Esnek ve uzaktan çalışma kadınlar için ne anlama geliyor?
- 09:04 11 Aralık 2023
- Emek/Ekonomi
Habibe Eren
BURSA – İktidarın gündeme getirdiği ve genellikle kadınlar üzerinden tartışılan esnek ve uzaktan çalışma modeline dair konuşan Doç. Dr. Emel Memiş, “Farklı ihtiyaçlara cevap verecek çeşitlilikte hizmet sunumu ve çalışma biçimleri birlikte tasarlanmalı. Aksi takdirde esnek çalışma biçimleri güçlenme niteliği taşımayan, tersine kadın emeğini karşılıksız bırakmanın yanı sıra ucuz işgücü kaynağına dönüştürebilir” dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada kadınlar için uzaktan ve esnek çalışma modelleri üzerinde çalıştıklarını belirtti. Pandemi döneminde bu uygulama genel olarak denendi ancak iş yükünün ve hanenin tüm ihtiyaçlarının giderilmesi kadınların omzuna yüklendi. Kamusal alanlar halihazırda cinsiyetçi ve iş alanları da bu cinsiyetçi anlayışa göre ayrıştırılırken kadının ev, erkeğin ise “dışarı” ile özdeşlemesi mekânsal olarak da cinsiyetçiliğin yeniden inşasına neden olacak. Kadın emeği ve istihdamı açısından var olan sorunların düzeltilmesi yerine sürekli olarak modeller, hedefler ve düzenlemelerle getirilen yeniliklerle kadınların haklarının daha da kaybolmasına neden oluyor.
Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği (CEİD) Yönetim Kurulu üyesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) İktisat Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr. Emel Memiş, iktidarın getirmeye çalıştığı söz konusu modele dair sorularımızı yanıtladı.
“Hanede herhangi birinin gelir getiren işten ayrılması gerekiyorsa o kişi genellikle kadın oluyor. Kadınların esas işinin bakım olduğu varsayılıyor. Oysa bakım sorumluluğu ebeveynler için ortak, sadece kadınların sorumlu olduğu görüşü eşit çalışma hakkının ihlal edilmesine yol açıyor”
* Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, geçtiğimiz günlerde kadınlar için esnek ve uzaktan çalışma modelleri üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Bu modeli kadınların iş ve ev arasında bir tercih yapmak zorunda kalmamaları için geliştirdiklerini ifade etti. Öncelikli olarak bu model hakkında çok kapsamlı bir bilgi kamuoyu ile paylaşılmasa da kadınlar için ne anlam ifade ediyor?
Modelin içeriği paylaşıldığında daha sağlıklı görüş bildirmek mümkün olur. Ancak yapılan araştırmaların ortaya koyduğu birtakım öngörüleri göz ardı edemeyiz. Esnek çalışma modellerinin sadece kadınların iş ve ev arasında bir tercih zorunluluğu olduğu varsayımıyla tasarlanması kadınların çifte mesai zorlukları karşısında yalnız bırakılması anlamına gelir. TÜİK Hanehalkı İşgücü Anket verilerine göre kadınların işgücüne katılımları önündeki engellerin başında Hanehalkı ve ev bakımı geliyor. Hanede herhangi birinin gelir getiren işten ayrılması gerekiyorsa o kişi genellikle kadın oluyor. Kadınların esas işinin bakım olduğu varsayılıyor. Oysa bakım sorumluluğu ebeveynler için ortak, sadece kadınların sorumlu olduğu görüşü eşit çalışma hakkının ihlal edilmesine yol açıyor. Esnek çalışma ve dijital teknolojilerinin sunduğu imkanlarla sağlanacak uzaktan çalışma olanakları herkes için kolaylık sağlayabilir. Hane içi iş yükleri göz önüne alınarak işgücü piyasasına katılımı desteklemek amacıyla çocuklu yetişkinler için geliştirilen tüm uygulamalar böyle ebeveynler için geçerli olmalı sadece kadınlar için tasarlanmamalı.
“Farklı ihtiyaçlara cevap verecek çeşitlilikte hizmet sunumu ve çalışma biçimleri birlikte tasarlanmalı. Aksi takdirde esnek çalışma biçimleri güçlenme niteliği taşımayan, tersine kadın emeğini karşılıksız bırakmanın yanı sıra ucuz işgücü kaynağına dönüştürebilir”
* Esnek çalışma modeli uzun zamandır iktidarın gündeminde. Bunun sürekli kadın ekseninde tartışılması bize ne söylüyor?
