yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Buluşmada daha önce ilçede farklı partileri destekleyen Atmanî ve Mesnavî aşiretleri DEM Parti’ye katılarak desteklerini sundu. Aşiretlere mensup kişiler, araç konvoyu oluşturarak konvoy ile buluşmanın yapıldığı alana geçti.
 
Konvoyun geçtiği yerlerde “Bîjî Serok Apo” sloganları atarak zafer işareti yapan yurttaşlar, destekte bulundu. Araç konvoyu DEM Parti seçim bürosu önünde son buldu. Demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşu ile başlayan buluşmada konuşan Belediye Eşbaşkan Adayı İsmail Yıldız, Atmanî ve Mesnavî aşiretlerinin katılımından dolayı teşekkür ederek “Bize güç kattınız, bu güç ile mutlaka kazanacağız. Zafer hepimizin olacak. Zafer Bozova’nın olacak” dedi. Buluşmaya katılanlar sık sık “Siyasi tutsaklar onurumuzdur” sloganı attı.
 
‘Herkesi özgürleştiren bir mücadele’
 
Ardından konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün, seçim süreci ile ilgili bilgilendirme yaparak, 31 Mart’ta tarihi bir sürece tanıklık edileceğini kaydetti. Kürt özgürlük mücadelesi tarihine değinen Çiğdem, “Burada her kuşaktan arkadaşımız var. Hem 80’li yıllar hem de 90’lı yıllara şahitlik eden arkadaşlarımız var. 2000’li ‘Z’ kuşağı dediğimiz arkadaşlarımız var aramızda. Bu 3 kuşak bulunduğu zaman diliminde hiç bir zaman mücadeleyi bırakmadı. Büyüklerimiz, bizden önce ve sonrakilerin yürüttüğü bir mücadele var; onun adı Kürt özgürlük mücadelesi. Kürt halkının özgürlük mücadelesi sadece Kürtleri özgürleştiren bir mücadele değil. Yakınındaki, birlikte yaşadığı herkesi özgürleştiren bir mücadeledir” diye belirtti.
 
‘Mücadelemiz sadece bir zamana ait değil’
 
Belediyelere iki dönemdir kayyım atandığını hatırlatan Çiğdem, “Belediyelerimizde talan, yolsuzluk, rant olmadığı için kayyım atandı. Halkın iradesi bunun için gasp edildi. Belediye eşbaşkanlarımız tutuklandı ancak demokratik kadın özgürlükçü paradigmayı savunmaktan vazgeçmediler. Bütün halka hizmet etme paradigmasından vazgeçmeden cezaevinden direndiler. İktidar demokratik siyasetin önü açılsın diye söylem kurdu, demokratik siyasetin öncülüğünü yapan arkadaşlarımız bugün AKP-MHP iktidarının rehinesi olarak cezaevinde. Bizim mücadelemiz sadece bir zamana ait değil. Türkiye’de yaşayan bütün demokratik kesimlerin hakkını savunan bir mücadele yürütüyoruz” ifadelerini kullandı.
 
‘Kürtlerin birliği bu topraklarda yaşayan herkese kazandıracaktır’
 
HEP ile başlayan yürüyüşün DEM ile devam ettiğini kaydeden Çiğdem, sözlerini şöyle sürdürdü: “HEP’ten DEM’e kadar demokratik siyaseti savunduk. Bizim dışımızda kapsayıcı, özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik siyaset yapan hiçbir parti yok. Bize yetişemediler, yetişemezler. Değerlerimizi tanımayan, zulüm eden kişilerin belediyelerimizin yönetimini kazanmaması gerek. Hem burada hem de Ortadoğu’da Kürtlerin birlikte olması önemli. Kürtlerin birliği bu topraklarda yaşayan herkese kazandıracaktır. Bu açıdan kendi evlerine bugün gelen herkese tekrardan hoş geldiniz diyorum.”
 
‘Kürtler eşit ve özgür bir şekilde yaşamak istiyor’
 
Kürt sorunun çözümsüzlüğüne değinen Çiğdem, “Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana tekçi bir zihniyet dayatması var. Biz ise bunu değiştirme arayışı içindeyiz. Direnişimiz ulus devletin kurulduğu tarihten bu yana kesintisiz devam ediyor. Diyarbakır zindanının vahşetine direndik, 90’lı yılların devlet-konta saldırılarına da direndik. 2000’li yıllarında ve çözüm süreci sonrası önümüze konulan savaş politikalarına direndik. Kürtler eşit ve özgür bir şekilde bu topraklarda yaşamak istiyor. Bu taleplerinden vazgeçmediler ve vazgeçmeyecekler. Bu mücadeleyi verirken kartopu misali büyümeye devam edeceğiz. Belediyelerimizi kazanacağız ve hep birlikte yöneteceğiz. Belediye başkanlarımız temsili orada, o belediye halkın belediyesi değilse bizim değildir diyeceğiz. Talepleriniz iletin. Kendi değerleriniz ile yerel demokrasiyi hayata geçireceğiz mekanlarımız olacak” diye konuştu.
 
‘Hiçbir talebimizden vazgeçmeyeceğiz’
 
Eşbaşkanlık sisteminin önemin altını çizen Çiğdem, “Partimizin her kademesinde kadınlar söz kurabiliyor. Kadın düşmanı politikalar ile varlığı sürdüren bir iktidar ile karşı karşıyayız. Kadın katliamlarının önüne geçmek için imzalanan sözleşmelerden vazgeçildi. Kadın, toplum ve Kürt düşmanı bir iktidar ile karşı karşıyayız. Bu iktidara karşı ortak bir mücadele vermemiz gerek. İktidar ‘çözüm sürecini buz dolanına kaldırdık’ diyor. Neden? Bir halkın kendi dili ile konuşmasının bu ülkeye nasıl bir zararı var? Anayasa’da Lazların, Çerkezlerin tanınmasının bu ülkeye nasıl bir zararı var? Hiçbir talebimizden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
 
‘Bê Serok jîyan nabe’
 
“Sayın Abdullah Öcalan Kürt sorunun çözümün asıl muhatabıdır” diyen Çiğdem, “Daha önce bir deklarasyon yayınlandı. Hem Kürt hem de devlet aklına seslendi Sayın Öcalan. Bu süre zarfında bütün kararlama politikalarına rağmen Sayın Öcalan barışın elçisi olarak kabul edildi. Çöktürme planları ile cevap verildi. Müzakere süreci devam ederken savaş hazırlıkları yapıldı. Bu ülkenin demokratik bir hale gelmesi için en büyük emeği veren bizleriz. Çözüm için Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalı. Bunun için bütün dünyada kampanyalar yürütüldü. Artık kimsenin kaybeden bir zamanı yok. Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmadan demokrasi adına kuracağımız her söz anlamsız kalır” şeklinde konuştu. Çiğdem’in sözleri “Bê Serok jîyan nabe” sloganları ile karşılandı.
 
Buluşma, Kürt sorununda demokratik çözüme dair görüş alışverişi ile son buldu.