Savcı Narin Güran’ın faillerinin tutukluluğunun devamını istedi
- 15:34 9 Kasım 2024
- Hukuk
AMED - Katledilen Narin Güran davasında savcı, verdiği mütalaada, faillerin tutukluluk hâlinin devamını istedi.
Amed'in Rezan ilçesine bağlı Çûlî (Tavşantepe) Mahallesi’nde katledilen Narin Güran'ın faillerinin yargılandığı davanın ilk duruşması, Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 3’üncü gününde görülmeye devam ediyor. Duruşmaya, Amed Barosu başta olmak üzere birçok baro başkanı ve avukat, çocuk ve kadın kurum ve dernek temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri katıldı.
Duruşmanın ilk oturumu, fail avukatlarının talebi üzerine gelen tanıkların dinlenilmesi ve soru-cevaplarla devam ederken mahkeme heyeti bir buçuk saatlik ara verdi. Aranın ardından duruşma, tanıklar ve avukatların beyanlarıyla devam ediyor.
Şiddeti inkâr etti
Duruşmada ilk olarak savcı, otopsi işlemleri sırasında ATK önünde şiddet gören Oya Yorulmaz’ın tanık olarak dinlenmesini talep etti. Savcının talebi kabul edilirken, Oya Yorulmaz, "Narin'in üç günü bitti. Biz oraya gittik. ATK'nin önüne geldim, içeri girerken basın arkamdan geliyordu. Kardeşim bana ‘sus’ dedi, o sırada kardeşim ‘sus’ derken yüzüme yumruğu geldi. Basına ‘gidin, yalan haber yapın’ diye tepki gösterdim o sırada" dedi. Bunun üzerine savcı, "Sen basına sus deyince kardeşin neden sana yumruk atsın?" diye sordu. Oya Yorulmaz, "Benden bir yaş küçük, yumruk vurmadı, sadece sus dedi" diyerek kendisine yumruk atılmadığını belirtti.
Savcı, ardından verdiği mütalaada suçun vasıf ve mahiyeti göz önünde bulundurularak tutuklu olan faillerin tutukluluk hâlinin devamına karar verilmesini talep etti.
Savcı, Arif Güran ve sanık avukatları, Çûlî Mahallesi'ni gören Dara Karakolu’nun saat 15.10 ile 18.00 arası görüntü kayıtlarının iyileştirildiğini ve bu kayıtlarla ilgili herhangi bir şüphe bulunmadığını belirtti. Bunun üzerine mahkeme heyeti, görüntüleri taraf avukatlarına incelemeleri için vereceklerini ifade etti.
Şüpheler dile getirildi
Amed Barosu avukatlarından Aydın Özdemir, duruşmada ilk olarak savunma yaptı. Aydın Özdemir, "Narin'in naaşının kaybedilmesine dair Güran ailesinin sistematik bir şekilde hareket ettiğini düşünüyoruz. Bu durum birçok tanık beyanından da anlaşılmaktadır. Maddi gerçeğin açığa çıkması istenmiyor ve gizleniyor. Narin'in 17.40’ta görüldüğü iddia ediliyor ve buna dair tutuklu bir kişi de mevcut. Birsen Güran, Salim'in kendisine, Salim'in Narin'i 17.40'ta gördüğünü söylemesini istediğini belirtti. Sonrasında ifadeler değiştirilip üç yeni ifade daha verildi, fakat Birsen, ilk ifadesinin kendi ifadesi olduğunu söylüyor. Yine, Narin'in kaybından sonra Muhammed Kaya bir terlik buluyor, herkes Narin'in nerede olduğunu sorarken Kaya terliği buluyor ama teslim etmiyor. Normalde böyle bir durumda hemen teslim edilmesi gerekirdi; ancak Kaya bunu unuttuğunu söylüyor. Bu, ciddi bir şüphedir" dedi.