12. Kalkınma Planı gibi temel politika belgelerinde esnek çalışma modeli sadece kadınlar için ifade edilmiyor. Dijital dönüşüm, dönüşen meslekler ve yeni çalışma modellerine artan ihtiyaçlar gereği güvenceli esnek çalışma modelinin geliştirilmesi, çalışma mevzuatının bu doğrultuda gözden geçirilmesinden söz ediliyor. Esnek çalışma yaşamın farklı evrelerinde hem erkekler hem de kadınlar için çalışma hakkının ihlal edilmesini önleyecek bir biçimde de tasarlanabilir. En son gündeme gelişi kadın istihdamının arttırılmasına yönelik tek çözüm şeklinde oldu. Uzun zamandır hayata geçirilmemiş olsa da bir önceki kalkınma planında kreş ve bakım hizmetlerine yönelik yatırımlar vurgulanıyordu. Bu konuda yapılmış birçok araştırma, senaryo öngörüleri, planlama yapılabilecek maliyet hesaplamaları olmasına rağmen ne yazık ki bir türlü hayata geçirilmedi. Diğer ülke uygulamaları incelendiğinde esnek çalışma modeli yanı sıra yaygın bakım hizmetlerinin de geliştirildiği görülebilir. Farklı ihtiyaçlara cevap verecek çeşitlilikte hizmet sunumu ve çalışma biçimleri birlikte tasarlanmalı. Aksi takdirde esnek çalışma biçimleri güçlenme niteliği taşımayan, tersine kadın emeğini karşılıksız bırakmanın yanı sıra ucuz işgücü kaynağına dönüştürebilir.
“Mevcut eşitsizliğin üzerine ayrıca evden/uzaktan ve esnek çalışmanın kadın istihdamı üzerinden yaygınlaştırılması ucuz, örgütlenme hakkına erişimi kısıtlı işlerde kadın emeğinin yoğunlaşmasına neden olacaktır.”
* Türkiye’de ev içi bakım yükünün neredeyse tümü kadınların omzunda, söz konusu modelin hayata geçmesi durumunda kadınlar neler yaşar?
TÜİK tarafından yapılan anket verileri başta olmak üzere bu konuda yapılan araştırmaların tamamı ev içi bakım yükünün orantısız biçimde kadınlar tarafından üstlenildiğini gösteriyor. Türkiye bakım yükünün kadın erkek arasında paylaşılması açısından eşitsizliğin çok yüksek olduğu ülkelerden biri (günde ortalama yaklaşık 3,5 saat kadınlar daha uzun zaman harcıyor). Çocuk bakımı neredeyse tamamen kadınlar tarafından yerine getiriliyor. Yaşlı, engelli bakımı ve bakım ihtiyacı olmayan diğer hane bireylerinin ve hanenin genel olarak tüm yükü kadınların üzerinde. Dolayısıyla mevcut eşitsizliğin üzerine ayrıca evden/uzaktan ve esnek çalışmanın kadın istihdamı üzerinden yaygınlaştırılması ucuz, örgütlenme hakkına erişimi kısıtlı işlerde kadın emeğinin yoğunlaşmasına neden olacaktır.
“Kadınların karşılaştıkları zorluklara karşı özel önlemler alınmadığı takdirde iyi iş koşullarının sağlanmasının mümkün olamayacağı ve belirli standartlar sağlanmadan bu türden kararların kadınlar için olumsuz sonuçlar doğuracağı göz önüne alınmalı.”
* Esnek ve uzaktan çalışma modeli, kadının sürekli evin içinde olmasını beraberinde getirecek. Sosyalleşme alanı bulamayan sürekli ev içine mahkum edilmek istenen kadınlar açısından ne gibi sonuçları olur?
Covid-19 pandemi sürecinde alınan önlemler arasında bazı işletmeler uzaktan/esnek çalışma düzenlemelerini kalıcı hale getirmiştir. Ancak bu türden değişiklikler mevcut toplumsal cinsiyet normları çerçevesinde değerlendirmelidir. Uzaktan çalışma ve daha esnek çalışma saatlerinin sağlanması erkeklerin de yararlanacağı biçimde ve erkeklerin bakım yükünü eşit bir şekilde paylaşmaya teşvik edecek şekilde planlanmalıdır. Evlerin hanelerin her koşulda verimli çalışma ortamları yaratacağı varsayılmamalı. “Evde Kal” önlemleri sırasında kadına yönelik şiddetin arttığı, salgının yarattığı ruhsal ve duygusal sorunlar, sağlık üzerine olumsuz etkiler, stres ve kaygı gibi sorunları kadınların erkeklere kıyasla daha yüksek oranda yaşadıkları tespit edildi. Yine Covid-19 sürecinde yapılan araştırmalar uzaktan/evden çalışma ile birlikte gelir karşılığı çalışma saatlerinin arttığını, hatta endişe, psikolojik stres, tükenmişlik gibi ağır etkilerin ortaya çıktığını, evde iletişim ve bilişim teknolojilerine kısıtlı erişim zorluklarına dair bulgular sundu. İşletme anket bulgularına göre evden çalışan uzaktan çalışan kadınların da erkeklerin de ev iş yükünde bir artış olduğunu ancak, ev işlerinin tüm kategorileri için kadınların üzerindeki yükte daha büyük bir artış olduğunu gösterdi. İşlerini kaybetmeyen, çalışmaya devam edenler arasında evden/uzaktan çalışma durumuna geçiş oranı kadın çalışanlarda erkeklere kıyasla daha yüksek düzeyde olduğu gözlendi. Dolayısıyla kadınların karşılaştıkları zorluklara karşı özel önlemler alınmadığı takdirde iyi iş koşullarının sağlanmasının mümkün olamayacağı ve belirli standartlar sağlanmadan bu türden kararların kadınlar için olumsuz sonuçlar doğuracağı göz önüne alınmalı.
* 2024 bütçesinde ailenin korunması ve güçlendirilmesi programına 11 milyar 904 milyon lira ayrılırken kadının güçlendirilmesine ayrılan bütçe sadece 2 milyar 900 milyon lira oldu. Bu durumu getirilmesi planlanan model ile birlikte okursak ne anlam ifade eder?
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2024 kurum bütçesinin dağılım tablosu.
Buna göre Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi bütçe programlarından biri Kadının Güçlenmesi programlardan bir diğeri. Kadının güçlenmesi programının toplam içinde payı yani 2,9 milyarlık tutarın 334 milyar içinde binde 8,6’ya tekabül ediyor. Ailenin korunması programı ise yüzde 3,5 düzeyinde yani kadının güçlenmesine ayrılanın dört katı kadar. Kamu bütçelerinin kompozisyonu/dağılımı politika önceliğinin ne olduğunu, amaç ve hedeflerinde öncelikli olarak gözetilenleri gösteriyor.
* Kadınların iş alanından uzaklaştırılması zaten cinsiyetçi olan iş alanlarının daha da erkekleşmesini de beraberinde getirmez mi?
Mevcut durumda kadınların ve erkeklerin çalıştığı işlerde mesleki ve sektör düzeyinde ayrım olduğu biliniyor. Belli sektörlerde ağırlıklı olarak nitelik gerektirmeyen işlerde kadınların oranı daha yüksek düzeyde. Esnek/uzaktan çalışmanın mümkün olduğu bu türden mesleklerde kadınların yoğunlaşması mevcut ayrımı derinleştirebilir.
* Son olarak ne eklemek istersiniz?
Esnek/uzaktan çalışma modelleri uzun yıllardır emek piyasasının esnekleştirilmesi meselesi gündemde. Ancak buna yönelik çalışanları hak kaybına uğratmayacak iş koşullarına dair gerekli mevzuat çalışmalar tamamlanmıyor çünkü fiilen ihtiyaç duyulan o esneklik mevcut. İşsizliğin, özellikle de genç işsizliğinin yüksek olduğu, kayıt dışılığın yaygın olduğu bir emek piyasasında fiilen esneklik de var demektir. Bu nedenle tasarlanan model tam olarak hangi çalışma koşullarını ikame edecek nitelikleri taşıyacak düşünülmeli ve tartışılmalı.