Fail Salim Güran’ın ifadeleri ve HTS kayıtları örtüşmüyor
Aydın Özdemir, Güran ailesinin kendi aralarında bir toplantı yapıp yapmadığını sorgulayarak, "Aile meclisi toplandı mı toplanmadı mı? 'Yapmadık, toplanmadık' dediler; ancak Ali Rıza Güran, 'Toplantı yaptık' dedi. Erhan Güran da toplantı yapıldığını söyledi fakat Salim’in toplantıya katılmadığını belirtti. Bir toplantının olup olmadığını aile neden gizler? Bu durum şaibelidir. Güran ailesi fertlerinin mesajlaşmalarının silinmesi de bir başka şaibedir. Sadece Salim Güran kayıtları silseydi belki bu durum şüphe yaratmayabilirdi, fakat birçok kişi mesajlarını silmiş. Salim, olayın gerçekleştiği gün boyunca sürekli çelişkili ifadeler verdi. HTS ve kamera kayıtlarıyla uyumlu bir beyan olsaydı, çelişkiler ortaya çıkmazdı. Fakat olayın başından beri birçok şüphe mevcut. Ayrıca annenin Enes'i korumaya yönelik çabaları da dikkat çekiyor; ‘Enes için ne yapabilirim’ demesi ciddi bir kuşku yaratıyor. Enes, beyanında 17.30’da Hediye Güran'ı görmediğini söylüyor; fakat Hediye, karşılaştıklarını belirtiyor. Bu durumdan bile ne kadar çelişki olduğu anlaşılıyor" diyerek, sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti.
Ardından Amed Barosu avukatı Metin Arkaş, Enes Güran’a ilişkin çelişkili ifadeleri tek tek hatırlatırken, Melek Güran ve Salim Güran’ın da ifadelerinin çelişkili olduğunu kaydetti.
'Ramazan Atasoy tanık olarak dinlenmeli'
Amed Barosu avukatlarından Erdem Kaya, "Vecdi Bahtiyar dinlendi. Nevzat, Salim ile 21 Ağustos’tan sonra iletişimi olmadığını söyledi; ancak dosyaya bakıldığında tüm iletişimin Vecdi üzerinden yürüdüğü görülüyor. 24 Ağustos'ta Vecdi, Salim’i arıyor, Salim de Vecdi’yi arıyor. Her ne kadar Vecdi, kaybolan Narin için aradığını söylese de o tarihlerde Hatay’dan Diyarbakır’a gelmiş. Bu durumda muhtemelen görüşmeler yüz yüze gerçekleşmiş. Sonrasında, 8 Eylül'de Narin'in cansız bedeni bulunuyor ve bir çalışma başlıyor. Nevzat, saat 06.34'te Vecdi'yi arıyor ve cansız bedenin bulunacağını bilip haber veriyor. Vecdi'nin, Salim ve Nevzat ile iş birliği içinde olduğunu anlayabiliyoruz. Ayrıca önemli tanıklardan biri olan Ramazan Atasoy'un dinlenmesini talep ettik; ancak mahkeme heyeti bunu reddetti. Bu tanık, dosyada anahtar niteliği taşıyor. Narin oraya götürülürken muhtemelen Ramazan Atasoy gözcülük yapıyordu. Bu konuda bir tutanağa değinmek istiyorum; 8 Eylül'de yapılan çalışmalar sonucu Ramazan Atasoy tutuklanıyor. Tutuklanma kararından sonra sevk edilmeyi beklerken Ramazan Atasoy sinir krizi geçirerek ağladı. Ağlarken muhtar Salim'e küfür ederek ‘Senin yüzünden başımız belaya girdi. Muhtar öğleden sonra yanımıza geldiğinde üzerinde temiz kıyafetleri vardı; tarlada çalıştığı kıyafetler yoktu. İki ayağı suya girmiş gibi ıslaktı. Bu tanıklık bizim için çok önemlidir" diyerek sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti.
'İnanılmaz bir kurgu var'
Sonrasında Nahit Eren söz alarak, "Narin'e bunu yapanların, buna göz yumanların bir kampanya başlattıklarını görüyorum” diyerek, çelişkili ifadelere dikkat çekti. Olay örgüsünü anlatan Nahit Eren, Narin’in kaybolduğu gün saat 15.40’a dair inanılmaz bir kurgu yapıldığını kaydetti. Nahit Eren, “Neden 17.40 kurgusu yapıldı. Birilerinin 17.40’a kadar nerede olduğu planlandı inanılmaz bir şekilde. Yüksel Güran gerçekten evinde. Hiçbir şüphem yok bundan. Narin’in başına bunun geldiğini öğrendik mi? hangi tanıklarla nerede olabileceğinin hesabını yaptılar. Suçtan zarar görenim ben. Amed barosu suçtan zarar gören tarafta. Yüksel evde. Dosyada sanık olan oğlu evdeydi. Ama evde uyuyor olmalı. 15.00-16.00 arası bu çocuğu evde uyuyor gibi göstermeniz gerekiyor. 3’üncü bir kişiye daha ihtiyaç var. Kim? Hediye. Eğer eşi ve çocuklarının ifadeleri doğruysa o aracı görmeme şansın yok” dedi.
'Konuşmalar kesiliyor'
Enes Güran’ın kimi beyanlarının “kaygıya” işaret ettiğini dile getiren Nahit Eren, “O konu başlıklarına girildiği zaman bir şekilde sürekli konuşmaların kesildiğine de tanıklık etti. Dosya konuşulmak istenmiyor. Dosya delil boyutuyla konuşulduğu an görüşmelerde kesiliyor. Biz Narin’in kim, kimler tarafından ne şekilde öğrenildiği konusundaki bu iddianameyle, bu iddianamenin sanıklar açısından mahkumiyete dönüşeceğine inanıyoruz. Eğer fail değilse annenin, kardeşin, amcanın, en yakın komşunun mahkum edilmesinden yanayız. Gerçek neyse açığa çıkmasından yanayız. Bu soruşturmanın ilk gününden bu güne kadar bu iddianame, deliller, tanıkların ve sanıkların beyanlarıyla bu cinayetten 4’ündün de sorumluluğu olduğunu görmekteyiz. Dosyanın geldiği aşamaya baktığımızda tutukluluğun devamına karar verilmesini talep diyoruz” ifadelerini kullandı.
Tevsi tahkikat talepleri sıralandı
Amed Barosu avukatı Asya Cemre Işık, "Tevsi tahkikat taleplerimizi dile getirmek istedik. Salim Güran ile Mehmet Selim Atasoy'un telefonda Kürtçe konuşmaları anlaşılmayacak durumda daha da iyileştirilmesini sonrasında tekrar dinlenilmesini istiyoruz. Yine köyde bir kadın kavgasından bahsediliyor buna dönük tutanak tutan jandarma veya kollukta var olan görüntü ya da tutanak var ise dosya arasına eklenmesini istiyoruz. Bugün beyanı alınan çocuk tanık M.Y'nin bir beyanı var; Çarıklı'dan Tavşantepe'ye geldiğini söylüyor. Olay saatlerinde köye gelen araç hareketlerinin tespitini istiyoruz. Dosyamızın dün gerçekleşen oturumunda dinlenmesinden vazgeçilen Ramazan Atasoy'un yeniden dinlenilmesini talep ediyoruz. Diyarbakır valiliğinin 25 Ağustos'ta basın açıklaması metni var. Köyde bir kayanın üstünde bulunan kanın bir çocuğun burnundan geldiğini açıklamıştı. Burada bir tespit var. Bunu dönük herhangi bir bilgi ve belge göremedik müzekkere yazılarak hangi bilgi ve belgelere dayandırıldığını öğrenmek istiyoruz" şeklinde konuştu.
Duruşma avukat savunmasıyla devam ediyor.